Cumhuriyetin Kuruluşu Ardından Ekonomik Alanda Yenilikler: Sümerbank

Editör:
Mehmet Samet Acar
spot_img

Bir fabrika düşünün. Bu öyle bir fabrika olsun ki yalnızca üretimin dışında içerisinde birtakım sosyal faaliyetlerin de bulunduğu, kendi işçisini kendisi yetiştiren, yurtdışına öğrenci gönderen, lojmanıyla, kantiniyle, yemekhanesiyle hayatın bir parçası olan bir fabrika hatta fabrikalar. Bu fabrikalar, Cumhuriyet tarihinin en değerli ve en gözde fabrikalarıdır. Tek bir alana değil birçok alana hitap edebilen bu fabrikalar, 1930’lu yıllardan itibaren faaliyetine geçmiştir. Devlet eliyle kurulan ilk fabrikadır Sümerbank. Halkın ihtiyaçlarından doğan, yine halka ucuz ve kaliteli mallar ulaştırmaktır. Bu yazımızda Cumhuriyetin kuruluşunun ardından yapılan ekonomik yenilikler başlığı altına Sümerbank‘ı inceleyeceğiz.

Cumhuriyet Öncesi Türkiye’sinin Ekonomisi

Atatürk'ün çılgın projesi: Nazilli Sümerbank Fabrikası | by Umut Gökbayrak | Medium
medium.com

Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı, ardından İstiklal Savaşı derken Anadolu, oldukça harap bir vaziyetteydi. Okur-yazar, aydın halkın çoğu cephede yitip gitmiştir. Aynı zamanda köylerdeki erkeklerin çoğunun savaşa gitmesi sebebiyle tarım hayatı durmuştur. Ülke nüfusu düşmüş, halkın elinde kalan tüm birikim ve stoklar tükenmiş; ekonomik sermaye neredeyse yok olmuştur. Tarım, sanayi, hayvancılık yok olma noktasına gelmiştir. Bu da yetmezmiş gibi bir de Osmanlı’dan kalan borçlarda yeni Türkiye Devleti’nin başına kalmıştır. Tanzimat Döneminden itibaren birçok ıslahatçılar, devletin ekonomisini düzeltmek amacıyla birtakım politikalar geliştirseler de meydana gelen iç ve dış olaylardan dolayı başarılı olamamışlardır. Ankara‘da kurulan yeni Türkiye Devleti, Osmanlı İmparatorluğundan sınırlı bir ekonomiyi devralmıştır.

AİMSAD

Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “Siyasi ve askeri zaferler, ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferlerle taçlandırılamazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz.” Büyük zaferden sonra Mustafa Kemal, Yeni Türkiye Devleti’nin siyasi, sosyal, iktisadi ve kültürel alanda gelişimine önem vermiştir. Hatta İzmit ve Alaşehir’de katıldığı kongrelerde bundan sonra bilim, kültür ve ekonomi alanında yeni zaferlere imza atacağımızı halka duyurmuştur. Lozan Barış Görüşmelerinin ekonomi konusunda kesintiye uğradığı bir dönemde İzmir’de bir kongresi toplanmıştır. İzmir İktisat Kongresi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik politikaların temelini oluşturur. İktisadi kalkınmanın ilk kararları bu kongrede alındı. Amaç; yeni Türkiye’nin iktisadi politikasını belirlemek ve ekonomik kalkınmaya hız verecek önerilerin kabul edilmesi sağlamaktı. İzmir İktisat Kongresi, 17 Şubat 1923 tarihinde Kazım Karabekir başkanlığında 1135 delegenin katılımıyla gerçekleşti. Kongrede her ilçenin en çok sekiz üye ile temsil edilebileceği ilkesi kabul edildi. Böylece Tüccar, çiftçi, zanaatkar, işçi, bankacı; şirket temsilcisi gibi her şehirden mesleki grupların kongreye katılımı sağlanarak toplumun birçok kesimine insana yer verildi. Dönemin İktisat Vekili Mahmut Esat Bey (Bozkurt), Milli hakimiyetin ancak iktisadi  hakimiyetle sağlanacağını belirtmiş, Milli bir iktisat politikasının geliştirilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Kongrenin açılış konuşmasını yapan Mustafa Kemal, İktisadi kalkınmanın ayrıcalık tanınan yabancı şirketlerin millileştirilmesi ve kapitülasyonların kaldırılmasıyla gerçekleşebileceği üzerinde durmuştur. Devletin milli görüşü ne ise iktisadi politikası da o yönde olmalıdır görüşünü vurgulamıştır. Hakimiyet, sadece siyasi anlamda bir ülkeye hakim olmak değil ekonomik anlamda da dışa bağımlı olmayan, bağımsız, kendine ait bir milli bir iktisadi görüşe sahip olmakla gerçekleşebilir. İzmir İktisat Kongresi, 17 Şubat’ta başlayıp 4 Mart 1923 tarihine kadar devam etti. Misak-ı Milliye atıfta bulunarak kongrede alınan kararların bazıları “Misak-ı İktisadi” kararlar olarak adlandırıldı.

