Rus edebiyatının ve kısa hikâyeciliğin öncülerinden olan Anton Çehov’un eserlerinin yayımlanma süreçlerinden bahsedeceğiz. Keyifli okumalar.
Anton Çehov Kimdir?

Anton Çehov, 1860 yılında Rusya’da, Rostov bölgesine bağlı bir kıyı şehri olan Taganrog’da doğdu. Altı çocuğun üçüncüsü olan Çehov, küçük yaşlardan itibaren babasının bakkal dükkânında çalıştı. Henüz 15 yaşındayken babasının işinin batması sebebiyle ailesi ciddi ekonomik sıkıntılar yaşamaya başladı. O dönemde Çehov’un iki ağabeyi Aleksandr ve Nikolay, Moskova’da üniversite okuyordu. Ailesi Çehov’u okulunu bitirmesi için Taganrog’da bırakarak Moskova’ya gitti.
Çehov o dönemde hem kendi geçimini sağlıyor hem de ailesine para gönderiyordu. Ailesinin taşınmasından iki yıl sonra, Moskova Üniversitesi’nde tıp kazanarak onların yanına taşındı. Ek gelir elde edebilmek için “Antoşa Çehonte” gibi çeşitli takma adlar kullanarak dergilere kısa ve mizahi içerikler yazmaya başladı. Yazılarının sevilmesi ve ününün giderek artması, editörler tarafından fark edilmesini sağladı. 1882 yılında, Oskolki adlı mizahi derginin sahibi Nikolay Leykin ile tanıştı ve bu dergide düzenli olarak yazmaya başladı.
Rusya’nın baskıcı devlet politikaları, sanatçıların eleştirel veya saldırgan çalışmalar sunmasına izin veriyordu. Henüz yayınlanmadan sansürcülerin elinden geçen yazılar, uygun görülmeyen herhangi bir paragraf sebebiyle reddedilebiliyordu. Leykin’in St. Petersburg sansürcüsüyle olan yakın ilişkileri sayesinde Oskolki, kısıtlayıcı rejime karşı daha esnek bir yapıya sahipti. Komediden farklı türlere geçmek isteyen Çehov, 1885 yılında daha ciddi ve uzun hikayeler yazmaya başladı. Diğer dergilerin, fazla koyu veya üzücü buldukları için reddettiği hikayeler St. Petersburg Gazetesi’nde yayımlandı.
1890 yılında, aylarca yaptığı araştırmaların ardından ağır ceza mahkûmlarının sürgüne gönderildiği Sahalin Adası’na gitti. Burada saha araştırması yapan Çehov, adada geçirdiği 3 ay boyunca mahkûmların içinde bulunduğu şartları kayıt altına aldı. Bu kayıtları gezi yazısı haline dönüştürdü ve 1893-1894 yılları arasında parçalar halinde yayımladı.
Diyaloglara olan ilgisi sebebiyle tiyatro metinleri de yazan Çehov’un Martı adlı eseri 1896 yılında ilk defa sahnelendi. Üç Kız Kardeş, Vişne Bahçesi ve daha birçok oyunu sahnelenen Çehov, bu dönemde Olga Knipper ile tanıştı. Olga oyunlarda başrol karakterleri canlandırıyordu. Zaman geçtikçe yakınlaşan ikili 1901 yılında evlendi.

Ailesine ait borçlar, tıp fakültesi dersleri ve yazarlık arasında boğuşan Çehov, 24 yaşından itibaren tüberküloz belirtileri göstermeye başlamıştı. 15 Temmuz 1904’te, henüz 44 yaşındayken tüberküloz sebebiyle hayata gözlerini yumdu. Anton Çehov ardında kısa öykü, oyun ve gezi yazısı gibi türlerde 600’ün üzerinde eser bıraktı.
1800’lerin Sonlarında Rusya

Dönemin yönetim biçimi, Çehov’un yazarlığında büyük rol oynamıştır. 1855 yılında tahta çıkan II. Aleksandr, reformlara açık bir hükümdardı. Ancak Rus İmparatorluğu’nun katı sınıfsal yapısı ve otokratik düzeni arasında sıkışmıştı.
Otokrasiyi güçlendirmek ve halkına daha iyi yaşam koşulları sunmak amacıyla birtakım politikalar uyguladı. Serfliği kaldırdı, eğitimi iyileştirmeye çalıştı, sanayiye yatırım yaptı. Ancak tüm bu adımlar sistemin temeline dokunulmadan atıldığı için kalıcı bir değişim yaratamadı.
II. Aleksandr 1881 yılında düzenlenen bir suikast sonucu hayatını kaybetti. Yerine oğlu III. Aleksandr tahta çıktı. Babasının reformlarından başından beri hoşlanmayan III. Aleksandr, daha otoriter ve baskıcı bir yönetim benimsedi. Her ne kadar onun döneminde demiryolları, ticaret ve sınır güvenliğinde gelişmeler yaşansa da; köylüler, sansür uygulamaları, antisemitizm ve soyluların yeniden güç kazandığı acımasız yönetim altında ezildi.
Bu dönemde üniversitelerdeki öğrenci dernekleri yasaklandı. Birçok dergi ve gazeteler ya kapatıldı ya da sıkı bir denetime tabi tutuldu. Yayımlanan yazılar devletin ideolojisine uygun olmak zorundaydı. Çehov ülkesinin sorunlarını doğrudan anlatmamayı tercih etti. Eleştirilerini alt metinlere ve şakaların ardına gizlemiş olsa da bu hali ile dahi yayımlanması uygun bulunmayan ve değiştirilen birçok yazısı oldu.
The Prank

