Zeytin ağaçları her zaman barışın, bereketin ve direncin sembolü olmuştur. Bir barışma tarif edilirken bile “zeytin dalı uzatmak” tabiri kullanılır. Birbirine sarılan kökleri, eşsiz rengi ve doğaya sunduğu sonsuz katkılarıyla her koşulda korunması gereken bir ağaç türüdür. Akdeniz ikliminin yalnızca bitkisel değil, kültürel de bir parçasıdır zeytin. Her hasat mevsimi, geçmişle bugünü birbirine bağlayan bir törendir. Her zeytin tanesi binlerce yıllık Anadolu kültürünün hikâyesinden gelmektedir. Ancak bugün, kadim zeytin ağaçlarının kökleri yalnızca toprakla değil, riskle de çevrilmiş durumda. Enerji uğruna tehdit edilen zeytinlikler, gözden çıkarılamayacak kadar değerlidir.
Zeytin Ağacının Yakın Tarihi

Zeytin ağaçlarının dünyada yaklaşık 40.000 yıldır var olduğu tahmin edilmektedir. Bu süreçte zeytin ağaçları kutsal kitaplarda yer almış, mitolojik anlatılarla aktarılmıştır. Her zaman barışı, bilgeliği ve bereketi temsil eden zeytin ağaçlarının evcilleştirilmesi, yani zeytin yetiştiriciliği yapılmaya başlanması ise 7.000 yıl öncesine dayanmaktadır. Yaklaşık 7.000 yıl önce bu yetiştiricilik kültürünün Anadolu‘da başlaması nedeniyle zeytin ağacının ana vatanı olarak her zaman Anadolu gösterilir. Türkülerde, masallarda, şiirlerde, mimari detaylarda, halı motiflerinde ve hayatın her alanında zeytin ağacı sembolüne yer verilir. Nesilden nesile Anadolu kültüründe zeytin ağacı yalnızca bir sembol olarak değil, bir yaşam tarzı olarak aktarılır.
Osmanlı Dönemi‘nde İstanbul’daki saraylara Midilli, Girit, Kalamata ve Edremit gibi bölgelerden özel olarak zeytin ağaçları getirilir. Bu ağaçlardan üretilen zeytinyağları ise aydınlatma, tersane ve dericilik gibi alanlarda kullanılır. 1839 yılında Tanzimat Fermanı’nın ilan edilmesiyle zeytincilik devlet eliyle kontrol altına alınır. Zeytinlik alanların oluşturulması teşvik edilir ve hatta zeytincilik yapanlar 25 yıl vergiden muaf olurlar.
Ülkemizde zeytin ağaçlarının koruma altına alınması ve zeytinciliğin geliştirilmesi Mustafa Kemal Atatürk sayesinde yaşanır.

“Uygarlığın temelinde ağaç, çiçek ve yeşillik bulunmaktadır. Bunlar olmadan uygarlığın korunması olası değildir. Yeşillikle her şey tamamlanır; gözle görünür bir rahatlama, elle tutulur bir gelişme içine girilir”.
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk, her gelişmede olduğu gibi ziraat alanında gelişmeye de çok büyük bir önem vermiştir. Atatürk, 1929 yılında Yalova‘daki Millet Çiftliği’ni ziyaret eder. Bu çiftlikte yer alan 4000 zeytin ağacının kötü durumda olduğunu görür. Anında verdiği talimatla bu ağaçlar budanır, bakımları yapılır ve alan zeytinliğe çevrilir. Bir yandan da Bursa’da, İtalyan bir uzman tarafından, zeytincilere eğitimler verilir. Zeytincilerin eğitimi yalnızca yurt içinde değil, yurt dışında da devam eder. Ziraat eğitimi almak için yurt dışına gönderilen gençler, ülkeye geri döndüklerinde bu konuda çalışmalar yaparlar. Mustafa Kemal Atatürk, bu girişimlerinin yanı sıra yaşama veda etmeden önceki son yılında bir yasa üzerinde çalışır. “3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması” hakkındaki yasa, 1939 yılında yürürlüğe girer. Bu kanun sayesinde zeytinliklerimiz ve zeytin üretimimiz devlet koruması altında gelişmeye devam eder.
Zeytin Ağacının Doğadaki Yeri ve Yuva Olduğu Canlılar

