Yazınca Hafifler: Günlük Tutmanın Psikolojik Gücü

Editör:
Berru Buldanlıoğlu
spot_img

Son dönemde yapılan pek çok psikolojik araştırma, günlük tutmanın bir terapi yöntemi olarak kullanılabileceğini göstermektedir. “Günlük terapisi” olarak bilinen bu terapötik yöntem, bireyin duygularını ve düşüncelerini düzenlemesine yardımcı olur; böylece stres, kaygı ve duygusal yükleri hafifletir. Ayrıca günlük yazmanın, iyileşme sürecinde büyük rol oynayarak travma yaşamış bireylere yeni bakış açıları sağladığı bilinmektedir. Tüm bu sebeplerle günlük yazmak, içsel yolculuğumuza zannedilenden çok daha büyük bir ışık tutar.

Günlük Tutmak Aslında Nedir?

Günlük tutmanın faydaları
yapikredi.com

Günlük tutmanın sadece önemli anları kaydetmek olduğu düşünülür. Günlük yazmayı, gün içinde neler yaptığımızı aktardığımız bir eylem olarak öğreniriz; günlük yazmak denilince ilk akla gelen budur. Oysa günlük yazmak, bireyin duygularını, düşüncelerini, yaşadıklarını kapsayan bir süreçtir. Gün içerisinde yaşadığımız duygularımızı, düşüncelerimizi yazarak ifade etmek, onların farkına varmamızı sağlar. Bu farkındalık ise bir dönüşüm potansiyeline sahiptir. Yazmak; duygularını reddetmeyen, onları fark eden ve iyileşmek isteyen bireyin kendi kendine yardım edebilmesine olanak sağlayan bir yöntemdir.

Bu içsel yönüyle günlük tutmak, birey için kendini keşif aracına dönüşebilir. İşte bu noktada Ira Progoff tarafından geliştirilen, günlük tutmanın bir terapi yöntemi olarak kullanıldığı Günlük terapisi kavramı ortaya çıkar. Ira Progoff bu yöntemi, dört temel bölümde ele almıştır: yaşam boyu boyut, diyalog boyutu, derinlik boyutu ve anlam boyutu. Aynı zamanda bu bölümlerde kendi içinde alt bölümlere ayrılmaktadır. Bu alt bölümler kariyer, rüyalar, beden ve sağlık, ilgi alanları, olaylar ve yaşamda anlam gibi konuları içermektedir. Kısaca, yaşama dair hemen her konuda günlük terapisinden yararlanmak mümkündür.

Günlük Tutmanın Faydaları

Günlük tutmanın bireyin psikolojisi üzerindeki etkileri
uplifers.com

Genellikle, düşüncelerimiz o kadar hızlıdır ki onların farkına varamayız. Yazmak, tam olarak burada devreye girer çünkü günlük yazmak, duygusal farkındalığımızı artırır ve duygu ve düşüncelerimizi daha iyi tanımamıza yardımcı olur. Birey, duygu ve düşüncelerin farkına vardıkça iç dünyasını tanır ve kendiyle daha sağlıklı bir iletişim kurabilir. Bu farkındalık zamanla yaşam üzerinde bir güçlenme ve kontrol duygusu yaratır.

Düşüncelerimiz yazarken yavaşlar ve berraklaşır dolayısıyla aşırı düşünmeyi engelleyerek bireyin endişe döngülerinin kırılmasına yardımcı olur. Birey, etkili başa çıkabilme mekanizmaları geliştirmeye başlar. Böylelikle, stres düzeylerinin azalmasını sağlayıp bireyde rahatlama sağlar.

