Dark’ın İlk İki Sezonunda Neler Oldu?

“Son, başlangıçtır. Başlangıç da sondur.”

Dark’ın sıkı takipçileri son döngünün başlamasına yani 27 Haziran’a gün saymakta. Yeni ve son döngüye az kalmışken, ilk iki sezonu hatırlamaya ne dersiniz? Sizin için Dark İlk İki Sezon Özet dosyamızı açıyoruz!

“Dark dizisinde kim kimdi, neler oluyordu? Önce onu hatırlamam lazım” diyorsan öncelikle Dark Dizisinde Kim Kimdir? yazımıza göz gezdirebilirsin!

Dark’ın 1. Sezonda Neler Olmuştu?

2019, 1986 ve 1953 yılları arasında gidip gelmiş ve Winden kasabasında bu seneler arasındaki bağlantıları keşfetmiştik aslında. Bahsettiğimiz bu yıllar arasındaki döngü, dizinin başlarında Nietzche’nin bengi döngüsüne atıfta bulunmakta. 2019’dan başlayarak tarihsel çizgide 33 sene geriye gidip o yıllarda neler olduğuna değinelim:

2019

2019’da karşılaştığımız ilk çarpıcı olay Michael’in kendini asıp intihar edip Jonas’a bir mektup yazmasıydı aslında. Aynı gün saat 22.13’te ise Mikkel’in kaybolduğunu görüyoruz. Bu süreçte Ulrich’in 1986’da kaybolan kardeşinin cesedi hiç bozulmamış bir halde 2019’da bulunuyor. Tam da bu esnada Mikkel’i arama çalışmaları başlıyor ve bir yandan da Winden Nükleer Santrali’nin araştırıldığını görüyoruz. Orta yaşlı Jonas’ın mağaradan çıkıp 2019’a geldiğini de izliyoruz. Tam da bu sırada genç Jonas’a mağaradan hareket etmesini sağlayacak bir kargo geliyor.

2019’da Yasin ve Erik’in kaybolduğunu öğreniyoruz.

Nükleer Santral ile ilgili kimse bir şey bilmiyorken, Charlotte araştırıyor, santral hakkında birtakım şeyler öğreniyor. İçinde bulundukları durumun santralle alakalı olduğunu düşüncesine varıyor. Charlotte’un araştırmaları devam ederken 1953 yılındaki bir gazetede Ulrich’in tutuklandığını haberini görüyor.

Gelelim Noah karakterine… Noah’ın kim olduğunu ilk sezonda bilmiyoruz. Ancak her yılda aynı kaldığını söylemek mümkün. Bir de 2019 senesinde Bartosz’un Noah’ın tarafına katıldığını görüyoruz.

1986

Mağaranın oluşumu yani solucan deneyi bu yılda gerçekleşiyor. Winden Nükleer Santral’deki patlamada bir sızıntı meydana geliyor ve bir solucan deliği oluşuyor. Ulrich’in kardeşi Mads’in de bu yılda kaybolduğunu görüyoruz. Nerede olduğu yıllarca bilinmiyor ve daha öncede belirttiğimiz gibi 2019’da cesedinin zaman yolculuğu ile yollandığını görüyoruz. Mikkel ise 2019’da kaybolduktan sonra 1986 yılında görülüyor. Bir hemşirenin yanına gidiyor, bir süre sonra da hemşire onu evlatlık ediniyor. Ancak Mikkel mağarayı yıllar boyu araştırmayı bırakmıyor, her zaman aklının bir köşesinde olduğunu biliyoruz. Mağarayla ilgili haritayı çıkarıyor. Hatta bu harita genç Jonas’ın el feneri ve haritayla 1986 senesine gittiği zamanki harita.

