Yaz Mevsiminin Gözdesi: Ayçiçeği’nin Mitolojik Hikayesi

Irmak Çelik
Irmak Çelik
22 yaşında yazmaya ve biraz stoacı biraz epikür yaşamaya çalışıyorum
spot_img
spot_img

Çoğumuzun yaz mevsimlerinde bahçesinde yetiştirdiği, çocukluk anılarında beliren, uzun yolculuklara çıkarken camdan huzurla izlediğimiz ve Van Gogh‘un tablolarında görüp büyülendiğimiz günebakan, günetapan olarak da adlandırılan ayçiçeğinin, neden hiç ismi gibi güneş ne tarafta olursa olsun ona baktığını merak ettiniz mi? İşte sizin için bu sorunun cevabını, mitoloji temeline dayanarak veriyoruz.

Van Gogh – Sunflowers (1888)

Ayçiçeğinin hikayesine dair çok söylentiler vardır bu söylentilerin en kısalarından biri şöyledir; köyün birinde genç bir kız güneşe aşık olmuştur ve her gün onu izlemek için güneşe yalın gözle bakmaya başlamıştır, bu durum günlerce hatta haftalar aylarca devam ettiği için kız bir gün dayanamayıp ayçiçeğine dönüşmüştür. Ama biz size bugün, bu hikayeye çok benzeyen ve ayçiçeği hakkında en bilinen mitolojik hikayeyi anlatacağız: Apollon ve Klytie’nin aşk hikayesini.

Charles de Fosse – Clytie Transformed into a Sunflower

Ayçiçeği’nin Mitolojik Hikayesi

Bildiğiniz gibi Yunan mitolojisi, tanrı ve tanrıçalarıyla ünlü ve oldukça etkileyici hikayelere sahip efsanelerle doludur. Bu hikayelerden biri de çoğu dilde “güneş çiçeği” olarak adlandırılan ayçiçeğinin hikayesidir.

Zeus ile Leton‘un oğlu Apollon bilindiği üzere güneş, sanat ve müzik tanrısıdır. Klytie ise Titan Okeanos ile Tethys‘in kızlarından biri ve aynı zamanda Pers prensesidir. Günlerden bir gün Apollon, güneş arabasıyla etrafta gezinip işlerini yaparken Klytie, nehir kenarında oolduğu bir sırada Apollon’u görür ve ona ilk görüşte aşık olur. Ama maalesef bunu Apollon için söyleyemeyiz çünkü Apollon Klytie’nin diğer kız kardeşi Leucothe‘ye aşıktır.

Yine de Klytie’nin aşkından vazgeçmeye niyeti yoktur ve ne zaman sevdiceğini güneşin etrafında görse onu hayranlıkla izlemeye devam etmiştir, görmese bile görmek için bin bir çaba sarf etmiştir. Bazı kaynaklara göre bu süreç, 9 gün 9 gece boyunca hiçbir şekilde yemek yemeden su içmeden devam etmiştir. Lakin bir gün Klytie, taşıdığı hislerin yoğunluğuna ve çektiği bedensel acıya dayanamayıp Apollon’a seslenmiş ve aşkını ilan etmiştir ancak Apollon kadını reddetmiş hatta aşkıyla dalga geçmiştir.

Acısından kahrolan Klytie, sevdiğine olan aşkına tutunabildiği kadar tutunmuştur. Her şeye rağmen güneşe, onu bir kez daha görme umuduyla bakmaya devam etmiştir. Bir süre sonra hem kalp yarası hem de vücudunun artık zayıf düşüp güneşin de zararlı ışınlarına dayanamamasıyla birlikte Klytie, kırık kalbinde Apollon varken hayata veda etmiştir.

Frederic Leighton – Clytie (1892)

Bir gün yine güneş arabasıyla gezinen Apollon, Klytie’nin nehir kenarındaki cansız bedenini bulduğunda büyük bir suçluluk hissi ve vicdan azabıyla karşı karşıya kalmıştır. Çektiği acıya dayanamayıp Klytie’nin narin bedenini sırtlayıp Zeus’un yanına gitmiş ve onu yeniden canlandırması için yalvarmış, gözyaşı dökmüştür. Oğlunun bu haline üzülmekten kendini alamayan Zeus, Klytie’ye yeniden can verir fakat farklı bir şekilde.

Louis Welden – Clytie, 1890’lar.

Klytie, Ayçiçeği’ne Dönüşüyor

Onu boyu oğlu Apollon gibi uzun, saçları oğlu gibi sarı olacak şekilde bir çiçeğe; ayçiçeğine dönüştürmüştür. Başka bir varlıkta hayata yeniden gözlerini açan Klytie, artık bir çiçek olduğu halde Apollon’a ilk günkü gibi aşk beslemiştir. Ne zaman güneşi görse ilk ve tek aşkını görme heyecanıyla yüzünü o tarafa çevirmeye başlamıştır. Güneş battığındaysa boynu sağ tarafa bükük bir şekilde güneşin yeniden doğmasını ve aşkına dair umutlarının yeniden yeşermesini beklemiştir.

O günden bugüne ayçiçeği hala aynı rutin ile hayatına devam eder ve bu sayede mitolojide en romantik çiçeklerden biri olarak sayılır. Bu hikayeye dayanarak ayçiçeği çiçeği özellikle resim sanatında hayranlık, tapma, yalnızlık gibi birçok hissi temsil etmiş; bu hislerle bağdaştırılmıştır. Klytie’nin bu hüzünlü hikayesi, sanatçılar tarafından da birçok kez resmedilmiştir. Mitolojilerin birçok alternatifi olsa da hepsinin sonu, aşkından ölümü bile göze almış olan aşıklar ve sadakat ile son bulmaktadır.

 

Kaynak

egefisiltilari.com

Myth of Clytie, web. talesbeyondbelief.com 

spot_img

1 Yorum

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.