Yeraltı Edebiyatının En Çok Okunan Yazarları

Hatice Dağdelen
Hatice Dağdelen
“Ne yapmak istediğini bilmiyorsan, ne yapmamak istediğini düşün.”
Editör:
İclal Yaka
spot_img

Yeraltı edebiyatı, 19-20. yüzyıllar arasında ortaya çıkan, topluma karşı eleştiri, kanunlara başkaldırı, cinsellik, uyuşturucu, argo, ahlakın yozlaşması ve daha nicesini içerisinde barındıran bir edebiyat akımıdır. Genel olarak kabul görülen her şeyi reddeden bu akımın eserlerindeki karakterler, psikolojik olarak bir çöküş içerisinde olup kendilerini toplumdan soyutlamışlardır. Bu içerikte, sizler için bir sıralama yapmadan yeraltı edebiyatının en çok okunan yazarlarını derledik. İyi okumalar dileriz!

1. Hakan Günday

Neokuyorum.org

”Ne yapmak istediğini bilmiyorsan, ne yapmamak istediğini düşün!”

Yeraltı edebiyatının Türkiye’deki önemli öncülerinden birisi olan ödüllü yazar Hakan Günday, 29 Mayıs 1976 yılında Rodos’ta doğmuştur. İlköğrenimini Brüksel’de bitirmiş, Ankara’da Tevfik Fikret Lisesi’nde okumuştur. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransızca Mütercim Tercümanlık Bölümündeki öğrenimini yarıda bırakıp Brüksel’deki Universite Libre de Bruxelles’in Siyasal Bilimler Bölümüne geçiş yapmıştır. Ardından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesine girip sonrasında üniversiteyi tamamen bırakma kararı almıştır.

Hi.name.tr

İlk kitabı olan Kinyas ve Kayra‘yı, 23 yaşında bir üniversite öğrencisiyken ne yapacağının sorgulaması içinde, okulunun karşısındaki kahvehanede, el yazması olarak yazmıştır. 2000 yılında yayınlanan kitap, yeraltı edebiyatının önemli örneklerinden birisi olmuştur. Kitapta, yaşamın boşluğu içerisinde anlam arayan Kinyas ve Kayra’nın her türlü illegal eylemlerde bulunması anlatılmıştır. Kitaplarında toplumsal normlara başkaldırı, ahlaki yozlaşma, yabancılaşma, yalnızlık, soyutlanma, cinsellik gibi konuları işleyen Günday, Kinyas ve Kayra ile adını duyurmuş ve sonrasında Zargana (2002), Piç (2003), Malafa (2005), Azil (2007), Ziyan (2009, Dedesinin idam edilen kardeşi Ziya Hurşit Bey’i anlatır), Az (2011), Daha (2013) adlı eserlerini kaleme almıştır. Daha adlı kitabı Onur Saylak yönetmenliğinde filme uyarlanmıştır. Hakan Günday aynı zamanda Müslüm, Şahsiyet, Uysallar, Boğa Boğa gibi yapımların senaristliğine de imza atmıştır.

2. Dostoyevski

Indyturk.com

“Kimseyle görüşmüyor, hatta insanlarla konuşmaktan kaçıyor,
gittikçe daha çok köşeme çekiliyordum.”

Usta yazar Dostoyevski, 11 Kasım 1821 yılında Moskova’da, sarhoş bir baba ve hasta bir annenin ikinci çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. İlköğrenimini Moskova’da gören Dostoyevski, annesinin ölümünün ardından Petersburg Mühendis Okulu’na gitmiştir. Buradayken babasının ölüm haberini almıştır. Okulunu bitirdikten sonra İstihkâm Müdürlüğü’ne girmiştir. Bir yıl sonra istifa ederek edebiyata yönelmiştir ve ilk kitabı olan İnsancıklar, 1846 yılında yayınlanmıştır. Bu eserinden sonraki eserlerinde istediği başarıyı yakalayamayınca politikaya yönelmiştir. 1849 yılında bir komploya karıştığı iddiasıyla tutuklanmış ve 8 ay hapishanede kalmıştır. Kurşuna dizilmek üzereyken arkadaşları ile birlikte affedilmiştir. Bunun sonucunda 4 yıl kürek çekme, 6 yıl da hapis cezası almıştır. Cezasını çekmesi için Sibirya’da ki Omsk Cezaevi‘ne gönderilen Dostoyevski burada geçirdiği sürede Subaylığa kadar yükselmiştir. 1857 yılında Maria Dmitrievna Isayeva ile evlenmiş ve 1859 yılında özgür kalıp Petersburg’a yerleşmiştir. Buradayken Ezilenler (1861) ve Ölüler Evinden Anılar (1862) adlı eserlerini kaleme almıştır.  Sara nöbetleri ve kumar bağımlılığı yüzünden maddi açıdan sarsıldığı dönemde Yeraltından Notlar (1864), Suç ve Ceza (1866), Kumarbaz (1866), Budala (1868), Ebedi Koca (1870) ve Ecinniler (1872) gibi yeraltı edebiyatını zenginleştiren değerli eserler yazmıştır.

