Yunanistan: Osmanlı’dan Koparılan İlk Parça

Editör:
Meryem Azra Barut

1789 Fransız İhtilali ve 1815 Viyana Kongresi ile birlikte dünyada artan milliyetçilik ve ulus devlet kavramlarının oluşması sonucu, çok uluslu devletlerden Osmanlı Devleti de olumsuz yönde etkilendi ve ülke içinde muhalif seslerin yükseldiği bir atmosfer oluştu. İlk ayrılıkçı sesler 1800’lü yılların başlarında Sırplardan gelse de 1804 ve 1815 yılında Osmanlı askerleri bu isyanları şiddetle bastırdı. Fakat yaklaşık 50 yıllık bir dayanağa sahip ayrılıkçı Rum sesleri gerek halk nezdinde gerekse Osmanlı bürokrasisi ve diplomasisinde tesirini göstermeye başladı ve Osmanlıyı daha da çıkmaza sürükledi.

1815 Viyana Kongresi ve Kalemle Çizilen Sınırlar

Şark Meselesi Üzerine – wikipedia.org

Yaklaşık 20 yıl süren Napolyon Savaşları’nın ardından yeniden oluşturulacak olan Avrupa düzeni için Viyana’da bir araya gelen Avrupalı diplomatlar, yıllar süren Savaşların Avrupa’da meydana getirdiği siyasi ve toplumsal tahribatı gidermek adına birtakım çözüm önerilerini tartıştı. Bununla beraber günden güne artan milliyetçilik, özgürlükçülük ve sosyalizm akımları, yeni kurulacak Avrupa düzeni içerisinde hiç hesaba katılmadı. Statükonun Avrupalı devletler tarafından korunmak istenmesi, Osmanlı Devleti’nin yeni düzene dahil edilmemesi ve bununla birlikte Şark Meselesi (Doğu Sorunu) kavramının doğması, başta Avrupa olmak üzere dünyada yükselen ayrılıkçı hareketlerin önemsenmemesi bu yeni düzenin çok uzun ömürlü olmayacağının sinyalini verdi.

Viyana Kongresi – britannica.com

İlk kez Viyana Kongresi’nde ortaya atılan Şark Meselesi kavramı ile Osmanlı Devleti, Avrupa topraklarından bertaraf edilmek istendi ve bu minvalde gerek siyasi gerek kültürel gerekse toplumsal mücadelenin verileceği kararlaştırıldı. Ruslar tarafından “Hasta Adam” olarak adlandırılan Osmanlı Devleti’ne ilk darbe 1683 yılında Viyana’da, kongrenin yapıldığı şehirde, vuruldu. Ardından 1699 Karlofça ve 1774 Küçük Kaynarca Antlaşmaları ile Osmanlıya karşı alınan askeri ve diplomatik zaferler sonucu üstünlük Avrupalı devletlere geçti. Bu tarihlerden sonra Avrupalı devletler Osmanlı ile doğrudan savaşmaktan çok içişlerine müdahale ederek Osmanlıyı parçalama planları kurdular ve böylelikle Osmanlı içerisindeki azınlıkları provoke ederek bu kargaşa ortamına bir zemin hazırlandı.

Rigas Feraios: “Bir saatlik özgürlük, kırk yıllık esaretten yeğdir”

Osmanlı içerisindeki ayrılıkçı hareketler ilk kez 1800’lü yılların başlarında Sırplar tarafından gerçekleşse de Osmanlı ordusu bu isyanları şiddetle bastırarak bölgede tekrardan kontrolü sağlamıştı. Fakat Sırpların ayrılıkçı seslerinden çok daha öncesinde bir başka Osmanlı tebaası olan Rumlardan da – daha çok Batılıların kışkırtmasının bir sonucu olarak – ayrılıkçı sesler derinden yükselmeye başladı. Bu isimlerden biri olan Rum entelektüel Velestinli Rigas Feraios, Helen aydınlanmasının öncü isimlerinden biri oldu ve Yunan tarihine adını yazdırdı.

