Yapımcılığını ve yönetmenliğini 6 Altın Kelebek ödülü sahibi usta yönetmen Abdullah Oğuz’un üstlendiği Zaferin Rengi 1918-1923 yılları arasında yaşanan gerçek olayları anlatıyor. Bunu da her biri takdire şayan oyuncu performanslarıyla, olayları gerçeğe sadık kalınarak ve dozunda bir coşkuyla izleyiciye aktararak yapıyor. Bir gişe filmi olmasına rağmen daha önce tarihte yaşanan ve hiç ele alınmamış bir olayı anlatması yönetmenin hem cesaretini hem de ne kadar usta bir hikaye anlatıcısı olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Tarihi ve futbolu bir arada harmanlayan Zaferin Rengi’nin gişe başarısı da bence buradan geliyor.
Yazının devamı spoiler içermektedir!
Zaferin Rengi, konu olarak Birinci Dünya Savaş’ının ardından Mondros Mütarekesi sonucunda İstanbul’un işgali ve Fenerbahçe futbol takımının Harrington Kupası‘nı kazandığı günleri anlatmaktadır. Film, Fenerbahçe Futbol Kulübü’nün kurucu üyesi ve efsane kaptanı Galip Bey‘in (Kulaksızoğlu), 1.Dünya Savaşı‘nın bitiminde bacağından sakatlanmış olarak eve dönmesiyle açılıyor. Galip eve mutsuz bir şekilde dönerken İstanbul işgal altındadır. Halk moralsiz ve inançsız kalmıştır. Haliyle Fenerbahçe takımı da durumdan etkilenir. Maçlara ara verilmiştir. Galip’in sahalara dönüp maçların devam etmesini sağlayacak tek kişi Mustafa Kemal Atatürk‘ten başkası değildir. Takım maçlara çıkmaya başlar, halk moral bulur ve kadınıyla, erkeğiyle direnmeye başlar. Burada anlıyoruz ki; önemli olan yapabileceğimize inanmak ve birlik olmak. Birlik olmaya vesile olan şeydir spor. Bu yüzden, futbol sadece bir spor değildir!
Zaferin Rengi Filmi Taraflı Bir Bakış Açısıyla Mı Anlatılıyor?

Zaferin Rengi filminin anlattıkları; kısaca Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı öncesi Anadolu’ya gittiği ve Sivas Kongresi‘nin olduğu dönemleri yansıtmaktadır. Filmi izlediğimizde anlıyoruz ki; direnmek sadece şiddet uygulamak değildir. Direnişi spor ile de yapabilirsiniz, kağıt üzerinde oylamaya sunduğunuz Misak-ı Milli Beyannamesi‘yle de. Beyaz perdede bir kez daha görmüş olduk ki; bu direniş nice aşkları, anneleri, babaları, kardeşleri, hatta kendini de feda etmeyi gerektiriyor.
Filmi izledikten sonra Zaferin Rengi filminin yorumlarına denk geldim. Diğer takımların taraftarları; Galatasaray ve Beşiktaş takımlarının daha önce kurulduğu, sanki her şeyi tek başına Fenerbahçeliler üstlenmiş gibi davranıldığı yorumunu yapmışlar. Filmde Galatasaray’ın kurucusu ve stada adı verilen sayın Ali Samiyen de var. Hatta maçın kazananının dostluk olduğunu da belirtiyor. Aslında futbol biz Türkler tarafından savaş olarak görülmez. Bunun bir örneğini daha Fenerbahçe Spor Kulübü başkanı Sabri Reyis‘in (Toprak) şu sözlerinden anlayabiliriz. “Fenerbahçe onu kuran bizlerin değil milletindir” Ancak işgal kuvvetleri aynı fikirde değildir. “Futbol biz İngilizler’in oyunudur” diyerek General Harrington gazeteye bir ilan verir. Fenerbahçe’ye son bir müsabaka teklif eder, kazanan Harrington Kupası’nı alacaktır. Fenerbahçe her zamanki kadrosuyla sahaya çıkar. Ancak İngilizler Gardlar Karması (Coldstream Guards, Grenadier Guards, Irish Guards) denen kuvvetli bir takımla müsabakaya katılır. Bu durumda Fenerbahçe savaşıyormuş misali oynar futbolunu, tarihi bir zaferin simgesi olan kupayı havaya kaldırır.
Gerçeğin Bire Bir Aynısı Dekorlar ve Kostümler