Duygu ve düşüncelerini yazan birey, kendini tanıdıkça iletişim becerileri gelişir. Dış dünyaya açılan yol, iç dünyada farkındalık kazanmaktan geçer. Kendini tanımak, insanın en temel sorumluluğudur; çünkü kendini tanımayan birey ne hayattaki amacını bulabilir ne de isteklerinin kendine ait olduğundan emin olabilir. Bu durumda yalnızca hayatın içinde savrulur. Kendini tanıma konusunda daha bilinçli olduğumuzda, dış dünyaya da kendimizi daha rahat ifade edebiliriz. Kendimize uygun ilişkileri seçebilir, sınırlarımızı çok daha rahat çizebiliriz. Böylelikle ilişkiler artık bizi yormak yerine besler.

Günlük Tutma Terapisi Nasıl Uygulanmalı?

Yazmanın iyileştirici gücü
conservation-careers.com

Günlük yazmayı sıkıcı bir eylem olmaktan çıkarıp, keyif alacağımız bir sürece dönüştürmek önemlidir. Bu sebeple, öncelikle kendimize uygun yazma yöntemini bulmalıyız. Bu süreci keyifli hale getirmek tamamen kişisel bir deneyimdir. Deneyerek, süreç içerisinde bize hangi yöntemin iyi geldiğini bulabiliriz. Örneğin gelişen teknoloji ile dijital günlükler gittikçe popülerleşirken, kağıt kalemin verdiği hissiyatı tercih edenlerimiz de olabilir. Renkli kalemler kullanabilir ya da görselleştirmeyi kullanarak yazı yazmayı daha eğlenceli hale getirebiliriz.

Bu süreçten keyif almamız gerekir çünkü ancak keyif aldığımızda yazmayı düzenli bir eyleme dönüştürebiliriz. Düzenli yazmak, iyileşme süreci için büyük önem taşır. Günlük yazmak, sıkıcı bir zorluk değil aksine hafifletici ve iyi gelen bir eylem olmalıdır. Bu sebeple dil bilgisi ya da mantığı dert etmeden, kendimizi en rahat hissettiğimiz şekilde yazmalıyız.

Yazma sürecinde bulunduğumuz ortam, bütün sürecin verimini etkiler. Süreci keyifli hale getirmek için yazıya başlamadan önce hem sakinleştirici hem de yaratıcılığımızı ön plana çıkaran müzikler açarak kendimizi yazmaya hazırlayabiliriz. Duygu yoğunluğunun ve sorunların en güçlü olduğu zamanlar, yazmak için en iyi zamanlardır. Bu duyguları ve kendimizi özgürce ifade edebildiğimiz ve dış etkenler tarafından rahatsız edilmediğimiz bir ortamda yazmak büyük önem taşır.

İyileşme Zaman Alan Bir Yolculuktur

İyileşme gelgitleri olan bir süreçtir.
acibadem.com

Günlük tutma terapisi, sabır gerektiren bir yolculuktur. Bazı günler yazmak iyi hissettirirken, bazı günler duygularımızı açığa çıkararak bizlere kötü hissettirebilir. Bunun çok normal ve yalnızca iyileşme sürecinin bir parçası olduğunu kabul ederek yolumuza devam etmeliyiz. Bu süreçte ne yaparsak yapalım, bunu kendimize şefkat göstererek yapmamız çok önemlidir. Yaşadıklarımız ve deneyimlerimiz bizi kusurlu değil, gerçek bir insan yapar. Bu süreçte mucizeler beklememek gerekir; çünkü iyileşme aceleye getirilemez. Zamanla, kendimiz için adımlar attıkça; duygularımıza ve düşüncelerimize şefkatle yaklaştıkça iyileştiğimizi fark ederiz. Çünkü belki de iyileşmek, hiç düşmemek değil; her şeye rağmen yeniden ayağa kalkmaktır.

İyileşme sürecinde her gün kendimizi iyi hissetmek ve kendimiz için büyük adımlar atmak mümkün olmayabilir. Böyle durumlarda yalnızca birkaç satır yazmak bile kendimiz için bir adım atmak ve ilerlemedir. Yazma eylemi, duygu ve düşüncelerimize bir adım dışarıdan bakabilmek için fırsat sunar. Kendimizi eleştiren ve yargılayan o sesi susturup kendimize dışarıdan baktığımızda, iyileşme sürecini başlatmış oluruz. Bu sürecin özünde her zaman öz şefkat yatar.

