Günümüzde zaman yolculuğu imkanlı değil. Gelecekte de büyük ihtimal olmayacak, çünkü olsaydı çoktan haberimiz olurdu. Yine de edebiyatta ya da beyaz perdede zaman yolculuğu birçok insanı etkileyen ve tonlarca hikayeye ilham veren bir kavram.
Hikayelerdeki zaman yolculuğu genellikle iki türdedir; açık ve kapalı zaman yolculuğu. Açık zaman yolculuğu çoğumuzun aklına gelen türdendir: “Sakın geçmişe gidip bir şeyleri değiştirme çünkü yoksa geleceği tehlikeye sokarsın.” Buna iyi bir örnek olarak “Back to the Future“ film serisini verebiliriz. Kapalı zaman yolculuğu ise biraz daha karmaşıktır: “Geçmişe gidip istediğini yapabilirsin; hiçbir şeyi değiştiremezsin çünkü geçmişte yaptığın her şey zaten çoktan yaşandı.” Bunun en iyi örneklerinden biri de “Harry Potter ve Azkaban Tutsağı“dır. Bu yazımızda sizler için hem açık hem kapalı zaman yolculuğu kurallarını esas alan, farklı türlerden sekiz filmi listeledik.
1- Bill & Ted (1989)
- Komedi/Bilim Kurgu
Bill & Ted, Alex Winter ve Keanu Reeves‘in hayata getirdiği iki aptal liseli oğlanın hikayesi. Üç filmden oluşan bu film serisinin ilk iki filmi doksanlar yapımı; son filmi ise 2020 çıkışlı. İlk film, Bill & Ted’s Excellent Adventure, iki oğlanın tarih ödevlerinden kalmamaları için zamanda geriye gitmelerini anlatıyor. Filmde Beethoven, Napolyon, Sokrates, Cengiz Han gibi aynı filmde bulunması absürt olacak karakterler bulunuyor. Vakit öldürmek ve eğlenmek için birebir olan bu hafif filmin IMDB puanı 6.9. Filmin hoş bir detayı, karakterlerin bir telefon kulübesi kullanarak zamanda geriye gitmesi; bu da Doctor Who dizisi sevenlerinin hemen anlayacağı bir gönderme.
2- The Time Machine (2002)
- Aksiyon/Macera/Bilim Kurgu
H.G. Wells‘in aynı adlı romanının uyarlaması olan The Time Machine, kız arkadaşının ölümünü atlatamayan bir bilim adamının bir zaman makinesi icat etmesi ile başlıyor. Filmin ilginç olan yanı, uyduğu zaman yolculuğu kuralları; ana karakterimiz zamanda geriye gittiğinde ne denerse denesin kız arkadaşının hayatını kurtaramıyor. Zihinlere kazınan bu acıklı olaylar silsilesi sonrası Guy Pearce‘ın canlandırdığı bilim adamı kendisini yanlışlıkla sekiz yüz bin yıl ilerde buluyor. 96 dakika olan film, buradan itibaren insan ırkının geleceğini anlatıyor ve ana karakterimizin gelecekteki heyecan dolu maceralarını izliyoruz. IMDB puanı 5.9 olan filme mutlaka şans verilmeli.
3- The Adam Project (2020)
- Aksiyon/Macera/Komedi
Ryan Reynolds‘ın başrolünde olduğu The Adam Project, yanlışlıkla zamanda geriye gelen bir pilotun kendisinin çocukluk versiyonu ile birlikte dünyayı kurtarmasını konu alıyor. Mark Ruffalo ve Zoe Saldana gibi benzer aksiyon filmi yıldızlarının yer aldığı filmde, ana karakterin çocuk halini 2024 yılında çıkacak olan Percy Jackson dizisinde oynayacak Walker Scobell canlandırıyor. Ryan Reynolds’ın filmlerine aşina olanların alışık olduğu heyecanlı aksiyon ve aralara serpiştirilmiş komedi, 6.7 IMDB puanlı filmi keyifli bir 106 dakikaya dönüştürüyor.
4- The Lake House (2006)
- Drama/Fantastik/Romantik
Bir kez daha zamanla ilgili bir filmde Keanu Reeves‘i görüyoruz. Bu sefer Sandra Bullock ile oynadığı bu filmde karakterlerin kendisi zamanda yolculuk yapmıyor. Bunun yerine, aynı göl evinde iki sene arayla yaşamış olan iki farklı karakterin aynı posta kutusunu kullanarak birbirleri ile mektuplaşmasını izliyoruz. Mektuplaşmaları sonunda birbirlerine aşık olan ikili bir türlü buluşmayı beceremiyor ve aralarındaki iki senelik fark hikayelerinde büyük bir rol oynuyor. Bu nefes kesici aşk hikayesi, günümüzün uzak mesafe ilişkilerini çağrıştırıyor. 6.8 IMDB puanı olan bu klasik film, romantik hikayelerden hoşlananlar için önerimizdir.