Rigas Feraios greekheraldcom

1757 yılında Teselya bölgesinin Velestino kasabasında doğan Rigas Feraios, tarla ve han sahibi zengin bir babanın oğlu olarak dünyaya geldi. Çocukluk yıllarından beri okumaya merak duyan Feraios, gençlik yıllarına geldiğinde daha iyi bir eğitim almak ve yaşam sürmek için İstanbul’a gelmeye karar verdi. İstanbul’a geldikten sonra bir süre özel öğretmenlik yapan Rigas Feraios, daha sonra Fenerli Rum ailelerden İpsilantis ailesinde sekreter olarak çalışmaya başladı. Ailenin de imkanlarını kullanarak entelektüel çalışmalarına devam da eden Velestinli Rigas, 30’lu yaşlarına geldiğinde Feneryotlar (Fenerli Rumlar) arasında önemli bir nüfuz elde etti ve kayda değer ölçüde saygınlık kazandı. Tüm bunlarla birlikte 1790’lı yılların başında Fenerli Rumların valilik yaptığı Eflak-Boğdan’a giden Rigas Feraios, burada, daha sonra Osmanlıya isyan edecek olan, Vidin Paşası Osman Pazvantoğlu ile tanıştı ve sıkı ilişkiler yürüttü. Günden güne hem Osmanlı hem de Batı dünyasında popülaritesini arttıran Feraios, Avusturya-Macaristan ordusunun Bükreş’e girmesinin ardından pek çok aristokrat Rum vatandaşın bulunduğu Viyana’ya gitti.

Viyana’da Efimeris (Türkçe: Günlük) adında bir gazete çıkarmaya başlayan Velestinli Rigas; Fransız İhtilali’nden yola çıkarak İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi, Rumeli-Anadolu-Ege- Eflak-Boğdan yurttaşları için yeni anayasa gibi broşürler yayımlattı. Bu broşürün son kısmında Θούριος (Thourios) adlı şiirinde “Bir saatlik özgürlük, kırk yıllık esaretten yeğdir” dizesine yer verdi ve zamanla bu dize bir slogan haline geldi. Gazetesinde yayımladığı en çok ses getiren broşür ise inşa etmek istediği Büyük Helen İmparatorluğu‘nun sınırlarını çizdiği bir harita oldu. Gazetecilik ve aktivistlik faaliyetlerinin yanı sıra 1797 yılında bir anayasa kaleme alan Feraios, anayasayı maddeler halinde yazmasının yanı sıra her bir maddeyi yorumlarla açıklayarak çalışmasına ayrı bir boyut kattı. Yurttaşlık için önemli olanın dil, din, ırk değil anayasaya duyulan sadakat olduğunu belirten Velestinli Rigas, devletin resmi dilinin Helence olması gerektiğini çünkü Helencenin en basit ve anlaşılır dil olduğunu ileri sürdü. Rigas Feraios, düşmanın uluslar değil tiranlar olduğunu daima vurguladı. İlerleyen yıllarda Feraios’un bu çalışması kurulmak istenen Helen Devleti’nden çok Osmanlı Devleti için bir anayasa hazırlığı olarak yorumlandı.