Zeytin ağaçlarının ekolojik sistemdeki yeri çok önemlidir ve kilit bir noktada yer alır. Akdeniz iklimine en kolay uyum sağlayan ağaç olarak zeytin ağaçları, kuru ve sıcak iklime uyumlulardır. Kalın kökleri, toprağın altında yeraltı sularını besleyerek su kaynaklarının sürdürülebilirliğine destek olur. Bu kökler, aynı zamanda toprağa sıkıca tutunarak erozyonu önler. Böylelikle yer aldıkları bölgeyi afetten korumuş olurlar. Bölgeye hem ekolojik hem de ekonomik faydalar sağlamanın yanı sıra birçok canlıya ev sahipliği yaparlar:
- Ötleğen: Ötleğenler, zeytin ağaçlarının en önemli sakinlerinden olmakla beraber doğada birçok göreve sahiplerdir. Böceklerle beslenerek zeytin ağaçlarında zararlı popülasyonun genişlemesini doğal yollarla önlerler.
- Yılan Kartalı: Zeytin ağaçlarında yaşayan bir diğer canlı ise yılan kartalıdır. Yılan kartalları, kertenkele gibi omurgalıları avlayarak bu türlerin kontrolsüz çoğalmasını önlerler. Zehirli yılanları bile avlayabilme özellikleriyle besin zincirinin üst sıralarında yer alırlar.
- İshak Kuşu: İshak kuşları, geceleri görev yaparlar. Bu nedenle yalnızca gece ortaya çıkan böcek, kemirgen ve larvaları avlarlar. Özellikle tarım bölgelerindeki haşere kontrolünü sağladıklarından zeytinlikler için doğal bir ilaçlama yöntemi denebilir onlar için.
- Alaca Ağaçkakan: Alaca ağaçkakanlar yuva yapmak için ağaç gövdesinin çapının 25 santimetreden büyük olmasına ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle zeytin ağaçları onlar için bulunmaz bir nimettir. Hem zeytin ağacını yuva olarak kullanırlar hem de ağaç kabuklarının altındaki zararlı böcekleri yok ederler.
- Alaca Sansar: Alaca sansarlar, Dünya Doğayı Koruma Birliği’nin kırmızı listesindeki hassas türler kategorisinde yer alırlar. Önlerine gelen her şeyi yiyebildiklerinden zeytinliklerde yaşarlar. Aynı zamanda zeytinliklerdeki fare kontrolünü de sağlarlar.
- Ala Karga: Ala kargalar, zeytinliklerde sinekleri ve böcekleri yok etmeye çalışırlar. Bunun dışında ağaç tohumlarını toprağa gömerek ormanlık alanların gelişmesine neden olurlar.
Zeytin Ağaçlarını Neden Korumalıyız?

Zeytin ağaçları; binlerce yıllık kültürel mirasları, doğadaki önemleri ve ekonomik faydalarıyla Akdeniz iklimi için eşi benzeri bulunmaz türlerdendir. Mustafa Kemal Atatürk’ün getirdiği yenilikler ve planladığı yasayla da ülkemizdeki önemi göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür. Dünyadaki birçok ülkede de zeytinlikler yasalarla korunmaktadır. Örneğin, İtalya’da zeytinliklerin sökülmesi hukuken yasaklanmıştır. Enerji yatırımları da tarım alanlarından uzak bölgelere yönlendirilmektedir. Yunanistan’da ise, zeytinlikler ulusal tarım mirası olarak geçmektedir. 2022’de kabul edilen yasayla birlikte de zeytinlik alanlara dair teklif edilen enerji projeleri otomatik olarak reddedilmektedir. Türkiye’de de zeytin ağaçları hak ettiği değeri görmeli, enerji kaynakları zeytinliklere zarar vermeden yaratılmalıdır. Çünkü zeytin ağaçları bizler için yalnızca birer bitki değil, yaşam kaynağıdır.
Kaynakça
“Atatürk ve Zeytincilik”. Kavlak Zeytin. Web. 28.06.2025
Dikmen Diriöz, Elif, and Aziz Kamil Bora Alkan. “Zeytin Ağacı: Tarihten Gelen Önemi Işığında Türkiye ve Dünya’da Korunmasının Uluslararası Çevresel Sürdürülebilirlik Kapsamında Önemi”. Bölgesel Araştırmalar Dergisi, vol 7. no 2 (2023), pp. 545 – 569.
“Zeytin… Bir Talanın Jeopolitiği”. Özlem Yüzak, Cumhuriyet Gazetesi. Web. 28.06.2025
“Bizim için lezzetli, onlar için hayati”. Yücel Sönmez, Hürriyet Pazar. Web. 28.06.2025
“Zeytin Ağaçları ve Ekoloji: Doğanın İncisi”. ÇukurHan Zeytinyağı. Web. 28.06.2025
Öne Çıkan Görsel: Toprak Zeytincilik


