Yorgo Seferis: İzmir’den Nobel’e Bir Şair

spot_img

 

Yorgo Seferis, 1900 yılında Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı  olan İzmir’in Urla ilçesinde Rum kökenli bir ailenin ferdi olarak dünyaya gözlerini açtı. Birinci Dünya savaşının ve dönemin siyasi olaylarının da etkisiyle ailesiyle,  uzun yıllardır yaşadıkları İzmir’i terk ederek 1918 yılında Paris ‘e taşındı. Yorgo Seferis bu sırada Paris ‘te hukuk eğitimi almaya başladı . Aynı zamanda edebiyata ve dönemin siyasi olaylarına yaşadığı mübadele sebebiyle de kayıtsız kalamıyor, okuyor , özlüyor , düşünüyor ve yazıyordu…

Osmanlı topraklarında başlayan hayatı; lise öğrenimi için Atina’da , akademik eğitimi için Paris’te ve sonrasında diplomat olarak devam ettiği İngiltere, Arnavutluk, Mısır ,İtalya, Güney Afrika , Lübnan , Suriye, Ürdün ,Irak ve Türkiye gibi ülkelerde devam etti. Diplomatlık yaptığı süre boyunca birçok onur ödülüne ve dünyanın önde gelen üniversitelerinden fahri doktora derecelerine layık görüldü.

                                                  Yorgo Seferis

            Seferis edebi yapıtlarını şiir halinde ortaya koymuştur. Şiirlerinde genel olarak “eskiye özlem , arayış, geçmiş ve melankoli” ögeleri göze çarpar.  Sembolizm akımının izlerini dizelerindeki şehirlerin deniz kokusunda hissetmek mümkündür. Homeros’un Odysseia’sından ilham alarak  yazdığı  mitoloji konulu yirmi dört  kısa şiirden oluşan  Mythistorema edebiyat dünyasında büyük ses getirmiştir ve edebiyat eleştirmenlerince oldukça olumlu dönütler almıştır. 1966 yılında yazmış olduğu “Üç Gizli Şiir” adlı yirmi sekiz kısa şiirden oluşan eseri de gerçeküstü akımın etkisinde yazılmıştır.

 

 

Ne idiyse onu yansıtan
amansız bir ayna şu beyaz kağıt
Senin sesinle konuşur beyaz kağıt
Senin gerçek sesinle…Beğendiğinle değil;
Senin eserindir, boşuna harcadığın
Bu hayat.
Yeniden ele geçirebilirsin belki

Seni başladığın yere
Fırlatan bu kaygısız nesneye
Tutunabilirsen eğer.
Hayatın, sen ne verdiysen odur
Bu boşluk, sen ne verdiysen odur
Bu beyaz kağıt.”

Seçme Şiirler: Seferis, Çeviri: Cevat Çapan, Yön Yayıncılık ,1993

Yorgo Seferis’in eserlerinde -kendisinin de söylediği gibi -Helen kültürünün  şair üzerindeki etkisi yadsınamaz derecede ilham kaynağı olmuştur. Kültüre olan edebi katkılarından dolayı 1963 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüştür. Mesleği gereği gördüğü ülkeler, farklı kültürler ve seçkin çevresi Yunan edebiyatında Seferis’in   öncülüğünde hem Batı biçimciliğine hem de Yunan diline özgü  yeni bir soluk kazandırmıştır.

Şairin şiirlerinde ,çocukluğu ve ilk gençlik yıllarında yaşadığı Urla’yı bırakıp gitmek zorunda oluşunun bıraktığı psikolojik izleri, özlemleri ve eski günleri hissetmek mümkündür. Şairin yarım kalmışlıklarla dolu Urla’ya yıllar sonra tekrar gelmesi onu derinden etkilemiş olup edebi eserlerine de yansımıştır. Bırakıp gitmek, geri dönmek ve eskinin eskisi gibi olmaması… Şairin hislerini  “bir başka” olarak tasvir ettiği geçmiş zamanın izlerini taşır. Geçmişteki anılar artık bir başkadır…

             Seferis Nobel Edebiyat Ödülünü alırken (1963)

Nasıl ki
Kalkar, doğup büyüdüğün şehre
Gidersin bir gece
Ve bakarsın temelinden yıkılıp yeniden kurulmuş o şehir
Ve yakalamaya çalışırsın geçen yılları
Onları yeniden bulmanın umudu içinde.

Bir Şairin Günlüğü, Yorgo Seferis, Çeviri: Erdal Alova, Can yayınları,2012.

 

Seferis 20 Eylül 1971 ‘de  bir başka kıyıya ve bir başka anılara özlemle Atina’da dünyaya gözlerini kapatmıştır.

 

Nedir aradığı ruhlarımızın, yolculuklara çıkıp
Yıpranmış gemilerin bordalarında, karışıp kalabalığına
Yüzleri soluk kadınların, ağlayan çocukların,
Ne uçan balıklarla, ne de direklerin yöneldiği yıldızlarla avunup
Eskiyip cızırdayarak gramofon plaklarıyla,
İsteksizce katılıp boşuna yolculuklara,
Kırık dökük düşünceler mırıldanarak anlaşılmaz dillerden?

Nedir aradığı ruhlarımızın, yolculuklara çıkıp
Çürüyen teknelerde
Bir limandan öbürüne?

Kaldırarak taş yıkıntılarını, soluyarak
Çamların serinliğini hergün biraz daha güçlükle,
Yüzerek bir gün bu denizin sularında,
Bir gün bir başka denizin,
Dokunmasız,
İnsansız,
Artık ne bizim, ne sizin olan bu ülkede.

Biliyorduk ki adalar güzeldi
Buralarda bir yerde, arayıp durduğumuz,
Belki biraz aşağıda, ya da biraz yukarıda,
Belki de çok yakınlarda.

Destansı Öykü, Yorgo Seferis, Çeviri: Cevat Çapan, De Yayınevi ,1965.

               Seferis’in Urla’daki evi (Günümüz)

“Bilirsin, kolayca huysuzlaşır evler, bomboş kalırlarsa.”

Üç Kırmızı Güvercin ,   Yorgo Seferis, Çeviri: Cevat Çapan , Altın Kitaplar, 1971.

 

 

Kaynakça

https://www.yeniasir.com.tr/sarmasik/2018/04/06/izmirin-nobel-edebiyat-odullu-sair-yazari-seferis

https://www.nobelprize.org/prizes/literature/1963/seferis/biographical/

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Söylenti Aylık Frekans

Söylenti Müzik Frekansı ile sonbaharın gizemli, esintili ve en sevilen zamanlarına, Ekim ayına hoş geldiniz! Önerilerimiz sizin için hazır.

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Editor Picks