1923 Sonrası Ekonomi

Salt Research: Sümerbank Ereğli Bez Fabrikası - Sümerbank Ereğli Fabric Factory
Salt araştırma

Cumhuriyetin ilk yıllarında ekonomik kalkınma, İzmir İktisat Kongresinde alınan kararlar doğrultusunda yapılmak istenmiştir. Bu kararlardan bazıları, yerli üretimin teşvik edilmesi ve sınırlı oranda yabancı sermayeye izin verilmesiydi. “Özel girişim eliyle serbest piyasa” ilkesi doğrultusunda sanayi politikası benimsendi. Özel sektör ağırlıklı olan bu sistemde özel sektörün yetmediği durumlarda devreye devlet girebileceği Liberal bir iktisadi model kabul edildi.

Türkiye Cumhuriyeti 1923’ten 1930’lu yıllara kadar Liberal bir ekonomi politikası benimsemiş olmasına rağmen diğer ülkelerdeki gibi devletin tamamen uzaklaştığı bir liberal sistem yerine hem özel hem de devletinde içinde olduğu “Karma Ekonomi Modeli” kabul edilmiştir. Bu dönemdeki iktisadi gelişmenin amacı, sanayileşmeydi. Ancak Anadolu nüfusunun yarıdan fazlası tarım sektöründe çalışmasından dolayı hammadde, sermaye ve işgücü tarımda bulunuyordu. Böylelikle sanayinin gelişmesi için tarımın da geliştirilmesi gerekiyordu.

Sümerbank Tarihi - Kuruluşu - Fabrikası ve Tasarımları - Markut Dergi
markut dergi

1925’de Türkiye’nin ilk bankası olan Türkiye İş Bankası kuruldu. Ardından köylünün yükünü hafifletmek amacıyla aynı Aşar Vergisi kaldırıldı. Osmanlı Devleti’nin kapitülasyonlar kapsamında yabancı ülkelere verdiği ayrıcalık 1 Temmuz 1926’da kabul edilen Kabotaj Kanunu ile birlikte ortadan kaldırıldı. Böylece Türk denizcileri kendi karasularında istediği şekilde ticaret yapabileceklerdi. 1927’lere gelindiğinde yerli üretimi teşvik edilmesi amacıyla Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarıldı. Bu kanunla birlikle sanayide kullanılacak her türlü araç-gerecin gümrük vergisinden muaf tutulması, belediye sınırları dışında kalan yerlerde sanayi tesisleri kuracaklar için bazı arazilerin ücretsiz olarak verilmesi veya belediye sınırları içerisinde kalan arazilerin on yıl vadeyle kurucularına satılması gibi sanayileşme alanında olan kişilere kolaylıklar sağlanmaya çalışılmıştır. İktisadi alanda yapılan özenli, istikrarlı bir çabaya rağmen tam anlamıyla başarı sağlanamamıştır. 1929 yılında Amerika’da başlayan ekonomik iflas kısa sürede tüm dünyayı etkilemiştir. Bu ekonomik buhrandan etkilenen ülkelerden biri de Türkiye’ydi. Türkiye 1930’lardan itibaren ekonomide Devletçilik politikasını benimsemiştir. Devletçilik politikası ile kurulan ilk kuruluşlardan biri Sümerbank fabrikalarıdır. Tarihe Atatürk modeli olarak geçen Sümerbank fabrikaları, yalnızca üretim amaçlı sanayileşme kapsamında değil AR-GE çalışmalarını da içeren sosyal bir kurum niteliği taşımaktadır. Sümerbank, halk için halka sunulan bir hizmettir. Sümerbank, Cumhuriyet tarihinin en büyük ve en değerli iktisadi kazanımlarından bir tanesidir.

