Yedi Güzel Adam Dizisinde Geçen Şiirler

Editör:
Deniz Filiz, Eyüp Can Gürer
" hide_table_content="td_encvalW2dpemxlXQ=="]

Yedi Güzel Adam, 2014-2015 yılları arasında TRT 1‘de yayımlanan bir televizyon dizisidir. Uraz Kaygılaroğlu, Baran Akbulut, Yıldız Çağrı Atiksoy ve Kemal Uçar‘ın başrolü paylaştığı dizide daha pek çok oyuncu yer alır. Dizide yer verilen yazar ve şairler Adil Erdem Bayazıt, Alaeddin Özdenören, Cahit Zarifoğlu, Nuri Pakdil, Mehmet Akif İnan, Ali Kutlay, Rasim Özdenören ve Sait Zarifoğlu‘dur. Dizi, adını Cahit Zarifoğlu’nun aynı adlı şiirinden alır. Şiirin konusunun bahsi geçen şairlerle doğrudan bir alakası yoktu. Bununla birlikte bahsi geçen şairlere bu yakıştırma yapılmasından dolayı dizi bu adı almıştı. Dönem dizisi olan yapımın asıl konusu edebiyat olmak ile birlikte geçtiği dönemin bazı siyasi ve tarihi olaylarını da işler. 1970’li yılların sonlarında yaşanan Maraş olayları ve bu olaylara giden süreci anlatmasının yanı sıra Kudüs meselesine de detaylı bir şekilde yer verilir.

Dizinin esas konusu Adil Erdem Bayazıt‘ın düğünü için memleketine dönmesi ile başlar. Lise yıllarından beri arkadaşları olan şair dostları da şehre geri dönmüştür. Beraber okudukları Kahramanmaraş Lisesi namı diğer Kara Lise‘de Erdem ve Cahit edebiyat, Zehra ise coğrafya öğretmeni olarak görev yapmaktadır. Şairler bir yandan memleketlerinde edebiyat faaliyetlerine devam edecek bir yandan da dönemin çalkantılı siyasi hayatının etkileri ile yoğrulan hayatlarında mücadele vereceklerdir.

Dizi boyunca her ne kadar şairlerin hayatı anlatılıyor olsa da dizide çok sayıda yan karakter de mevcut. Ayrıca senaryo için genel itibari ile gerçek hayattan esinlense de kurmaca demek daha doğru olur. Zira şairlerin gerek lise hayatları gerekse Kahramanmaraş’ta geçen yıllarının anlatıldığı dizide hayatları birebir işlenmez. Örneğin dizinin genelinde karşılıklı olmasına rağmen bir türlü oldurulamayan bir aşk hikâyesi olarak gösterilen Zehra ve Cahit aşkı hikâyeye senaryo gereği eklenmişti. Ayrıca lise öğrencileri ve onların hayatlarına dair kesitleri gördüğümüz sahneler de kurmacaya dahildi.

beyaz perde

“Yedi adam biri bir gün
bir aşk bir gün
gereğini belledi
ölüm girse koynuna
Ayırmaz aşkı yanından”

Dizi izleyenleri çok keyifli bir yolculuğa çıkarır. Akıcı bir senaryoya sahip olmasının yanı sıra oyuncuların başarısı hikâyeyi daha da anlamlı kılar. Oyuncuların hitabetlerinin kuvvetli; ses tonlarının da bir o kadar güzel olması şiirlerin güzelliğini daha da arttırır. Karakterlerin hikâyeleri birbirinin içine geçmiş ve dizi boyunca çok güzel işlenir. Heyecanın had safhada olduğu sahnelere de ev sahipliği yapan dizide kuşkusuz en önemli unsur edebiyattır. Şiirler dizinin genelinde kendine yer bularak hikâyeyi tamamlayıcı bir unsur görevi görür. Sadece dizide yer alan karakterlerin değil Attilâ İlhan, Necip Fazıl Kısakürek ve Nâzım Hikmet başta olmak üzere başka şairlerin de şiirlerine dizi boyunca yer verilir. Ayrıca bazı bölümlerde seslendirilen şiirlerin bizzat dizinin senaristine ait olduğunu da belirtelim. Dizinin 39 bölüm boyunca her introsunda Uraz Kaygılaroğlu’nun sesinden başka bir şiir dinlemek de diziyi güzelleştiren detaylardan biri. Duygusal bir atmosfer bütün bölümlerde izleyiciyi sarıp sarmalarken dizinin müzikleri de bu atmosferi destekler.