Dostoyevski’nin St. Petersburg’da ki Müzeye Çevrilen Evi (24okur.com)

Karamazov Kardeşler (1879) adlı eserini görseldeki evde 3 yıl boyunca yazmıştır. Bu ev daha sonrasında müzeye dönüştürülmüştür. Eserlerinde kendi hayatından izlere rastlanılan, yalnızlık, suç, ahlaki ikilemler, başkaldırı gibi konuları ele alan Dostoyevski, 28 Ocak 1881 yılında ciğer kanamasından dolayı vefat etmiştir. 31 Ocak 1881’de yapılan cenaze töreninde yaklaşık otuz bin kişi tabutunun arkasından yürümüştür.

3. Oğuz Atay

Karakoymono.com

“Seni Dostoyevski bile kurtaramaz.”

Oğuz Atay, 12 Ekim 1934 yılında Kastamonu’da doğmuştur. Babası Cemil Atay‘ın milletvekili seçilmesiyle Ankara’ya taşınmıştır. Atay, üniversiteye kadarki öğrenimlerini Ankara’da görmüştür. TED Yenişehir Lisesi’ni birincilikle bitirdikten sonra 1951 yılında İstanbul Teknik Ünivesitesi’nde İnşaat Mühendisliği Bölümünü okumuştur. 1960-1970 yılları arasında İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmıştır. 1961 yılında Fikriye Gürbüz ile evlenip 1967 yılında boşanmıştır. Eşiyle boşanmasının ardından yazarlık kariyerinin en verimli dönemini yaşamıştır. 1968 yılında arkadaşının eski eşi Sevin Seydi ile ilişkiye başlamıştır. Atay, ilk romanı olan Tutunamayanlar‘ı Sevin Seydi’ye ithafen yazmış, eserdeki kadın karakterini de Sevin’den esinlenmiştir. 1968 yılında Sevin ile ilişkileri ayrılıkla sonuçlandığında, 1973’te Tehlikeli Oyunlar adlı romanını kaleme almış ve bu eserinde Sevin ile olan ayrılıklarını Hikmet ve Bilge ilişkisiyle kurgulamıştır. Buradan da anlaşılacağı üzerine yazar, eserlerinde kendi hayatından parçalar eklemiştir. 1972 yılında Tutunamayanlar üzerine yapılan bir söyleşide tanıştığı Pakize Kutlu ile 1974 yılında evlenmiştir. 1975’te üniversite hocası Mustafa İnan’ın biyografisi olan Bir Bilim Adamının Romanı‘nı yazmıştır. Yine aynı yıllarda Korkuyu Beklerken ve Oyunlarla Yaşayanlar adlı eserleri yayınlanmıştır. Oğuz Atay, 13 Aralık 1977’de beynindeki tümörün tedavisi sonuç vermeyince hayata gözlerini yummuştur.

Dostoyevski, Proust, Kafka, Yusuf Atılgan, Sabahattin Ali, Ahmet Hamdi Tanpınar gibi yazarlardan etkilenen Oğuz Atay eserlerinde yalnız, yabancılaşmış, sorgulama içerisinde olan karakterleri işlemiştir. Yıldız Ecevit‘in yazdığı Oğuz Atay monografisinde, Atay’ın kız kardeşi Okşan Ögel ile yaptığı röportaj aracılığıyla, romanlarındaki karakterlerde kendi yaşamına dair izler taşıdığı anlaşılmıştır. Okşan Ögel’den öğrenilen bilgilere göre Atay, küçük yaşlarda zatürre olduğu düşünülen bir hastalık geçirmiş ve bunun sonucunda annesi tarafından çok üstüne düşünülerek büyütülmüştür. Aynı durum Tutunamayanlar romanındaki Selim karakterinde de görülmüştür. Ne tesadüftür ki Selim karakteri de, Oğuz Atay gibi beynindeki tümör nedeniyle hayatını kaybetmiştir.