Rigas Feraios tarafından basılan Büyük İskender Portresi – Wikimedia Commons

Gazetecilik ve aktivistlik faaliyetlerinin yanı sıra önemli bir şair olan Rigas Feraios, sayısız şiir kaleme aldı ve Yunan kültür ve edebiyatının önemli isimlerinden biri haline geldi. Tüm bunlarla beraber çıkardığı Efimeris Gazetesi üzerinden propagandasına devam etti ve Viyana’da bulunan Rum aristokratları örgütleyerek devrim hazırlıklarına başladı. Rigas’ın en büyük hedefi dünya üzerindeki tüm Balkan halklarını ve hem Doğu’ya hem de Avrupa’ya yayılmış Yunan halklarını bir araya getirmekti. Tüm bunlarla birlikte Avrupa Aydınlanmasından oldukça etkilenen Rigas Feraios, Avrupa Aydınlanmasının bir ürünü olan Fransız İhtilali’ni de sıkı takip etti ve İhtilal’in önemli isimlerinden Napolyon Bonapart’a büyük bir saygı duydu. Velestinli Rigas, başlatmak istediği Yunan Devrimi için Napolyon’dan yardım talep etme düşüncesindeydi. 1792 Yaş Antlaşması ile Türk-Rus barışının sağlanması ve Avusturya’nın tıpkı Osmanlı gibi çok uluslu bir yapıya sahip olmasından dolayı ayrılıkçı hareketlere olumsuz yaklaşmasıyla Rigas Feraios, Fransız hükümeti ile yakınlaşmayı düşündü ve Viyana’dan ayrıldı. Viyana’dan ayrılma süreci beklenenden yavaş gelişirken o sırada matbaada bastırdığı “Devrim Manifestosu” ve “Bildiri” adlı eserleri onun planlarını altüst edecekti. Rigas Feraios’un planı bu iki eseri çokça basıp yayımlayarak el altından Yunanistan’a götürmek ve eserlerin propagandasını yapmaktı. Fakat Viyana’daki Rum cemaatinden Dimitris Economou, Rigas’ın planlarını ifşa ederek Avusturya polisine ihbar etti. Economou, Avusturya polisi tarafından koruma altına alınırken Rigas Feraios 19 Aralık 1797’de Trieste’de kaldığı otelde Avusturyalı bir subay tarafından tutuklandı. Feraios, aynı gün Trieste’deki Fransız Konsolosluğuna giderek sığınma talebinde bulunmayı planlıyordu. 10 günlük süren sorgulamanın ardından Viyana’ya götürülerek hapse mahkum edildi.

undefined
Nebojsa Kulesi – Wikipedia

Viyana’da Rigas ile birlikte diğer tüm yoldaşları mahkemeye çıkarıldı. Mahkeme süreci Viyana’da bulunan Karmelit tarikatına ait eski bir manastırda gerçekleştirildi. Sorgulamalar tamamlandıktan sonra Avusturya yetkilileri Osmanlı ile görüşerek tutukluların iadesi üzerine anlaşmaya vardı. Anlaşma gereğince Osmanlı vatandaşı olan mahkumlar Osmanlı idaresindeki Belgrad’a sevk edilecek diğer tutuklular ise Avusturya’da mahkum edilecekti. Rigas Feraios’un da aralarında bulunduğu 8 kişi, Tuna Nehri üzerinden tekneyle Belgrad’a getirildi ve nehrin kıyısında bulunan Nebojsa Kulesi’ne hapsedildi. Esirler Belgrad’a getirilirken Rigas’ın yakın dostu Vidin Valisi Osman Pazvantoğlu kendilerini kurtarmak istedi fakat başarılı olamadı. Rigas Feraios ile birlikte esir edilen Efstratios Argentis, Dimitris Nikolidis, Antonios Koronios, Ioannis Karatzas, Theocharis Georgiou, Ioannis Emmanoulis ve Panagiotis Emmanoulis 24 Haziran 1798 tarihinde Osmanlı askerleri tarafından idam edildi ve cesetleri Tuna Nehrine atıldı.

Kleptler ve Armotoloslar: Sahadaki Yunan Direnişçileri

 

Filik i Eterya wikipediaorg

Rigas Feraios gibi entelektüellerin yanı sıra Mora ve çevresinde yaşayan Rum eşkıyalar da gerek çeteleşme faaliyetleri gerekse bölge halkına yaptıkları baskınlar ile bölgedeki tansiyonu arttırıyordu. Klept (Türkçe: hırsız) adı verilen bu eşkıyalar, 1821 yılına gelen süreçte Eflak Boğdan’da Rum aristokrasisinin kurduğu Filik-i Eterya Cemiyeti‘nin (Dostluk Cemiyeti) öncülük ettiği Epanastasi (Türkçe: Devrim) hareketine dahil oldu.

