Zargana – Hakan Günday | 28 Alıntı

Hakan Günday’ın kaleminden çıkan, insan olmaktan uzaklaşıp bir “hiç”e doğru yaklaşan ve aşık olan bir karakteri okuduğumuz Zargana’dan en güzel alıntıları sizler için derledik.

Keyifli Okumalar!

1. Alex, dev bir suçluluk duyuyordu. Kendisini öldürmeye çalıştığı için değil. Ölmediği için. (s.28)

2. Ölene kadar öldürecekti kendini. (s.28)

3. O sabah Auguste-Viktoria çocuk ünitesindeki yoğun bakım odasında Zargana’nın midesi ilk kez insanlardan bulandı. (s.29)

4. Oysa Zargana her sabah uyandığında pişman oluyor ve ölümsüzlüğün sırrının bir an önce bulunmasını, böylece kendini binlerce kez öldürebilmenin zevkini yaşamayı istiyordu. (s.48)

5. Dünya üzerinde insan aklının hüküm sürmeye başladığı günden beri kötünün iyiyi öldürmesi kadar sıradandı. Ölümün, hayatın katili olması kadar… (s.50)

6. Sevinen birini seyretmekten daha zevkliydi bu, çünkü gerçekle arasında bir sorun olmadığı için insanın kendini o denli zorlaması gerekmiyordu. (s.52)

7. Mutsuzluk, mutluluktan daha çok ses çıkarıyordu. (s.52)

8. Çocukların çoğu renge ve sese doğru yürürdü. Zargana da öyle yaptı. Hayatı boyunca üzüntüye doğru yürüdü. Büyüyen her gözbebeğinde, titreyen her çenede, kırışan her alında daha da hızlandı. Ne istediğini biliyordu artık. Dünyanın kabuğu olacak kadar üzüntü. Siyah ve grinin hüküm sürdüğü o eşsiz üzüntü. Gözlerinin rengine yakışacak bir dünya. (s.52)

9. Gidenler üzüntüyü çarşaf yapıp üzerine yatar ve o çarşafın üzerinde binbir zevk içinde hayatla sevişir. Kalanlarsa vasat hayatlarını, bir ürünün taban ve tavan fiyatlarına benzeyen taban ve tavan duygular içinde yaşayarak yerleşik düzenin sokak lambaları haline gelir… (s.53)

10. Kendini öldürmesi için, dünya üzerinde ve kısacık hayatında yüzlerce neden vardı. O da her gün bunlardan birini alıp boynuna bağlayabilir ve kendini ilk gördüğü su birikintisine bırakabilirdi. (s.54)

11. Hatta hayatı bile seviyordu. Hem de hiç utanmadan. (s.59)

12. Yanık kokan bir dünya. Tüten insanlar. Dumanlı bir hayat. Cehennemden biraz daha serin bir dünya… (s.70)

13. Görüşlerini satan herkesi kurşuna dizmek istiyorum. (s.78)

14. Hayatında yaşamak dışında her şeyin bir nedeni vardı. (s.82)

15. İnsanların elleri be terleriyle inşa ettikleri hayattan iğreniyordu. (s.83)

16. Zargana şiddetten nefret ediyordu. Daha doğrusu insanların birbirine dokunarak yaptığı her şeyden. (s.90)

17. İnsanların aşk dediğine, o kölelik diyordu. (s.90)

18 Aklınız ve onun ürünü olan dünya utanç verici. (s.92)

19. Bizler sadece konuşuruz. konuşamayanlar da dövüşür. (s.112)

20. Hayatta en çok yapmak istediğim şey yaşamak. Her şeyi. (s.135)

21. Tanrı kayıp çocuklarını geri almak için elinden geleni yapıyor. (s.153)

22. Ama şimdi bazen ben de korkuyorum yüzümü bulamamaktan. Hayatta sadece seni tanıyormuşum gibi geliyor. (s.175)

23. Bir trenin yavaşlaması gibi ağır ağır silindi gülümsemeleri. Çölün ortasındaki bir istasyona benzedi yüzleri. Yalnız ve korkak. Sarıldılar birbirlerine. Başka kimseleri yoktu çünkü. Şimdiyse sadece korkuları kalmıştı. Yalnız olmadıklarını biliyorlardı çünkü kolları doluydu. Uyudular. (s.185)