4. Charles Bukowski

Imdb.com

“Başkalarını çözmeye çalıştıkça kendimi düğümlemişim, haberim yok…”

Tam adı Heinrich Karl Bukowski olan Charles Bukowski, 16 Ağustos 1920 yılında Andernach/Almanya’da doğmuştur. Bukowski, 2 yaşındayken ailesiyle Los Angeles’a taşınmıştır. Los Angeles Lisesi’ni bitirdikten sonra Los Angeles Üniversitesi’ne kaydolmuş ve edebiyat, sanat, gazetecilik dersleri almıştır, ancak 2 yıl sonra okulu bırakmıştır. Okul yıllarında birçok eser okuyup hikâyeler kaleme almıştır. Babası yazdığı hikâyeleri bulmuş ve yazılarını yok etmiştir. Bunun üzerine Bukowski, evi terk etmiştir. Yazar Ham on Rye adlı romanında babasının işsiz olduğunu ve sürekli kendisini dövdüğünü anlatmıştır. 24 yaşındayken Aftermath of a Lengthy Rejection Slip adlı hikâyesi dergide yayınlanmıştır. Bu eseri kariyeri açısından önemli bir yer tutmuştur. 2 sene sonrasında 20 Tanks From Kasseldown adlı hikâyesi yayınlanmış fakat bundan sonrasında Bukowski, basım sürecinin yavaşlığı nedeniyle 10 yıl boyunca hiçbir şey yazmamıştır. Bu 10 yıllık süreçte çeşitli işlerde çalışmıştır. 1955 yılında ülser nedeniyle hastaneye kaldırılmış ve hastaneden çıktıktan sonra yeniden yazmaya başlamıştır. 1957’de Barbara Frye ile evlenip 1959’da boşanmıştır. Bu yılda ilk şiir kitabı olan Flower, Fist and Bestial Wail yayınlanmıştır. 1969 yılında yayıncı John Martin’den çalışma teklifi almış ve postanedeki işini bırakıp tüm zamanını yazarlığa ayırmıştır. Women ve Hollywood adlı eserlerinde “Sara” adıyla anılan Linda Lee Beighle ile 1985 yılında evlenmiştir. Yeraltı edebiyatının büyük temsilcilerinden birisi olan Charles Bukowski, 9 Mart 1994 yılında lösemiden dolayı yaşamını yitirmiştir.

Eserlerinde insan ilişkileri, alkol, uyuşturucu, argo gibi unsurlar barındıran Bukowski, kendisi için Henry Chinaski adını kullanmıştır. Özgün bir tarza sahip olan yazar, eserlerinde bolca kendi hayatından kesitler bulundurmuştur.

5. Chuck Palahniuk

Rollingstone.com

“Bütün bunları öğrendim ve artık geri dönüşü yok.
Cahillik bir zamanlar sonsuz mutluluktu.”

Chuck Palahniuk, 21 Şubat 1962 yılında Washington eyaletinin bir kasabasında dünyaya gelmiştir. Annesi ve babası Chuck henüz 14 yaşındayken boşanmış ve bunun sonucunda Chuck kardeşleriyle birlikte anneannesi ile dedesinin çiftliğinde yaşamıştır. İlkokul yıllarında zekasıyla herkesin dikkatini çekmiş ve o yıllarda bilim kurgu romanları okumaya başlamıştır. University of Oregon’un gazetecilik bölümünden mezun olmuştur. Palahniuk 30’lu yaşlarının ortalarında öyküler yazmaya başlamıştır. İlk eserleri oldukça rahatsız edici bulunduğu için yayınevleri tarafından basılmamıştır. 1995’te Fight Club’ın altıncı bölümü olacak “Pursuit of Happiness” adındaki hikâyesi yayınlanmıştır. Fakat Palahniuk, bu hikâyeyi genişletip roman haline getirmek istemiştir ve bu isteği yayıncı tarafından onaylanmıştır. Cacophony Society adındaki gruptan ilham alarak yazdığı Fight Club ilk basılan eseri olmuştur. Kitap oldukça güzel tepkiler almış ve “En İyi Roman” ödülünü kazanmıştır. Aynı zamanda eser usta yönetmen David Fincher tarafından filme uyarlanmıştır. Fight Club’dan sonra Palahniuk, Survivor (1999), Invisible Monsters (1999) ve Choke (2001) adlı eserlerini kaleme almıştır. Babasının birlikte olduğu kadının eski kocası tarafından öldürülmesiyle başa çıkabilmek için Lullaby (2002) adlı eserini yazmıştır.

