Ölüm Üçlemesi: Paramparça Aşklar ve Köpekler – 21 Gram – Babil

Editör:
Berfin Sayarsoy

Alejandro Gonzalez Iñaritu, filmlerinde insani bütün duyguları farklı biçimlerde işlemeyi başarabilen bir yönetmendir. Quentin Tarantino, Lars Von Trier gibi yönetmenlerden etkilenen Iñaritu, farklı bakış açısı ve çekim yöntemleriyle birçok yönetmenden ayrılır. Ünlü yönetmeni diğerlerinden ayıran en önemli fark ise; çeşitli hikayelere sahip insanları bir araya getirme konusundaki sıra dışı yeteneğidir. Iñaritu’nun sinema dünyasına kazandırdığı Ölüm Üçlemesi olarak adlandırılan ve Paramparça Aşklar ve Köpekler, 21 Gram ve Babil filmlerinden oluşan seri, yönetmenin en önemli filmleridir.

Paramparça Aşklar ve Köpekler, 2000

Alejandro Gonzales Iñaritu’nun ilk uzun metraj filmi olan Paramparça Aşklar ve Köpekler‘in oyuncu kadrosunda; Emilio Echevarria, Gael Garcia Bernal, Goya Toledo gibi isimler yer alıyor. Uluslararası birçok ödül sahibi olan ve dinamizmi yüksek bir araç kovalamaca sahnesiyle başlayan film, seyirciyi kanlar içinde arka koltukta yatan bir köpekle karşılıyor. Aslında filmin hikayesinin temeli bu kazaya dayanıyor. Üç ayrı hikayenin ortak noktası, kazanın yaşandığı andır. İlk hikaye, hırsız ve serseri olan Ramiro, Ramiro’nun eşi Susanna ve Ramiro’nun kardeşi Octavio arasında yaşanan olaylara odaklanıyor. Octavio’nun, kardeşinin eşi olan Susanna’ya aşık olduğunu öğreniyoruz. Octavio, masum ve aşık bir adam gibi gözüküyor. Fakat kardeşi Ramiro’nun, Susanna ile kaçma hayalleri için köpeği Cofi’yi dövüştürme isteğiyle birlikte seyirciler sadakat ve masumiyeti sorgular hale geliyor. Octavio ve arkadaşı bir kaza geçiriyor ve bu sırada arka koltukta köpek Cofi yaralı bir şekilde kanlar içinde yatıyor. Diğer hikayelerde de göze çarpacağı gibi Cofi, aslında insan ve köpekler arasındaki benzerliklere, özellikle sadakat konusuna, dikkat çekilmek için kullanılıyor. 

Filmin ana temasının sadakat, yalnızlık, masumiyet ve aşk etrafında döndüğünü görüyoruz. İkinci hikayede ise, Valeria’nın evli çocuklu bir adam olan Daniel ile yaşadığı yasak ilişki ile karşılaşıyoruz. Valeria, kusursuz bir güzelliğe sahiptir. İlk hikayeye göre daha kusursuz ve zengin bir hayat göreceğimiz izlenimine kapılıyoruz fakat yanıldığımızı anlamamız çok uzun sürmüyor. Daniel’le birlikte yaşamaya başlayan Valeria’nın yaşadığı, filmin de temelini oluşturan kaza, ilişkilerini kötü yönde etkilemeye başlıyor. Evin tam karşısında Valeria’nın koca bir reklam panosu bulunuyor. Bu pano kimsenin aynı güzellikte aynı imkanlarda kalmayacağına dair önemli bir işaret işlevi görüyor. Valeria’nın gün geçtikçe kötüye giden sağlık durumuyla birlikte köpek Richi de tamamen talihsizlik sonucunda parkenin boşluğundan düşüyor ve artık o da Valeria gibi kusurlu bir hale geliyor. Üçüncü hikayede ise bir zamanlar gerilla olan daha sonra 2 yaşındaki kızı ve karısını terk ederek sokaklara düşen El Chivo’yu izliyoruz. Etrafında birçok köpek olan El Chivo, köpekleri ailesi olarak görüyor ve büyük bir yalnızlık içerisinde yaşıyor. El Chivo’yu sık sık ilk 2 hikayedeki yaşamların arka planında görüyoruz. Yüzünü arka planda gördüğümüzde karakteri oldukça uzaktan izlememiz, kendi kusurlu ve kusursuz yaşamlarımız arasında arka planda görmediğimiz insanlara ve durumlara dikkat çekmek için tasarlanmış.

El Chivo, ayrıca kiralık katil olarak tutulmasına rağmen cinayet işlemeyip iki kardeşi aralarındaki sorunu düzeltmesi için teşvik ediyor. El Chivo’nun filmin odak noktasındaki kazaya dahil oluşu ise trafik kazası yapan Octavio’nun arka koltuktaki köpeği Cofi’yi kurtarması aracılığıyla oluyor. Cofi’nin bu iyiliğe karşın El Chivo’nun bütün köpeklerini yemesi, insanların da köpeklerin de kendilerine iyilik yapılmasına rağmen sadakat duygusunu kaybedebileceğinin en önemli göstergesi olarak çarpıcı bir gerçeklik algısı yaratıyor.

