Xavier Dolan: Sinemanın Genç Dehası

Editör:
Berke Ateş Aytekin
spot_img

 Xavier Dolan Kimdir?

Director Xavier Dolan poses during a photo call for Mommy at the 67th international film festival, Cannes, southern France, Thursday, May 22, 2014. (AP Photo/Alastair Grant)

Xavier Dolan, 20 Mart 1989 tarihinde Kanada’da doğdu. Montreal, Quebec asıllı olan Xavier Dolan oyuncu ve yönetmendir. Annesi, Genevieve-Beatrice Dolan öğretmendir. Babası, Manuel Tadros oyuncu ve şarkıcıdır. Annesi Kanadalı, babası ise Mısırlıdır. İki yaşındayken ebeveynleri boşanmıştır.

Xavier Dolan kariyerine televizyon dizilerinde çocuk oyuncu olarak başladı diyebiliriz. Kendisini hiçbir zaman ders çalışırken düşünmemiştir. Bundan dolayı olacaktır ki Dolan, üniversiteyi bırakmış ve dublaj işi için Hollywood’a gitmiştir. Ron (Harry Potter) ve Jacob Black (Alacakaranlık) karakterlerinin Fransızca dublajı kendisine aittir. Dolan; Eddie Redmayne, Timothée Chalamet, Aaron Taylor-Johnson, Josh Hutcherson ve Dylan O’Brien aktörlerinin Quebec Fransızcası sesidir. Kendi yönettiği filmlerin dili Fransızca olduğu için İngilizce altyazılarını da kendisi hazırlamaktadır.

Ünlü sanatçı Adele’in, 2015 yılındaki Hello ve 2021 yılındaki Easy on Me müzik videolarını da Xavier Dolan yönetmiştir.

2009 yılında, 19 yaşında oynadığı ve yönettiği ilk filmi Annemi Öldürdüm ile Cannes Film Festivali’ne gitti ve sekiz dakika boyunca ayakta alkışlandı. Altın Palmiye ödülünü alamasa da uluslararası film dünyasına adını ve işini duyurdu. 19 yaşında elde ettiği bu başarıdan dolayı birçok eleştirmen, yönetmen ve oyuncu tarafından eleştirildi.

2010 yılında, oynayıp yönettiği Hayali Aşklar filmi ile Cannes Film Festivali’nin yolunu tuttu. Cannes’da ayakta alkışlanan film Sydney Film Festivali’nde en üst düzey ödülü kaptı. Yirmilerinin başında olan Dolan’ın çabalarının meyvesini yemeye başladığını görmekteyiz.

2012 yılında, Laurence Anyways filmi ile kariyerine devam etti. 2013 yılında Tom Çiftlikte filmini Venedik Uluslararası Film Festivali’nde tanıttı.

Dolan, 2014 yılına geldiğinde Mommy filmini Cannes Film Festivali’nde dünyaya tanıttı ve Jüri Ödülü’nü aldı.

Alt Tarafı Dünyanın Sonu filmiyle 2016’da Cannes’dan Jüri Büyük Ödülü ile döndü. 2018 yılına geldiğimizde The Death & Life of John F. Donovan filmini yayınladı. Bu film, Dolan’ın yönettiği dili İngilizce olan ilk filmdir.

2019 yılında Dolan, Matthias and Maxime filmiyle tekrardan oynayıp yönettiği film tarzına döndü denebilir. En son 2013’te Tom Çiftlikte filminde kendisini gördüğümüz Dolan’ı burada tekrardan görüyoruz.

2021’de ise Dolan, Balzac’ın aynı isme sahip eserinden uyarlanan filmi Lost Illusions ile Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan ödülü için yarıştı.