24. Zargana öğreniyordu. Aşık olunanla yapılan şeyin hiçbir değerinin olmadığını yazıyordu zihnine silinmez bir mürekkeple. Yapılan işlerin, gidilen yerlerin sadece aşık olunanın dışındaki insanlarla birlikteyken önemli olduğunu öğreniyordu. Çünkü kendi dışındaki bir varlıktan sırf nefes alıyor diye zevk alınabildiğini görüyordu ilk kez. Betty hiçbir şey yapmasa bile sadece içine oksijen çekerek mutlu edebilirdi Zargana’yı. Bir de parklarda el ele yürümeleri gerekmezdi. Hatta birbirlerine dokunmaları bile gereksizdi. Sadece var olduklarını göstermeleri yeterdi aşkı yaşayabilmeleri için. (s.186)

25. Zargana dizini kızın dizine yasladı. Başını kızın omzuna yaslamış gibi hissetti kendini. Hayatının bir ucundan tuttuğu için seviyordu Betty’yi. Böylece daha hafif oluyordu hayatı. Atılan her adımın nereye basılacağına karar vermekten yorulduğu ve zihninde taşıdığı hayat çok ağır olduğu için seviyordu Betty’yi. Ağır bir çantayı iki kişi taşıyorlardı. (s.187)

26. İnsanlar bir yerden gelmedi bence. Bir yere de gitmiyorlar. (s.191)

27. İnsanlar Zargana’yı yaralayabilir ancak öldüremezlerdi. Ve ölmemiş bir Zargana her zaman yoluna devam ederdi. Adımları ağırlaşsa da yürürdü. (s.193)

28. Sadece düşünmekten yorulanlar beyinlerini öldürmek için şakaklarına dayarlar namluları. Düşünmekte daha da ileri gidenler susturucu takarlar silahlarının namlularına. Kimse duyup da toplamasın cesetlerini diye. Düşünmekten çirkinleşmiş beyinlerine benzesin dört gündür kokan bedenleri diye. Tek bir kurşun! Dünyanın en ağır sorunlarını çözer. Sadece düşünenler deler kafatasını. (s.196)

Zargana, Hakan Günday, Doğan Kitap, 24.Baskı

Gaye Nur Karabay
Gaye Nur Karabay
"yaşadım" diyebilmen için

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Yerel ve Evrenselin Birlikteliği: Çağdaş Moda Tasarımlarında Anadolu İzleri

Moda dünyasında sürdürülebilirlik ve özgünlük arayışı giderek daha fazla tasarımcıyı yerel ve kültürel unsurlara bakmaya yönlendiriyor.

Met Gala 2025: Moda Dünyasında Dikkat Çeken Kültürel Tema

Met Gala 2025, kültürel teması ve "Black dandyism" vurgusuyla moda dünyasında kimlik ve stil hakkında güçlü mesajlar verdi.

Ölü Ozanlar Derneği Hangi Albümle Eşleşir?

Sistemin duvarlarını şiirle yıkan bir film ve notalarla öfkesini haykıran bir albüm: Ölü Ozanlar Derneği ve The Wall’u birlikte inceliyoruz.

Terapide Kaybolmak: “Beyaz Psikoloji”den Kültürel Uyum Arayışına

Batı merkezli terapi yaklaşımlarının kolektivist kültürlerde neden uyumsuzluk gösterdiğini "beyaz psikoloji" kavramı üzerinden inceledik.

Orta Çağ Avrupası’nda Moda, Sağlık ve Hijyen

İnsanın kendini eğitmesi, araştırması ve en önemlisi sorgulaması kadar güzel bir şeyin olmadığı dersini veren Orta Çağ Avrupası'ndan bir soru: “Siz hangi çağda yaşıyorsunuz?”

Crash (1996) Film İncelemesi: Bedenin Arzuyla Çarpışması

Cronenberg’in Crash filminde beden, arzu ve makina birleşir; kaza, hem haz hem dönüşüm alanına dönüşür. Film, gerçekliğin simülakra evrildiği bir evren çizer.

Söylenti Aylık Frekans

Mayıs ayını taçlandıracak müzik önerileriyle karşıladığımız Söylenti Frekansı sizlerle!

Roller, Güç ve Travmalar: Aile İçi Psikodinamik Yapılar

Bu yazı, aile içi psikodinamik yapılar bağlamında güç dengeleri ve rollerin bireylerin travmalarını nasıl şekillendirdiğini ele almaktadır.

Cumhuriyet Aydınları: Azra Erhat

Azra Erhat: Anadolu’nun sesi, hümanizmin kalemi, çevirinin öncüsü. Cumhuriyet kadını olarak kültür, edebiyat ve düşünce dünyamıza eşsiz izler bıraktı.

Amerikan Edebiyatında Ünlü Hikâye Yazarları

Amerikan kısa hikâyeciliği, bireysel ve toplumsal gerçekleri derinlemesine işleyerek edebiyatta kalıcı izler bırakmıştır.

Editor Picks