“Çünkü biz aslında kaybettiklerimiziz”

21 Gram, 2003

Üçlemenin ikinci filmi olan 21 Gram‘ın hikayesi yine bir kaza sonucunda parçalanan hayatlar ve yarattığı etkilerin anlatılmasından oluşuyor. Oyuncu kadrosunda ise Sean Penn, Naomi Watts, Benicie Del Toro gibi yıldız isimler bulunuyor. Paramparça Aşklar ve Köpekler filmine göre biraz daha karmaşık bir yapıya sahip olan 21 Gram ilk olarak ismiyle dikkat çekiyor. “21 Gram” öldükten sonra bedenimizden ayrılan ruhla, 21 gram hafiflediğimiz inancını ifade ediyor.

Kalp nakli bekleyen üniversite profesörü Paul Rivers, ilişkilerini kurtarmak için eşiyle bir çocuk sahibi olmak istiyordur. Bu sırada bir kaza sonucunda eşini kaybeden Cristina’nın, eşinin kalbinin nakledilmesiyle birlikte çiftin hayatı değişmeye başlıyor. Paul Rivers, bu iyiliği karşılıksız bırakmamak için Cristina’nın peşine düşüyor. Hatta ondan çok hoşlanarak onu korumaya çalışıyor.

Filmde, insan bedeni önemli bir unsur olarak kullanılıyor. İlk sahnede Cristina ve Paul Rivers’ı bir motel odasında gördüğümüzde Cristina çıplak bir şekilde uzanıyor. Daha sonra henüz yüz yüze tanışmadıkları zamanları izlediğimiz sahnelerde Paul Rivers, Cristina’yı havuzda yüzerken izliyor. İnsan bedeni kullanımına Paul Rivers’ın eşinin sürekli ondan çocuk sahibi olma isteğini de örnek olarak gösterebiliriz. Bu kazanın olmasına sebep olan Jack Jordan ise geçmişte birçok günah işlemiştir. Fakat artık kalbini inançla doldurmuştur. Jordan günahlarından arınmak isteyen bir karakter olmasına rağmen, işyerinden dövmeleri nedeniyle kovuluyor. Film boyunca yönetmenin tüm karakterlerin bedenini hikayeye dahil ettiğini görüyoruz.

Sürekli vicdani sorgulamalarla karşı karşıya kalıyoruz. Paul Rivers, Cristina’nın eşinin kalbini aldığı için kendini suçlu hissediyor. Cristina kızının çok istediği mavi bağcıkları bir türlü alamadığı için vicdan azabı çekiyor. Jack Jordan da sürekli kaza anını düşünerek yardım etmeden kaçıp gittiği için çok büyük vicdani sorgulamalara giriyor. Filmdeki üç karakter de bağımlıkları ve yalnızlıklarının esareti altında diyebiliriz. Paul Rivers, hasta olmasına rağmen sigara bağımlısıdır; Cristina uyuşturucu bağımlısıdır. Jack Jordan ise eski bir alkoliktir. Bağımlılıkları hepsinin hayatını etkilemiştir. Bu durumu ise Rivers’ın hastalığı, Cristina’nın garip davranış ve konuşmalarıyla, Jordan’ın da geçmişteki suçlarıyla açıklayabiliriz.

Cristina ile Paul arasındaki beklenmedik ilişkinin temeli tamamen Cristina’nın yalnızlığına dayanıyor. Jack Jordan, onları vicdani hesaplaşmanın dışında tutmak için ailesini terk ediyor. Bu üç kişinin hayatı filmin başında gördüğümüz motel odasında tekrar birleşiyor ve Jack Jordan’ın “Vur beni” repliğiyle birlikte Paul, onun yerine kendisini vuruyor. Psikolojik ızdırap çeken üç karakterden Jordan, vicdani sorumluluğundan kurtulamıyor. Paul’un yaşamaya devam edip etmeyeceğini öğrenemiyoruz. Cristina ise hamile olduğunu öğreniyor. Film, bir tarafta sona eren hayatlar, bir tarafta yeni başlayacak olan hayatları konu alıyor. Sonun başlangıcı ve hayatın gerçekliği konusunda benzersiz bir kurgu örneği olma özelliği taşıyor.

 

Babil (Babel), 2006

Ölüm Üçlemesi’nin son filmi olan Babil’i farklı mekanlarda geçen hayatların çeşitli acılarda nasıl birleştiğini anlatan bir film olarak tanımlayabiliriz. Oyuncu kadrosunda ise Brad Pitt, Cate Blanchett, Gael Garcia Bernal, Koji Yakusho gibi isimler bulunuyor. Babil, acı başta olmak üzere hiçbir insani duygunun; dili, dini, kökeni, memleketi, müziği, olmadığını ispat etmesi açısından önemli bir filmdir.

