Kuytu bir köşeden izliyorum dans ediyor bir balerin
Parmak uçlarında bir mutlu son var
Buğulu bir camın arkasından görüyorum
Tek perdelik oyunlar oynanıyor kaldırımlarda
Enkazdan sağ çıkmış
Küçük mutluluklarla
Diğer...
Bir çığlık deliyor kulağımı
Sıyırıyorum yüzümü geceden, sonra
Soğuk bir cam gibi buğulanıyor gerçek
Ve işte, bir kabusun içindeyim
Hayır, ben bu şehirleri yürüyerek geçemem
Bu kirli kaldırımın koynunda...
Ben ne zaman seni kursam düşümde
Yüzüme bir İstanbul havası çarpar
Başlar koşturmacası balıkçıların
Canhıraş bir telaş içinde
Gündoğumu çekilir ağlardan
Ne zaman seni düşlesem ben
Bir kuru sıcak kavurur...
Bir baykuşun çığlığı aralıyor önümde
Gecenin kapılarını
Ve sokak sokak dolaşıp
Ve birer birer
Yakıyorum sokak lambalarını
Yürüyorum, şehir benim değil mi?
Düşüyor her adımımla hüzün imparatorluğunun bir kalesi
Sonra, birdenbire...