Yedi Güzel Adam 10 yıl önce yayımlanan bir yapım olmasına rağmen hâlâ sevilen ve seyredilen bir dizidir. Günümüzde her ne kadar dönem işleri popüler olsa da edebiyatın merkezinde olduğu bir dizinin uzun süredir ekranlarda olmadığı gerçeği ile gelin tekrar Yedi Güzel Adam izleyelim, izlerken dizideki şiirleri de şöyle bir hatırlayalım.

Aşk Risalesi – Adil Erdem Bayazıt

“Yaslan göğsüme sevdiğim
Benim gönlüm gök gibidir açık deniz gibidir
Pas tutmaz benim içim yeryüzü gibidir
Toprak gibidir
Sen ki bulut gibisin
Ay gibisin güneş gibi bazen”

Dizi boyunca Erdem Bayazıt ve eşi Naciye Bayazıt arasındaki aşk çok naif bir şekilde işlenir. Erdem ilk bölümde Kahramanmaraş’a döndüğünde Naciye ile nişanlıdır ve düğünleri de bu bölümde gerçekleşir. Dizinin devamında Bayazıt Konağı‘ndaki hayatlarına şahit oluruz. Erdem Bayazıt eşine olan aşkını zarif tavırlarıyla hep belli etmektedir. İkilinin sahnelerinde eşine şiirler okuduğunu görürüz. 12. bölümde bebeklerine hamile olan Naciye merdivenlerden düşerek fenalaşır ve hastaneye kaldırılır. Haberi alan Erdem yıkılır. Eşinin başında beklerken ağlayarak şiirler okur. Neyse ki korkulu bekleyiş güzel haberle neticelenir ve Naciye kendine gelir. Hastane odasında iken Naciye’nin yanına oturan Erdem ona kendi şiiri olan Aşk Risalesi‘ni okuyarak teskin olur.

Üçüncü Şahsın Şiiri- Attila İlhan

“Gözlerin gözlerime değince
Felaketim olurdu, ağlardım
Beni sevmiyordun, bilirdim
Bir sevdiğin vardı, duyardım
Ne vakit karşımda görsem
Öldüreceğimden korkardım
Felaketim olurdu, ağlardım”

Dizinin özellikle ilk bölümlerinde şairlerin lise yıllarını gösteren sahnelere sıkça yer verilir. Bu yıllarda Zehra‘ya âşık olan Erdem onun için Zehr-i Aşk adında bir şiir yazar. Aşkını ilan etmesi konusunda ısrarcı olan Rasim ise şiiri Erdem’den habersiz dergiye gönderir. Bunun üzerine tüm okul Erdem’in Zehra’ya olan aşkını öğrenir. Zehra çok mahcup olur. Erdem bu olay üzerine okuldan uzaklaştırma alınca Rasim’in içi el vermez ve gidip okul müdürüne şiirin kendisinin gönderdiğini itiraf eder. Bunun üzerine okul müdürü Rasim’e Üçüncü Şahsın Şiiri‘ni bilip bilmediğini sorar. Ardından şiiri okumasını ister. Böylece bu sahnede Rasim Özdenören’den, Attila İlhan’ın Üçüncü Şahsın Şiirini dinlemiş oluruz. Okul müdürü hatasını bir kez daha anlayan Rasim’e, Erdem’in uzaklaştırma cezasını kaldırdığını kendisine ise bu vicdan azabının yeteceğini söyler.

Bu Yağmur- Necip Fazıl Kısakürek

“Bu yağmur… bu yağmur… bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur…
Bu yağmur… bu yağmur… bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.”

Genç şairler lise yıllarında edebiyat sohbetleri yapmak, şiir okumak veya yazmak için Yalnız Ardıç dedikleri ağacın altında buluşurlar. Seneler sonra tekrar Kahramanmaraş’a döndüklerinde bu ağacın yanına gelen Erdem ve Cahit‘in anıları canlanır. Şairlerimiz okuldan çıkmış ağacın altında otururken birden yağmur yağmaya başlamıştır. Eşyalarını apar topar toplayan Erdem ve Cahit ağacın altından çıkar ve yağmura karşı Necip Fazıl Kısakürek‘in Bu Yağmur şiirini okurlar.

