Yeniliklerin Şairi: Asaf Halet Çelebi

spot_img

“Bir sanat eserinin karşısında iken biz kendimizi sanatkarın ruhunun aynasında görürüz. Hoşlandığımız şey, içimize, samimi ve hakiki benliğimize yakın olan şeydir.”

                                                                       Asaf Halet ÇELEBİ

Asaf Halet Çelebi 27 Aralık 1907 tarihinde, İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Asıl adı “Mehmet Ali Asaf”tır. Modern gelenekçi anlayışın temsilcisi kabul edilen Çelebi, aynı zamanda egzotik şiirleri ile tanınan Cumhuriyet dönemi şairlerindendir. Dini ve tasavvufi edebiyatla ilgilenen babasından Farsça ve Fransızca öğrenmiştir. Eğitim hayatını tamamladıktan sonra zabit katibi olarak göreve başlamıştır.

Sanat Hayatı

Henüz 18 yaşında bile değilken, aruz vezniyle rubai ve gazeller yazmıştır. Fakat Asaf Halet Çelebi, değişime açık ve yenilikçi bir şairdir. O zamanın edebiyat anlayışında yeniliğe yer olmadığını fark edince Divan şiiri tarzından vazgeçmiştir. 1937 yılından sonra Batı tekniklerine yönelmiş ve şiirlerinde serbest ölçü kullanmaya başlamıştır.

İlk şiirleri; Ses, Hamle, Sokak, Servet-i Fünun-Uyanış ve Gün Gazetesi‘nde yayımlanmıştır. İlk şiirlerinden itibaren özgünlüğü ile göze çarpmıştır. Soyut şiir yazılmayan  dönemde soyut şiirin ilk temsilcisi Asaf Halet Çelebi olmuştur. Şiirlerinde okuyucusunu şaşırtan kapalı ifadeleriyle edebiyata farklı bir boyut kazandırmış ve edebiyat çevrelerinin ilgisini çekmeyi başarmıştır.

Kullandığı Batı teknikleri ve yazdığı soyut şiirleri sayesinde kabiliyeti zaten fark edilmiş olan Çelebi, 1940’lı yıllarda edebiyat dünyasına yeni bir tarz daha kazandırmıştır. Şiirlerinde İslam tasavvufu ile eski Doğu din kültürü motiflerini ses yankılarıyla işleyerek edebiyatımızda bambaşka bir tarz oluşturmanın adımlarını atmıştır. Şiirlerinde farklı kültürlerden ve tarihlerden izler bulmak mümkündür. Bu durum okuyucunun ilgisinin artmasına sebep olmuştur. Yine bu yıllarda Gün Gazetesi’nde eski-yeni tartışmasına katılmıştır. Yenilikçi anlayışın temsilcisi konumunda olan Çelebi, eski kuşakları oldukça sert bir şekilde eleştirmiştir.

İlk eserlerini kaleme aldıktan sonra, Anadolu-İran-Hindistan üzerinden şiiri kullanarak soyut bir dünya yaratmış ve kendisinden sonra gelen şairlere soyut şiir anlayışında öncü olmuştur. Sadece şiir yazmakla kalmamış; Hint edebiyatı ve Fars edebiyatı ile ilgili çalışmaları da yayımlanmıştır.

Henüz çocukken Mevlevi Şeyhi Ahmet Remzi Dede ve Rauf Yekta Bey’den nota ve musiki dersleri de almıştır. Bu sebeple, Türk sanat müziği hakkında da fazlasıyla bilgisiyle sahip olan Çelebi; resim, müzik ve bilimle ilgili makaleler de yazmıştır.

Şiire Bakış Açısı

Asaf Halet Çelebi şiire bakış açısını, “Mesela esasen, müşahhas (somut) malzeme ile müreccet (soyut) şiir, bilakis mücerret mefhumlu (anlam yükü) kelimelerden mümkün mertebe soyunmuş olan ve toplu bir halde mücerret bir mana anlatan ve bize o ihtisası (duygu) veren ruh anının ifadesini taşıyan şiirdir.” diyerek açıklamıştır.

Ölümü

Asaf Halet Çelebi, edebiyat hayatını en verimli şekilde değerlendirmeye çalışmıştır. Hayatının her anında kendini geliştirmek adına durmadan çalışmıştır ve emeklerinin karşılığını da, Türkçe şiirde modern-gelenekçi anlayışın temsilcisi olarak kabul edilerek almıştır. Onun edebi görüşünü anlamayan ve garipseyen kişilerce çok fazla eleştiriye maruz kalmış olsa da sanatını en iyi şekilde icra etmiştir. 15 Ekim 1958’de Haseki Hastanesi’nde hayata gözlerini yummuştur.

Öldüğünde henüz 51 yaşında olan şairin edebiyatımıza katacak çok şeyi vardı belki de. Bugün Türkçe şiirin yenilikçi şairi Asaf Halet Çelebi’nin doğum günü. Şimdi biz onu zamanın ötesinde yazdığı şiirler ile tanıyoruz. İyi ki çağdaş üslubu ile edebiyatımıza dokunmuş.

Şiirleri

  • He (1942)
  • Lamelif (1945)
  • Om Mani Padme Hum (1953, ölümünden sonra 1983)

Araştırma ve İnceleme

  • Mevlana (1940)
  • Molla Cami (1940)
  • Eşrefoğlu Divanı (1944)
  • Naima (monografi, 1953)
  • Ömer Hayyam (1954)
  • Divan Şiirinde İstanbul (Antoloji, 1953)

“Küçük kedim
molozlu sokakların ağır uykusunda
gerin
bilirim ki sen
bu çöplükten değilsin
benim gibi garipsin
ikimizin de unuttuğumuz
kuşları bol
ağaçları bol bahçelerdensin
koca duvarlı sokaklarda sıkılmışsın
ve canından bıkmışsın”

Kaynakça

  • Alıntı Şiir: Asaf Halet Çelebi-Kedi
  • Mehmet Kaplan-Cumhuriyet Devri Türk Şiiri
  • Fikret Adil, Fikret Ürgüp-Om Mani Padme Hum’un Kahramanı Asaf Halet Çelebi
spot_img

1 Yorum

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.