Devletin İlk Kamu Yapılanması: Sümerbank

1941'de Sümerbank fabrikalarını daha verimli hale getirmek için tedbirler almış!
Emlakkulisi.com

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kamu kurumu olan Sümerbank, ülkede sanayileşme faaliyetlerini artırmak amacıyla kurulmuştur. Dünyada eşi benzeri olmayan Sümerbank fabrikaları sadece üretim amaçlı değil aynı zamanda sosyal bir fabrikadır. Atatürk‘ün fikri doğrultusunda kurulan Sümerbank, hem fabrika hem banka hem de satış mağazaları olarak ülkenin birçok şehrine dağılmıştır. Sümerbank fabrikalarında Demir-Çelik, dokuma, selüloz, çimento, kükürt ve halıcılık gibi birçok sanayi kolunda üretim yapılmaktadır. Bir döneme damgasını vuran Sümerbank fabrikaları ucuz ve kaliteli mallarıyla gerek yurtiçi gerekse yurtdışındaki müşterilerinin gözbebeği olmuştur. Ünlü manken ve oyuncu Azra Akın, 2002’de dünya güzeli seçilirken üzerinde giydiği elbisesini, Nazilli Basma Fabrikasında üretilmiş kumaşlardan diktirmiştir.

Azra Akın'ın dünya güzeli seçildiği gece giydiği o kostümün ilginç hikayesi - Son Dakika Magazin Haberleri
Hürriyet.com

1929 Dünya Ekonomik krizinden sonra Türkiye, ekonomide devletçilik politikasını benimsemiştir. Özel sektörün iktisadi kalkınmayı tam olarak sağlayamadığı, sanayileşme hareketinin milli ihtiyaç ve menfaatlerini gerektirdiği oranda karşılamadığı görülmüştür. Bu sebeple devletin milli kaynak ve iktisadi unsurlarından yararlanarak daha verimli, güçlü bir kuruluşun kurulmasına ihtiyaç vardır.

