Woody Allen ve Diane Keaton'ın Birlikte Rol Aldığı Filmler

Uzun seneler hayatı paylaşan Diane Keaton ve Woody Allen, birlikte oldukları dönemde yaptıkları birçok başarılı film sayesinde sinemanın beraber anılmadan geçilemeyen ikilileri arasına isimlerini altın harflerle yazdırmışlardır. Aralarında kendi ilişkilerinin otobiyografik bir gösterimi olan Annie Hall filmi de dahil olmak üzere bu birliktelik yıllarının meyvesi olarak birçok film sayılabilir. Haydi gelin bu filmlere hep birlikte bir göz atalım!

Play It Again, Sam! (1972)

Diane Keaton ve Woody Allen’in birlikte rol aldıkları ilk film olan bu yapımın yönetmenliğini Herbert Ross üstlenmiştir. Woody Allen sinemaya adım attığı ilk yıllarda ilk eşinden ayrılmış ve yıkık bir durumdadır, bu filmde de Diane Keaton’ın eşliğinde yine aynı durumda olan bir yönetmen, Humphrey Bogart hayranı ve film boyunca esprili ve absürt bir şekilde onun tavsiyelerine uyan Allan Felix‘i canlandırmaktadır.

Sleeper (1973)

Başrolü bir kez daha Diane Keaton’la paylaşan Woody Allen teknolojiyle dalga geçen bu bilim-kurgu/güldürü tarzı filmde 200 yıl donmuş halde kaldıktan sonra diktatörle yönetilen distopik bir dünyaya uyanan Miles Monroe‘yu canlandırmaktadır. Miles Monroe aynı zamanda bir jazz müzisyenidir ve bu sayede filmde Woody Allen ilk kez klarnetçi kimliğini de ortaya koymuştur.

Love and Death (1975)

Rus edebiyatı atmosferinde çekilen bu dönem filminde Woody Allen Boris, Diane Keaton da Sonja isimli bir karakteri canlandırmaktadır ve bu karakterler savaşı önleyebilmek adına Napoleon‘u durdurmaya çalışmaktadır. Olaylar filmde akarken bir yandan film Boris ve Sonja’nın felsefik çıkarımlarıyla, hem de Sergey Prokoryef‘in piyano konçertolarıyla da zenginleştirilmiş ve bolca keyifli bir eser haline gelmiştir.

Annie Hall (1978)

Woody Allen’ın başyapıtı olarak kabul edilen ve yönetmenin kendisini sinema dünyasına kabul ettirdiği film olarak da görülen Annie Hall hakkında aslında söylenebilecek çok şey var. Film öncelikle “En İyi Yönetmen”, “En İyi Senaryo” ve “En İyi Film” dallarında Oscar kazanmış olup Diane Keaton da bu filmle “En İyi Kadın Oyuncu” Oscar ödülünün sahibi olmuştur. Yaptığı filmlerin ve tarzının yıllar boyunca sertçe eleştirilmesi sebebiyle Woody Allen törene katılmamış ve aldığı ödülleri klarnetiyle konser verirken karşılamıştır. Filmin başrolündeki Woody Allen, Alvy Singer isimli karakter üzerinden hayatla ve ilişkilerle ilgili derin felsefi çıkarımlarını dile getirmektedir. Her yönüyle çığır açan ve tek bir tür olarak nitelendirilemeyen film, modern romantik-komedilerin de mihenk taşı olarak kabul edilmektedir.

Interiors (1978)

Interiors Woody Allen’ın, hayranı olduğu Ingmar Bergman’dan esinlendiğinin en çok gün yüzünde olduğu, bu sefer güldürmeyen ve oldukça ciddi ve Avrupai bir eserdir. Senaryosu ortaya çıktığından beri gişede pek de fazla başarı elde edemeyeceği aslında aşikardır ve de film çıktıktan sonra öyle de olur. Ancak film sadece Amerika için farklı ve gişede tercih edilmeyen bir tarzdır. Bu durum filmin ya da yönetmenin başarısız olduğunu göstermemektedir. Ayrıca ilk kez bu filminde Allen salt yönetmen kimliğiyle gündemdedir.

Manhattan (1979)

Woody Allen tam bir New York aşığıdır ve bu şehre olan hayranlığını 1979 yılında yaptığı Manhattan filmiyle sinema perdelerinde de sergilemiştir. Film bu sefer 2 kez boşanmış olan bir komedyen olan Isaac Davis isimli ana karakter ve onun aşk yaşadığı 17 yaşındaki genç kızla ilişkisi çerçevesinde yine hayata, ölüme, ilişkilere özetle her şeye dair derin incelemeler içermektedir. Film siyah-beyaz çekilmiş olup Manhattan’ın tüm güzelliklerini sergilemekte oldukça başarılıdır.

Manhattan Murder Mystery (1993)

Eğlenceli bir komedi olup bir cinayet çerçevesinde şekillenen bu filmde Woody Allen tekrar Diane Keaton’la beraber kamera karşısına geçmiştir. Aynı zamanda filmin hem senaristi ve hem de yönetmenidir. Evliliklerinde problemli bir dönemden geçmekte olan ve sürekli birbirleriyle didişen Lipton çifti, alt katlarına yeni taşınan yaşlı bir çiftle tanışır. Henüz yeni taşınmalarına rağmen yaşlı kadın ölür ve film çiftin bu durumu kendilerince çözmeye çalışırken gerçekleşen olayları Woody Allen’ın kendine has üslubunca ve komik bir şekilde sergilemektedir.