Tahir’le Zühre Meselesi – Nazım Hikmet

“Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
Hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte
Yani yürekte.”

Cevat, Hakkı, Kahraman, Güler ve Merve dizideki öğrencilerdir. Dizi boyunca onların hikâyelerine de tanık oluruz. Bazen doğrudan hocaları olan Erdem, Cahit ve Zehra ile bazense kendi hayatlarından kesitlerle genel hikâyeyi desteklerler. Burada Cevat bilhassa ön plana çıkmaktadır. Sorunlu bir ailesi olan Cevat asi bir lise öğrencisidir. İlk derslerinden itibaren Erdem’e kafa tutar. Edebiyatı ve Erdem’in derslerini küçümser. Erdem ise başından beri Cevat’ı kazanmaya çalışır. Nitekim ilerleyen bölümlerde yaşadığı sorunlar Erdem ve şair arkadaşları ile yakınlaşmasını sağlayacaktır. Bir derste Erdem Cevat’a Tahir’le Zühre Meselesi şiirini ezberleyip gelmesini söyler. Başta bunu reddeden Cevat bir sonraki ders sözlü notunu yükseltmek bahanesi ile şiiri ezberlediğini ve okumak istediğini söyleyerek tahtaya çıkar. Şiire başlar fakat devamını bir türlü getiremez. Bunun üzerine normalde kekeme olan ve bilhassa Cevat tarafından hor görülen Kahraman birden ayağa kalkarak şiiri okumaya başlar. Kahraman sadece şiir okurken kekelememektedir. Biraz da arkadaşının mahcup olmaması için bunu yapar. Bütün sınıf şaşkın bir şekilde onu dinler.

Aylak Göz – Cahit Zarifoğlu

Erkenden aşındırır aşkını
Anlamaz bir kadının
Süresiz kapılıp yangeldiği tablolara
Severek tebessüm attığını
Ağır başıyla kopar dağdan
Nöbet alır şehri devirir.

Aylak Göz şiirinin okunduğu bu sahne Zehra ile Cahit arasındaki kopuşun yaşandığı sahnelerden biridir. Cahit tarafından olumlu veya olumsuz bir yanıt alamayan ve gençliğinden beri onun aşkından başka bir şey düşünmeyen Zehra içine kapanık ve sakin bir karakterdir. Onun kadar içine kapanık olan Cahit ise Zehra’ya ilgi duymak ile birlikte kendi iç meselelerini duygularına karıştırmakta ve çekimser kalmaktadır. Bu konuda şair dostları tarafından da sık sık köşeye sıkıştırılan Cahit, kendi deyimiyle Buzdağı’ndandır. Bu tabir onun şiirlerinin kapalı bir anlam ifade etmesi yanı sıra Zehra’ya olan tavrını da tanımlamaktadır.

Adnan ise Zehra’ya ilgi duyan biridir. Karanlık tarafları olduğu herkesin malumu olduğundan şehir eşrafı tarafından kendisinden pek hazzedilmez. Zehra da mesafesini hep korumakla birlikte bazen emrivakilerine maruz kalabilmektedir. Nitekim akşam yemeği davetine hayır diyemez. Yemek sırasında yoldan geçen Cahit ikisini baş başa gördüğünde yıkılır. Fakat bu konuda sürdürdüğü kayıtsız tavrını devam ettirir ve “bitti o şiir, başka mısra gerekmez” diyerek hayal kırıklığını dile getirir.

Ölü Vakitleri Yaşamak İhtiyar Evlerde – Adil Erdem Bayazıt

Duvarları çatlak
Tavanı dökülmeye hazır
Temelinde bitlerin karıncaların ince bacaklı böceklerin
gezindiği
İhtiyar evlerde
Zamanı çekip üstümüze
Örtüyoruz kirli ve açık yerlerimizi.

Erdem Bayazıt‘ın kendi şiiri olan Ölü Vakitleri Yaşamak İhtiyar Evlerde dizide bir kaç kez kendine yer bulur. Bu sahnede Erdem Bayazıt evlerinde konuk olan Filistinli bir kadın ve iki çocuğunun acısını yüreğinde hissederek bu şiiri onlar için okumaktadır.