 

Annemi Öldürdüm, 2009 (J’ai Tué Ma Mère)

Film, Hubert adlı lise eğitimi gören bir ergenin ve annesinin kompleks ilişkilerini yansıtmaktadır. Ebeveynlerin boşanmış olması ve eşcinsel olmasıyla birlikte gelen isyankarlığın Hubert’in karakterine işleyişi muazzam. Sanatçı olmasını da bu denkleme eklediğimizde sıradan bir anne – oğul ilişkisini görmemiz mümkün değil. Sevgilisinin annesinin eşcinsel bir ilişkide bulunmalarını dert etmemesini ve öğretmeninden anaç davranışlar gören Hubert’in kendi annesine nefreti giderek büyümektedir. Aynı zamanda video günlüğünde annesine olan sevgisini ve onun için her şeyi yapabileceğini dile getirdiğini görmekteyiz. Nefretle, uyumsuzlukla ve kavgalarla ilerleyen anne – oğul ilişkisi filmin sonunda sadece birbirilerine sahip olduklarını fark etmeleriyle sonlanır.

19 yaşında oynayıp çektiği bu film bize Xavier Dolan filmografisi hakkında çok şey anlatmaktadır. Anlam yüklü monolog ve diyaloglar, renklerin ve müziklerin uyumu, kostümlerin ve mekanın kusursuzluğu, kadrajda iki kişiden fazlasını içermeyen sahneler bir nevi Dolan imzasıdır.

Tom Çiftlikte, 2013 (Tom à La Ferme)

Tom, ölen sevgilisinin yasını tutmaktadır. Cenaze için sevgilisinin annesi ve abisinin yaşadığı çiftliğe gider. Burada öğrenir ki kadın ölen oğlunun cinsel yöneliminden habersizdir. Francis, Tom’un kardeşinin sevgilisi olduğunu anlar ve ikili arasında izlemesi zor, manipülatif bir ilişki gelişir. Aile Tom’un çiftlikte kalmasına izin verir fakat, Francis Tom’u bir nevi ev hapsine zorlamıştır. Şehre geri dönemeyen Tom çiftlikte aileye yardım etmeye başlar. Stockholm Sendromu tarzı bir ilişkide olduğunun farkında değildir. Filmin sonuna doğru Tom’un manipüle edildiğini ve psikolojik olarak tutsak olduğunu fark etmesi, çiftlikten kaçışıyla sonlanır.

Xavier Dolan’ın psikolojik gerilim tarzındaki tek filmidir. Bu film de aynı Dolan imzalarını taşır fakat, bu sefer bize aşk kavramını kayıp, ölü, yitirilmiş bir açıdan sunar. Bireyde aşk konseptinin bir anda ölümle yitirilmesi ve kişinin kayıpla başa çıkamayıp rüzgar onu nereye götürürse oraya savrulmasını görsel ve sözel olarak tatmin edici bir şekilde anlatmıştır.

Mommy, 2014

Diane, bekar bir annedir. Oğlu Steve ise DEHB (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu) sahibi bir gençtir. Diane, oğlunu yaşamakta olduğu bir enstitüden almak zorunda kalır çünkü Steve başka bir gencin yaralandığı bir yangın çıkarmıştır. Enstitü görevlisi, başka bir yere gönderilmesi gerektiğini düşünse de Diane oğluyla beraber yaşayabileceğine inanır.

Yan komşuları olan Kyla bir süre sonra ikilimizin arkadaşı olarak aileye dahil olur. Kyla, öğretmen olduğundan dolayı Steve’e özel ders verir. Bir süre boyunca Diane, Steve ve Kyla ilişkisi sağlıklı bir durumda devam etse de Steve’in problemleri artmaya başlar. Filmin sonunda oğlunu tekrardan başka bir kliniğe yatırmak zorunda kalan Diane’i izlemekteyiz. Bunun sonucunda Diane ve Steve, Diane ve Kyla gibi ikili ilişkilerin parçalandığını görüyoruz.

Dolan’ın en büyük başarılarından olan Mommy filminin çoğu 1:1 oranında çekilmiştir. Bir sahnede Steve kendi elleriyle gelir ve ekranı genişletir. Bunun ardından film normal boyutlarda devam eder. Kostümlerin arka planla uyum içinde oluşunu da burada fazlaca görmekteyiz fakat en ilgi çekici noktalardan birisi ise filmde kullanılan müziklerdir. Dolan’ın müzik zevkinin ne kadar iyi olduğunu biliyoruz. Bu filmde de diğer filmlerde olduğu gibi mükemmel müzikleri bulmakla kalmamış sahnelere uyan en iyi müzikleri kullanmış.

