Erkek egemen bir sistemin süregeldiği dünyada, tüm zorluklara ve imkansızlıklara rağmen birçok kadın; ismini altın harflerle tarihe kazımayı başarmıştır. Güçleri, zekaları ve ihtişamlarıyla göz kamaştıran kadınları listelere sığdırmak elbette ki imkansız olacaktır. Bu yazıda siyasetten savaşa, sanattan bilime, birçok alanda tarihin akışına yön vermiş kadınlara yer verdik.
Sakaların Annesi: Tomris Hatun

Alp Er Tunga‘nın torunu olan Tomris Hatun; Saka devletinin ilk kadın hükümdarıdır. İyi bir savaşçı olan hatun, Türk tarihinin de ilk kadın hükümdarı olarak bilinir. Tomris, oğlu Persler tarafından öldürüldükten sonra intikam yemini etmiş ve onun önderliğinde Sakalar, Pers ordusunu hezimete uğratmıştır. Türk tarihinde kadınların da erkekler kadar savaşçı olduğu biliniyor. Çok iyi kılıç ve mızrak kullanan Tomris Hatun, barış yanlısı bir politika gütse de topraklarına göz dikildiğinde meşhur turan taktiğini uygulayarak savaşmaktan geri kalmamıştır. Başta Pers kralı olmak üzere onu zayıf gören herkese, Türk kadınının gücünü kanıtlamıştır. Tomris Hatun, Orta Çağ metinlerinde Amazonlar Kraliçesi olarak geçmektedir.
Orleans Bakiresi: Jeanne d’Arc

Fransız bir çiftçi kızı olan Jeanne d’Arc, Yüzyıl Savaşları‘ndaki etkinliğiyle sürecin, Fransa’nın lehine dönmesini sağlamıştır. Tanrıdan vahiy aldığını iddia edip 7.Charles ile görüşebilmiş ve onun dualarında söylediklerini bilerek onu etkilemiştir. Orleans Kuşatması’nda Jeanne ve ordusu şehre girmeyi başarmıştır. Kuşatmanın kaldırılmasında etkililiğine dair tartışmalar olsa da halk ve askerler arasında büyük bir yankı uyandırmıştır. İngiltere’ye karşı ülkesi Fransa’yı savunarak manevi destek veren vatansever kadın, Yüzyıl Savaşları’nın sembolü haline gelmiştir. Halka yemekler dağıtmış ve reddedilse de savaş konseylerine katılmayı başarmıştır. Genç olması itibariyle tecrübesiz görünmesi, kadın olması ve vahiy aldığını söylemesi nedeniyle ciddiye alınmamıştır. 1430 senesinde Burgonyalılar tarafından ele geçirilen Jeanne; İngiltere’ye satılmış, işkenceye maruz kalmıştır. Yenilgiyi hazmedemeyen İngilizler tarafından büyücü olduğu iddia edilmiş ve din görevlilerinin çıkarları için yakılarak öldürülmüştür. Öyle ki öldüğünden emin olmak için iki kere yakılmıştır. Ölümünden 400 yıl sonra Vatikan tarafından Azize ilan edilmiştir.
Osmanlı’da Bir Çığır: Hürrem Sultan

Günümüz Ukrayna sınırlarında kalan Rogatin bölgesinde yaşayan Katolik papazının kızı, Alexandra Lisowska yani Osmanlı kaynaklarındaki Haseki Hürrem Sultan‘ın Kanuni Sultan Süleyman’ı zekası ve neşesiyle etkilediği bilinmektedir. Osmanlı İmparatorluğu’nda “kadınlar saltanatı” dönemini başlatmıştır. Sarayda kurduğu otoritenin yanı sıra siyasette ve devlet işlerinde de etkinliğini göstermiştir. Diplomatik yazışmalarda bulunmuş, Lehistan tahtına çıkan yeni krala tebrik mektubu yazmıştır ki bu Osmanlı tarihinde de bir ilktir. Ölümünden sonra edebiyat, resim, müzik ve tiyatro alanlarında birçok esere konu olmuş, tarihe altın harflerle adını yazdırmıştır. Taht kavgalarındaki hem oğullarını hem Sultan Süleyman’ı etkilediği çekişmeli süreçteki duruşuyla tartışmalı figürlerden biri olsa da cinsiyetine rağmen kendini konumlandırdığı nokta itibariyle gücü ve tarihe olan sirayeti yadsınamaz bir gerçekliktir.
Bakire Kraliçe: 1.Elizabeth

