Işıl ışıl süslenmiş yılbaşı ağaçlarının hepimize güzel duygular hissettirdiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Eskiden, üzerinde Noel baba ve yılbaşı ağaçlarının olduğu simli kartpostallar nasıl da mutlu ederdi bizi. Fakat süslemeleriyle görsel şölen sunan yılbaşı ağaçlarının kökenine, kültürel arka planına dair bilgilerimiz yüzeysel diyebileceğimiz bir seviyede. Bu yazıda yeni yılın yaklaştığını haber veren yılbaşı ağaçlarının kültürel, tarihsel bir analizini bulacaksınız..
Tüm dünyada çeşitli yılbaşı süslemelerinden bahsetmek mümkün olsa da yılbaşı ağacının evrensel bir yönü vardır. Üzerindeki süsler ya da ağaç türleri farklı olsa da dünyanın dört bir yanında Noel ve Yeni yıl kutlamalarının vazgeçilmez bir parçasıdır. Yılbaşı ağaçları genellikle köknar, ladin ve yeşil çam olarak karşımıza çıkar. Bu ağaçlarının süslenmesiyle yeni yıl ağaçları oluşmaktadır.
Noel ağaç süsleme geleneğinin tam olarak ne zaman ortaya çıktığına dair net bilgi bulunmuyor. Fakat ağaçların süsleme geleneğinin Avrupa Pagan geleneklerine kadar uzandığını söylemek mümkündür. Özellikle Pagan dinlerin tamamına yakınında ağaç kutsal bir unsur olarak kabul edilmekteydi. Pagan dini kutlamalarında yapraklarını dökmeyen ağaçlar korkuya ve kötülüğe karşı bir direnç gücü olarak görülüyordu. Daha sonra bu gelenek dini bir boyut değiştirdi ve Hristiyanlığa geçen İskandinavyalıların Noel zamanı şeytanı kaçırtma, ya da kuşlar için bir ağaç hazırlama ritüeli olarak evlerine girdi. Sadece İskandinav ülkelerinin değil Çinliler, Yahudiler ve Mısırlılar da bu yaprak dökmeyen, her mevsim yeşil kalan ağaçları ölümsüzlüğün bir sembolü olarak kabul ediyordu.
Kökenleri nerelere dayanmaktadır?
Bir önceki paragrafta da bahsettiğimiz gibi Noel ağaçlarının kökenine dair net bir bilgi yok fakat farklı kültürlerde benzerlikleriyle ve farklılaşan yönleriyle birçok kökeni bulunmaktadır.
Bazı kaynaklar Noel Ağacının, Batı Almanya’da ortaya çıktığını öne sürmektedir. Ortaçağda Adem ve Havva‘nın cennet bahçesinden kovulmasını sahneleyen bir tiyatro oyununda, arka dekor olarak kullanılan üzerinde elmalar olan bir çam ağacı bulunuyordu. O zamandan itibaren Adem ve Havva yortusunda (yani 24 Aralık‘ta başlayıp 31 Ocak‘ta sona eren zamanda) Almanlar, evlerine böyle bir cennet ağacı dikerek üzerine çeşitli hamur işleri bırakırlardı. Tabii sonrasında bu hamur işlerinin yerini çeşitli süslemeler, çörekler ve İsa’yı sembolize eden mumlar aldı. Noel zamanında evlerde sadece bu ağaçlar yoktu; Noel piramitleri de bulunuyordu. Zamanla bu cennet ağacının ve Noel piramidinin buluşmasıyla Noel ağacı ortaya çıktı.
Eski Mısırlılar ise, şahin başlı ve güneşi tacında yanan bir disk olarak taşıdığına inandıkları Ra adlı bir tanrıya tapıyorlardı. Gündönümünde, Ra hastalığından kurtulmaya başladığında, Mısırlılar evlerini onlar için yaşamın ölüm üzerindeki zaferini simgeleyen yeşil palmiye ağaçlarıyla doldururlardı.
Kuzey yarımkürede, yılın en kısa günü ve en uzun gecesi 21 Aralık veya 22 Aralık’a denk gelir ve kış gündönümü olarak adlandırılır. Eskiden birçok insan güneşin bir tanrı olduğuna ve kışın her yıl güneş tanrısı hasta ve zayıf olduğu için geldiğine inanıyorlardı. Gündönümünü kutladılar çünkü bu onlar için, nihayet güneş tanrısının iyileşmeye başladığı anlamına geliyordu. Yaprak dökmeyen dallar onlara, güneş tanrısı güçlendiğinde ve yaz geri geldiğinde yeniden büyüyecek olan tüm yeşil bitkileri hatırlattı.