5- Predestination (2014)
- Aksiyon/Drama/Bilim Kurgu
Bu filmi izledikten sonra “İşte zaman yolculuğu filmi böyle olmalı” diyeceksiniz. Film, 1970 yılına gelmiş zamansal ajanın bir bombacıyı bulmaya çalışması ile başlıyor. Ethan Hawke, Sarah Snook ve Noah Taylor‘ın başrollerinde olduğu bu filmin hikayesini ele vermeden fazla anlatamayız. Bu, kafanızı karıştıracak, tüylerinizi diken diken edecek, aklınızı başından alacak bir film. IMDB puanı 7.4olan Predestination filmi, muhteşem kurgusunu yönetmenleri Michael ve Peter Spierig‘e borçlu. Her izlediğinizde yeni bir ayrıntı yakalayacağınız bu film kesinlikle kaçırılmaz.
6- The Time Traveler’s Wife (2009)
- Komedi/Drama/Romantik
Eric Bana‘nın hayata getirdiği Henry, Şikago’da yaşayan bir kütüphanecidir. Henry’nin genetik bir bozukluğu vardır; rastgele zamanlarda istemeden zaman yolculuğu yapıyordur. Rachel McAdams‘ın canlandırdığı Clare, Henry’nin iş yerine onu bulmaya gelir ve Henry onu görür görmez aşık olur. Fakat Clare onu yıllardır tanıyordur. Hayatın ve aşkın hikayesini anlatan film, izleyicisine yaşadığı anın ne kadar değerli olduğunu öğretiyor. Zaman yolculuğu tıpkı The Lake House‘daki gibi bu ikilinin ilişkisinde büyük bir rol oynuyor. Eğlenceli, derin ve anlamlı bir aşk ve hayat hikayesi izlemek isteyenler için mükemmel olan bu film, 7.1 IMDB puanı ile hayata bakış açınızı değiştirecek.
7- Tenet (2020)
- Aksiyon/Bilim Kurgu/Gerilim
Zamanın ve fiziğin kurallarıyla oynayan Tenet’ın bir Christopher Nolan filmi olduğunu öğrendiğinizde şaşırmayacaksınız. Inception, Interstellar, The Dark Knight ve Dunkirk gibi filmleriyle bilinen usta yönetmen, yine kafa karıştırıcı ve film bittikten sonra en az bir saat daha “Ne?” diye sorduran bir filmden sorumlu. Başrollerinde John David Washington, Elizabeth Debicki ve Robert Pattinson‘ın rol aldığı Tenet, üçüncü dünya savaşını engellemeye çalışan “Ana Karakter” kod adıyla bilinen bir CIA ajanını anlatıyor. Filmin en ilginç yanlarından biri, zamanın geriye aktığı bölümleri olması. Zaman yolculuğu ile ilgilenen herkesin mutlaka izlemesi gereken filmin IMDB puanı 7.3.
8- Arrival (2016)
- Drama/Gizem/Bilim Kurgu
Arrival filmi geleneksel bir zaman yolculuğu filmi sayılmayabilir. Filmde bir zaman makinesi yok ve karakterler olacak veya olmuş olan olayları değiştirmeye çalışmıyorlar. Bu film, dilbilim ile ilgilenenlerin aşina olduğu Sapir-Whorf Hipotezi ile ilgili bir hikayeyi anlatıyor. Sapir-Whorf hipotezi, bildiğimiz ve konuştuğumuz dilin aklımızın sınırı olduğunu savunuyor. Bu hipoteze göre bir insan, bildiği dillerin hiçbirinde kelimesi olmayan bir kavramı anlayamaz veya hissedemez. Bu filmde dilbilimci olan baş karakter, zaman kavramının farklı olduğu bir dil öğreniyor ve böylece zamanı diğer insanlardan farklı algılamaya başlıyor.
Amy Adams, Jeremy Renner ve Forest Whitaker‘ın başrollerinde olduğu bu film, 12 uzay gemisinin dünyanın farklı yerlerine gelmesi ile başlıyor. Bir dilbilimci olan Amy Adams’ın karakteri, gelen uzaylılarla iletişim kurmak için işe alınıyor. Dünyanın çeşitli yerlerinde gelen uzaylılarla anlaşmaya çalışan ülkeler arasında diplomatik tartışmalar oluyor ve dilin var oluş için ne kadar önemli olduğunu tekrar öğreniyoruz. Dilbilime ve bilişsel bilimlere ilgisi olanlar için birebir olan film, felaket senaryolarından veya kafa karıştırıcı filmlerden hoşlananlar için de mükemmel. Sapir-Whorf Hipotezi çürütülmüş olsa bile muhteşem bir hikayesi olan Arrival’ın IMDB puanı ise 7.9.