1533 yılında Londra’da doğan ve Kral 8. Henry ve Anne Boleyn’in kızı Elizabeth, ablası Mary’nin ölümünden sonra tahta geçmiştir. İngiltere’yi yeniden Katolik yapmak isteyen Mary’nin ağır yaptırımlarla mezhep savaşlarını körüklemesinin aksine yapıcı adımlarla tahtını korumuştur. Askeri ve siyasi alanda etkin olan Elizabeth’in dehasına örneklerden biri de İngiltere’nin İspanya’ya karşı kazandığı deniz zaferidir. Kendini ”İngiltere Krallığı’nın Eşi” olarak tanımlayan Elizabeth, bunalımların arasında İngiltere’yi büyük bir imparatorluk haline getirmeyi başarmıştır. Dinsel çatışmaların yaşandığı dönemde yetişmiş ve bu noktada ayrıştırıcı değil de yapıcı bir siyaset izleyerek kurallardan ziyade inançların önemli olduğu düşüncesiyle hareket etmiştir. İngiliz tiyatrosunda William Shakespeare ve Christopher Marlowe gibi sanatçıları tarihe kazınmıştır. İngiliz Protestan kilisesini kurmuştur. Suikast girişimlerine rağmen 44 yıl tahtta kalmıştır. Özgüveni, halk üzerinde bıraktığı etki ve denge politikası tarihe işlemiştir.
Bilim Dehası: Marie Curie

1867’de Polonya‘da doğan Fransız fizikçi Marie Curie, maddi açıdan kısıtlı imkanlara sahip bir ailede doğup cinsiyetinden dolayı eğitimini sürdürememiştir. Tüm zorluklara rağmen 1891’de Fransa’daki Sorbonne Üniversitesi‘nde fizik ve matematik diplomasını almayı başarmıştır. Doktora döneminde cinsiyetinden dolayı olumsuz tepkilerle karşılaşmıştır. Uranyumla yaptığı deneyler sonucunda radyoaktiviteyi keşfetmiştir. Radyum ve polonyum elementlerinin keşfeden Curie, radyoloji bilimini kurmuştur. Günümüzde kanser türlerinin tedavisinde kullanılan radyoterapinin yolunu açmıştır. 1903 Nobel Fizik Ödülü ve 1911 Nobel Kimya Ödülü‘ne layık görülmüştür. Emek ve çabanın ışığında bilime adanmış bu yaşam öyküsü, tüm cinsiyet eşitsizliklerine rağmen hepimize ilham niteliğindedir.
Acının Vücut Bulmuş Hali: Frida Kahlo

Sanat tarihinde önemli bir figür olan Kahlo; kendini aşkın, acının ve devrimin kadını olarak tanımlamıştır. Feminist kadın sanatçılar denildiğinde akla gelen ilk isimlerden olan Kahlo; gençlik yıllarından itibaren sanat, felsefe ve edebiyatla ilgilenmeye başlamıştır. Geçirdiği çocuk felci, bindiği otobüsün tramvayla çarpışması sonucu kalçasına giren demirle yaralanması, dinmeyen acıları; onun sanatını ve yaratım gücünü körüklemiştir. Yaptığı oto-portrelerle acılarını dile getirmekle birlikte Meksika Komünist Partisi’ne üye olarak siyasi alanda da etkinliğini ortaya koymuştur. Post-sömürgecilik, cinsiyet, sınıf ve ırk ayrım sorunlarını resimlerine yansıtmıştır. Meksikalı Michelangelo olarak anılan ünlü ressam Diego Rivera ile olan fırtınalı ilişkisinde uğradığı sadakatsizlik ve bebek kayıpları nedeniyle büyük acılar çekmiştir. Bu acıları kendini resme adayarak dindirmeye gayret etmiştir. Tablolarıyla uluslararası üne kavuşan Kahlo, bir sanat okulunda öğretim üyeliği yapmıştır. Acının getirdiği yaratım gücünün tarihteki en kıymetli örneklerinden biri olmuştur.
Cesur Feminist Ruh: Simon de Beauvoir