Georgios Karaiskakis

Georgios Karaiskakis – greekherald.com.au

Bu isimlerden biri olan Georgios Karaiskakis, 1782 yılında Manastır’da dünyaya geldi. Küçük yaşlarda tanıştığı Klept Antonis Katsontonis ile irili ufaklı pek çok yağma görevine katıldı ve yaşına rağmen cesur ve zeki adımları dikkat çekti. Katsontonis’in desteği ile hızla rütbe atladı ve dağdaki diğer Kleptleri örgütleme başarısını sağladı. Ancak henüz 15 yaşındayken Epirus bölgesindeki Ioannina şehrinde yaptıkları bir yağmalama esnasında bölge amiri Tepedelenli Ali Paşa tarafından ordusuyla birlikte esir alındı ve Ioannina’da hapsedildi. Daha sonra kendisi ile ayrıca ilgilenen Tepedelenli Ali Paşa, Karaiskakis’in cesaretinden ve zekasından etkilenerek onu kendi yanına aldı ve muhafızları arasında görevlendirdi.

Tepedelenli Ali Paşa – Wikipedia

1821 yılına gelinen süreçte Karaiskakis, Epanastasi’ye destek vermesi ile Tepedelenli Ali Paşa ile ters düştü ve Mora’daki Rum isyanını ateşleyen isimlerden biri oldu. Missolonghi Kuşatmalarında sağladığı başarılar ile şöhretini arttırdı. Günümüz Yunanistan’ın sembollerinden olan Akropolis’in alındığı Akropolis Seferi‘nde orduyu komuta etti ve üstün başarı sağladı. 1827 yılında savaşan Yunanlıların yanı sıra Batılı vekil güçlerin ve Filhelenist (Yunansever) gönülllülerin de katıldığı Phaleron Muharebesi’nde Türk kuvvetleri tarafından ağır yaralanan Karaiskakis, savaş alanında hayatını kaybetti.

Odysseas Androutsos

Odysseus Androutsos – Greatest Greeks
Odysseas Androutsos – greatestgreeks.wordpress.com

Klept dünyasının  diğer bir ismi olan Odysseas Androutsos, Tepedelenli Ali Paşa’nın himayesinde bir gerilla iken Ali Paşa’nın Osmanlıya isyanın ardından öldürülmesi üzerine Yunan direnişine katılarak cephede görev aldı. 1822 yılında Osmanlı kuvvetlerinin Androutsos’un bulunduğu Gravya Hanı’na baskın düzenlemesi ve yanlış planlama yapmaları üzerine işler Yunanların lehine ilerledi ve Yunanlar kaçmayı başardı. Daha sonrasında Androutsos ile yanındaki isyancıların arası açıldı ve Androutsos Epanastasi’den ayrılarak Osmanlıdan affını istedi ve Osmanlının yanına geçti. Yunan isyancılar Androutsos’u hıyanetle suçlarken Androutsos, Epanastasi birlikleri tarafından yakalandı ve infaz edildi.

Theodoros Kolokotronis

Theodoros Kolokotronis: The archetypal Greek hero - Greek News Agenda
Theodoros Kolokotronis – greeknewsagenda.gr

Mora isyanının en önde gelen isimlerinden biri olan Armatolos (Yunan Direnişinde Düzenli Askeri Birliklere Verilen İsim) Theodoros Kolokotronis, Mora bölgesinde nüfuz sahibi bir ailenin üyesi olarak 1770 yılında dünyaya geldi. 15 yaşında Epanastasi’ye katıldı ve 27 yaşına kadar bölgede faaliyet gösterdi. Gerek askeri gerekse toplumsal faaliyetleriyle ününü arttıran Kolokotronis, hem alt tabaka hem de üst tabaka Rumlar ile sıkı iletişim kurarak bağlantılarını güçlendirdi. Napolyon Savaşları esnasında Rusların Osmanlıya karşı olan deniz harekatlarında gönüllü olarak Rus donanmasına katıldı. Kolokotronis’in bu faaliyetlerinin ardından Osmanlı idaresi kendisi hakkında kovuşturma kararı çıkararak kendisini Mora’da sürekli takip etti. 1821’de isyanın patlak vermesiyle birlikte hareketin en önde gelen isimlerinden olan Theodoros Kolokotronis, özellikle Tripoliçe’de Türk ve Müslümanlara karşı katliam düzeyindeki saldırılar düzenledi. Çeşitli kaynaklara göre 30.000’e yakın can kaybı yaşanan bu muharebenin ardından Kolokotronis, Osmanlının isyanı bastırmak için yardım talep ettiği Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın gönderdiği İbrahim Paşa ordusu ile karşı karşıya geldi. İbrahim Paşa karşısında diğer Osmanlı birliklerine karşı sağladığı üstünlüğü sağlayamayan Armotolos Kolokotronis, Fransızlardan gelen destek birlikleri ile yeniden üstünlüğü ele geçirdi.

