Amy Winehouse – Rehab ve Psikoloji Çerçevesinde İncelenmesi

Editör:
Gizem Yürük
spot_img

2000’lerin başında caz, soul ve R&B arasında salınan güçlü bir ses yükseldi: Amy Winehouse. Hem yeteneğiyle büyüleyen hem de yaşam tarzıyla tartışma yaratan bu genç kadın, Rehab ile bağımlılığa, reddedişe ve özgürlüğe dair derin bir itiraf sundu. Bu yazıda, o itirafın psikolojik katmanlarını inceleyeceğiz.

Amy Winehouse

Amy Winehouse, Facebook
Amy Winehouse, Facebook

Erkekler, aşk, altında ezilmeye müsait müthiş bir potansiyel, kararlılık ve karanlık… Amy Winehouse’u tanımlamak istesek sanırım bunları kullanırdık. Müziğiyle ruh halini en iyi yansıtan sanatçılardan biri olduğunu söylesek abartmış olmayız.

Henüz çocukken bile duygularını içinde tutan ve derin duygular yaşayan biriydi. Kendini en net ifade edebildiği yer şarkılarıydı. Amy Winehouse şarkılarını dinlerken sözlerinin ne çok şey anlattığını, hatta bazen bir yardım çığlığı niteliğinde olduğunu fark ederiz. Sıradan bir insanı bir sanatçıdan ayıran en önemli özellik de bence budur. Amy Winehouse’un müziğini ve Rehab şarkısını yazdığı dönemde içinde bulunduğu ruh halini anlamak için onun gençliğini ve kariyerini birkaç başlık altında incelememiz gerekiyor.

Gençlik ve Potansiyel

Wallpaper Cave

Kuzey Londra’da büyüyen Amy, caz müzikle iç içe bir ailede yetişti. Babasının Frank Sinatra sevgisi, annesinin ve büyükannesinin müzikle ilgisi, onun küçük yaşta müziğe ve duygulara yönelmesini sağladı.

Taşıdığı potansiyel ve kendini ifade etmedeki başarısı, ailesi ve çevresi tarafından fark ediliyor ve destekleniyordu. Bu potansiyel o kadar güçlüydü ki, hayatı boyunca çevresindeki herkes bu pastadan payını almak isteyecekti.

Onun yeteneği sadece sesinde değil, söz yazarlığında da gizliydi. Amy, genç bir kadın olmasına rağmen yazdığı sözler, olgun bir ruha sahip olduğunu gösteriyordu. Müzik endüstrisi için Amy, erken olgunlaşmış bir yıldızdı.

“Kendi sesinin ağırlığını taşıyamayan bir ruh.”

Erkekler ve Karanlık

Wikimedia

Amy’nin hayatında erkek figürleri hep belirleyici oldu ama çoğu zaman iyileştiren değil, yaralayan bir biçimde.

Rehab şarkısını anlamak için önce babasıyla olan ilişkisini anlamak gerekir. Babası, hayatında karmaşık bir figürdü. Tüm bu bağımlılık sorunları ve yanlış erkek seçimleri, en başında babasının onda bıraktığı boşluktan kaynaklıydı.

Amy dokuz yaşındayken babası başka bir kadına âşık oldu ve evden ayrıldı. Amy’nin içinde o günden itibaren, yaşamının son gününe kadar kapanmayacak o boşluk oluştu. Annesiyle babasının ayrılması, ondaki güvensizlik ve terk edilme korkusunun başlangıcıydı. Çoğu zaman bu eksikliklerini bastırmak için alkole başvurmuş olsa gerek ki, alkol problemleri onu hiç bırakmadı. Bağımlılığa olan yatkınlığı da tam olarak burada başladı.

Tabii Amy’nin bağımlılıklarından bahsedeceksek, en büyük bağımlılığı olan Blake Fielder-Civil‘den bahsetmemiz gerekiyor. Amy ve Blake bir bar ortamında tanıştılar ve bu ikili kısa sürede birbirlerine deli gibi bağlandılar. Fakat bu ilişki çok geçmeden alkol ve uyuşturucu bağımlılığıyla beslenen bir döngüye girdi. Ayrılıklar, kavgalar, paparazziler ve her zaman olduğu gibi müthiş bir kararlılıkla bu ilişkiyi devam ettirme çabası, Amy’yi bu süreç içinde oldukça yıprattı.

“Blake hayatımın aşkıydı. Ama o aşk, beni paramparça etti.”

Rehab

Wallpaper Cave

Amy, Blake ile yaşadığı yoğun ve yıkıcı ilişki yüzünden giderek daha fazla içmeye başlamıştı. Bu süreçte alkol, uyuşturucu, uykusuzluk ve yeme problemleriyle mücadele eden Amy, arkadaşları tarafından rehabilitasyona gitmeye ikna edildi.

Ne olursa olsun, babasına karşı zaafı olan Amy, ancak babası uygun görürse rehabilitasyona gideceğini söyledi. Ve o efsanevi sözler tam da bu noktada ortaya çıktı:

“They tried to make me go to rehab, but I said, “No, no, no”
(Beni rehabilitasyona göndermeye çalıştılar, ben de ‘hayır, hayır, hayır’ dedim)
Yes, I’ve been black, but when I come back, you’ll know, know, know
(Evet, dibe vurdum ama geri döndüğümde anlayacaksınız)
I ain’t got the time and if my daddy thinks I’m fine
(Vaktim yok, hem babam iyi olduğumu düşünüyorsa…)
He’s tried to make me go to rehab, but I won’t go, go, go”
(Beni rehabilitasyona göndermeye çalıştılar ama gitmem, gitmem, gitmem)

Sanırım Amy’i harika bir sanatçı yapan en büyük özellik, birkaç cümleyle içinde bulunduğu çıkmazları anlatabilmesiydi.

