Yaprak Dökümü: Yanlış Batılılaşmanın Romanı

Merve Türk
Merve Türk
that passed away, so may this
spot_img
Editör:
Rabia Yeşil
spot_img

Reşat Nuri Güntekin’in en önemli romanlarından biri olan ve birçok kez dizi ve tiyatroya uyarlanan Yaprak Dökümü, Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e geçiş döneminde yaşanılan ”batılılaşma” sürecinin bireyin ve toplumun üzerindeki etkisini yansıtır.

Roman, bir mülkiye memuru olan Ali Rıza Bey‘in ailesi ile birlikte küçük bir Anadolu kasabasından İstanbul’a göç etmesini ve beraberinde gelişen olayları anlatır. Romanın baş kahramanı Ali Rıza Bey, prensiplerini olan, geleneksel, namuslu ve çalışkan bir adamdır. Çocuklarını en kıymetli hazinesi olarak gören Ali Rıza Bey’in Necla, Leyla ve Ayşe isminde dört kızı ve Şevket isminde bir oğlu vardır. Romanın ismi olan Yaprak Dökümü, aynı zamanda ”yanlış batılılaşmanın’’ doğurduğu yozlaşmanın sonuncunda Ali Rıza Bey’in elinden tek tek kayıp giden çocuklarının bir metaforudur.

Emekli olmasına rağmen evin geçimini sağlamak için çalışmak zorunda olan Ali Rıza Bey, İstanbul’da eski bir öğrencisinin yanında işe başlar. Ahlakına çok güvendiği patronundan eski bir tanıdığının kızı olan Leman’ı işe almasını ister. Ali Rıza Bey’in bu girişimi kendisi ve ailesi için önemli bir dönüm noktasıdır. Ali Rıza Bey, patronunun, kızı gibi gördüğü Leman ile gizli bir ilişki yaşadığını öğrenir. Ali Rıza Bey ilk hayal kırıklığını yaşar ve işinden istifa eder. Geleneksel aile yapısına çok önem veren, katı bir ahlak anlayışına sahip olan Ali Rıza Bey için bu durum affedilemezdir. Patronunun ”Leman gibi bir maceradan arta kalmış bir kızı gelin diye evinize kabul eder miydiniz?” (s. 23) sorusu bir önsemedir.

Romanın ilerleyen bölümlerinde ahlakından ve eğitiminden şüphe etmediği ve çok güvendiği oğlu Şevket, evli bir kadın olan Ferhunde ile ilişki yaşayacak ve Ali Rıza Bey’i büyük bir hayal kırıklığına uğratacaktır. Bir felaketi tamir etmek gerekçesiyle Şevket’in evliliğine razı olan Ali Rıza Bey, kendisini bekleyen daha büyük felaketten habersizdir.

İşinden istifa eden Ali Rıza Bey, yoksulluğun getirmiş olduğu itibarsızlıkla tanışır. Daha önce aile reisi olarak saygı gördüğü ve sözünün dinlenildiği evde tüm hakimiyetini ve otoritesini kaybeder, karısı ve çocuklarından artık saygı görmez. Çocuklarını dış dünyaya kapalı bir şekilde yetiştirerek onları koruduğunu, namuslu ve ahlaklı bir şekilde yetiştirdiğini düşünen Ali Rıza Bey, gerçeklerle yüzleşir. Ali Rıza Bey’in geleneksel yaşama katı bir şekilde bağlı oluşu, çocuklarının ise ”batılı yaşam tarzına’’ olan ilgisi aile içinde büyük bir çatışma yaratır.

Kızları Leyla ve Necla’nın, modernleşmenin bir göstergesi olarak kabul ettikleri davetler ve dans partilerine olan düşkünlüğü, modayı takip etme sevdaları, gelinleri Ferhunde’nin eve gelmesi ile birlikte iyice artar. Geleneksel bir ev kadını olan Hayriye Hanım ise, kızlarına zengin bir eş bulma ümidiyle Ali Rıza Bey’in aksine bu yaşam tarzını destekler.  “Asri hayat” hevesiyle başlayan bu yeni alışkanlıklar Ali Rıza Bey ve ailesini sefalete ve yıkıma sürükler.

Evdeki ilk yaprak dökümü, Fikret’in evden kaçmak ve kendini kurtarmak için alelacele yaptığı evlilik ile başlar.  Evin diğer fertlerinin ”asri hayat’’ sevdası, eğlence hayatına düşkünlükleri ve hesapsız harcamaları para sıkıntısına ve borçların artmasına neden olur. Ailede tek çalışan birey olan Şevket çözümü çalıştığı bankadan para çalmakta bulur. Böylelikle Şevket cezaevine girer ve ikinci yaprak dökümü gerçekleşir. Ali Rıza Bey’in gözünde idealleştirdiği, ahlakından şüphe etmediği oğlu Şevket, babasını ikinci kez hayal kırıklığına uğratır. Üçüncü yaprak dökümü ise Necla’nın, ilk başta ablası Leyla’ya talip olan bir adamla evlenerek evden gitmesi ile gerçekleşir. Bir avukatın metresi olan Leyla ise son yaprak dökümüdür. Ali Rıza Bey tekne kazıntısı, küçük kızı Ayşe dışında tüm çocuklarını böylelikle kaybetmiştir.

Yoksulluk, hastalık ve çaresizlikle mücadele eden Ali Rıza Bey, sonunda Leylanın yanına sığınmış, yozlaşan toplumun bir parçası haline gelmiştir. Yaprak dökümüne uğrayan tek şey Ali Rıza Bey’in çocukları değildir, aynı zamanda onun değişmeyen ahlaki bakış açısı, namus anlayışı, geleneksel fikirleri de bu şekilde yaprak dökümüne uğramıştır. Yozlaşan ahlak anlayışı, yanlış batılılaşma ve değişen toplumsal yapı karşısında değişmeyen tek güç paradır. Romanın ilk başından itibaren işlenen namus ve ahlak kavramı para karşısında yenilgiye uğrar.

Yaprak Dökümü Cumhuriyet’in ilk yıllarında ortaya çıkan ”batılılaşma’’ sürecinin etkilerini, değişen eğlence anlayışı ve davranış modellerini, toplum içerisindeki en küçük birim olan aile üzerinden yansıtır.

Reşat Nuri Güntekin karakterler aracılığıyla modernleşme ve değişim karşısında bireyin tutumunu ele almakla kalmamış “batılılaşma” sürecinin sosyal ve kültürel anlamda geleneksel aile yapısı üzerindeki etkisini ve sonuçlarını eleştirel bir bakış açısıyla okuyucuya sunmuştur. Ali Rıza Bey ve ailesi üzerinden dönemin köklü değişimlerine ayak uydurmaya çalışan bireyin iç çatışması, değişen toplumun portresi işlenir. Roman aynı zamanda kuşaklar arası çatışma,  toplumsal düzen arayışı, yoksulluğun doğurduğu yozlaşma, dönemin eğlence anlayışı ve evlilik kurumu gibi birçok konuyu bireyler üzerinden ele alır ve “batılılaşmanın” toplum üzerindeki etkisini gözler önüne serer.

Güntekin, Yaprak Dökümü, İnkılap Yayınları, 2017

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Rose Adası’nın İnanılmaz Hikâyesi Film İncelemesi: Bir Mühendisin Ütopyası

68 kuşağının rüzgârını arkasına alarak kendi bağımsız ada devletini kuran İtalyan mühendis Giorgio Rosa'nın gerçek hayat hikâyesini işleyen, eğlenceli, ilham ve umut dolu bir film.

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.