Attila İlhan – Yalnızlık Şiiri

Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.
spot_img

 

 

A T T İ L A   İ L H A N

YALNIZLIK ŞİİRİ

 

Karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır
Yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım
Bu gece dağ başları kadar yalnızım

Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından
Dudaklarımda eski bir mektep türküsü
Karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim
Gözlerim gözlerini arıyor durmadan
Neredesin?

Bir kayıp olmuşluğun tercümesidir yalnızlık. O kadar farklı bir haldir ki her şeyi değiştirir. Üşümeye benzer, soğuk bir yerde üşümeye. Karlı bir kış günü ormanın ortasında çırıl çıplak yürümek gibi.Karanlığın, şu her insan için çıkılmaz bir çukur olduğunun bir kez daha farkına varıyoruz ilk satırda. Karanlığımızın ihtişamı kuşatırken bizi, bu çukurda düşüncelerimizin sahipsizce dolaştığını görüyoruz. Beynimizi bir yanar dağ misali harlayan fikirlerimizin bir önemi ne yazık ki kalmıyor. Yalnızlığın belki de yalnızlığımızın sebebi konuşamamaktan, konuşsak da ifade edememekten kaynaklanıyor. Sevdiğimizi söyleyemiyoruz çoğu zaman. Bazen fazla konuşuyoruz, bazen ise yanlış yerde konuşuyoruz. Özlemek adlı çıkmaz bir sokakta gibiyiz. Zamanla ehlileşmiş bakış açımızın,bizi ne kadar yıprattığını aynaya ve şu ışıltılı mağaza vitrinin de ki camlara bakınca yansımalar da görüyoruz.

“Bu gece dağ başları kadar yalnızım.”

Yalnızlık şiirleri çoğu zaman hasretin yükü altında yazılır. Çoğu zaman da bu sevgiliyedir. Ama bazen var olan sevginin ve var olan kalabalığın yalnızlığından da yazılır. Atilla İlhan “Bu gece dağ başları kadar yalnızım.” Cümlesinde bunu açıkça ifade etmiyor değil.

Yalnızlığa vurgu yapan ve bizi derinlerin de gezdiren şair içimizi gerçekten üşütüyor. Üşüyen yüreğimize ve yalnızlığa en iyi gelecek şey ise sıcak bir kahve.

Kahve…

İçimizi öyle ısıtır ki ve öyle büyük bir boşluğu doldurur ki yalnızlığa iyi gelen en iyi şeylerden biridir o.Onu içmeye başladığınız da henüz her şeyin bitmediğini anlarsın. Daha bir yudum daha var dersin. Biraz daha bekle bir yudum daha. Yoğun bir kalabalığa da yalnızken de iyi bir şekilde eşlik eder bir fincan kahve. Fani olan çoğu şeyin yerini doldurur bazen. İçtiğin yerin de önemi var mesela. Mesela kız kulesine karşı bir fincan köpüğü ayarında  kömür ateşinde kaynamış bir türk kahvesi, bakışlarınıza eşlik etmeli. Hiç bitmemesini istediğin o kahve hatırlıyor musun? En sevdiğin fincanın içinde dumanına ve kokusuna sarılmışsın onun. En depresif anlarının en karamsar olduğunun noktanın tam ortasında en iyi sakinleştirici o. Ben kahvemi uzun zamandır sade içiyorum. Kimine göre değişir tabi.

Kısaca: Attilâ İlhan

15 Haziran 1925’de İzmir Menemen’de doğdu. İlk ve orta eğitiminin büyük bir bölümünü İzmir ve babasının işi dolayısıyla gittikleri farklı bölgelerde tamamladı. İzmir Atatürk Lisesi birinci sınıfındayken mektuplaştığı bir kıza yazdığı Nazım Hikmet şiirleriyle yakalanmasıyla 1941 Şubat da, 16 yaşındayken tutuklandı ve okuldan uzaklaştırıldı. Üç hafta gözaltında kaldı. İki ay hapiste yattı. Türkiye’nin hiçbir yerinde okuyamayacağına dair bir belge verilince, eğitim hayatına ara vermek zorunda kaldı. Danıştay kararıyla, 1944 yılında okuma hakkını tekrar kazandı ve İstanbul Işık Lisesi’ne yazıldı. Lise son sınıftayken amcasının kendisinden habersiz katıldığı CHP Şiir Armağanında Cebbaroğlu Mehemmed şiiriyle ikincilik ödülünü pek çok ünlü şairi geride bırakarak aldı. 1946’da mezun oldu. İstanbul Hukuk Fakültesi’ne kaydoldu. Üniversite hayatının başarılı geçen yıllarında Yığın ve Gün gibi dergilerde ilk şiirleri yayımlanmaya başladı. 1948’de ilk şiir kitabı Duvar’ı kendi imkânlarıyla yayımladı.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

İsmail Bilgin – Enver Paşa Bir Adanmışlık Öyküsü | 50 Alıntı

İsmail Bilgin bu eserinde, Enver Paşa’nın yaşamını ilkesel bağlılık ve tarihsel temsil çerçevesinde ele alarak dönemin düşünsel iklimini yeniden yorumlamaktadır.

Edip Cansever’in Şiirlerine Yansıyan Hiçlik Travması

Edip Cansever, İkinci Yeni’de bireyin travma, boşluk ve hiçlik duygusunu işler. Şiirlerinde varlıkla yokluk arasında sıkışan ruhsal boşluktaki bireyleri anlatır.

Viyana’da Bir Hafta: Sanat, Tarih ve Lezzet Dolu Gezi Rehberi

Viyana; sanat, müzik ve tarihle iç içe bir şehir. Sarayları, müzeleri, kafeleriyle görsel bir şölen sunuyor. 1 haftada keşfedin, aşık olmaya hazır olun!

İnsanlığımı Yitirirken Neden Bu Kadar Eleştirildi?

Bu yazımızda, Dazai’nin İnsanlığımı Yitirirken romanını psikolojik yönleriyle ele alıp eleştirilme sebeplerini inceliyoruz

Duygusal Farkındalık Üzerine: İçindeki Ben’e Sarılmak

Duygusal farkındalık, kendi benliğimize sarılmanın ilk adımıdır. Bastırılan her duygu benliğimizi içimizdeki zindanlara mahkum eder. duygularımızı fark etmek pusulayı bizlere çevirir.

Nasıl Popüler Oldu: Skyfall

Adele'in kült parçası Skyfall'un zirveye tırmanma öyküsüne bir bakış.

Taxi Driver Filminden Unutulmaz Replikler

Taxi Driver filminin yalnız adamı Travis Bickle'ın adım adım delilikten ''sözde'' kurtarıcılığa evrildiği hikayesinin unutulmaz repliklerini derledim.

Cumhuriyet Aydınları: Zafer Toprak

Zafer Toprak, Aydınlanma ve Kemalizm'i buluşturarak Türkiye'nin modernleşme sürecine yön veren seçkin bir tarihçiydi.

Misery Film Analizi: Sapkın Tutku

Stephen King'in aynı adlı eserinden uyarlanan Misery, fanatizm ve tutku kavramlarına yönelik bir gerilim sunuyor.

Codependent (Bağımlı İlişki) – Meredith Grey & Derek Shepherd (Grey’s Anatomy)

Grey's Anatomy, Meredith ve Derek çifti üzerinden codependent (bağımlı ilişki) kavramını örneklerken, aşkın bazen kişisel hedeflere ve benliğe zarar verebileceğini görüyoruz.

Editor Picks