Iñaritu’nun duyguları aktarma biçimine fazlasıyla alışığız fakat burada diğer filmlerinden ayrılan nokta, bu hikayenin başka ülkelerdeki insanları bir araya getirmesidir. Ölüm Üçlemesi‘ndeki diğer filmlerin de senaristliğini yapan Guillermo Arriaga tarafından yazılan film, Babil’in hikayesinden esinlenerek yazılmış. Babil hikayesinde göze çarpan insanoğlunun kusurluluğu ve tanrının kusursuzluğu arasındaki bağlantının oldukça başarılı bir şekilde yansıtıldığını görüyoruz.

Bunu nasıl başardığını merak ediyorsanız filmin konusundan bir izlenim elde edebilirsiniz: Japon bir iş adamının Fas’taki av arkadaşına hediye ettiği tüfek, Abdullah adlı bir keçi çobanına satılıyor. Abdullah, bu tüfeği çocuklarına çakalları vurması için veriyor fakat çocuklar tüfeği test etmek için tehlikeli oyunlar oynarken turist kafilesinin bulunduğu bir otobüse ateş ediyor. Bu otobüste bulunan Amerikan vatandaşları Richard ve Susan çifti, kaybettikleri bebeklerinin acısını biraz olsun hafifletmek için Fas’a seyahat ediyorlardır. Susan’a kurşunun isabet etmesiyle birlikte çiftin hayatları acımasız bir şekilde değişmeye başlıyor. Evdeki Meksikalı bakıcıya bırakılan çocukları ise bir başka tehlikeyle karşı karşıya kalıyor. Oğlu evlenen bakıcı, çocukları alıp Meksika’ya götürüyor ancak sınırda yakalanmalarıyla birlikte çocuklar da tehlikeye giriyor. Bu sırada bambaşka bir ülke olan Japonya’da ise Japon iş adamının kızı olan Chieko Wataya’nın yaşamını izliyoruz. Chieko psikolojik bunalımda olan duyma ve konuşma engelli bir genç kız olarak karşımıza çıkıyor.

Filmde, insanoğlunun kontrol edebileceklerinin sınırı oldukça açık bir biçimde gösterilmiş. Richard ve Susan çifti çok güvendikleri bakıcıya çocuklarını bırakmalarına rağmen onların bir çölde yalnız kalmasına engel olmayı başaramıyor. Fas seyahatlerinde yemek yerken bir buzdan kapacağı mikroptan endişe duyan Susan, vurulduktan sonra hiç göze alamayacağı sağlıksız ortamlarda tedavi olmak zorunda kalıyor. Japon iş adamı kızı Chieko’nun hep yanında olup onu kontrol edebileceğini zannederken ona sevgi eksikliği yaşatıyor ve kızı bu sevgiyi başkalarından bulmaya çalışıyor. Meksikalı dadı ise oldukça güven veren bir karakter olarak gözükmesine rağmen kendi oğlunun düğününe gidebilmek için çok sevdiği çocukları tehlikeye atabiliyor.

Üç hikayeyi birleştirmeyi başaran kurşun, aslında insanların farklı yerlerde farklı yaşamlarda ne kadar içi içe ve aynı acılarla savaştığının göstergesi olarak kullanılmış. Kurşun kadar hızlı bir söz, bir davranış, bir kurşun kadar hızlı gerçekleşen ölümler insani duyguların yansıtılması için önemli bir metafor olarak göze çarpıyor. Kazalar, kayıplar, vicdani sorumluluklar, yalnızlık, sadakat ve en önemli duygumuz olan acı duygusunun ne dili ne dini ne de kökeni vardır…

 

Kaynakça

“Amores Perros – Paramparça Aşklar ve Köpekler Film Analizi”. kadiminsan. Web. 02.05.2020

“What we have here is a failure to communicate”. Rogerebert. Web. 22.09.2007

 

 

 

Duygu Aksoy
Duygu Aksoy
“Siz ışığı yeniden bulmak istemiyorsunuz; dünyada karanlıktan başka bir şey olmadığına emin olmak istiyorsunuz.”

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Notting Hill: Londra’nın En Renkli Yüzü

Notting Hill; renkli sokakları, pazarı ve kültürel dokusuyla Londra’da hem ruhunuza hem gözünüze hitap eden özel bir semttir.

Dostoyevski’nin Rus Edebiyatı Üzerindeki Etkisi

Dostoyevski, Rus edebiyatında sadece bir isim değil aynı zamanda döneminin edebiyat anlayışına da yön veren önemli bir yazardır.

Söylenti Radarında Bu Ay: Isaac Winemiller

Isaac Winemiller, sakin melodileri ve içe dönük sözleriyle müzikal yalnızlığı estetik bir deneyime dönüştürüyor. Bu ay Söylenti Radar'ında onunla tanışın!

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Editor Picks