Ioannis Kapodistrias: Well-known Greek politician and diplomat – The Greek Herald
Ioannis Kapodistrias – greekherald.com.au

Devrim hareketinin askeri alanından ziyade siyasi alanında da önemli işlere imza atan Theodoros Kolokotronis; Petrompeis Mavromichalis, Aleksandros Mavrokordatos gibi Rum aristokrat isimlerle birlikte Yunan siyasetinin şekillenmesinde kayda değer bir rol oynadı. 17 yaşındaki Bavyera Prensi Otto’nun tahta çıkmasına şiddetle destek oldu. Alman kökenli Prens Otto ile birlikte 1816-22 yılları arasında Rus Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Yunan kökenli Ioannis Kapodistrias, kurulacak olan Yunan Krallığı’nın başbakanlığı için düşünüldü lakin 1831 yılında suikaste uğradı. Kapodistrias, Napolyon Savaşlarının ardından 1815’te toplanan Viyana Kongresi‘nde (Ruslar tarafından ilk defa Şark Meselesi kavramının ortaya atıldığı) Rusya’yı temsilen bulunmuş ve kongredeki başarısının ardından Rus Dışişleri Bakanlığına getirilmişti. Aradan geçen yaklaşık 15 yılın ardından Yunanistan Osmanlıdan koparılarak Şark Meselesi’nin ilk büyük adımı gerçekleştirilmiş ve Osmanlıya ağır bir darbe indirilmişti.

1821 Mora İsyanı

10 Nisan Yeni Ruhani Şehit Grigorios, İstanbul Patriği
Patrik V. Grigorios – ortodokslartoplulugu.com

25 Mart 1821 yılında patlak veren isyanın esas dönüm noktası dönemin İstanbul Patriği V. Grigorios’un idamı oldu. 1821’de kleptler ve armotolosların başlattığı isyanın ardından bu olaylarda parmağı olduğu iddia edilen Patrik V. Grigorios, dönemin padişahı II. Mahmud’un huzuruna çıkarılarak yargılandı ve bölgede çıkan isyanları derhal sona erdirmesi emredildi. II. Mahmud’un bu çıkışı üzerine Patrik, bu olaylarda bir etkisinin olmadığını ve isyanı asla desteklemediğini belirtse de Rus Çarı I. Aleksandr’a yazdığı mektuplar sebebiyle idama mahkum edildi ve Paskalya Gecesi’nde Fener Rum Patrikhanesi’nin orta kapısına asılarak infaz edildi. İnfazın ardından bazı Yahudiler cesedi ele geçirip sürükleyerek denize attı. Bunu gören denizci Rumlar, gece boyunca denizde cesedi aradılar ve bulduktan sonra Filik-i Eterya’nın merkezi Odessa’ya götürdüler. Daha sonrasında bazı Rumlar, Odessa’da ve Yunanistan coğrafyasında Yahudilere karşı saldırıda bulundu.