“I don’t ever wanna drink again
(Bir daha asla içmek istemiyorum)
I just, ooh, I just need a friend
(Sadece, ah, sadece bir dosta ihtiyacım var)
I’m not gonna spend ten weeks
(On hafta harcayıp)
Have everyone think I’m on the mend”
(Herkesin iyileştiğimi düşünmesini istemiyorum)

Amy’nin bu sözleri aslında çıplak bir itiraf gibidir. Alkol bağımlılığını kabul eder ama on hafta ortadan kaybolup sahte bir iyileşme hikâyesi yaşamaktansa, onu gerçekten anlayacak birine ihtiyacı olduğunu söyler. Bu dizelerde yalnızlık, yorgunluk ve anlaşılma arzusu iç içedir. Amy’nin ruhunun özeti gibidir.

Back to “Blake”

Getty Images

Amy, “Rehab” döneminden sonra eski sevgilisi Blake ile tekrar barıştı. Tabii bu bir mutlu son gibi gözükse de, yıkımın son perdesiydi. Rehabilitasyona gitmeyi reddetmiş ve her zaman olduğu gibi kalbini dinleyip kendisini en çok yıpratacak olan o yolu seçmişti.

Onu küçük bir kız çocuğundan, tüm dünyanın hayatını merak ettiği Amy Winehouse‘a dönüştüren de aslında bu kararlarıydı. Kendisi olabilmeyi hayatının sonuna kadar devam ettirmişti ama bu yolun sonu, onu girmekten çok korktuğu 27′ler Kulübü‘ne götürmüştü.

Verdiği her kararda fazlasıyla samimi ve kendisi olan Amy Winehouse kısacık ömründe çok hissetti, çok yaşadı ve ileride onun gibi hissedecek insanların yalnız hissetmemelerini sağlayacak bir çok eser bıraktı.


Kaynakça:

  • Öne çıkarılan görsel: wallpapercave
  • Amy. Yönetmen: Asif Kapadia. Universal Pictures. 2015. Erişim Tarihi: 19.10.2025
  • Addiction and Infidelity Defined Amy Winehouse and Blake Fielder-Civil’s Rocky Marriage. Biography. Web. Erişim Tarihi: 19.10.2025

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Sevilme İhtiyacının Gölgesinde: Onay Kompleksi ve Sosyal Kimlik

Kendi ışığınla var olmak, sevilmeden de sevebilmek ve onaysız yaşam, özgürlüğün ve içsel huzurun sessiz zaferidir.

Çamurda Doğan Saflık: Nilüfer Çiçeği ve 5 Eser İncelemesi

Nilüfer çiçeğinin Doğu’dan Batı’ya uzanan anlamsal yolculuğu ve bu yolculuğun sanat üzerindeki büyüleyici izleri.

Hailey Bieber Stil İncelemesi: Çabasız Şıklığın Öncüsü

Hailey Bieber, minimalist ama iddialı stiliyle sade şıklığı bir güç ifadesine dönüştürüyor.

Bakü Seferi ve Kafkas İslam Ordusu

Osmanlı ordusunun Kafkasya’daki son seferi, Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu’nun Bakü’yü kurtararak Azerbaycan’ın bağımsızlık yolunu açtığı zaferdir.

“The Beach At Sainte Adresse” Tablosunu Anımsatan Şarkılar

Monet'nin The Beach At Sainte-Adresse isimli eserini anımsatan şarkılara birlikte göz atalım!

Dijital Dünyada Görünmez Yönlendiriciler: Algoritmalar Nasıl Çalışıyor?

Algoritmalar nasıl çalışır? Arama, öneri ve yapay zeka sistemlerini örneklerle öğrenin; etik ilkeler ve pratik ipuçlarıyla dijital rehberiniz.

İstanbul Mimarisi: Cercle d’Orient

Beyoğlu'nun kalbi olan Cercle d'Orient ya da Büyük Kulüp, ilginç tarihi ve mimarisiyle bize çok şey anlatıyor.

Love or Duty Tablosunun Hikâyesi – Aşk Uğruna Kutsal Yemini Bozmak

Aşk ve inanç arasında sıkışmış bir rahibenin hikâyesini, Gabriele Castagnola’nın tartışmalı eseri Love or Duty üzerinden keşfeden dramatik bir sanat incelemesi.

Madeleine de Proust Nedir?

Hepimiz kimi zaman kendi kendimize veya çevremizin etkisiyle geçmişe bir yolculuk yapabiliyoruz. Yüzyıl öncesinde yazılmış bir kitap da tam olarak bu konuyu ele alıyor ve sonrasında bambaşka kapılar açılıyor. İşte Proust ve ünlü madleni.

Massive Attack – Mezzanine Albüm İncelemesi: Trip-hop’un Zirvesi

Mezzanine, Massive Attack'in yaratıcı gerilimle biçimlenen en karanlık albümü; elektronik müziğin sınırlarını yeniden tanımlarken içsel çatışmanın sesini kayda geçirir.

Editor Picks