Noel ve yılbaşına ait süsleme teknikleri Britanya ve İrlanda‘da biliniyordu fakat bu yeşil çam ağacının üstüne süsleme yapma geleneği 19. yüzyıla kadar uygulanmamıştı. Bu gelenek Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı Kraliçesi Victoria‘nın eşi Prens Albert ile birlikte hayata geçirilmeye başlandı. Prens Albert bu geleneği Noel zamanında ağaç süsleme işini alışkanlık haline getiren Alman anne ve babasından öğrenmişti. Bu yeni gelenek o zamanlar üst sınıflarda hemen arkasından da halk arasında yaygınlaşmaya başladı. Hatta 1842 yılında Kraliçe Victoria ve Prens Albert’i bir Noel ağacının önünde resmeden bir kart yapıldı. Kraliçe Victoria, zamanının moda ve trend belirleyicisi olması nedeniyle bu akım popüler hale kolayca geldi. Londra‘da Noel ağacı sektörü doğdu ve ağaç süslemeleri ile satışa çıktı. Ağaç, dallarına çoğunlukla kurdele, mumlar ve şekerlemeler asılarak süsleniyordu.
Kraliçe Victoria ve Prens Albert’in resmedildiği Noel kartı.
17. yüzyılda Almanların Noel ağacını Amerika‘ya götürmesiyle birlikte de Noel ağaçları ve süslemeleri 19. yüzyılda moda olmaya başladı. Günümüzde ise ABD’ de sevilen iki Noel ağacı ışıklandırması olan Ulusal Noel Ağacının ve Rockefeller Center’daki ilk Noel ağacının ışıkları ritüeli canlı tutmaya devam etti.

Sadece Amerika, Almanya ve İngiltere ile kalmayan Noel Ağacı süsleme geleneği, Amerikalı misyonerlerin Çin‘e ve Japonya’ya Noel ağaçları ve kağıt süslemeleri tanıtmasıyla da evrensel bir nitelik kazanmaya başlamış oldu. Zamanla kültür misyonerliği için bir araç olarak görülse de yılbaşı ağacı süslemeleri varlığını sürdürmeye devem etti. Örneğin Sovyet Rusya zamanına kadar Noel ağacı geleneği varlığını sürdürmeye devam etmekteydi. Ancak Sovyet Rusya’nın, Noel ağacını hem bir burjuva geleneği olarak yorumlaması hem de dini öğeler barındırdığını ifade etmesi bu geleneği sekteye uğrattı fakat 1990’larda Sovyet Rusya’nın çöküşüyle yeni yıl ağaçları Noel ile birlikte varlığını sürdürmeye devam etti.
Yılbaşı Ağacının Evlerin İçine Girişi
Yılbaşı ağacı yaygın bir biçimde birçok kültür tarafından benzer biçilerde benimsense de ağaçların evlere getirilişi ve bireysel olarak evlerde süslenişi hakkında kesin bir bilgi yok ama bazı inanışlar var.
Uzun zamandır Martin Luther’in eve bir köknar ağacı getirme geleneğini başlattığı düşünülüyordu. Bir söylenceye göre, bir akşam geç saatlerde, Martin Luther ormanın içinden eve yürürken yıldızların ağaçların arasından ne kadar güzel parladığını fark etti. Bu güzelliği ailesiyle paylaşmak istedi, bu yüzden bir köknar ağacını kesip eve götürdü. İçeri girdikten sonra dallara küçük, yanan mumlar yerleştirdi ve bunun güzel Noel gökyüzünün bir sembolü olacağını söyledi böylece Noel ağacı doğdu.
Türklerde Yılbaşı Ağacı süsleme geleneği
Türklerde yeni yıl kutlamaları hakkında konuşmak için öncelikle İslamiyet öncesinde Türklerde yeni yılın ilk günü olarak kabul edilen Nardugan‘a bakmak gerekir. Nardugan’da Türkler ölümsüzlüğü sembolize edilen akçam ağaçlarını süsler, etrafında geleneksel ritüellerini gerçekleştirirlerdi. Çam ağacının kutsal olarak görülmesinin diğer sebebi ise tüm ırkların çam ağacından türediğine dair olan inançtan gelmekteydi. Ay yılı esasına göre 25 Aralık’ta gündüzün geceyi yenmesiyle Türkler, Tanrı Ülgen‘e teşekkürlerini sunmak için bir çam ağacının dallarına renkli çaputlar asar, kurdeleler bağlar ve hediyeler bırakırdı. Tüm bunlar yukarıda da bahsedildiği üzere eski Pagan dinlerinde olduğu gibi aydınlığın karanlığı mağlup etmesini kutlamak içindi.
Doç. Dr. Haluk Berkmen’e göre Noel ağacı süslemesi İslamiyet öncesi Türklerde olan Hayat Ağacı inancına dayanmaktadır. Hayat Ağacı olarak adlandırılma sebebi ise; akçam ağacının kışın yapraklarını dökmeyen ve sürekli yeşil kalan bir doğası olmasına dayandırılıyordu.
Yılbaşı ağacının; isimleri, süslemeleri, atfedildiği dini veya kültürel anlam ne olursa olsun evrensel bir özelliğe sahip olduğunu söylemek mümkündür.
Nice güzel, mutlu yıllara…
Kaynaklar
arkeofili.com/yilbasi-agaclari-neden-var-gelenegin-ilginc-tarihi/
www.history.com/topics/christmas/history-of-christmas-trees
Türklerde Yılbaşı ve Çam Ağacı Süsleme Geleneği, Ali Kalburcu (tarihlisanat.com)
Muazzez İlmiye Çığ – MERKAM söyleşisi ( Cumhuriyet Gazetesi )