Yelbegen adlı yaratık, Altay Türklerinin inançlarına göre korkunç bir devdir. Birden fazla başı olan, insan eti yiyen, insan kanı içen ve konu olduğu anlatılarda kahramana ve çevresindekilere dehşet saçan bu varlığın, yeraltının efendisi Erlik’in tebaasından olduğuna inanılır. Yeraltının dehşet verici karanlığından çıkıp gelen Yelbegen’i sizler için inceledik.
Yelbegen’in İsmi

Yelbegen ya da Celbegen, Altay folklorunda yer alan, insan etiyle beslenen, korkunç mitik bir yaratıktır. Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük’te Yelbegen, Altay hikayelerindeki devler olarak tanımlanır. Sözlükte bu ismin Türk topluluklarındaki varyantlarına değinilir. Buna göre, Altaylarda “Jilbegen”, “Yelbegen” ve “Çelbegen”; Hakaslarda “Çilbigen” olarak ses değişimine uğrar. Altay ve Teleütlerde insan eti yiyen bir dev olarak bilinen bu yaratık Dîvânu Lügâti’t-Türk’te “Yilbüke” olarak geçer ve ejderha anlamına gelir.
Yelbegen’in Genel Özellikleri

Yelbegen, karanlıklardan çıkıp gelen bir varlıktır. O kadar ki bu yaratığın kanının bile kara olduğu düşünülür. Hatta kendisi de siyah veya sarı renklerdedir. Bu renklerin Türk kültüründe olumsuz anlamlar yüklendiği düşünülür. Yelbegen’in kamlık yaptığı bile düşünülmüştür. Altay metinlerine göre bu yaratık doğal olarak insanlardan uzakta, ormanda veya 99 köşeli yurdunda yaşar. Kurbağa ve yılanla beslenir. Yelbegen’in diyeti sadece bunları kapsamaz. En bilinen özelliği insan etiyle beslenmesidir. Hatta Köpekle Kurt adlı masalda Konçıbay, Celbegen’e yemesi için kendisi yerine hayvanını vermeyi teklif eder. Ancak o “Hayır, ben hayvan eti yemem. İnsan yerim. Senin etin lezzetlidir. Ben ilk senin oğlunu yiyeceğim. Akşam geldiğimde bana oğlunu vereceksin” diyerek bu teklifi reddeder. Kögüdey-Kökşin Destanı’nda Celbegen’in karısı “insan kanını su yerine içen” birisi olarak tarif edilirken bazı masallarda Celbegen ve ailesinin kan içip insan eti yediğinden bahsedilir. Seçkin Sarpkaya, kan içme özelliğiyle bu yaratığın vampir tipine uygun özellik sergilediğini belirtir.

Kötücül bir yaratığın en alışılagelmiş özelliklerinden biri de şekil değiştirme özelliğidir. Yelbegen de anlatılarda şekil değiştirme özelliğiyle öne çıkar. Ferah Türker, Altay masallarından birinde Yelbegen’in ilk olarak şekil değiştirerek nehirden su içen atları ürküttüğünü sonra da bir ihtiyara dönüşerek kahramanın oğlunu yemeğe çalıştığını anlatır. İbrahim Dilek’ten aktardığı Köpekle Kurt adlı masalda atın ciğerine dönüştüğü görülür: “Bir gün Konçıbay malını sulamaya götürdüğünde, malı su içerken aniden korkmuş (…) görmüş ki suda atın ciğeri duruyor. Konçıbay onu alarak, kancaya takıp, atına binerek gitmiş. Giderken bir ses duymuş, dönüp bakmış ki, kancadaki atın ciğerinin yerinde Celbegen oturuyor.”.
Çok Başlı Bir Dev

Tüm bunların yanında, Yelbegen çok başlı olmasıyla bilinir. Genellikle yedi, yetmiş veya yetmiş yedi başlı olduğuna inanılır. Türker, Altay Türklerinin anlatılarında Yelbegen’in yerini incelediği çalışmasında, Bahaeddin Ögel’in Celbegen’in üç, yedi, dokuz ve on iki başlı olduğunu ifade ettiğini ancak kendi incelediği metinlerde on iki başlı olana rastlamadığını, üç başlı olanın da sadece Celbegen’in Yedi Baş Alması isimli masalda “O vakitler Celbegen’in üç başı varmış. Fakat üç baş onun için azmış.” diye geçtiğini ve sonradan yedi başa sahip olduğunu belirtir.

Yelbegen’in başlarının her birinin bir görevi olduğu düşünülür. Yine aynı çalışmada Türker, İbrahim Dilek’ten buna dair çeşitli örnekler aktarır. Örneğin, yukarıda sözü geçen masalda bu görevler şöyle tanımlanır: “O vakitler Celbegen’in sadece üç başı varmış. Fakat üç baş onun için azmış. Onun başının birisi nasıl yiyecek bulacağını düşünmek için, ikinci başı konuşmak için, üçüncü başı da ağlamak veya gülmek içinmiş. Fakat türkü söylemek için başı yokmuş.” ya da Kögüdey-Kökşin Destanı‘nda “Yetmiş başlı Celbegen/ Bir başıyla bağırıp/ Bir başıyla haykırıp/ Bir başıyla ağlayıp/ Bir başıyla inleyip/ Yetmiş başı yetmiş türlü/ Ses çıkararak geldi” denilerek yaratığın çok başlı olmasının boşuna olmadığının altı çizilir. Alıp Manaş Destanı’nda da Ak-Kaan, Alıp Manaş’ı öldürmek için yanına yedi başlı Celbegen’i yollar. Bu yaratığın yedi, yetmiş veya yetmiş yedi başlı olması aynı zamanda Türklerde yedi sayısının önemini de bizlere gösterir.
Erlik’in Fedaisi Karanlığın Efendisi