V. Grigorios’un idamı Yunan dünyası açısından mağduriyet yaratırken, Yunanlılara destek verenlerin sayısı hızla arttı. Dönemin Yunan entelektüellerinden ve sıkı bir liberal olan Adamantios Korais, idamı “Ey aptal Sultan! Arkadaşlarını kaftan giydirmek yerine katlediyor!” olarak yorumladı. Bunun yanı sıra Küçük Kaynarca Antlaşması’na göre Ortodoksların hamisi olarak bulunan İstanbul’daki Rus Büyükelçisi Baron Stroganov, Sultan II. Mahmud’un bu hamlesinin savaşı ulusal bir savaştan çok dini bir savaşa dönüştürdüğünü belirtirken, İngiliz hükümeti ise olayın Osmanlı içişlerince çözülmesi gerektiğini fakat Grigorios’un idamına sebep olan mektuplarının kamuoyu ile paylaşmasının gerekli olduğunu vurguladı.

King Otto, the Bavarian Who Longed for His 'Beloved Greece' - GreekReporter.com
King Otto – greekreporter.com

Tüm bu olan bitenlerle birlikte 1815 yılında ilk kez Viyana’da dile getirilen Şark Meselesi ve aynı şehirde bulunan Rum aristokrat lobisinin faaliyetleri ile başlayan ve Mora civarındaki Rumların isyanı ateşlemesi ile devam eden Yunan direnişi, 1821’den 1829 yılına dek mücadeleyi sürdürdü ve 1829 yılında Osmanlının Edirne Antlaşması‘nı imzalaması ile birlikte Yunanlar Osmanlıdan resmen ayrıldı. Devletin bağımsızlığını kazanması ile birlikte Osmanlıda bulunan Feneryot camiası da gerek siyasi gerekse iktisadi yardımlarını esirgemeyerek yeni kurulan bu devleti kalkındırmak adına önemli adımlar attı.

Filhelenistler: Yunan Hareketine Destek Olan Batılı Aktörler

18.yüzyılın ikinci yarısından itibaren derinden seslerin yükseldiği Yunan bilinçli isyan hareketleri özellikle Batılı aydınlar ve siyasiler tarafından sıkı bir şekilde desteklendi. Dönemin oryantalist sanatçıları, siyasetçileri ve düşünürleri icra ettikleri eserler ve uyguladıkları politikalar ile patlaması beklenen bu isyanı körükledi.

Lord Byron

Colorized engraving shows a portrait of British poet and writer George Gordon, Lord Byron (1788 - 1824), early 1800s. (Photo by Stock Montage/Getty Images)
Lord Byron – theguardian.com

İsyanı körükleyen isimlerden biri olan İngiliz kökenli Lord Byron, Yunan direnişine destek veren önemli filhelenistlerden biri oldu. Aristokrat kökenli bir aileden gelen Lord Byron, küçük yaşlardan itibaren sanat ve edebiyatla ilgilendi. Doğuştan bir ayağı diğer ayağından kısa olarak dünyaya gelen Byron, çocukluk ve gençlik döneminde hem arkadaşları arasında hem de gündelik yaşamında oldukça sıkıntısını çekti fakat bu yaşadıkları onun karakterini daha hırslı ve azimli birine dönüştürdü. Uzlaşmaz tavırlarının gölgesinde kolej eğitimini ve ayağındaki soruna rağmen azimle sürdürdüğü kısa süreli kriket kariyerinin ardından okuduğu kitaplarda tanıştığı Doğu dünyasını ve Helen kültürünü daha yakından tanımak adına Akdeniz ve Yunanistan coğrafyası üzerinden Ortadoğu’ya büyük çaplı bir gezi düzenledi. Cebelitarık ve İtalya üzerinden Yunanistan coğrafyasını büyük bir ilgiyle gezen Lord Byron, Arnavutluk’ta dönemin Osmanlı Paşası ve Yunan kleptleri ile armotoloslarının yakından tanıdığı Tepedelenli Ali Paşa ile görüştü. Yunanistan’dan sonra Anadolu ve Ortadoğu’yu adeta karış karış gezen Lord Byron, gezi bitiminin ardından Londra’ya döndü ve bu büyük çaplı gezisindeki gözlemlerine dayanarak pek çok edebi eser kaleme aldı.

