Yaratılış Mitleri ve Kadının Toplumdaki Yeri

Editör:
Sudenur Sarıyıldız, Asya Yüce

Mitoloji ve yaratılış mitleri, geçmişteki toplumların yaşam biçimi ve düşünce yapısıyla ilgili bizlere pek çok açıdan bilgi sunar. Yüzyıllar boyunca mitler, toplumun aynası olarak yansımıştır. Yalnızca bu toplumların değil aynı zamanda bu mitlerde günümüzde süregelmekte olan pek çok olguya ve bu olguların temeline rastlanmaktadır. Tarihsel süreçte kadınları baskılayan eril zihniyetin izlerini, bu önemli eserlerde de görüyoruz. Kadın ve erkeğin toplumsal hayattaki rollerini şekillendiren farklı toplumlara ait dini-mitolojik anlatılar ve öğretiler, mitlerdeki kadınların tasvirleri; kadının bugünkü konumunu anlamamızda önemli rol oynamaktadır.

Ataerkilliğin Ortaya Çıkışı

Ataerkilliği temsilen Kırda Öğle Yemeği by Édouard Manet breakingdownpatriarchycom

Anaerkil düzenin hakim olduğu düşünülen ilk çağlarda kadın; ikinci sınıf vatandaş olmaktan çok, kendi egemen kültürünü ve mitolojisini yaratma gücüne sahip olmuştur. Tarım öncesi ya da avcı-toplayıcı yaşam biçiminin olduğu bu dönem; kadın ve erkek arasındaki eşitsizliğin, toplumsal cinsiyet rollerinin çok az olduğu veya hiç olmadığı bir süreci yansıtır. Tarım öncesi dönemde kadınlar, daha çok toplayıcılık yaparak toprağın bereketiyle iç içe olmuşlardır. Doğayla olan ilişkisi kadını her zaman önemli ve üstün kılmış, toprağın bereketi kadınların doğurganlığıyla özdeşleştirilmiştir. Aynı zamanda bu dönem, insanların doğayla uyum içinde yaşadığı bir dönemdir. Modern medeniyetlerin aksine doğayı yönetme amacı güdülmemiştir.

Tarımın keşfiyle, toprağı işleme ve sahip olma çabası olarak ortaya çıkan mülkiyet anlayışı; toplumsal dengeleri değiştirmiştir. Fiziksel olarak daha güçlü olan erkekler, tarlayı sürme işini üstlenmiş ve bu süreçte kadını bu alandan ve toplumsal hayattan dışlamıştır. Böylece kadın, doğadaki ya da ev dışındaki aktif rolünden soyutlanmış ve domestik sınırlar içerisinde konumlandırılmıştır. İnsanlığın doğa üzerinde hakimiyet kurma çabaları ile birlikte kadın da toplumsal hayatta geri plana atılmaya başlamıştır. Erkeğin toprak üstündeki hakimiyet kurma isteği ile kadın üzerinde hakimiyet kurma isteği beraber ortaya çıkmıştır.

Enuma Elish

Enuma Elish learnreligionscom

Medeniyetin temelini atan Mezopotamya uygarlıklarından biri olan Sümerlerin yaratılış destanı Enuma Elish, Marduk‘un Tiamat‘ı defederek kaosu yok etmesini ve böylece tanrıların efendisi olmasını anlatır. Marduk’un Tiamat’a karşı zaferi, aslında eril zihniyetin anaerkiye karşı kazandığı zaferdir ve bir noktada tarihin yansımasıdır.

Enuma Elish, her sene ilkbaharda gerçekleşen bir Babil festivalinde okunurdu. Bu festival, Dicle ve Fırat Nehirlerinin yıllık taşkınlarını, verimli bir büyüme mevsimi için gerekli olan zengin alüvyonu biriktirmelerini simgelerdi. Ayrıca, festival dünyanın yenilenmesini kutlar ve yaklaşan yıl için toplumsal düzeni yeniden belirlerdi. Enuma Elish’in okunması, bu yeniden düzenlemeyi kaos ve kötü güçlerden kurtuluş temasıyla ifade ederdi. Dünyanın en eski hikâyelerinden biri olan bu anlatı, tanrıların doğuşu ve evrenin ile insanların yaratılışıyla ilgilidir.