Böyle korkunç bir yaratığın elbette yeryüzüne veyahut gökyüzüne ait olması düşünülemez. Altay folklorunda insanlara kötülük yapan yaratıkların Erlik tarafından yaratıldığına inanılır. Yelbegen de bunu destekler niteliktedir. Türker’in Dilek’ten aktardığı Celbegen’in Yedi Baş Alması masalında üçten fazla baş isteyen yaratık önce tanrıya başvurur. Tanrı kendisine yardım etmeyince Erlik’ten yardım ister. Şeytanlarıyla toplantı yapan Erlik, Yelbegen daha önce piposunu çalmış olsa da kendileri gibi etle beslendiği için ona dört baş daha verme kararı alır. Karanlıklardan kötülük saçmaya gelen bu yaratık, yine karanlıklar ve yeraltıyla ilgili bir mite konu olmuştur. İbrahim Dilek, ay tutulmasının Yelbegen’in ayı yemesinden kaynaklı olduğuna inanıldığını belirtir ve bununla ilgili olan miti paylaşır:
“Erlik dünyayı yok etmesi için yeraltından Celbegen’i gönderir. Celbegen yeryüzünü yok etmeye başlar. Ülgen yeryüzünü kurtarması için Güneş’i gönderir. Güneş, dünyaya yaklaşırken her şey yanmaya başlar. Güneş geri çekilir. Tanrı onun yerine Ay’ı gönderir. Ay, dünyaya yaklaşıp çekim kuvvetiyle Celbegen’i kendine çeker. Celbegen elinde kovası ve tutunduğu ağaçla birlikte Ay’a yapışır. Ay, Celbegen’i gökyüzüne çıkarır. Ay’ın şekil değiştirmesinin veya bazen tamamen görünmez olmasının Ay’la Celbegen arasındaki mücadeleden kaynaklandığına inanılır”.
Yelbegen’in Erlik tarafından yeryüzüne gönderilmesi ve tanrı yerine Erlik’ten yardım almış olması onun karanlıklara ait bir yaratık olduğunu kanıtlamaktadır. Ayrıca, güneş yerine ay ile ilişkili olması da yine onun karanlıklarla olan ilgisini gösterir zira ay da karanlığa aittir ve sıklıkla yeraltının kötücül yaratıklarıyla bağdaştırılır.
Yeniden Doğuş

Mitolojide ay ve karanlıklarla bağdaştırılan bir yaratığın dişi olmaması bir istisnadır. Nitekim, Fuzuli Bayat da Yelbegen’i mitolojik ana kompleksine ait demonik bir varlık olarak düşünür. Devle ejder arası bir yaratık olan Yelbegen’in insanları yuttuğunu ve özellikle kahramanları yutup geri çıkardıktan sonra kahramanın güçlü ve yenilmez olduğunu ifade eder. Celal Beydili de bu yaratığın küp karısı veya cadı kılığında düşünülebildiğini belirtir. Buna göre, bu “büyücü karı” ayakları olmayan bir kahramanı yutar ve geri kusar. Kahraman çıktığında ayakları yerindedir. Yelbegen’in gücü körlerin gözünü açabilir, eli, ayağı olmayanlara el ve ayak verebilir. Bu da bizlere Yelbegen’in tıpkı Yalmavuz gibi anne arketipinde bir varlık olabileceğini de düşündürebilir. Türker de Alimcan İnayet’ten Yalmavuz’un, Alkarısı, cadı ve Celbegen gibi ruhlarla benzerliği olduğunu ve anaerkil dönemde olumlu bir varlıkken zamanla kötü ruha dönüştüğünü aktarır.

Bu noktada, Yelbegen de tıpkı sayılan diğer kötü ruhlar gibi dişi olarak düşünülebilir. Bununla birlikte, Dilek, Yelbegen’in eril olduğunu belirtir hatta sakalı da vardır ve bu sakal gölün suyunu süzecek kadar uzundur. Türker de incelediği anlatılarda Celbegen’in evli bir erkek ya da bahadır olarak ortaya çıktığını hatta destanlarda genellikle “Celbegen öbögön” olarak geçtiğini ve buradaki “öbögön” kelimesinin daha çok erkekler için kullanılan bir hitap sözü olduğunu imler. Ancak bazı anlatılarda olumlu özellikler taşımasının da İnayet’in bahsettiği dönüşümün bir göstergesi olabileceğini ekler. Her halükarda, kesin olan tek bir şey vardır ki Yelbegen de tıpkı saydığımız diğer yaratıklar gibi insanların kanını içip etlerini yiyerek onlara korku saçmaya devam etmektedir.
Kaynakça
- Bayat, Fuzuli. Türk Mitolojik Sistemi 2. İstanbul: Ötüken Neşriyat, 2018.
- Beydili, Celal. Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük. Ankara: Yurt Kitap-Yayın, 2015.
- Dilek, İbrahim. Resimli Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük: Altay/Yakut. Ankara, 2014.
- Ergun, Metin. Altay Türkleri’nin Kahramanlık Destanı: Alıp Manaş. Konya, 1997.
- Sarpkaya, Seçkin. “Köyün Delisi’nin Kaleminden Türk Halk Bilgisi Ürünlerinde Vampirler”. Türk Kültüründe Vampirler: Oburlar, Yalmavuzlar ve Diğerleri, Editör: Ömer Ünal, Ankara: Karakum Yayınevi, 2018, ss.17-75.
- Türker, Ferah. “Altay Türklerinin Anlatmalarında Mitik Bir Varlık: Celbegen”. Milli Folklor, 2012, 81-90.
- Kapak Görseli: wikimedia.org



Damla hanım,gerçek bir inanç sistemini bize aktardığın için teşekkür ederiz 🫠