Genç yaşlardan beri Yunan kültürüne ve tarihine büyük bir hayranlık duyan ve adeta Yunanlar için her şeyi yapmaya hazır olan Lord Byron, Yunanistan coğrafyasına gelir gelmez Yunanlı savaşçılar ile tanıştı. Sorunları çözmek için yoğun mesai harcayan Byron, Yunan filosunu yeniden inşa etmek için cebinden 4000 Pound harcadı. 1824’te Mesolongi’ye varan Lord Byron, burada bulunan Feneryot Aleksandros Mavrokordatos ile ittifak kurdu. Ekonomik koşullar nedeniyle isyan eden birtakım Yunan eşkıyaların ihtiyacını karşılamak için isyancılara cebinden 6000 Pound’u hibe etti. Daha sonra Mavrokordatos ile yaptığı bir toplantıda, yapılacak devrim için uzun vadede ekonomik zorlukların patlak vereceği öngörüldü. Bunun üzerine Lord Byron, İngiltere’deki mülkünün bir kısmını sattı ve devrim orduları için ayriyeten 11.000 Pound’a yakın meblağ daha bağışladı.

Aleksandros Mavrokordatos – britannica.com

Byron’ın bu cömert ve sadık tutumu Yunanlıların yüreğini fethetti ve Yunanlıların nezdinde lider olarak benimsendi. O dönem aralarında husumet bulunan Aleksandros Mavrokordatos ile Odysseas Androutsos’un arabuluculuğunu yapmak istedi ve devrim için bir arada olunmasının önemini vurguladı. Fakat bu çabaları sonuç vermedi ve aynı zamanda Kolokotronis ile Karaiskakis’in Byron’a diğer klept ve armotoloslarla irtibat kurmasına gerek olmadığını ve yalnızca Mora bölgesine odaklanmasını tavsiye etmeleri üzerine Lord Byron buna şiddetle tepki gösterdi. Yunanlılar için “Bağımsızlık kazanmaya çalışmaktan çok birbirlerini çekiştirmeye meyilli” ifadelerini kullandı. 15 Şubat 1824’te Mesolongi’de Türklerle girdiği çatışma esnasında ağır yaralanan Lord Byron, yaralanmanın hemen akabinde yakalandığı şiddetli soğuk algınlığının da etkisiyle ciddi sağlık sorunları yaşadı ve 19 Nisan 1824’te hayatını kaybetti. Lord Byron’ın bu azimli, tutkulu ve vefalı karakteri başta Yunanlılar olmak üzere tüm Filhelenistlerin nezdinde kendisinin kahraman olarak anılmasına vesile oldu. Tüm bunlarla birlikte Lord Byron, günümüze dek filhelenizmin en önemli aktörlerinden biri olarak kabul edildi.

Önemli Diğer İsimler

Johann Jacob Mayer ve Chronika Gazetesi freeathensgr

Lord Byron’ın yanı sıra pek çok filhelenist isim gerek icra ettikleri sanat gerekse yürüttükleri politikalar ile Yunanlıların direnişini yoğun bir şekilde desteğini sürdürdü. Dönemin filhelenist isimlere örnek olarak; Fransız Victor Hugo Sakız Adası’nda yaşanan olaylara ithafen “Mavi Gözlü Yunan Çocuğu” şiirini yazdı. Bir başka örnek, Rus şair Aleksandr Puşkin “Ayağa kalk, ey Yunanistan, Ayağa kalk!” dizelerini kaleme aldı. Puşkin, aynı zamanda Odessa’da kurulan Filik-i Eterya üyesiydi ve İpsilantis kardeşler ile yakın ilişkilere sahipti. Bu isimlerin yanı sıra İsviçreli Johann Jacob Mayer gazeteci ve editör kökenli bir isimdi ve 1821’de isyan patlak verdiğinde Lord Byron’ın da bulunduğu Mesolongi’ye giderek Ellinika Chronika gazetesini çıkarttı. Kendi imkanlarıyla büyük çaplı bir matbaa inşa ederek gazete tirajlarını arttırmaya çalıştı ve savaşın propaganda yönünü üstlendi. Savaş alanında da mücadele veren Mayer, 1826 yılında savaş alanında yaralanarak hayatını kaybetti.

