Canistan – Yusuf Atılgan

Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.
spot_img
spot_img

Kitabın arka kapağından edinilecek ilk bilgi “Duruşma”, “Yargıç”, “Tanık”, “Sanık” bölümlerinden oluşması tasarlanmış olsa da “Sanık” bölümünü yazamadan Yusuf Atılgan aramızdan ayrılmış.

Aylak Adam’dan uzak, Anayurt Oteli’nden uzak bir köy romanı Canistan. II. Abdülhamit’in son dönemlerinden başlayarak, Hürriyet’in ilânı, Büyük Savaş ve hemen sonrasına uzanan bir süreçte Manisa’nın köylerinde, her ne kadar farklı insanlar da olsa sürdükleri hayatların benzerliği ele alınmakta.

Bunları ve padişahın yüzünü görmek için toplanan binlerce kişinin coşkusunu okurken Selim’in yüreği çarpıyordu. Bundan sonra ne değişecekti acaba? Öğretmenin dediğine göre dört beş yılda bir mebuslar seçilip İstanbul’da toplanacaklar, halkın yararına kanun yapacaklarmış. Oysa Selim, Esma gibilerin yaşamında nasıl bir değişiklik olabilirdi? Belki üzümü daha pahalı satabilirlerdi.

Bir duruşma olarak tasarlanan romanda, yalnızca yargıcı ve tanığı dinliyor, onların hayatlarına şahit olabiliyoruz. Kitap tamamlanamadığından sanık konuşmuyor, dolayısıyla kendini de savunamıyordu. Bu durum birçok yönüyle günümüz hukukuna da benziyor. Kural basit: Yalnızca güçlüler konuşur!

Yusuf Atılgan bu kitapta okuru alıyor, Manisa ovasını geziyor. Salihli, Soma, Akhisar, Alaşehir’de bağda çapa yapıp yaban otlarını temizliyor, üzümleri sergiye dizip kurutuyor, kuruyan üzümleri çuvallara doldurup simsarda satıyor. Bunun her sene yapıldığını, sırasıyla göstererek anlatıyor. İşte büyük insanlığın sıradan hayatı.

Üzümler kaldırıldıktan sonra kente döndüler. Hürriyet üzümü pahalandırmamış, altmış çuval üzüm geçen yılın fiyatıyla satılmıştı.
(…)
Seçimlerin sonucunda İttihat ve Terakki’nin iktidarı kesinleşmiş ama halkın yaşamında pek bir değişiklik olmamıştı.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.