Son olarak unutmamak gerekir ki her iyileşme yolculuğu benzersizdir. Bu süreçte, bazen kendi kendimize ilerlemek mümkün olmayabilir. Böyle zamanlarda, profesyonel yardım istemekten çekinmemek gerekir. Bir terapistle bu süreci yürütmek, çok daha sağlıklı olabilir. Yardım istemek bir zayıflık değil; aksine, kendimiz için attığımız en güçlü adımlardandır.

 

Kaynakça:

Bal, Fatih. “Uygulamalı ve Klinik Psikolojide Yazı Terapisinin Kullanımı.” OSMANGAZİ TIP DERGİSİ, cilt. 46, Eylül 2024, s. 813–31, Erişim Tarihi: 15.10.2025

Acar, Didem, Dirik, Gülay, Güncel Bir Paradigma: Yazılı Duygusal Dışavurum, Psikiyatride Guncel Yaklasimlar – Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, cilt. 11, Aralık 2018, s. 65–79, Erişim Tarihi: 15.10.2025

Newman M., Kira, How Journaling Can Help You in Hard Times, Greater Good Magazine, 18.08.2020, web, Erişim Tarihi:15.10.2025

Öne Çıkarılan Görsel: hthayat.haberturk.com

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Tüylerinizi Ürpertecek En İkonik 5 Korku Oyunu Müziği

Uzun yıllar geçmesine rağmen içimizi ürperten melodileriyle aklımızdan çıkmayan beş korku oyunu şarkısını birlikte inceliyoruz!

Lady Bird Hangi Albümle Eşleşir?

Hayatta ne istediğimizi, kim olmak istediğimizi bulmak temalarıyla öne çıkan Lady Bird filmi hangi albümle eşleşir?

5 Maddede Cage the Elephant’ı Tanıyalım

Cage the Elephant, farklı türlerde birçok şarkı yaparak büyük beğeni toplamış başarılı bir grup.

İstanbul’un En Güzel Kafeleri: Kitap, Kahve ve Yağmur Keyfi

İstanbul’un sonbahar atmosferine eşlik eden, kitapla kahvenin buluştuğu en güzel kafeleri derledik.

Downtown Girl Estetiği: Şehrin Ruhunu Yansıtan Moda Akımı

Downtown Girl estetiği: Özgürlüğü takip edenlerin ve sonbaharın ruhuyla bağlananların temsilî.

Şirvanşahlar: Demir Kapı’nın Muhafızları

Şirvanşahlar Devleti, Azerbaycan ve Kafkasya’da yüzyıllar boyunca hüküm süren İranî ve Türk etkilerini harmanlayan köklü bir hanedanlık mirasıdır.

Enter the Void Film İncelemesi: Noé’nin Neon Tokyo’su

Tartışmalı yönetmen Gaspar Noé, Enter The Void ile izleyiciyi Tokyo’nun neon ışıkları ve dar sokakları arasında ruhsal bir yolculuğa çıkarır.

Aşk Zamanı Filmi: Hafızanın Yarattığı Geçmiş

Aşk Zamanı; hafızanın, deneyim ve arzular eşliğinde en baştan inşa ettiği geçmişin izini sürüyor. Toplumsal normların dayattığı yaşantının yeni özel alanlarını açığa çıkarıyor.

Ters Yüz Karakterleri Hangi Kitapları Önerirdi?

Riley'in duyguları, Ters Yüz ile ekranlara taşındı. İç dünyamıza rehberlik eden bu karakterlerin sizler için hazırladığı kitap listesini inceleyin!

KPop Demon Hunters Fırtınası: HUNTR/X ve Saja Boys

Müzik ve savaşı aynı hikâyede buluşturan Kpop Demon Hunters, 2025'e damgasını vururken izleyiciye hangi temel mesajı iletiyor?

Editor Picks