Geleneksel bir ailede büyüyen Simon de Beauvoir, Sorbonne’da felsefe eğitimi almıştır. Burada Castor (Cesur) lakabını edinmiştir. Kadın hak ve özgürlük mücadelesinin toplumsal ve bilimsel anlamda gelişimine destek veren, Fransız yazar ve feminist filozof; varoluşçu felsefeden hareketle ataerkil sistemdeki toplumsal cinsiyet rollerini, kadın erkek ilişkilerini açıklamıştır. Kurmuş olduğu “Modern Zamanlar” (Les Temps Modernes) adlı politik gazetede çalışmış ve editörlük yapmıştır. ”Kadın: Efsane ve Gerçek” isimli denemesinde erkeklerin kadınlara bakış açısını ve baskılarını aktarmıştır. ‘‘İkinci Cinsiyet” adlı eserinde feminist bir varoluşçulukla kadınların da kendi kararlarının ve hayatlarının sorumluluğunu alabileceğini anlatmıştır. ”Kadın doğulmaz, kadın olunur” diyerek kültür, tarih, varoluşçuluk, toplumsal cinsiyet rolleri gibi farklı bağlamlarda konuyu ele almış; özgürleşmenin eylemden geçtiğini savunmuştur. İkinci dalga feminizmin temellerini atarak yeni bir dönem başlatmıştır.
Sivil Direnişin Öncüsü: Rosa Parks

4 şubat 1913’te doğan Amerikan insan hakları savunucusu Rosa Parks, Alabama’da siyahilere yönelik ırkçılığa direniş göstererek bir devrin başlamasını sağlamıştır. Siyahiler ve beyazların ayrı oturduğu otobüste kendine yer bulamayan bir adam, siyahilere ayrılan bölümde oturan Rosa Parks’tan yer istemiştir fakat Parks yer vermemiştir. Bunun üzerine tutuklanmış ve hapse girmiştir. Siyahiler uzun süre otobüslere binmeyerek olayı protesto etmiştir ve büyük bir yankı uyandırmıştır. Uzun süren boykot sürecinin ardından Yüksek Mahkeme 20 Aralık’ta ırk ayrımcılığının yasadışı bir uygulama olduğuna karar vermiştir. 28 Ağustos 1963’te ”İş ve Özgürlük İçin Washington’a Yürüyüş” sırasında Martin Luther King‘in ”I have a dream.” olarak bilinen konuşması zihinlere kazınmıştır. Direnişin sembolü Rosa Park, 1999’da 20. yüzyılın insan hakları savunucusu seçilmiştir. 1996 yılında Cumhurbaşkanlığı Hürriyet Madalyası almıştır.
Demir Leydi: Margaret Thatcher

1925 doğumlu ve esnaf bir aileden gelen Britanyalı siyasetçi, Birleşik Krallık‘ta en uzun süre başbakanlık yapan ve ülkenin ilk kadın başbakanıdır. İlk olarak Oxford’da Kimya bölümünde okurken Oxford Muhafazakâr Öğrenci Derneği‘nde başkanlık yapmıştır. İlk adaylıklarında seçimleri kaybetse de ikna edici konuşmaları ve alternatif bakış açılarıyla büyük bir kitle oluşturmayı başarmıştır. Milletvekilliği ve eğitim bakanlığının ardından başbakanlığa yükselmiştir. Liberal-muhafazakar çizgide özelleştirme ve serbest pazar uygulamalarını hayata geçirmiştir. ”Bir şeyin söylenmesini istiyorsanız bir adama sorun, eğer bir şeyin yapılmasını istiyorsanız bir kadına sorun” diyen lider, feminist duruşuyla da ön plana çıkmaktadır. Uzlaşmadan uzak ve radikal politikaları ile hem ülkesindeki sol muhalefetle hem Soğuk Savaş dönemi Doğu Bloğu ile mücadelesini sürdürmüş, dik duruşundan dolayı Demir Leydi lakabını almıştır. ”Toplum diye bir şey yoktur. Birey olarak erkekler ve kadınlar, bir de aileler vardır” diyerek devlet desteğinden önce bireysel sorumluluk ve kalkınma fikriyle hareket eden Thatcher, tartışmalı bir figür olsa da parti içi bölünmeler nedeniyle siyaseti bıraktıktan sonra dahi İngiliz siyasetini etkilemiş olması gücünü kanıtlar niteliktedir.
Asyalı Demir Leydi: İndira Gandhi