Komünist Bir Masaldı Sümerbank...
Linkedln

1931’de I. Beş Yıllık Sanayi Planı yapıldı. Bu sanayi planı kapsamında hazırlanan Sümerbank yasası ile devlet elindeki sermayenin korunması amacıyla halkın ihtiyacını karşılamaya dönük bir modeldir. Bu model katı bir devletçilik anlayışından öte özel sektörün kurulması ve geliştirilmesini de önemsiyordu. Sümerbank, sermayesi oranında veya hükümetten alacağı tahsisat ile ülke ekonomisine katkıda bulunacak, ülke içerisindeki sanayi tesislerin kurulması ve genişletilmesini sağlayacaktı. Böylelikle Sümerbank, usta ve işçi yetiştirmek amacıyla eğitim merkezleri açacak, bankacılık hizmetleri bünyesinde kurulacak sanayi tesislerine kredi imkanı sağlayacak ve özel işletmelerdeki devlet hisselerini idare edecekti. İlk olarak Devlet Sanayi Ofisi ve Türkiye Sanayi Kredi Bankası milli sanayinin gelişmesinden çok özel sektörü caydırıcı etkisinden dolayı feshedilerek 1933’te bu kurumların işletmeleri Sümerbank’a devredildi. Devlet Sanayi Ofisinden Sümerbank’a devredilen kamu fabrikaları arasında; Feshane(Defterdar), Bakırköy, Hereke Dokuma, Beykoz Deri ve Kundura fabrikaları yer almaktadır. Sümerbank’ın kuruluş amacı, bir milletin bütün ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak memleketin ekonomisini eline alması, aynı zamanda yeni sanayi tesislerin kurulmasına olanak sağlamasıdır. 1934 yılı sanayide ilk büyük atılımların gerçekleştiği bir yıl olmuştur. 1935’de yeraltı kaynaklarını araştırmak amacıyla Maden Tetkik Arama ve bu kaynakları işlemek amacıyla da ETİBANK kurulmuştur. İlerleyen yıllarda devlet kendi uzmanını yetiştirmek amacıyla Sümerbank, ETİBANK ve Maden Tetkik Arama gibi kuruluşların desteğiyle yurtdışına öğrenci gönderilmiştir.

Komünist bir masaldı Sümerbank...
Birgüngazetesi

Türkiye’de sanayileşme hareketini başlatan, devlet eliyle kurulan ilk fabrika, Kayseri Sümerbank Bez Fabrikası’dır. Fabrikanın hammaddesi tamamen yurtiçindeki pamuklardan olup halk tipi, ucuz pamuklu kumaş ve iplik üretmek amacıyla Sovyetlerden alınan krediyle kurulmuştur. Bu fabrika Türk-Sovyet dostluğunun ilk önemli eserlerinden biridir. Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası, kurulduğu günden itibaren sadece sanayileşme alanında değil eğitim, sağlık, spor ve kültürel faaliyetlerin de merkezi olmuştur. Fabrika bünyesinde okuma-yazma kursları, mesleki eğitim veren okullar, kreşler, futbol sahaları; müzik odaları gibi etkinliklerde mevcuttur. Kayseri Sümerbank Bez Fabrikası, Türkiye’de ilk defa kendi işçisini kendisi yetiştiren bir fabrikadır. Sanat enstitüsü adıyla fabrika bünyesinde uzman işçi ve usta muavinlerinin yetiştirilmesi konusunda bir okul açmıştır. 1941’den itibaren fabrika teknik eleman ihtiyacını bu okuldan karşılamıştır.

Fabrikanın kadın işçilerinden Şükriye, kendi yazdığı metni okuyor: “İçteki ve dıştaki zincirleri kırmışız, ‘biz varız’ diyerekten cihana haykırmışız…” Soviet Images Twitter sayfasından alınmıştır:

Kayseri Sümerbank Bez Fabrikası haricinde I. Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında birçok bölgede daha fabrika kuruldu. Bunlardan bazıları: İzmit Kağıt Fabrikası ile Paşabahçe Cam Fabrikasının temelleri atıldı. Keçiborlu Kükürt Fabrikası ile Isparta Gülyağı Fabrikasının temelleri atılırken Turhal Şeker Fabrikası açıldı. Konya Ereğli Dokuma Fabrikasının temelleri atılırken Bakırköy Bez Fabrikası açıldı. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi:

“Her fabrika bir kaledir.”

Bir ülkenin kalesi fabrikadır. fabrikalar memleketin ihtiyaçlarından doğup yine memleketin ihtiyaçlarını karşılayacak, bir milletin yeniden doğuşunu simgelemektedir. Ekonominin temeli fabrikalardır. Fabrikaların bir ülkeye en önemli katkısı sanayileşmeyi artırdığı gibi ülkedeki işsizliği ortadan kaldırmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren Anadolu’nun her yerinde fabrikalar kurulmuştur.