Alt Tarafı Dünyanın Sonu, 2016 (Juste La Fin Du Monde)

Louis, 12 yıl önce ailesini terk etmiş bir yazardır. Şimdi ise ailesine gidip onlara bir hastalıktan dolayı öleceğini söylemek ister. Annesi, kız kardeşi, abisi ve abisinin eşiyle birlikte bir gün geçiren Louis’in düşüncelerini, aile bireyleriyle olan ilişkilerini ve geçirdiği duygu değişikliğini izliyoruz. Film, Louis’in sırayla aile üyeleriyle 12 yıllık süreyi kapatmaya çalışmasını anlatıyor. Film muhteşem bir aile dramasıdır. Her bir kişinin Louis’in gelişine verdiği tepkiyi inceliyoruz. Annenin mutluluğunu ve bu durumun kısa süreceğini bilmesi, kız kardeşin yıllardır görmediği abisiyle arayı kapatmak istemesi ve umutlanması, yengesinin ise Louis’i sadece diğerlerinden duyduğu kadar portre edebilişini izlemek hepimizin duygularını alt üst ediyor. Filmde diğer önemli kişi ise Louis’in abisi, Antoine. Onları terk ettiği için öfkeli olan tek kişi. Öfkeyi ve öfke davranışlarını filmde gördüğümüz tek aile üyesi. Ailenin günah keçisi olan bir abinin kardeşine olan hayal kırıklığı ile harmanlanmış öfkesinden daha ilginç ne olabilir?

Her Dolan filminde olduğu gibi klasik ögelerimiz burada da vardır. Diyalog ağırlıklı bir filmdir. Louis’in diyalog kurduğu kişilere göre diyaloğun gerçekleştiği mekan da değişmektedir. Bu mekanlar her bir aile üyesinin kişiliğini yansıtmaktadır. Film sıcak bir havada geçtiği için herkesin terlemesi, kullanılan sıcak tonlar, ağustos böceği sesleri gibi arka plan ögeleri izleyiciyi filmin içine rahatça çekmektedir. Bu sayede diyaloğu fazla olan bu filmi sıkılmadan izleyebiliyoruz.

Dolan, verdiği bir röportajda Alt Tarafı Dünyanın Sonu filmiyle hatırlanmak istediğini söylemiştir. Louis’i oynayan Gaspard Ulliel’in 2022 yılında vefat etmesinin ardından Dolan 25 Şubat 2022 tarihinde César Ödülleri seremonisinde Ulliel’in annesine yazdığı mektubu okumuştur.

Matthias ve Maxime, 2019 (Matthias et Maxime)

Matthias ve Maxime, çocukluktan beri arkadaşlardır. Matthias’ın kız kardeşinin kısa filminde, öpüşme sahnesi olan ikilinin paylaştıkları öpücükten sonra hayatları değişecektir. Maxime, Avustralya’ya yeniden başlamak için gidecektir ve sayılı günü vardır. Matthias ise şirkette avukat olarak çalışmaktadır. Öpücükten sonra birbirlerine olan tavırlarındaki değişiklikler, yakınlaşmaya başlamaları ve cinsel yönelimlerini keşfedişlerini izlemekteyiz. Arkadaşlık ilişkisinin romantik ilişkiye dönüşümünü gözlemliyoruz. Filmin sonunda çoğu kuir filminde olduğu gibi depresif bir sonla karşılaşmasak da mutlu bir sonla da karşılaşmıyoruz.

Dolan’ın hemen her filmindeki karakterlerimiz kuirdir fakat, burada daha önceden kendisinden görmediğimiz bir tür görüyoruz. Odak noktası iki erkeğin romantik ilişkisi olan tek filmi. Hubert, Tom ve Louise karakterleri de eşcinseldi fakat, filmlerinin konuları asla romantik ilişki değildi. Laurence Anyways ve Hayali Aşklar filmleri de kuir karakterler içermekte fakat romantizm türleri farklılaşmakta.

Xavier Dolan, genç yaşında sinema dünyasının en büyük platformlarında boy göstermeyi başarmıştır. Kendisini daha tecrübeli olan büyük balıklara yem etmeden hala hem oyunculuk hem yönetmenlik yapmaya devam etmektedir. Sinemanın genç dehası olmayı başarmıştır.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.