“..ömrümün sonunu burada kesik bir son nefesle bahtiyar bitirecektim…”
Bazı yazarlar hiç eskimeyecek, duygusu solmayan izler bırakır geride. Durduk yere hişt dersiniz yanınızdadır, havuz başında beraber oturursunuz, yolunuz aynıdır, soluduğunuz hava ortak…
Evini ziyarete gidersiniz sonra, bahçede bir bardak çay ya da kahve, hep aynı renkleri görürsünüz, onun mavisi benim mavim yoktur artık. Hoş buldum Sait, yine gelirim, sen de gel hep.
Sizlerle paylaşmak istediğimiz bu deneyim adresi olmasına, görülebilmesine rağmen maddesel değil. Küçücük bir adada minicik bir evin içindeki kocaman bir dünya. Sadece balıkçı şapkaları, misinalar, oltalar değil; adımlar, düşünceler, gülüşmeler, anne sesi, deniz kokusu da bu evin içinde sizleri bekliyor.
Sait Faik’in kitaplarını, yatağını, sabah kalkınca giydiği içi soğumuş terliği, pencereleri minik mavilere kayan küçük köşelerini görmek; aynılığımızın sıradanlığımızın içindeki görünmeyenleri tekrar anımsatıyor.
Girişe konulan heykelinin yanında şöyle bir kaç saniye de olsa durmadan geçemiyorsunuz. Devamında doğumundan ölümüne kadar her kata yayılmış Sait Faikler karşılıyor sizi. 1945’te siroz teşhisi konduktan sonra Burgazada’da daha fazla zaman geçiriyor; eve ruhu, kelimelerine kokusundan tanıdığı rüzgarlar yerleşiyor.
Çatı katı anılarıyla donatılmış. Her çekmecede her köşede Orhan Veli’den, Behçet Necatigil’den, babasından ve nicelerinden mektuplar, kartpostallar var. İdeolojiden uzak tavrı, dili, naifliği, uğultuların arasına öylece bıraktığı sesi odanın her yerinde.
Bir kez de olsa onu ziyaret etmenizi, onda kendinizi aramanızı tavsiye ederiz.
Velhasıl Şarlo ruhunda bir serseriyiz, yolumuz ağına takılmış…
…
Müze tüm ziyaretçiler için ücretsiz.
Ziyaret gün ve saatleri: Çarşamba-Perşembe-Cuma-Cumartesi-günleri, 10.30-17.00.
Resmî tatil ve bayramlarda müze ziyarete kapalı.
COVID-19 için alınan tedbirler kapsamında müze 8 Nisan’a kadar ziyarete kapalı olacak.