Nazilli Sümerbank-1940 öncesi Sümerbank reklamı
Facebook-Nazilli Sümerbank

Sümerbank bünyesinde kurulan fabrikalar sadece üretmekle milli ekonomiyi kalkındırmakla kalmayıp bulunduğu bölgeyi de topyekun değiştirmiştir. Bir fabrikadan adeta koca bir şehir inşa edilmiştir. Sümerbank kapsamında bölgede okullar, hastaneler, kütüphaneler, Halkevleri, kültür sanat merkezleri ve spor sahaları kurulmuştur. Halk, ilk tiyatro ve konserle ilk kez Sümerbank sayesinde tanışmıştır. İlk kütüphaneler ve hastaneler Sümerbank önderliğinde kurulmuştur. Türkiye’nin ilk alttan ızgaralı futbol sahası da Sümerbank’ın katkılarıyla kurulmuştur. Fabrika bünyesinde kendine ait elektrik enerjisi ve su sistemlerine sahiptir. Halkın elektriğinin olmadığı zamanlarda fabrikadan halka elektrik verilmeye başlanmıştır. Sümerbank yalnızca ülkeyi sanayileştirmekle kalmamış halkın en küçük ihtiyacını dahi karşılamıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren halkı ucuz ve kaliteli bir şekilde giydirmiştir. 1930’lu yıllarda Sümerbank adı altında kurulan Yerli Mallar Pazarı, her gelir grubundan insana vadeli kumaşlar temin etmiştir. Böylece insanların üzerlerine giydiği kıyafetten, penceresine taktığı perdeden, yere serdiği halıya kadar hem üretti hem de sattı. 1980’li yıllara gelindiğinde Sümerbank’ın kurduğu ve işlettiği 41 fabrika, 468 mağaza ve 48 banka şubesi bulunmaktadır.

Sümerbank Adı Nereden Geliyor?

Haber - Ayakkabı Sümerbank'tan alınır
Pinterest.com

Dünyada eşi benzeri olmayan bu Sümerbank fabrikalarının isim babası kimdir? Kurulduğu günden itibaren iktisadi hayatı canlandırmış, devletin gelirlerini iki katına çıkarmıştır. Adeta yeni bir uygarlık doğmasına neden olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin Rönesans’ı gibiydi. Bir toplumun yeniden doğuşunu simgeleyen, bir Çınar Ağacı gibi dalları Anadolu’nun her bölgesini kaplayacak bir şekilde dağılmıştı. Ülkede iktisadi kalkınmayı tam olarak sağlayan sosyal bir fabrika örneğiydi Sümerbank. Tarihe Atatürk modeli olarak da geçen Sümerbank’ın ismini Gazi Mustafa Kemal Atatürk koymuştur. Peki, Sümerbank ismi neyi ifade ediyordu?

Atatürk'ün çılgın projesi: Nazilli Sümerbank Fabrikası | by Umut Gökbayrak | Medium
medium-Umut Gökbayrak

Mustafa Kemal Atatürk 1930’lu yıllardan sonra Türk tarihinin etnik kökenlerini araştırmaya önem vermiştir. Bu yüzden gerek Etiler gerekse Sümerlerle ilgili birçok kaynak okuduğu bilinmektedir. Bazı araştırmacılar Atatürk’ün Sümerbank adını, tarihin ilk uygarlığı olan Sümerlere atıfta bulunmak için koyduğunu ileri sürmüşlerdir. Sümerler, insanlık tarihini bütünüyle etkileyecek yeniliklere imza atmışlardır. İlk tekerliği, ilk çiviyazısını, ilk kanun, ilk vergi, ilk rasathane, ilk okul gibi birçok ilklere imza atan Sümerler, Mezopotamya’nın en gelişmiş uygarlarından birisi olmuştur. Aynı zamanda Sümer dilinin Türkçeye benzediğini okuyan Atatürk, bu medeniyetin tarihinden oldukça etkilenmiştir. Hem Sümerlerle Türkler arasında ilişki kurmak hem de bu devletin tarihine atıfta bulunmak amacıyla bu dönemde kurulan tesisler Sümerbank adı altında kurulmuştur.