Jonas ise 1986’ya gidiyor amacı ise Mikkel’i alıp geri dönmek. Fakat karşısına çıkan orta yaşlı Jonas, genç Jonas’ın Mikkel’i kurtarmasına engel oluyor. Bu esnada ise 2019’dan gelen Helge, genç halini izlemeye başlıyor. Yaşlı Helge, genç Helge ile konuşup onu Noah’a karşı uyarıyor ve bunları yapmaması gerektiğini söylüyor. Fakat genç Helge söylenenleri dikkate almıyor. Tıpkı genç Helge gibi, genç Jonas da söylenenleri dikkate almıyor; Mikkel’i kurtarmaya giderken Noah’a yakalanıyor ve sığınağa kapatılıyor. Orta yaşlı Jonas ise “Seni kurtaramam, sen bunları yaşamak zorundasın.” diye genç Jonas’ı orada bırakıyor.

Daha sonra yaşlı Helge, genç Helge’yi öldürmeye teşebbüs ediyor ancak ölen kendi oluyor. Orta yaşlı Jonas ise solucan deneyini yani döngüyü bozmak için Tannhaus’tan aldığı makineyi çalıştırıyor ve mağarayı imha ediyor.

Bu sırada büyük bir elektrik ortaya çıkıyor ve Jonas karşısında küçük Helge’yi görüyor.

1986 yılında yaşanan bir başka ilginç gelişme ise, Claudia’nın 1953 senesinde kaybolan köpeğini hiç yaşlanmamış bir halde bulmasıydı.

1953

1953 yılında Winden Nükleer Santrali yapım aşamasına başlıyor. Ulrich ise 2019’dan sonra 1953 senesinde beliriyor ve Helge’ye saldırıyor, ancak onu öldüremiyor. 2019’da kaybolduğunu belirttiğimiz Yasin ve Erik’in bedenleri 1953 senesinde bulunuyor ve onları öldürmekten dolayı Ulrich suçlanıyor, ardından hapse giriyor. (Daha önce belirttiğimiz gazete haberinden hatırlayacağımız gibi.)

Orta yaşlı Jonas ise portalı yok etmek ve döngüyü durdurmak isterken, bu sırada 1953 yılındaki Helge’nin ona elini uzattığını görmüştük. Bu patlamada çocuk Helge nereye gidiyor bilmiyoruz ancak, genç Jonas’ın kendini 2052 senesinde bulduğunu görüyoruz. Böylelikle ilk sezon bu şekilde bitiyor.

Dark’ın 2. Sezonda Neler Olmuştu?

Bu sezona da Nietzche’nin bir başka sözü olan “Uçuruma ne kadar fazla bakarsanız uçurum da size o kadar bakar, o kadar içinizi anlar.” tümcesiyle başlıyoruz. Genç Jonas’ın 2052 yılında kıyamet kopmuş bir Winden kasabasında olduğunu görüyoruz. Gelecekte sıkışmış ve geriye yani kendi zamanına dönmek için çabalıyor. Jonas döngüyü ne kadar bozmaya çalışırsa bir o kadar da döngüye dahil oluyor ve Adam’a dönüşüyor. Burada Nietzche’nin sözüyle Jonas’ın çabasını bağdaştırmak mümkün.

İlk sezonda Claudia’nın iyi veya kötü olduğunu anlayamamıştık, 2. sezonda ise ondan “beyaz şeytan” olarak bahsedildiğini biliyoruz. Claudia, ne zaman neler olacağını bilen ve ışığın tarafında olduğunu iddia eden bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Babasının ölümünde istemsizce parmağının olduğunu görüyoruz. Doğru taraf mı, yoksa yanlış taraf mı olduğunu tam anlamasak da birilerini kandırdığını hissedebiliyoruz. Ne yaparsa yapsın döngü tabii ki bozulmuyor…

Bu sezonda 1921 yılına gidiyoruz, önceki sezondan farklı olarak ve yine farklı olarak Noah’ı her zamanki haliyle değil de genç halini görme fırsatımız oluyor. Bir de en çarpıcı sahnelerden biri olarak Noah’ın Claudia’yı öldürmesi aklımıza kazınıyor. Aynı zamanda Noah’ın aile bağlarıyla ilgili de daha fazla bilgi edinmiş oluyoruz; onun Charlotte’un babası olduğunu öğreniyoruz. Charlotte’un annesinin ise aslında Charlotte’un kızı olduğunu öğreniyoruz ve bu sezonun en çarpıcı ve kafa karıştıran olaylarından birisi. Aynı zamanda Charlotte’un kızını da 2052 senesinde görüyoruz.

