Ahmet Ümit’in Yeni Romanı Bergama Okurlarını Heyecanlandırdı!

Irmak Çelik
Irmak Çelik
21 yaşında yazmaya ve biraz stoacı biraz epikür yaşamaya çalışıyorum
spot_img

Ülkemizin en çok okunan ve en önemli polisiye yazarlarından olan Ahmet Ümit 12 Temmuz 1960 yılında Gaziantep’te 7 kardeşten en küçüğü olarak doğmuştur. Babası kilim tüccarı annesi ise terzidir. Sanat dünyasına neredeyse her okurun, izleyenin nefesini kesen eserler kazandırmıştır. İlk hikâye kitabı ”Çıplak Ayaklıydı Gece” 1992 yılında, ilk romanı ”Sis ve Kar” ise 1996 yılında yayınlanmıştır. En bilindik romanlarından bazıları Beyoğlu Rapsodisi, Beyoğlu’nun En Güzel Abisi, Bab-ı Esrar, Kavim’dir en bilindik filmleri ise Merhaba Güzel Vatanım, Sis ve Gece, Bir Ses Böler Geceyi bunların yanında birçok şiiri de vardır. Ahmet Ümit romanlarında evrensel konulardan bahsetmekten geri kalmayan bir yazardır.

Ahmet Ümit

Ahmet Ümit’in yeni romanı okurlarıyla bulaşacak. Peki bu roman ne anlatıyor ?

Geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalarda yeni bir romana başladığını ancak bu romanın adının henüz belli olmadığını söyleyen Ahmet Ümit romanın konusu hakkında da okurlarını bilgilendirmiştir. Roman, tüm dünyada yurdundan koparılmış tarihi eserlerin bir simgesi olan Zeus Sunağının kendi evi olan Bergama Akropolünden 1878 yılında koparılıp Almanlar tarafından Berlin’e kaçırılmasını konu edinmiştir. Biraz daha detayına inip bakacak olursak;

Berlin Müzesi/Zeus Sunağı

Söylencelere göre gök ile yerin birleşmesinden zaman oluşmuş, zaman ve toprağın birleşmesinden de Tanrıların Tanrısı Zeus doğmuştur. Anadolu’nun en eski inançlı varlıkları olarak kabul edilen ”Kabirler” denen cinlerin Zeus’un Bergama’da doğduğunu gördükleri söylenir. Zeus göklerin ve gök olaylarının (yıldırım, şimşekler vs.) sahibi hem doğaya emir yağdırmıştır hem de insan gibi yaşayıp duyguları olan bir ölümsüz olmayı başarmıştır zamanki insanlar onun gücüne ve varlığına binlerce yıl hayran kalmış, nice adaklar sunmuşlardır. Âmâ Dünya üzerinde Bergamalıların Zeus için sundukları nimetin şahaneliği anlatılamaz ve bir daha benzeri görülemez. Zeus sunağı adeta insan aklının ve becerilerinin en üst noktaya çıktığı düşünülen nadir yapılardandır. Lakin bir gün Alman Carl Human Anadolu topraklarına gelmiş ve bu göz alıcı yapıyı görmüş, ardından izinsiz kazı işlerine başlayıp topladığı bilgileri önce Prusya’daki tanıdıklarına göndermiş ve sonra da Berlin’e kaçırılmasında yardımcı olmuştur. Günümüzde daha hala Bergama insanının sunaklarını geri almak için verdiği savaş devam etmektedir. Değil tüm Anadolu tüm insanların vermesi gereken bir savaş olarak nitelendirilmiştir. Bugün daha Zeus’un Bergama Akropolünde doğduğu yerde kendine adanan sunağı aradığı söylenir. İşte Ahmet Ümit’in yeni kitabının içeriği kısaca böyledir.

Bergama Akropolü

Yazar romana,  geçirdiğimiz zor günleri ve koronayı iyi değerlendirmek amacıyla bu karantina günlerinde daha da yoğunlaşmıştır. Böylece okurlarına sosyal mesaj vermekten de eksik kalmadığını görüyoruz. Ayrıca herkesin iyiliği için getirilen ulaşım kısıtlamalarının gevşemesi halinde Bergama’dan Berlin’e Berlin’den Bergama’ya gidip geleceğini de söylemiştir.

Ahmet Ümit’in yeni çıkacak kitabını sevinç ve umutla bekleyen okurlar, en yakın zamanda kitap raflarında ve sitelerde görmek için can atıyor.

 

 

Kaynakça

Sürgündeki Zeus, Sefa Taşkın, Sel Yayıncılık,1.Baskı

hürriyet.com

wikipedia.org

 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Söylenti Aylık Frekans

Söylenti Müzik Frekansı ile sonbaharın gizemli, esintili ve en sevilen zamanlarına, Ekim ayına hoş geldiniz! Önerilerimiz sizin için hazır.

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Editor Picks