Aydın Nazilli Basma Fabrikası

Sinan Meydan: Sümerbank Nazilli Basma Fabrikası'nın açılışı
Cumhuriyet gazetesi

Aydın Nazilli Basma Fabrikası, Atatürk’ün hayali olan ve tüm Türkiye’ye yayılmasını istediği sosyal fabrika projesinin ilk uygulamasıdır. Türkiye’nin devlet eliyle kurduğu ilk basma fabrikasıdır. Tarihe ATATÜRK Modeli olarak da geçen bu Sümerbank Nazilli Basma Fabrikası sadece üretim yapılan bir fabrika değil aynı zamanda AR-GE çalışmalarının da yürütüldüğü bir laboratuvar ve her türlü eğitim verilen bir okul olmakla birlikte dünyada ilk sosyal fabrika örneğidir. Hastanesi, okulu, sineması, spor sahası, kültür sanat etkinliklerinin ve balolarının düzenlendiği hayatın içinden bir yaşam merkezi konumundaydı. Boks, golf, tenis, paten, basket ve futbol sahalarının; müzik odaları, kütüphaneler, halkevleri, biçki dikiş kurslarını da içerisine alan bir hayat okuluydu.

1935’de temeli atılan bu fabrika Sovyetlerden narenciye karşılığında satın alınmış, yapımı 18 ayda tamamlanarak 9 Ekim 1937’de açılmıştır. Nazilli Basma Fabrikası, dünyada eşi benzerine az rastlanılan bir sosyal fabrika niteliğine sahiptir. Fabrika kurulurken Sovyet modeli esas alınmasına rağmen genç Cumhuriyetin mühendisleri sayesinde kendine özgün sosyal ve kültürel bir yapıya sahiptir. Mustafa Kemal Atatürk’ün Her Fabrika bir Kaledir” sözüyle açtığı son fabrikadırNazilli Basma Fabrikası açıldığı günden itibaren balolar, partiler ve danslar düzenleyerek halkın bir araya gelmesini ve sosyalleşmesini sağlamıştır. Özellikle kadın ön plana çıkmıştır.

A. Natali AVAZYAN on X: "Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası kadın işçileri, 1938 https://t.co/uv40IxtksY" / X
X.com

Fabrika 700 kişilik sinema salonuna sahiptir. Fabrika işçilerine, ustalarına ve halka haftanın belirli günlerinde film gösterileri düzenlenirdi. Sinema dışında fabrikanın düzenlediği tiyatro ve konserlerde mevcuttu. Fabrika çalışanları kendi aralarında müzik grubu kurarak halka konserler vermeye başlamıştı. Hamamı dahi vardı. Ardından Gıdı Gıdı adlı mini bir tren şehirde oturan fabrika işçilerini fabrikaya taşıyordu. Bu tren yalnızca işçilere değil uzaktan fabrikaya gelmek isteyen halkada açıktır. Aynı zamanda fabrikanın 15 günde yayımlanan Gıdı Gıdı Mizah dergisi de vardır. Sümer Halkevi adıyla kurulan halkevlerinde halkı bilinçlendirici konferanslar veriliyordu. Fabrikadaki ressam ve desinatörler sayesinde güzel sanatların gelişimine de katkıda bulunmuştur. Fabrika kendi elektriğini kendisi sağlıyor, bu elektrikten halkından faydalanmasını sağlıyordu. Fabrikalarda uzman personel, modern makine, tesisat ve kaliteli hammadde ile halkın bütçesine uygun yüksek standartta sağlam ve kaliteli ürünler üretilmekteydi.

Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası “Teknolojisi eskidi zarar ediyor” nedenlerine dayanarak 2002’de kapatıldı. Fabrika Adnan Menderes Üniversitesi’ne devredilerek Sümer Kampüsü olarak kullanılmaya başlandı. Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası, Türkiye Cumhuriyeti’nin modernleşme sürecinde atılan en büyük atılımlardan bir tanesidir.

