Konuk Yazar: Maya Değirmenci
Garip Bir Yolculuk gerçeküstücü tonların hakim olduğu yirmi altı öyküden oluşmuş bir öykü kitabı. Yirmi altı öykünün çoğu gerçekliğin sembolize, yer yer ürkütücü ve de her daim karanlık biçimine odaklanmış, üşüten, yalın diliyle sürükleyen bir akışa sahip. Günlük hayatın ritüellerinde sıkışıp kalmış bireylerin ve de toplulukların ekonomik, sosyal, karakteristik çıkmazlarını ve çelişkilerini ucu açık finalleriyle ele alan, bunu yaparken kendimizden, yakın çevremizden birilerini anlatıyormuş hissi veren ama gerilim yüklü gerçeküstücüyle de hiç bilmediğimiz bir evrene sürüklemeyi ve orada bırakmayı başaran bir yapıt.
Yazar İbrahim Polat’ın Siya adlı romanından sonra ikinci kitabı olan Garip Bir Yolculuk, Gece kitaplığından çıkma. 1987 doğumlu yazar aslen Tunceli’li ve Erzincan Üniversitesi mezunu. Kısa film ve fotoğrafçılık da alanında çalışmaları ve başarıları bulunan Polat, Sinematopya gibi dijital ortamlarda yaptığı sinema yazılarının yanı sıra edebiyat dergilerinde de aynı tarzda öyküler yazıyor. Kendi halinde, mütevazi ama sağlam bir dergi olan Sisifos Edebiyat-Sinema ve Felsefe dergisinin de editörlüğünü yürütmüş olan Polat bu kitabıyla da dikkat çekmeyi başarıyor. Kitabın en dikkat çekici özelliği hayatımızdan, tanıdığımız insanlardan, hiç dikkat etmediğimiz ya da edipte pek önemsemediğimiz yönlerden görüntüler sunması. Okurken bunu çok iyi hissediyorsunuz. Kitabın bir diğer ayırt edici yönü karakterlerinin konunun akışında sürüklenip durması. Sürüklenip durdukları gerçekliği yaratan da bizzat kendileri ama bunun nerede biteceğini belirleyen de aynı şekilde kendileri oluyor. Kitap kendine yer aramıyor. Tersine yerini bulamamışları son derece yalın ama belleğinizde yer edecek şekilde ele alıyor. Kitaba ismine veren Garip Bir Yolculuk öyküsünün şu finali mesela;
‘’Fırtına şiddetlenip ağaçlar ile arasındaki görüş mesafesini sıfıra indirince rahatlayıp, önceden sardığı tütünü yaktı.
Tüten dumanın arkasından fırtınaya dikti bakışlarını. Fırtına, bembeyaz bir dev gibi ağzını açmış üzerlerine geliyordu…’’
Evet, fırtına rahatlatıcı bir unsur olabiliyor çünkü öykünün karakterleri içinde bulundukları gerçeğin yönünü değiştirmeye ya da kahraman olmaya çalışmıyor. Gerçeğin birer parçası olarak bazen uçuruma bazen aydınlığa ama çoğu zaman karanlığa sürüklenen geleceğin kendisi oluyorlar. Öykülerin çoğu karanlıkta, soğukta geçiyor. Hemen hemen her öyküde bu soğuğu hissediyorsunuz.
Garip Bir Yolculuk okunmaya değer bir kitap.