1917 yılında Hindistan’da doğan İndira Gandhi, üniversite eğitiminden sonra babası Cevahirlal Nehru’ya danışmanlık yapmaya başlamıştır. Parti başkanlığı, bakanlık ve birçok siyasi çekişmenin ardından başbakan olmuştur. Hindistan‘ın ilk ve tek kadın başbakanıdır. Partisinin ikiye bölünmesiyle sosyalist bir parti kurarak yoksulluğu ortadan kaldırmayı amaçlamıştır. Pakistan’a karşı zafer kazanılmasını sağlamakla birlikte nükleer programı geliştirmeyi başarmıştır. Bankaların kamulaştırılması ve tarım reformu gibi halkın refahı için birçok girişimde bulunmuştur. Yeşil Devrim ile birlikte kırsal kesimde refahı yükselterek eşitsizliği azaltmıştır. Yolsuzlukla suçlanmasının ardından istifaya zorlansa da olağanüstü halle mücadele etmeye çalışmış fakat seçimleri kaybetmiştir. Oğlunu bir uçak kazasında kaybettiği 1980 yılında tekrar başkan seçilmiştir. 1984’te iki yakın koruması tarafından vurularak suikaste kurban gitmiştir ve bu kişiler mücadele ettiği ayrılıkçı Sih militanlarındandır.
Siyaset, askeriye, sanat ve bilim gibi birçok alanda tarihe yön veren kadınları derlediğim bu yazıda; dik duruşuna, nüfuzuna, yaratıcılığına imrendiğim figürler üzerinde durdum. Elbette ki güç dediğimizde her birimizin zihninde canlanan tarihsel figürler farklıdır veya farklı isimlerle bu listeyi uzatabiliriz. Siyasi duruşları ve fikirleri tartışmaya açık olsa da hepsinin ortak noktası mutlaka ki yaptırım güçleri ve mücadeleci ruhları olacaktır. Yaşam öyküleriyle, yaratıcı zekalarıyla ilham olan bu güzel kadınlar, hepimize rehber olacak nitelikte. Günümüzde dahi birçok alanda eşitsizlikle mücadele halindeyken yüzyıllar önce yaşamış kadınların tarih akışına yön veriyor oluşlarına hayran olmamak mümkün mü?
Dümeni elimize alıp kendi hayatlarımızın kahramanları olduğumuz, potansiyellerimize gölge etmediğimiz, kendi iklimimize uygun topraklarda yeşerebildiğimiz günlere ışık olması dileğimle…
Kaynakça
- Baykara, Mehmet Umut, ”Beyazı Aydınlatan Bir Siyah: Rosa Parks”. Fikir Gelecek. 18 Nisan 2022, Web. 25.09.2024.
- ”Bilime Adanan Bir Ömür: Marie Curie”. Tübitak Bilim Genç. Ayşenur Okatan, 29 Mayıs 2024, Web. 19.09.2024.
- Demir, Berat. ”Kraliçe 1. Elizabeth Kimdir? Tudor Hanedanının Son Hükümdarı, İngiltere Tarihi İçin Neden Önemlidir?”. Evrim Ağacı. Çağrı Mert Bakırcı, 1 Ağustos 2021, Web. 20.09.2024.
- ”Frida Kahlo Kimdir? İlham Veren Biyografisi”. Her Yaşta. Web. 21.09.2024.
- ”Hürrem Sultan’ın Hayatı”. Kanuni Sultan Süleyman. 22 Eylül 2024, Web. 22.09.2024.
- ”Indira Gandhi: Asyalı Demir Leydi”. Bilgi Damlası. 2 Nisan 2023, Web. 19.09.2024.
- ”Kraliçenin Liderlik Sırları”. Capital. 1 Ocak 2001, Web. 23.09.2024.
- Özdikmen, T. ve Kartın, C. ”Britanya’nın Demir Leydisi: Margaret Thatcher’ın 1983’e Kadar Yaşamı”. KTÜEFAD, 1 (2021): 49-61.
- ”Postklasik Tarih: Jeanne d’Arc (1412 – 1431)”. Strategyturk. 8 Nisan 2019, Web. 22.09.2024.
- Yıldırım, Sait. ”Feminist Çalışmalarda Kadın Deneyimlerinin Önemi: Simone de Beauvoir Örneği”. Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 7.1 (2019): 145–150.
- Yüzüak, Enes. ”Margaret Thatcher Kimdir? Avrupa’nın İlk Kadın Başbakanı Neler Yapmıştır?”. Evrim Ağacı. Eda Alparslan, 31 Mayıs 2023, Web. 25.09.2024.
- Zeybek, Ahmet Levent. ”Persleri Dize Getiren Kraliçe Tomris Hatun”. Zorba TV. 14 Haziran 2023, Web. 20.09.2024.
Kapak Görseli: canva.com