Bir Masalın Sonu: Sümerbank

Atatürk Nazilli Basma Fabrikasının açılısında
12punto

“Bir masaldı Sümerbank. Lakin her masalın bir sonu olduğu gibi bu masalın da bir sonu vardı. Keşke bitmeseydi, keşke bugün halen daha var olabilseydi. Belki Türkiye’nin kaderi daha farklı olabilirdi.”

Bir bankadan daha fazlası, bir fabrikadan daha fazlasıydı Sümerbank. Hayatın içinden yaşamın bir parçasıydı. Toplumun bütün ihtiyaçlarını karşılayan sosyal fabrika uygulamasının ilk örneğidir. Atatürk’ün ölmeden önce bıraktığı en büyük ve en değerli miraslarından bir tanesidir. Fakat onun bu mirasını koruyamadık. Sümerbank, 11 Eylül 1987’de Kamu İktisadi Teşekküllerinin yayımladığı kanunla özelleştirilmesine karar verildi. Sümerbank’a bağlı diğer kamu kuruluşları da bu özelleştirme kapsamına alındı. Bir süre özel sektörde faaliyetlerine devam eden Sümerbank, 2002 yılında tamamen feshedildi. Koca bir devir alınan tek bir kararla kapatılmıştır. Venezuela bile bu Atatürk modeline sahip çıkmışken biz çıkamadık. Gazeteci Yazar Banu Avar, Venezuela gezisi sırasında karşılaştığı bir olayı anlatıyor:

“Bir rehber öncülüğünde Venezuela’da kenti daha iyi görebileceğimiz bir tepeye çıkarken yol kenarında Atatürk tabelasını görmüş, oldukça şaşırmıştım. Yanımdaki rehber kız heyecanlanarak: ‘şu fabrikayı görüyor musunuz? yanındakiler; sağlık ocağı, nikah salonu, okul ve onun arkasındaki bizim evdir’ dedi. Eee dememe kalmadı ve sözlerine devam etti: ‘Biz buna Atatürk Modeli diyoruz’ dedi.” 

Banu Avar’ın da dediği gibi gururlanmamak elde değil. Türkiye’den binlerce kilometre uzaklıkta olan bir ülkede Atatürk Modeli adında bir fabrika inşa edilmiş, duygulanmamak elde değil. Ama şu an Ne Nazilli Basma Fabrikası ne Kayseri Bez Fabrikası ne Bursa Merinos Fabrikası ne de Sümerbank’a ait diğer kuruluşlar kalmıştı. Eski bir kitap gibi tarihin tozlu raflarına kaldırılmıştı. Peki ya bu eski kitap, günümüzün teknolojisi ile yeniden yapılandırılsaydı, nasıl olurdu?

Sümerbank günümüzde olsaydı, Türkiye iktisadi alanda nasıl bir kalkınma sağlardı? Hiç düşündünüz mü? Eğer Sümerbank bugün yaşasaydı, Türkiye dünyanın en gelişmiş sanayisine sahip bir ülke olabilirdi. Mesela daha kaliteli ayakkabılara, kıyafetlere, halılara, porselen veya seramiklere sahip olabilirdik. Maalesef bugün üzerimize giydiğimiz elbiseden tutun da pencerelerimize taktığımız perdeye kadar hiçbir şeyde kalite kalmadı. Her şey pahalı fakat hiçbir şey de kalite yok.


