Ana SayfaKültür - SanatBir "Zampara" Olarak Don...

Bir “Zampara” Olarak Don Juan’ın Hikayesi

Don Juan Kimdir?

Don Juan adı hepimizin kulağına çalınmıştır mutlaka. Muhtemelen Shakespeare sayesinde. Onun hikayesi birçok yazar tarafından denendi, yazılmaya ve inşa edilmeye çalışıldı. İlk olarak bir tiyatro oyunu olarak karşımıza çıktı. Tirso’nun trajedisiyle, Don Juan, Batı’da, Don Kişot, Hamlet ve Faust’un tanıdığı bir arketip karakter oldu. Ardından oyunların, romanların ve şiirlerin kahramanı oldu; Efsanesi, Mozart’ın operası Don Giovanni aracılığıyla sürekli popülerlik kazandı. Son olarak 20. yüzyılda filmlerde ve diğer medyada yaşamaya devam ediyor. Efsanevi, kurgusal, sonradan yaratılan karakterlerden belki de en çok yazılmaya çalışılmış olanı… Don Juan.

 Don Juan’ın Hikayesi

Don Juan, çıplaklığın simgesidir. Çünkü kimine göre onun hikayesinde seksten başka hiçbir şey yoktur. Cinsellik hastalığı onun hayatını yönlendirir. Kadından kadına atlayan bir karakter çıkar karşımıza.  Efsanenin çeşitli anlatımlarına göre, Don Juan’ın karakteri 2 farklı perspektiften veya her ikisinden birden anlatılır. Bazılarına göre Don Juan basit, canı istediği zaman seks yapabilmek için kadınları kandıran, azgın bir zamparadır. Bazılarına göre ise Don Juan baştan çıkardığı kadınları gerçekten seven, her kadının içindeki güzelliği ve gerçek değeri görebilen bir adamdır. Her efsanede olduğu gibi halk ağzından değişmeler bu hikâyede de görülür. Fakat Don Juan, çoğu edebiyatçı tarafından “gerçekten seven bir zampara” olarak nitelenir. Tiyatroculara göre ise, zamparadır ama bunu varoluş kaygısıyla yapar. Bu değişimin sebebi şüphesiz birçok kez yazılmış olmasıdır.

Mozart onu neden alıp ölümsüzleştirdi bilmiyoruz, lakin Don Juan, psikolojik olarak incelenmeye değecek bir karakterdedir. Aklınıza hemen “adının çıkması” olayı gelmemeli ve Casanova yakıştırması yapılmamalı ona. Çünkü, Don Juan dendiğinde aklımıza “düşkün” kavramı değil, “kaygı” kavramı gelmelidir. Casanova gibi “bir kadın düşkünü” değildir o, felsefi mizaçlıdır. Kadından kadına gitmesi, onlara evlilik vaadi verip kandırması, onun içindeki kaygıdır. Zaten sonunda kendi ölümüne kendi hazırlar. Bazı eleştirmenler köpek ile köpeklerin aşkı olarak tanımlar. Çünkü Don Juan hiç aşk romanı okumamıştır. O, toplumun ahlak ölçütleriyle değil, varoluşsal kaygılarıyla hareket eder. Onu cinselliğe iten de aslında hayata konduramadığı ontolojik bunalımdır. Yazılan ilk nüshanın sahibi Byron, Don Juan’ı yazdığında bilerek karakterini baskın tutmuştur. Oysa Dante, cehennemde dolaşırken bile rehbere ihtiyaç duyuyordu…

Don Juan De Marco kadından kadına gitmesi hiç de aşk yokluğundan değildir. Narsist kişiliğinden de değildir. Onu gerçek aşkı arayan bir sevdalı adam gibi göstermek gülünçtür. Ama her kadını eşit bir bıçkınlıkla ve her seferinde tüm benliğiyle sevdiği için bu yeteneği ve bu derinleştirmeyi yinelemesi gerekir. Tüm kadınlara kendini veren Juan, aslında kalbini de aldatır. Kadınlarından birinin “en sonunda sana aşkı verdim” diye haykırması onu güldürür, Don Juan’ın buna gülmesinde kadının ona hiç kimsenin hiçbir zaman vermediğini getireceğini umması da bundandır. Kadına böyle cevap verir,

“Şaşılacak bir şey var mı? Neden çok sevmek için ender olarak sevmek gereksin ki?”

Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.

Yazarın Popüler Yazıları

Yazarın Son Yazıları

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

İlginizi Çekebilir

Tablolarla Mitoloji: İnsanlığın Hâmisi İsyankâr Prometheus

Zeus'un tiranlığına boyun eğmeyen Prometheus, Titanomachia'da ve yaratılış mitinde oldukça önemlidir. Ayrıca Zeus'a söylemediği sırrı ve isyankar tavırları sonucu korkunç bir işkenceye mahkûm edilmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Giyimi Onun Hakkında Ne Gizliyor?

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün giyim tarzının gizemlerini ve zamansız stilinin karakteriyle bağlantılarını inceledik!

Aşkın ve Sadakatin Temsili: Urbino Venüsü

Tiziano'nun en ünlü eseri olan Urbino Venüsü tablosundaki aşk ve sadakat yansımalarının yanı sıra daha fazlasını inceledik.

Bir Uzak Doğu Efsanesi: Kaderin Kırmızı İpi

Bir inanışa göre kader iki insanı bir kırmızı ip ile sonsuza dek birbirine bağlarmış.

Son Yazılar

Kuzuların Sessizliği Filminin Psikolojik Bağlamda İncelenmesi

Ana-akım Batı sinemasının en önemli polisiye-gerilim filmlerinden biri olan Kuzuların Sessizliği’ni psikolojik bağlamda ele aldık.

Köylüler Film İncelemesi: Tabloların Yansıttığı Trajik Bir Hikâye

Köylüler, kadın olmayı ahlaki konular üzerinden trajik bir hikâyeyle ele alırken aynı zamanda da farklı tekniğiyle büyülü bir atmosfer sunuyor.

5 Farklı Sebeple Neden Sezen Aksu Dinlemeliyiz?

Hayatımıza girdiği günden bu yana müzikteki türlü yetenekleri ile göz doldurmuş Sezen Aksu'yu dinlemeniz için 5 farklı sebep!

Dil İncelemeleri Serisi: Sami Alfabe ve Dilleri

Afroasyatik Sami Dilleri, 300 dilden oluşan büyük dil ailesinin bir alt grubu olup, 500 milyondan fazla insan tarafından anadil olarak konuşulmaktadır.