Enuma Elish Ne Anlatıyor?

Başlangıçta sadece kaos içinde dönüp duran, henüz farklılaşmamış bir su vardı. Tiamat (tuzlu su) en başından beri aktif ve güçlü olmasına rağmen, Tiamat’ın karakterinin tanıtım; Apsu (tatlı su) adlı erkek karakterin ardından gelir ve tanrıların doğurulmasından sorumlu tutulur. Bu iki varlık, beraber genç tanrıları doğurur. Ancak genç tanrılar oldukça gürültülüdür ve Apsu’yu uykusunda sık sık rahatsız ederler. Apsu; bu sebepten oğullarını öldürmeye karar verir fakat Tiamat karşı çıkar. Bu durum önemlidir çünkü Tiamat her şeye rağmen bir anne olarak çocuklarını öldürmek istemez. Ayrıca, Apsu ve Mummu’nun genç tanrıları yok etmek için Tiamat’tan yardım istemeleri de önemlidir; çünkü her iki erkek de Tiamat’ın izni olmadan bunu yapacak yetkiye sahip değildir. Sonrasında ise Mummu ve Apsu, gizlice genç tanrıları öldürmek için bir plan yaparlar. Ea bu planı öğrenir, Apsu’ya uyku büyüsü yapar, onu öldürür ve bütün gücünü alır. Bu güçleri kullanarak rüzgar ve karayı yaratır.

Kocasının cinayeti, Tiamat’ı rahatsız eder ve harekete geçirir. Gündüz gece demeden yerinde duramayıp sürekli dolaşır. Tiamat’ın huzursuzluğu daha da artar. Suları karışır ve Quingu önderliğinde yaşlı tanrıların kışkırtmasıyla genç tanrılara karşı savaş açar. Tiamat, korkunç bir fırtına yaratır ve dünyaya çeşitli canavarlar getirir. Bu noktada, Tiamat’ı tam bir kaos temsilcisi olarak anlatılır. Hem canavarlar hem de fırtına, kaotik bir durumu gösterir. Ayrıca, erkek tanrıların yeni bir düzen oluşturmaya çalıştığını ancak Tiamat’ın bu düzeni bozduğunu belirtir. Ea ve diğer genç tanrılar, Tiamat’a karşı savaşırken Marduk ortaya çıkar ve Tiamat’ı yeneceğine yemin eder. Öyle de olur. Marduk, Quingu’yu mağlup eder ve ardından Tiamat’ı okla vurup ikiye böler. Tiamat’ın gözlerinden Dicle ve Fırat Nehirlerinin suları akar. Bedeninden Marduk gökleri ve yeri yaratır, tanrılara çeşitli görevler verir. Ayrıca, Quingu’ya Tiamat tarafından hediye edilen Kader Tabletleri’ni alarak egemenliğini meşrulaştırır. Hikaye aynı zamanda yaratımın yıkımı beraberinde getirmesini vurgular.

Bu bağlamda Tiamat’ın kısa ömürlü anaerkil düzeni; tüm kötülükler, kaos ve çatışmalarla ilişkilendirilir. Ayrıca Tiamat; duygusal bir tanrıça ve hızlı sinirlenen biri olarak tasvir edilir.  Kadınların aşırı duygusal olduğu, mantıklı düşünemediği ve bu sebeple lider olarak yetersiz oldukları stereotipi mevcuttur. Oysa ki tüm bu olayların başlangıcı, erkek tanrıların öfkesinden ötürüdür. Marduk acımasızca katleder Tiamat’ı fakat günün sonunda anaerkillik barbarlık ve düzensizlik ile ilişkilendirilir. Marduk, anaerkil figürü yendiği zaman düzen oluşur. Baskıcı patriyarkal düzenin kadını kaotik ve ilkel olarak algıladığını görürüz. Bu miti kadınların “evcilleştirilmesi” olarak da düşünebiliriz.