İlk sezonda Mikkel’in mağaradan korkup kaçmasına rağmen nasıl mağarada girdiğini bir türlü anlamamıştık. İkinci sezonda bu sorumuza yanıt bulmuş olduk: Farklı zaman diliminden gelen genç Jonas, Mikkel’i mağaraya yollayan kişiymiş aslında.

1953 senesine giden Ulrich’in 1986 yılına kadar orada kaldığını yani hiçbir zaman kendi zamanına dönemediğini görüyoruz. Bu sezonda aklımıza kazınan bir başka sahne ise hiç kuşkusuz Ulrich ile Mikkel’in birbirini bulma ve sarılma sahnesiydi. Bir de tabii ki zaman makinesini kullanarak 2019’dan 1953’e gelen Ulrich’in araba penceresinden diğer çocuklarını görüp onlara ulaşamama sahnesi var.

Jonas’a geri dönecek olursak, onu ilk sezonla birlikte her şeyin kurtarıcısı olarak görsek de aslında bir yandan da her şeyin başlatıcısı olduğunu söyleyebiliriz. Jonas hiç farkında olmadan kendi zamanına geri dönüyor, babasını kurtarmaya çalışıyor fakat bu durum bile aslında döngünün bir parçası olarak karşımıza çıkıyor.

2. Sezonun son sahnesini hatırlayacak olursak, Adam’ın genç Jonas’ın önünde Martha’yı öldürdüğünü görüyoruz. Sahnenin bitiminde ise kapıdan başka bir Martha giriyor ve Jonas ona “Hangi zamandansın?” diye soruyor. Martha’nın cevabı oldukça şaşırtıcı bir şekilde “Hangi zaman değil, hangi dünyadan?” şeklinde oluyor. Böylelikle paralel evrenlerin 3. sezona dahil olacağını söylemek mümkün oluyor.

Sezon boyunca makine ve tanrı parçacığı ile zaman yolculuğu yapıldığına şahit oluyoruz. Bunların kullanımıyla ilgili detaylı bilgileri iki sezon boyunca pek öğrenemedik. Adam’ın aslında Tanrı’ya yani zamana karşı savaş açtığı söylemine tanık oluyoruz. Bu durum da aslında diziyi çarpıcı noktalara taşıyor. Yani, üçüncü sezonda mitolojik ve dini olgulara da yer verilebileceğini söylemek mümkün.

Döngünün hiçbir şekilde bozulmaması ve son sahnede Adam’ın bunları biliyor olması aslında Jonas’ın kıyametten kurtulduğunun işareti. Onu kurtarmaya gelen kişi başka bir gezegenden gelen, daha önce aşina olmadığımız zaman makinesini kullanan Martha oluyor. Sezon dikkatli izlendiğinde Adam’ın zaman makinelerinin taslakları arasında bu makinenin de planının olduğu göze çarpıyor. Yani aslında Adam tüm olan bitenlerin farkında, diğer Martha’nın onu kurtarmaya geleceğini biliyor. Aslında biz iki sezon boyunca olan ve olmuş olayları izlemiş oluyoruz. Adam’ın Gerçek Martha’yı öldürmesinin sebebi ise, döngüyü bozmamak için olabilir. Martha ölüyor, Jonas hayatı boyunca bu acıyı çekiyor ancak istediği zaman dilimlerinde Martha’yı görebilecek, eğer Martha ölmeseydi döngü bozulacaktı ve belki de bir daha Martha’yı hiç göremeyecekti. Son olarak, Adam’ın son sözlerinin genç Jonas’a olduğunu düşündük ancak ya orta yaşlı Jonas’a ise?

“Aklında çok fazla soru olmalı. Başlayalım mı?”

• Yazı boyunca kullanılan kaynaklara buradan ve buradan ulaşabilirsiniz.
• Karakterleri hatırlamak için ise, sizi “Dark Dizisinde Kim Kimdir?” yazısını okumaya davet ediyoruz.