Çamura ve kana batmış
Yirmi birinci yüzyılın siyah pardösüsü
Dikenli tellerin henüz boğmadığı
Bir avuç insan kalmışız
-İnsan kalmışız-
Mayınlar arasında yürüyoruz yüreğimiz saatli bomba
Kaçma arkanı dönüp, bu batağı durultan sensin
Suyun durulduğu yerde yazan
Senin ismin
Kaçıp gitme çöle de yağmurlar yağar
Bir çiçeğe elini uzatır
Filizlendirirsin
İçini boşalttığımız kelimeler artık birer duvar
Duvarlar aşacak gücümüz yok yıpranmışız
Bu toplu intiharların kaçıncı nesilden tanığıyız
Ama dur,
Eskitme bakışlarını kuzeye dönen kuşların müjdecisi sensin
Senin kokun var kırlangıçların kanatlarında
Kaldır beni yüzüstü düştüğüm çukurdan
Bırak bir çınar gibi kök salayım avuçlarına
Gri bulutları aralar gökyüzünü
Renklendirirsin
Saklanmak kolay değil bu asit yağmurlarından
Kâr etmiyor şemsiyeler
Gökyüzünden ümit keseli çok olmuş
Şimdi bu karanlık bu izbe sokaklarda dilek tutmak
Sığmıyor aklıma
Çevir yüzünü yüzüme aydınlansın kaldırımlarım
Çaput gibi bağlanayım kollarına
Bir şubat akşamı şehrimi
Yeşillendirirsin