Yeraltı edebiyatı denilince akla gelen ilk isimlerden birisi olan Chuck Palahniuk, kendine özgü güçlü anlatım tarzıyla ölüm, hırs, hayata karşı nefret ve eleştiri gibi temaları eserlerinde işlemiştir.


Kaynakça:

  1. Akyıldız, Hülya. “Oğuz Atay”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Web. 22.07.2024.
  2. “Charles Bukowski Kimdir?”. Akit. Web. 22.07.2024.
  3. “Chuck Palahniuk kimdir?”. Akit. Web. 22.07.2024.
  4. “Dostoyevski” Biyografya. Web. 22.07.2024.

Kapak Görseli:

  1. Neokuyorum.org
  2. İndyturk.com
  3. Söylentidergi.com
  4. Imdb.com
  5. Rollingstone.com
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

5 Maddede Cage the Elephant’ı Tanıyalım

Cage the Elephant, farklı türlerde birçok şarkı yaparak büyük beğeni toplamış başarılı bir grup.

İstanbul’un En Güzel Kafeleri: Kitap, Kahve ve Yağmur Keyfi

İstanbul’un sonbahar atmosferine eşlik eden, kitapla kahvenin buluştuğu en güzel kafeleri derledik.

Downtown Girl Estetiği: Şehrin Ruhunu Yansıtan Moda Akımı

Downtown Girl estetiği: Özgürlüğü takip edenlerin ve sonbaharın ruhuyla bağlananların temsilî.

Şirvanşahlar: Demir Kapı’nın Muhafızları

Şirvanşahlar Devleti, Azerbaycan ve Kafkasya’da yüzyıllar boyunca hüküm süren İranî ve Türk etkilerini harmanlayan köklü bir hanedanlık mirasıdır.

Enter the Void Film İncelemesi: Noé’nin Neon Tokyo’su

Tartışmalı yönetmen Gaspar Noé, Enter The Void ile izleyiciyi Tokyo’nun neon ışıkları ve dar sokakları arasında ruhsal bir yolculuğa çıkarır.

Aşk Zamanı Filmi: Hafızanın Yarattığı Geçmiş

Aşk Zamanı; hafızanın, deneyim ve arzular eşliğinde en baştan inşa ettiği geçmişin izini sürüyor. Toplumsal normların dayattığı yaşantının yeni özel alanlarını açığa çıkarıyor.

Ters Yüz Karakterleri Hangi Kitapları Önerirdi?

Riley'in duyguları, Ters Yüz ile ekranlara taşındı. İç dünyamıza rehberlik eden bu karakterlerin sizler için hazırladığı kitap listesini inceleyin!

KPop Demon Hunters Fırtınası: HUNTR/X ve Saja Boys

Müzik ve savaşı aynı hikâyede buluşturan Kpop Demon Hunters, 2025'e damgasını vururken izleyiciye hangi temel mesajı iletiyor?

“Cadılar Mutfağı” Tablo İncelemesi: Ötekileştirmenin Görsel Hafızası

Frans II Francken’in Cadılar Mutfağı tablosu, cadı avı döneminin toplumsal korkularını, kadınlık temsillerini ve şeytan imgelerini çarpıcı biçimde yansıtıyor.

Sonbahar Ruhunu İliklerimize Kadar İşleyen 13 Şarkı

Yazı geride bırakıp sonbaharın derinlerine inerken sonbahar havasını yansıtan 13 şarkıyı sizler için derledik!

Editor Picks