Pandora’nın Kutusu

Pandora Britannicacom

Yunan mitolojisine geldiğimizde ise bütün kötülüklerin sebebi olarak Pandora‘yı görürüz. Pandora yaratılan ilk kadındır, ismi “armağan” anlamına gelmektedir. Zeus, Pandora’ya esrarengiz bir kutu verir ve onu asla açmamasını emreder. Kutunun açılıp açılmamasının insanlığın geleceğini belirleyeceğini eğer açılırsa insanların başlarına korkunç felaketler geleceğini söyler. Pandora ise merakına yenik düşer ve dünyaya gelir gelmez kutuyu açar. Kutunun içindeki hastalık, yalan, keder ve riya gibi kötülükler yayılır ve insanlığı felakete sürükler. Pandora pişman olup kutuyu kapattığında umut kutunun içinde kalmıştır. Pandora bu noktada benzer şekilde merakına yenik düşerek insanlığın düşüşüne sebep olan Havva ile benzerlik gösterir.

Adem ve Havva’nın Cennetten Düşüşü

Paradise Landscape with Eve Tempting Adam by Brueghel Jan the Younger 1601 1678 Fine Art Images

İncil’e göre Genesis‘te Havva’nın yasak meyveyi yemesiyle beraber insanlık cenneti kaybetmiştir, cennetten düşmüştür. Havva; yasak meyveyi yemeden önce hiçbir türlü acı ya da kötü duygu, kötülük yoktur. Adem ve Havva huzur içinde yaşamaktadır. Ta ki kurnaz Yılan (Şeytan) Havva’nın kanına girene kadar. Havva ve Pandora huzurun ve düzenin bozulmasından sorumlu tutulurlar, tıpkı Tiamat gibi. Havva, başlangıçta yılanı reddeder ve Tanrı’nın Adem’e bu meyveden yedikleri takdirde kesinlikle öleceklerini söylediğini belirtir. Yılan; onun ölmeyeceğini, aksine tıpkı Tanrı gibi olacağını, iyiliği ve kötülüğü ayırt edebilme yetisine sahip olacağını söyler. İnsanlar iyi ve kötüyü ayırt edebildiklerinde irade sahibi olarak Tanrı’ya itaat edip etmeme seçeneğine sahip olurlar. En sonunda Havva meyveyi yer ve kocasına verir; Adem de meyveyi yer.

İşte bu noktada Havva, hikayede kaos faktörü haline gelir. Tanrı’nın yarattığı kozmik düzenini kabul etmeyerek itaatsizlik eder. Adem’in kaburgasından yaratılan, yani erkeğe göre daha güçsüz pozisyonda olan kadının merakına yenip düşüp insanlığın başına gelen felaketlerin sebebi olması yine tesadüf değildir. Bu iki kadın da patriyarka karşı gelmiştir (Havva için patriyark hem Tanrı hem de Adem, Pandora için ise Zeustur) ve sonucunda insanlık felaketle baş başa kalmıştır. Bu iki mitte de kadınların erkeklere kıyasla aklen yetersiz olduğunu ve eğer erkeklere itaat etmezlerse sonucun kaos olduğu inancını görürüz. Havva’nın itaatsizlik eylemi nedeniyle, ebediyen kocasına itaat etmek zorunda bırakılır. Havva’nın kendi iradesi elinden alınarak kocasına bağımlı hale getirilir ve böylelikle daha fazla kaos ve düzensizlik yaratımının önüne geçilmiş olur.

Eve Tempted by the Serpent by William Blake commonswikimediaorg

Havva’nın hikayesi, Tiamat’ın hikayesiyle de benzerlik gösterir. Tiamat; bir erkek olan Apsu’nun aracılığıyla yaratılmıştır, Havva ise Tanrı tarafından Adem’in kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Tiamat, genç tanrıların yaşaması ve anlatıcının haklı çıkarmaya çalıştığı yeni ataerkil düzenin oluşturulması ve sürdürülmesi için yok edilir. Anne figürü olarak sahip olduğu güç, genç tanrıları korkutur bu sebeple tüm güçlerini Marduk’a verirler ki o da Tiamat’ı yok edebilsin. Düzenin var olması için Tiamat’ın fırtınalar yaratma ve canavarlar doğurma yeteneğiyle sembolize edilen kaosu yok edilmelidir. Havva ise fiziksel olarak yok edilmez ancak meyveyi yiyerek kazandığı iradesi; Adem’e itaat etmek zorunda bırakıldığında azalır.