KAYNAKÇA

  • DEMİRER, Mehmet Arif, “Sanayi Teşvik Kanunu” Atatürk Ansiklopedisi
  • ERDAL, İbrahim, “Sümerbank” Atatürk Ansiklopedisi
  • EROĞLU, Nadir, “Atatürk Dönemi İktisat Politikaları(1923-1938)” Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, Yıl 2007, Cilt XXIII, Sayı 2
  • KİPER, Mahmut, “Cumhuriyetin İlk Yıllarında Sanayi Politikaları ve Sümerbank” Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Metalurji Mühendisleri Odası
  • KOÇ, Ceyhan, “İzmir İktisat Kongresi’nin Türk Ekonomisinin Oluşumuna Etkileri” Atatürk Dergisi, Şubat 2010, Cilt 3, Sayı 1
  • POLATOĞLU, Mehmet Gökhan, “Türkiye’nin Kalkınmasında  Sümerbank ve Etkinliği(1933-1984)” Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Güz 2021, Sayı 104, S: 261-306
  • SEMİZ, Yaşar-Güngör Toplu, “Cumhuriyet Döneminde Devlet Tarafından Kurulan İlk Sanayi Kuruluşu Kayseri Sümerbank Bez Fabrikası” SUTAD, Nisan 2019;(45):29-59
  • Editör: Ahmet Şimşek, Modern Türkiye Tarihi, Pegem Akademi, Ankara-2019

Kapak Görseli: Pinterest.com

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Hailey Bieber Stil İncelemesi: Çabasız Şıklığın Öncüsü

Hailey Bieber, minimalist ama iddialı stiliyle sade şıklığı bir güç ifadesine dönüştürüyor.

Bakü Seferi ve Kafkas İslam Ordusu

Osmanlı ordusunun Kafkasya’daki son seferi, Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu’nun Bakü’yü kurtararak Azerbaycan’ın bağımsızlık yolunu açtığı zaferdir.

“The Beach At Sainte Adresse” Tablosunu Anımsatan Şarkılar

Monet'nin The Beach At Sainte-Adresse isimli eserini anımsatan şarkılara birlikte göz atalım!

Dijital Dünyada Görünmez Yönlendiriciler: Algoritmalar Nasıl Çalışıyor?

Algoritmalar nasıl çalışır? Arama, öneri ve yapay zeka sistemlerini örneklerle öğrenin; etik ilkeler ve pratik ipuçlarıyla dijital rehberiniz.

İstanbul Mimarisi: Cercle d’Orient

Beyoğlu'nun kalbi olan Cercle d'Orient ya da Büyük Kulüp, ilginç tarihi ve mimarisiyle bize çok şey anlatıyor.

Love or Duty Tablosunun Hikâyesi – Aşk Uğruna Kutsal Yemini Bozmak

Aşk ve inanç arasında sıkışmış bir rahibenin hikâyesini, Gabriele Castagnola’nın tartışmalı eseri Love or Duty üzerinden keşfeden dramatik bir sanat incelemesi.

Madeleine de Proust Nedir?

Hepimiz kimi zaman kendi kendimize veya çevremizin etkisiyle geçmişe bir yolculuk yapabiliyoruz. Yüzyıl öncesinde yazılmış bir kitap da tam olarak bu konuyu ele alıyor ve sonrasında bambaşka kapılar açılıyor. İşte Proust ve ünlü madleni.

Massive Attack – Mezzanine Albüm İncelemesi: Trip-hop’un Zirvesi

Mezzanine, Massive Attack'in yaratıcı gerilimle biçimlenen en karanlık albümü; elektronik müziğin sınırlarını yeniden tanımlarken içsel çatışmanın sesini kayda geçirir.

İsmail Bilgin – Enver Paşa Bir Adanmışlık Öyküsü | 50 Alıntı

İsmail Bilgin bu eserinde, Enver Paşa’nın yaşamını ilkesel bağlılık ve tarihsel temsil çerçevesinde ele alarak dönemin düşünsel iklimini yeniden yorumlamaktadır.

Edip Cansever’in Şiirlerine Yansıyan Hiçlik Travması

Edip Cansever, İkinci Yeni’de bireyin travma, boşluk ve hiçlik duygusunu işler. Şiirlerinde varlıkla yokluk arasında sıkışan ruhsal boşluktaki bireyleri anlatır.

Editor Picks