Netflix’in oldukça ses getiren Alman yapımı dizisi Dark’ın ikinci sezonu izleyicilerine kavuştu. Bu dizinin benim için ayrı bir önemi var. Kendi içimdeki popülerleşen ürünlerle ilgili tabularımı yıkmayı başarmıştı. İlk sezon çıktığı sırada düşündüğüm tek şey reklamını her yerde gördüğüm bir dizinin (sadece diziler için geçerli değil, sinema veya diğer sanat dalları da dahil) algılanması kolay olan, estetik değerlerden yoksun bir ürün olduğunu düşünmüştüm. Dark bu konuda beni oldukça yanılttı; karmaşık olay örgüsü, her bir bölümün inci gibi işlenmiş işçiliği izledikçe kendine hayran bırakmıştı. Dark, gizemini aslında gizemlerin en büyüğü olan hala insanoğlunun tam olarak keşfedemediği gizemlerden olan “zaman” konusundan alıyor. Doğmak, büyümek ve yaşlanmanın binlerce yıldır devam eden hikayesini, zaman yolculuğunun gizemini müthiş bir anlatım örgüsüyle önümüze seriliyor. Hiçbir şey gerçeklikten daha korkutucu değildir. Dark bu noktada devreye giriyor hayatımızın bir parçası olan zamanı karanlık atmosferiyle birleştirip düşünmemiz için önümüze servis ediyor.
Gelelim ikinci sezona…
İlk sezonda verilen kayıplardan sonra, sezonun sonunda Jonas ve Ulrich’in de kaybolduğunu görüyoruz. İkinci sezon Jonas ve Ulrich’in kayboluşundan 6 ay sonrasını anlatıyor. Daha önce oğlunu kaybetmiş olan Katharina, eşini de kaybedince duygusal olarak tamamen çökmüş bir halde görüyoruz. İlk sezon içerisinde anlatmak istediklerini veren dizi, ikinci sezon için anlattıklarını daha da derine kazmaya başlıyor. Karakterlerin yaşadıkları zamanın yanı sıra geçmiş ve gelecekte yaşadıkları benliklerini görüyoruz. Bu karmaşıklığı gidermek için hazırladığımız karakterlerin tanıtım yazısına “BURADAN” bakabilirsiniz. Karakterlerin daha da derinleştiğini görebiliyoruz. Alınan kararlar ve her şeyi düzeltebilmek için “doğru” kararın verilmesinin peşinde koşan karakterleri görüyoruz. Gerçekten bir şeyi iyi veya doğru yapabilmek, değiştirebilmek mümkün müdür? Geçmiş ve gelecek birbirine bağlantılı bir puzzledır. Bu zorlu puzzle çözülürken yapılan her hamlenin bir başka sorumlulukları ve sonuçları olacağı için, karar vermek aslında çok da kolay değildir. Özellikle Jonas bu konuda zorlu bir yolculuğun parçasıdır. Gerçek bir özgür iradeden bahsedebilir miyiz? Belki de yeni sezonun en önemli sorularından biridir. Her değiştirilmeye çalışılan durum içerisinde kendini gerçekleştirmeye çalışan karakterlerin “doğru karar” sorgulamasını görüyoruz. Her kararın sebep ve sonucu olduğu için doğru veya yanlış olarak bağlantı kuramıyoruz. Geçmişte hata olarak görülüp bunun değiştirilmeye çalışılması ile hatanın bir parçası olma ihtimalinin yüksek olduğundan dolayı müdahale edebilmek oldukça zorlaşıyor. Her bir karakteri satranç tahtasının birer parçaları olarak görebiliriz. Satranç tahtasındaki her taşın kendi özellikleri olduğu gibi dizideki karakterlerin de kendine ayrılmış belirli bir amaçları var. Bu amaçlar çok kudretli, büyük amaçlar olarak düşünmeyelim. Yaptıkları her bir hareket diğeriyle veya geçmiş ve geleceğin bir bağlantısı. Bu yüzden dizinin birinci sezonunda en çok vurgulanan “her şeyin birbiriyle bağlantılı olması” olmuştu. İkinci sezon bu bağlantıyı daha net açıklıyor.
İkinci sezon gelmeden önce en büyük korkum dizinin bir şekilde iyi ve kötülerin birbiriyle savaştığı ucuz hikayelere dönmesiydi. İlk sezonun sonunda “Noah” tam bir kötü karakter olarak vurgulanmıştı. Fakat ikinci sezon iyi ve kötü arasındaki çizgileri ortadan kaldırıyor. Doğru kararın ne olduğunu bilmediğimiz gibi iyi ve kötüyü de ayırt edemiyoruz. Bir diğer konu Winden isimli bu küçük kasaba nesiller boyunca aynı aileleri barındırıyor. Çocukların kaybolması davasına yeni atanan Clausen, kasabanın bu ve buna benzer garipliklerine karşı herkese cephe almış durumda. Kasabanın tuhaflığıyla ilgili sorduğu soruların verilen cevaplarıyla hiçbir zaman tatmin olmuyor. Clausen’ın gerçekleri bulma çabası kasabayla ilgili tahmin edemeyeceği sonuçlara sebep olacak. Daha önce de belirttiğim gibi her karakterin kendine düşen bir görevi var. Sonuçları değiştirmeye çalışmaları sebeplerin farklılaşmasına, sonsuz bir döngünün içinde kendileri için cevap aramalarına sebep oluyor.