Havva özgür iradesini kaybeder ve Tiamat gibi bedenen yok edilmese de iradesinin elinden alınmasıyla yok edilmiş olur. Havva ve Adem, meyveyi yiyerek özgür iradeyi elde ederler. İkisi de Tanrı’ya itaat etme veya etmeme seçeneğine sahip olur. Bu itaatsizlik seçiminin Tanrı’nın ilahi düzeninde kaos yarattığını savunulur ve kadınlar erkeklere itaat ederse bazı düzenlerin yeniden sağlanacağı ima edilir. Başka bir deyişle, düzenin restorasyonu ancak patriyarkanın oluşturulması ile sağlanacaktır. Akıl, kültür, düzen ve medeniyetle özdeşleşen erkek; kaos, duygular, beden ve itaatsizlikle özdeşleşen kadını yönetmelidir. Ayrıca Adem’in cennetten düşüşünde Havva yani kadın; ayartıcı, baştan çıkartıcı bir figür olarak görülür. Bu sebepten ötürü tarihsel süreç boyunca kadınlar tehlikeli, baştan çıkarıcı, itaatsizliğe meyilli ve dolayısıyla da kontrol altına alınması gereken yaratıklar olarak görülmüştür.

The Expulsion from the Paradise by Giordano Luca 1632 1705 Fine Art Images

Tiamat, Havva, Pandora; üçünün de varlığının temelinde bir erkek bulunur. Bu yaratılış hikayelerinde erkekler ve kadınlar arasındaki rol farkı gayet ortadadır. Erkekler genellikle daha üstün yaratıklar olarak görülürken kadınlar sadece erkeklerin varlığıyla ortaya çıkarlar. Öte yandan, erkekler bazı amaçlarla ilk olarak yaratılmıştır ve bağımsız olarak var olabilirler. Erkekler, hem biçim hem de güç açısından tanrısal niteliklere sahiptir. Buna karşılık, kadınlar zayıf olarak tasvir edilir ve kendilerine ait bir amaçları yoktur.

Lilith

Lilith myjewishlearningcom

Yahudi mitolojisinde Lilith; Adem’in ilk eşidir ve Adem ile Havva’nın cennetten kovulmasına neden olan şeytanın, yılanın ta kendisidir. (Tevrat ve İncilde açıkça yer almamasına rağmen Hristiyanlıkta da Musevilikte de Lilith Adem’in ilk eşi olarak geçer) Lilith, Adem ile beraber yaratılmıştır. Havva’nın aksine Lilith, Adem’in kaburgasından yaratılmamıştır. Lilith eşitlik talepleri yüzünden Aden Bahçesi‘nden sürülmüştür. Eşitlik isteği, Adem tarafından reddedilen Lilith’in; Tanrı’nın bilinmeyen adını söyleyerek var olan konumundan ayrıldığı ve Samael adlı bir iblisle birlikte olduğu, ondan cin-iblis karışımı çocuklar doğurduğu söylenir. Lilith’in kovuluşunun ardından Adem’in kaburgasından Havva yaratılır. Lilith’in aksine mitte Havva; itaatkar, pasif, saf, uyumlu, erkeğe boyun eğen kısacası ataerkil ideallere uyan bir kadın olarak karşımıza çıkar. Gece ve doğum sırasında gelen tehlikelerle bağlantılı olarak görülen ve yılanla ilişkilendirilen Lilith, kadınların bu tehlikeden korunmak için çeşitli ritüeller geliştirdiği bir varlık olarak tasvir edilir.

