Yavuz Çetin: Trajik Hayatın Gitarla Birleşimi

Editör:
Damla Satıroğlu
spot_img

90’lı yıllar Türkiye’de rock müzik açısındandan oldukça önemli zamanlardı. O dönem rock müzik adı altında binlerce parça, albüm, konser ve proje gibi pek çok içerik üretildi. Bir çok müzik oluşumu günümüzde devam etse dahi hepsi tutunmayı başaramadı. Devam edenler arasında hepimizin bildiği MFÖ, Teoman, Pentagram, mor ve ötesi ve Duman gibi pek çok isim yer almaktadır. Bu isimlerle çalışmış, onlara ilham vermiş, eğer aramızda olsaydı dünya çapında adını duyuracak müzik dehası bir gitarist: Yavuz Çetin.

Yavuz Çetin, 1970 yılında Samsun’da doğdu. Müziğe olan ilgisi daha küçük yaşlarda kendini belli ediyordu. İlk enstrümanı olan curayla on yaşında tanıştı. Sonrasında bağlama çalmayı öğrendi. Müzik dinlemeyi her zaman çok seven Çetin, dinlediği müzikler sayesinde gitarın sesini duydu ve aşık oldu.

15 yaşında ilk defa akustik gitarla tanışan Çetin, 17 yaşında profesyonel müzik hayatına İstanbul’da başladı. İstanbul ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde müzik yapan Çetin, bir süre hayatını müzik yaparak sürdürdü. Liseden arkadaşı olan Ercan Saatçi ile yazdığı I’ll Cry Again parçasıyla bir müzik yarışmasında birinci oldu. Marmara Üniversitesi müzik bölümüne girmeye hak kazanır ancak çalışmalarının yoğunluğundan dolayı okulu bırakma kararı alır.

Bir Efsane: Blue Blues Band

1990 yılında Batu Mutlugil, Kerem Çaplı ve Zafer Şanlı gibi büyük isimler ile Blue Blues Band isimli bir cover grubu kurdu. 70’lerin popüler blues ve rock müziklerinin yorumlarını yapan grupta Çetin, gitar çaldı ve vokallik yaptı. Basit bir proje gibi görünse de o dönemki imkânlar içinde bu şarkıları çalmak ve yorumlamak oldukça zordu. Bu proje Çetin‘in adının duyulmasını ve bir hayran kitlesi edinmesini sağladı. Aynı zamanda beraber çalıştığı isimler Çetin’in müzisyen profilinin gelişmesinde ciddi katkı sağladı.

Çetin, 60’lı ve 70’li yılların blues ve rock müziğinden oldukça etkilendi. Kahramanı olan Jimi Hendrix‘in şarkılarını çalmaktan ve yorumlamaktan büyük zevk duydu. Etkilendiği müzikleri 90’ların müzisyen ruhuna yansıtan çetin Fuat Güner ile tanışmasından sonra stüdyo müzisyenliğine başladı. Pek çok ismin albüm çalışmalarında yer alan Çetin, müzik piyasasında giderek büyümeye ve aranan bir isim olmaya başladı. Çetin’in yer aldığı albümler arasında İzel‘in Bir Küçük Aşk ve Kıraç‘ın Deli Düş ile Bir Garip Aşk Bestesi gibi albümleri bulunmaktadır. 1997 yılında ise Ercan Saatçi prodüktörlüğünde ilk albümü üzerine çalışmaya başlamıştır.

Her Şeyin Başladığı Albüm: İlk

Albümün adının İlk olması ve Yavuz Çetin‘in ilk albümü olması gerçekten ironik bir durum. Albüm çok yoğun biçimde blues ögeleri barındırıyor. Sahil isimli akustik bir parça bizi karşılarken hemen ardından Onun Şarkısı isimli şarkı, bizlere romantik dakikalar yaşatıyor. Pek çok farklı duyguyu ve hissiyatı blues müziğin esintileri ile dinleten Çetin, albüm içerisine deneysel parçalar da koymayı ihmal etmemiş. Bu durumda Hisset Beni şarkısının giriş kısmı göze çarpan bir detay olarak değerlendirilebilir. Her şarkı kendi içerisinde güzel olsa da bu albümü öne çıkaran en büyük şarkıyı Dünya isimli şarkı olarak yorumlayabiliriz. Erkan Oğur ile ortak proje niteliğini taşıyan parça hem Yavuz Çetin için hem de Erkan Oğur için oldukça önemli bir eser niteliği barındırıyor. Bir yanda anadolu ezgilerini gitara uyarlamış bir üstat; bir yanda da İstanbul gece hayatının vazgeçilmez blues gitaristi… Ürettikleri müziğin farklılığını ve benzerliğini tek parça içinde yoğun bir şekilde hissettmek mümkün.

Çetin, ilk albümünün başarısından ve ilgisinden sonra yeni bir albüm yapmak için yola koyuldu. Bir yandan gece sahneleri devam ederken bir yandan da Satılık isimli albüm için çalışmalarını yürütmeye başlamıştı. Ancak Çetin, albümünün çıkışını göremedi.

Çetin 1998 yılında eşiyle boşanmıştı ve boşanmadan bağımsız olarak kendi içinde bitmeyen bir savaş veriyordu. Depresyon teşhisi ile hastanede tedavi görmekteydi. İyileştiği gerekçesi ile taburcu edilen Çetin, 15 ağustos 2001 tarihinde akşam saatlerinde Boğaziçi Köprüsü’nden arabası ile geçerken kendini aşağı atarak yaşamına son verdi.

Görülememiş Bir Başarı: Satılık

Satılık albümününde Çetin‘in bir önceki albüme göre daha çok oturmuş ve olgunlaşmış bir müzisyen profili var. Gitar tonları genel olarak kirli, çeşitli ve yoğun. Blues ögelerinin yanı sıra rock müziğin agresifliğini hissettiğimiz bu albümdeki her parça birbirinden değerli ve farklı hikâyeleri olan, farklı anlatımlara sahip benzersiz parçalar. Yaşamak İstemem ve Benimle Uçmak İster Misin? isimli parçalar dinleyenler tarafından yoğun ilgi görmüş ve hala sevilerek dinlenmektedir.

Çetin bu albümde, içindeki kararı ve vazgeçmişliği bağırmış ancak kimse duymamıştır. Yeri gelmiş Bul Beni demiş bizlere, yeri gelmiş Herşey Biter diyerek bitirmek istemiş; bazen de Kurtar Beni diyerek seslenmeye çalışmış, en sonunda kararını vermiş ve Yaşamak İstemem diyerek aramızdan ayrılmış.

“Belki de terslik bendeYapamadım bu düzende”

Yavuz Çetin, Türkiye’nin hatta belki de Dünya’nın önde gelen müzisyenlerinden biriydi. Kendi zihniyle olan mücadelesi ve yaşadığı yoğun duyguları belki de onu bu derece iyi bir müzisyen olarak anmamıza neden olmuştur, erken ve trajik ölümüne neden olduğu gibi. Müzik camiasına kattığı güzel şarkıları ve güzel kişiliği ile unutulmayacak müzisyenler arasına girmiştir. O yaşamak istemedi, bizler yaşatacağız.

Yazımızın sonuna gelmişken sizleri 2017 yılında Yavuz Çetin ve Kerem Çaplı için çekilmiş belgesel, Blue‘nun, fragmanı ile baş başa bırakmak isteriz. Müzikle ve sağlıkla kalın.


Kaynakça:

  • All Stars Music. “Yavuz Çetin”. Erişim: 28.04.2023. Web
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.