Peter von Hoss Kral Otto Atinaya Giriş Yapıyor commonswikimediaorg

Resim alanında da pek çok filhelenist eserler üreten Batılı ressamlar, resmettikleri tablolar ile Yunan romantizmini hat safhaya taşımış oldular. Alman ressam Peter von Hoss, özellikle Napolyon Savaşları ve Yunan Devrimi sırasında yaptığı yağlı boya çalışmalar ile oryantalist ve filhelenist eserler verdi. Fransız ressam Louis Dupre, aynı von Hoss gibi resmettiği eserlerle Yunan coğrafyasını tuvale yansıttı. Keza İtalyan ressam Ludovico Lipparini de benzer çalışmalar gerçekleştirdi.

Londra Filhellenik Komitesi

Londra Filhellenik Komitesi eefshporg

Siyasi ve askeri alanda filhelenizm çok organize ve sistematik bir şekilde yürütüldü. Filik-i Eterya Cemiyeti’nin yanı sıra Londra’da İngiliz Meclisi üyeleri tarafından 1823 yılında Londra Filhelenik Komitesi kuruldu ve Lordlar Kamarası’nın pek çok üyesi bu komitede sıkı bir şekilde siyaset yürüttü. Filhelenizmin önde gelen isimlerinden Lord Byron’ın yanı sıra Jeremy Bentham, Sir John Bowring, Edward Blaquiere ve Thomas Moore gibi isimler komitenin kurucuları arasında yer aldı. Daha sonraki süreçte ise İtalyan kökenli Cesnola Kontu Alenola Palma ile Yunanlı armatör Aleksandros Kontostavlos da bu komitenin üyeleri olarak kabul edildi. Ayrıca Kontostavlos, komite üyeliğinin vesilesiyle Filik-i Eterya Cemiyeti’ne Londra Filhelenik Komitesi temsilcisi olarak davet edildi. Londra Filhelenik Komitesi siyasi fikirler üretmenin yanı sıra bölgede İngiliz çıkarlarını göz önünde bulundurarak askeri politikalar da üretti ve meclise sundu. 1823 yılında Meclisten geçen yasa sonucunda Kraliyet Donanması, Mesolongi yakınlarına destek ekibi gönderdi. Tüm bunlarla beraber iktisadi desteği de es geçmeyen Londra Filhelenik Komitesi, bankacı üyeler başta olmak üzere refah seviyesi yüksek kişilerin desteği ile direnişe mali yardımlarda da bulundu.


Kaynakça:

Greek War of Independence 1821-32 – Greek & Ottoman History DOCUMENTARY, YouTube, Kings and Generals, 27.11.2022

“Walking With The Philhellenes”, Walkingwiththephilhellenes.gr, 2021

“Lord Byron (George Gordon)”, Poetry Foundation, 2025

Kapak Görseli: fikriyat.com

Kaan Ağırsoy
Kaan Ağırsoy
Hiçbir veçhile kablettab'ı teftiş ve muayeneye tabi tutulamaz...

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Natalia Ginzburg: Edebiyatın ve Direnişin Güçlü Sesi

İtalyan yazar Natalia Ginzburg, toplum ve aile temalarını sıklıkla işleyen, döneminin devrimci kimliğini benimsemiş ve bunu da eserlerine yerleştirmeyi uygun bulmuştu.

Notting Hill: Londra’nın En Renkli Yüzü

Notting Hill; renkli sokakları, pazarı ve kültürel dokusuyla Londra’da hem ruhunuza hem gözünüze hitap eden özel bir semttir.

Dostoyevski’nin Rus Edebiyatı Üzerindeki Etkisi

Dostoyevski, Rus edebiyatında sadece bir isim değil aynı zamanda döneminin edebiyat anlayışına da yön veren önemli bir yazardır.

Söylenti Radarında Bu Ay: Isaac Winemiller

Müzikal yalnızlığı bir estetik tercih haline getiren Isaac Winemiller, duygusal derinliğiyle bu ay Söylenti Radar’ında öne çıkıyor.

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Editor Picks