Lilith Efsanesi learnreligionscom

Tek tanrılı dinlerde kötülüğün simgesi olarak tasvir edilen yılan, eski toplumlarda olumlu niteliklere sahip bir simgesel varlık olarak görülmüştür. Tarihsel olarak yılan doğurganlığı ve yaratıcı bir yaşam gücünü, yaşamın sürekli yenilenmesini temsil eder. Yılanların deri değiştirme özelliği, onları yeniden doğuş, dönüşüm, ölümsüzlük ve iyileşmenin sembolleri haline getirmiştir. Dolayısıyla eski kültürlerde kadınların doğurganlık (ve dolayısıyla Tanrıçalık) özelliği yılanla ilişkilendirilmiştir. Ancak zamanla kadın ve yılan imgesinin kötülükle ilişkilendirilip şeytani bir formda sunulmaya başlanması, toplumsal koşullardaki değişimlerle yakından bağlantılıdır.

Yılan, kadın ve şeytan örüntüsünü pek çok mitolojide görürüz. Yunan mitolojisinde Medusa ve Lamia, Babil mitolojisinde Lamatsu, Türk-Anadolu mitolojisinde Şahmeran ve İslam mitolojisinde Belkıs gibi kadın karakterler; yılan-kadın veya şeytan-kadın imgesiyle simgelenmiştir. Lilith’in figürü, zamanla farklı kültürel ve dini metinlerde değişiklik göstermiştir. Aslında ilk olarak Mezopotamya mitlerinde yer alırken daha sonra Yahudi ve Orta Çağ metinlerinde geniş bir yer edinmiştir. Lilith’in tasvirleri, kadının toplumsal rolü hakkındaki düşüncelerin evrimiyle yakından ilişkilidir. Farklı adlarla anılmalarına rağmen her biri benzer bir kadın kimliğini temsil eder ve bir şekilde Lilith ile örtüşmektedir, onun bir varyasyonudurlar. Lilith, aynı zamanda Tiamat ve yine Sümer mitolojisinden olan İnanna/İştar ile de örtüşmektedir. Lilith, aynı zamanda (tıpkı İnanna gibi) cinselliğe düşkünlüğü ile bilinir. Böylesine şeytani bir kadın figürünün cinselliğe düşkün olması, ataerkil toplumun kadının cinselliği hakkındaki düşüncelerini ve kadınlara yüklenen ahlaki normları temsil etmektedir. Aynı zamanda Lilith, geleneksel olarak kadınlara yüklenen annelik rolüne de karşı gelen bir karakterdir. Patriyarkal düzene karşı çıkan bir figür olarak görülen Lilith, aslında varoluş ve eşitlik arayışının bir simgesi olarak görülmektedir.

Bu anlatılarda (sadece yaratılış mitleri değil pek çok mitolojik anlatıda) ataerkil otorite tarafından kontrol edilemeyen ve normlara uymayan kadınların hepsi kötü, erkeğe kıyasla zayıf kalan ve şeytani figürler olarak tasvir edildiğini görürüz. Kadınlara varlıklarının özünün kötü olduğu ve bu “canavar kadınlar” gibi olmamaları sık sık tembihlenir. Tarihsel süreçte kadının toplumdaki yeri; toplumun kadınlara yönelik bakış açısı mitolojik ve dini öğelere de yansımış, bu anlatılar da toplumdaki kadın algısını büyük bir ölçüde etkilemiştir.

Kaynakça

Vajskop, Amanda (2005) “Finding Patterns in the Chaos: Woman as Chaos Agent in Creation Myths,” Denison Journal of Religion: Vol. 5, Article 7. Web. 15.09.2024

Murtoff, Jennifer. “Enuma elish”. Encyclopedia Britannica, 3 May. 2023, Web. 15.09.2024

Yeter, S. C., and K. Özcan. “’Lilith’ Figürü Üzerinden Mitoloji ve Dinlerdeki Kadın Algısına Feminist Perspektiften Bakış.” RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, vol. 26, 2022, pp. 506-525. Web. 15.09.2024

Kapak görseli: Pandora by Crane Walter (1845-1915) Fine Art Images. Web. 15.09.2024

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks