Çocuk Yasası – Ian McEwan

Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.
spot_img
spot_img

Her eserinde okuyucularına farklı bir bakış açısı kazandıran Ian McEwan, Çocuk Yasası ile bizi aile hukuku ve çocuk hakları konusunda farkındalık kazanmaya davet ediyor.

“Bir mahkeme bir çocuğun… yetiştirilmesiyle ilgili… herhangi bir hususta karar verirken öncelikle çocuğun refahını dikkate alacaktır.”
Çocuk Yasası, madde 1(a) (1989)

Londra’da yaşayan Yüksek Divan Aile Hukuku Dairesi’nin başarılı ve aldığı kararlarla ünlü hakimi Fiona Maye, evliliğinde altından kalkamadığı büyük bir kriz yaşamaktadır. Eşi Jack, onu kendisinden daha genç bir kadın için terk etme hazırlığındadır. Bu aşılması zor kriz yeterince zor değilmiş gibi bir de oldukça farklı bir davada karar vermesi gerekmektedir. Hem de bir an önce!

Adam Henry, on yedi yaşında lösemi hastasıdır. On sekizini doldurmasına sadece birkaç ay kalmıştır. Kullandığı ilaçlar kan değerlerini düşürdüğü için acilen kan nakli yapılması gerekmektedir. Ancak bunun önünde çok önemli bir engel vardır: Adam, kan naklini günah kabul eden Yehova’nın Şahitleri’ne mensuptur. Hastane ve aile arasındaki anlaşmazlığa Fiona’nın vereceği karar son noktayı koyacaktır.
Kitap başlangıçta Fiona ve eşinin yaşadığı sorunları ve Fiona’nın eski davalarını bize anlatıyor. Birbirine yapışık ikizlerin ayrılıp ayrılmamasına karar vermesi, kitabın asıl karakteri olan Adam Henry’nin bile önüne geçebilecek kadar trajik. Çünkü, ikizlerden biri diğerine yaşam destek ünitesi gibi destek olmaktadır. Bu durum sağlıklı olan ikizi oldukça güçsüz bırakır. Bu şekilde kalırlarsa ikisi de çok fazla yaşayamayacaktır ancak ayrılırlarsa en azından bir tanesinin şansı olabilecektir.

“Dünyaya düzgün biçimlenmiş uzuvlarının hepsi yerli yerinde gelmek, acımasız değil sevgi dolu bir anne babanın evladı olmak, coğrafi ya da toplumsal tesadüfler sayesinde savaştan ya da yoksulluktan kurtulmuş olmak tamamen şansa bağlıydı. Dolayısıyla rahat rahat erdemli olabilmek de.”

Yazar, çocukların kendi bedenleri hakkında karar verme özgürlüklerine ve hasta haklarına oldukça dikkat çekiyor. On yedi yaşındaki Adam Henry’nin davası görülürken bir bireyin on sekizini doldurmadan çocuk sayıldığı kabul görse de kimsenin bir günde reşit olmayacağı kavramı üzerinden savunmalar yapılır. Yani aslında Adam Henry, zihinsel olarak çoktan yetişkin yani on sekiz olmuştur ve kararına saygı duyulmalıdır.

Üzerinde durulan bir başka önemsenmesi gereken konu ise dinlerin hayatımızla ilgili aldığımız kararlardaki önemi. Adam ve ailesi kan vermeyerek inandıkları dinin gereğini yerine getirdiklerini düşünmektedirler. Ancak bu ne derece doğrudur, tek sebebi din midir yoksa ait olunan toplumsal çevrenin baskısı ile mi bu karar verilir ayrı bir tartışma konusu.

“Peki Tanrı neredeydi?”
“Her şeyin arkasında, itaat ettiğim talimatlar onun talimatlarıydı. Ama önemli olan, yaşadığım bu harika maceraydı, ne kadar güzel bir ölüm olacağı, ne kadar sevileceğimdi.”

Kitap, bizi aslında üç ana başlıkta düşünmeye davet ediyor: din/inanışlar, hasta hakları ve çocukların özgürlükleri. Fiona Mayer de hayatının en karmaşık zamanlarında sağlıklı bir karar vermek için Adam ile tanışmak isteyecek ve bu görüşme iki taraf için de farkındalık dolu bir ilk izlenim yaratacaktır.

Yazarın tüm bunların haricinde bir kadının ülkenin en başarılı hukukçusu da olsa, kariyeri, parası da olsa hatta Londra’da yaşıyor da olsa ait olduğu sosyal çevrenin aldığı kararlarda ne derece etkili olduğunu işlemesi oldukça önemli. Boşanma sonrasında arkadaşlarının davranışlarının oldukça değişeceğini düşünen Fiona, sadece “Yalnız ne yaparım?” korkusuyla bile ihaneti sindirmeyi düşünecek ve evliliğine devam edip etmeme kararları arasında git geller yaşayacaktır.

Akıcı dili zaman zaman hukuki terimlerle gölgelense de her sayfasında ayrı bir farkındalık yüklü bir kitap Çocuk Yasası. Ancak her konudan biraz biraz işlenmesi yerine keşke karar aşamasındaki konuşmalar daha da derinleştirilseydi diye düşünmeden edemedim.

spot_img
Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.