Âşık Oldur Kim Kılar Cânın Fedâ Cânânına – Fuzûli

Âşık oldur kim kılar cânın fedâ cânânına
Meyl-i cânân itmesin her kim ki kıymaz cânına
 
Cânını cânâna vermekdir kemâli âşıkın
Vermeyen cân i’tirâf itmek gerek noksânına
 

Yedi Güzel Adam her ne kadar edebi bir aklım olmasa da bahsi geçen şairler söz konusu olduğunda akla İkinci Yeni şiirine yakın bir şiir anlayışı gelir. Zira onlar da şiirde yenilik aramaktadır. Nitekim Cahit Zarifoğlu’nun şiirlerini serbest ve kapalı bir anlam üzerine kurgulayışı ile imge anlayışı dizide de bahsi geçen konulardandır. Benzer şekilde Erdem Bayazıt da şiirlerini serbest vezin ile yazmaktadır. Bir tek arkadaşları Mehmet Akif İnan Divan edebiyatını ve aruz veznini savunmakta ve şiirlerini bu minvalde kaleme almaktadır. İlerleyen süreçte kendisi de serbest şiir anlayışını benimseyecektir. Bu sahnede Fuzuli’nin Âşık Oldur Kim Kılar Cânın Fedâ Cânânına beytini onun öncülüğünde hep beraber söylerler.

Yedi Güzel Adam 39 bölüm boyunca o kadar güzel şiirlere yer verdi ki hangisini koysak diğerleri eksik kalırdı. İçlerinden çok zorlanarak da olsa bazıları seçtik. Fakat diğerlerinde de aklımız kaldı. Şiirin ve edebiyatın bu kadar yoğun olduğu bir dizi, edebiyat severler için kuşkusuz çok kıymetliydi. İster dijitalde isterse televizyonda en kısa zamanda edebiyat ve dostluğun işlendiği yapımların tekrar yer bulmasını dileyelim ve asrımızın zarif gençlerine Cahit Zarifoğlu’nun şu dizeleri ile veda edelim;

“Anılar defterinde gül yaprağı
Gibi unutuldum kurudum
Başıma düşmüş sevda ağı
Bir başıma tenhalarda kahroldum
Sen kimbilir, rüzgârlı eteklerinle
Kimbilir hangi iklimdesin, ben
Sensiz bu sessizlikle
Deli gibiyim sensiz
Bu sessizlikle

Ayrılıkla başım belada
Gözlerini çevir gözlerime
Yoksa sensiz bu sessizlikle
Deliler gibiyim
Sensiz bu sessizlikle.”


Kaynakça:

“Yedi Güzel Adam.” beyazperde.com. Web. Erişim Tarihi: 02.10.2024.

“Yedi Güzel Adam.” beyazperde. com. Web. Erişim Tarihi: 02.10.2024.

spot_img
Sena Yiğit
Sena Yiğit
birtakım şeyler deniyorum.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Marmaris’te Yaz Rüyası: 5 Günlük Keşif Rotası

Ege ve Akdeniz'in incisi Marmaris için keyifli bir yol rotası.

Feminizmin Gücü: Patriyarka’nın Sosyal Yapılara Etkisi

Patriyarkal sisteme meydan okuyan feminizm, kadını güçlendirip eşitlikçi bir toplum inşasına öncülük eder.

Söylenti Konser Takvimi: Üç Büyükşehirde Kimler Var?

Söylenti müzik ekibi tarafından hazırlanan; İstanbul, Ankara ve İzmir'e müzik coşkusunu tattıracak birbirinden farklı Mayıs ayı konserleri sizlerle!

5 Farklı Sebeple Neden Yaşlı Adam ve Deniz Okumalıyız?

Yaşlı Adam ve Deniz, mücadelenin değerini ve kaybetmenin içinde de bir başarı ve onur olduğunu dile getiren zamansız bir hikayedir.

Türk Mitolojisinde Kartal Figürü

Kartal, Türk mitolojisinde önemli bir yere sahip hayvan figürüdür. Destanlara ve efsanelere konuk olarak hükümdarlık alametine dönüşmüştür.

Geyik: Türk Mitolojisinin Derinliklerindeki Ruhsal Rehber

Türk mitolojisinde geyik, doğa ile insan arasındaki ilişkiyi simgeler. Ruhsal yolculuk, rehberlik ve dönüşüm figürü olarak geçmişten günümüze derin bir anlam taşır.

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”