Kanımca; ”Zaferin Rengi hangi dönemi anlatıyor?” sorusunun cevabı için dekorlara bakılması yeterli. Gerçeğiyle birebir olarak yapılmış dekorlar fazlasıyla göz dolduruyor. Bu duruma seyirciler açısından bakıldığında kendinize, ”pastanın en büyük dilimi sanat departmanına gidiyor mu?” diye de sorabilirsiniz. Ama tabi ki tüm departmanların emeği çok büyük. Filmin çekimleri; İzmit Seka Platosu’nda 20.000 metrekarelik bir alana Papazın Çayırı, Topçu Kışlası, Taksim Stadı, Kuşdili Lokali, Fenerbahçe Kulüp Binası ve Gülistan Gazinosu’nun sıfırdan aslına uygun bir şekilde yeniden inşa edilmesiyle gerçekleştirilmiş. Özellikle tarih boyunca unutulmayacak pek çok ana tanıklık etmiş olan Taksim Stadı’nı gerçek boyutuyla görmek çok keyifliydi. Bütün bunlar tamamen teknolojiden faydalanılarak gösterilebilecekken, el emeği ile yapılması insanın filme verilen emeğe olan saygısını bir tık daha arttırıyor. Kostümlerin de 1920’lere uygun olabilmesi için yeniden tasarlanmış olduğunu söylemeye bile gerek yok.
Şampiyonlar Ligi Gibi Oyuncu Kadrosu

Zaferin Rengi filmi, Kubilay Aka, Timuçin Esen, Nejat İşler, Gülperi Özdemir, Yılmaz Bayraktar gibi değerli oyunculardan oluşuyor. Film afişine baktığınızda dikkatinizi çeken ilk şey; filmin oyuncuları oluyor. Filmin değerini arttıran unsurlardan birisi de bu önemli oyuncuların çok kısa veya yalnızca tek bir sahnede görünseler dahi filmde oynamış olmalarıdır. Buna örnek olarak değerli oyuncu Birce Akalay‘ın en önemli yazarlarımızdan olan Halide Edip Adıvar‘ı canlandırmasını gösterebiliriz. Özellikle başarılı oyuncu Gonca Vuslateri‘nin yeteneğine bir kez daha şahit olduk. Karakterinin acılarını ses tonuna, aksanına ve tavırlarına yansıtışı, harika ötesiydi. Fakat bir kişi var ki, düşman safında yer alıyor. Kötü bir karakteri oynuyorsanız seyircinin sizden bir nebze de olsa nefret etmesi gerekir. Yüzbaşı John Bennet‘i canlandıran Yılmaz Bayraktar; bizi Yüzbaşı’dan nefret ettirmeyi fazlasıyla başaran, işinin hakkını fazlasıyla veren bir performans sergiliyor. Elbette; beni genç oyuncularımızın da böylesine parladıklarını görmek de mutlu etti. Bu vatan için canını dişine takmış olan gençlerimizi canlandırmak onlar için gurur verici olmalı.
Filme ne kadar emek verildiğini anlamanız için son sahnesinden sonraki görsellere bakmanız yeterli. Oyuncuların ne kadar benzetildiğini orada görebilirsiniz. Buradaki en tartışmaya açık karşılaştırma, tabi ki Mustafa Kemal Paşa’nın benzetilip benzetilmediği. Burada en önemli olanın hal ve tavırlar olduğunu düşünüyorum. Yiğit Özşener etkileyici ses tonuna tavırlarını da ekleyince ortaya gayet muntazam bir Mustafa Kemal Atatürk temsili çıkmış. Onun benzersiz bir lider olduğunu bize tekrar hatırlatıyor. Özetle Zaferin Rengi, oyunculuklarla ve oyuncu kadrosuyla gayet etkileyici bir yapıt.
Filmi merak edenler için fragmanını buraya bırakıyorum. İzlemeyi düşünenlere şimdiden iyi seyirler.
Kaynakça
Kapak Görseli: ortakoltuk.com