Çehov henüz 22 yaşındayken, yazarlık kariyerinin başlangıcında, kısa hikayelerini bir kitap halinde derledi. Kardeşi Nikolay’ın eklediği illüstrasyonlar ile kitabı basıma gönderdi. Çehov’un, yayımlansaydı ilk kitabı olacak olan The Prank, imparatorluk sansür idaresi tarafından yasaklandı. Kopyaları imha edildi ve orijinali arşive kaldırıldı.
1970’li yıllarda sansür arşivlerinde yeniden keşfedilmesinin ardından uzun bir süreliğine sadece uzmanlar tarafından bilindi. Kitap halinde ilk defa 2015’te İngilizce olarak basıldı.
Sahalin Adası (1895)

Çehov 1890 yılında tıp doktorası için Sahalin Adası’na 10 hafta süren bir yolculuk yaptı. Sahalin’de kaderlerine terk edilen mahkûmların insanlık dışı koşullarını bu kitabında anlattı. Hasta ve sağlıklı mahkumların bir arada kaldığı, kalabalık ve sağlıksız koşulları, artan bulaşıcı hastalıklar ve adada yaşanan usulsüzlükler kitapta yer aldı. Araştırma metni olmasına rağmen edebî dilinden de ödün vermedi. Ayrıca cezaevi yönetimi hakkında ağır eleştiriler de bulunuyordu.
İlk bölümleri Russyka Mysl adlı dergide tefrika edildi fakat sansür kurumu devamının yayımlanmasına izin vermedi. Bunun üzerine Çehov, eleştirileri biraz yumuşatarak tüm bölümleri bir kitap haline getirdi ve 1895 yılında yayımlandı.
Ertesi sene adaya bir hükümet komisyonu gönderildi. Koşullarda iyileştirmeler yapıldı fakat fazla uzun sürmedi. 1905’te Japonya’nın, Sahalin Adası’nın güneyini işgal etmesiyle birlikte şartlar öncekinden bile daha kötü bir hâl aldı.
Mektupları

Sovyet yönetiminde birçok yazarın ortadan kaybolması ve eserlerinin yok edilmesi yaygın bir durumdu. 1920’li yıllardan itibaren rejimin baskılarına maruz kalmış yazarların bilimsel nitelikli yeni baskılarını hazırlamak için çalışmalar yapılmaya başlandı. Arşivlerde kaybolmuş, yeniden gün yüzüne çıkarılan metinler arasında Çehov’un ailesine ve arkadaşlarına yazdığı mektuplar da yer alıyordu.
Bozulmuş metinler aslına uygun biçimde çevirilerek yayımlandı. 2 ciltten oluşan bu yeni baskıların birinci cildinde Çehov’un eserleri, günlükleri ve defterleri varken ikinci cildi ise mektuplara ayrılmıştı.
Fakat yeni baskılar da tamamen özgür sayılmazdı. Çehov, Sahalin Adası’na yaptığı yolculuğundan döndükten sonra dostu ve Novoye Vremya gazetesinin editörü Aleksey Suvorin’e bir mektup yazmıştı. Mektupta Hong Kong’daki kısa konaklamasından da söz etmiş; gördüğü harikalardan bahsettikten sonra kendi ülkesine dair eleştirel bir cümleye yer vermişti. Bu yeni basımda cümlenin bulunduğu paragraf tamamen kırpılmış, yerine köşeli parantez içinde […] işareti eklenmişti.
Benzer şekilde, Rusya’yı kötü gösterdiği düşünülen birçok kısmın kesilerek yayımlandı. Çehov’un 4000’i aşkın mektubu olduğunu göz önüne alındığında sansürün boyutunu daha net görebiliriz.
Tüm bu baskılara rağmen satır aralarına gizlediği direnişçi ve karşıt fikirleri, Çehov’un yalnızca kendi çağının değil, sonraki nesillerin de hayranlıkla okuduğu bir yazar haline getirdi.
Kaynakça
AQA Russian History. 1H Tsarist and Communist Russia 1855-1964, Explaining History Podcast, 20 Dec. 2022, Web. Erişim tarihi: 15.06.2025
The Editors of Encyclopedia Britannica. “Russian Empire.” Encyclopædia Britannica, 30 Aug. 2018, Web. Erişim tarihi: 15.06.2025
“Anton Chekhov Biography.” People.brandeis.edu, Web. Erişim tarihi: 15.06.2025
“Anton Chekhov Archives – the Rumpus.” The Rumpus, 2021, Web. Erişim tarihi: 15.06.2025
Russia Beyond. “An Early Chekhov Short Story Translated into English for the First Time.” Russia Beyond, 16 June 2025, Web. Erişim tarihi:15.06.2025
“Anton Chekhov and the Sakhalin Penal Colony – Hektoen International.” Hekint.org, Web. Erişim tarihi:15.06.2025
Struve, Gleb. “Chekhov in Communist Censorship.” The Slavonic and East European Review, vol. 33, no. 81, 1955, pp. 327–341. JSTOR, Web. Erişim tarihi: 15.06.2025


