Çocukluğumuzda severek izlediğimiz Winnie the Pooh‘yu hatırlarsınız. Winnie, Tigger, Piglet, Eeyore gibi sevimli karakterlerin maceralarıyla döneminin sevilen hikayelerindendi. İçeriğindeki hayvanların çeşitli mental bozukluklara sahip olduğu, tek insan Christopher Robin’in şizofreni olduğu gibi söylemlerle dönem dönem gündeme gelmişti. 2017’de Simon Curtis yönetmenliğinde Domhnall Gleeson, Margot Robbie, Kelly Macdonald gibi oyuncularla “Goodbye Christopher Robin” filmi çekilmişti. 2018’de ise yönetmen Marc Forster‘a Ewan McGregor, Hayley Atwell, Bronte Carmichael gibi oyuncular eşlik etmiş, “Christopher Robin” başlığıyla yine beyazperdede yerini almıştı.
Alan Alexander Milne tarafından yaratılan ve Ernest Howard Shepard tarafından çizilen Winnie the Pooh kitabının telif süresi bu yıl sona erdi. Evet, Winnie the Pooh (büyük bir kısmı) artık kamu malı, hepimiz özgürce kullanabilir, hikayeyi tekrar tekrar yorumlayabiliriz. Disney bazı kısımların telif hakkına hâlâ sahip olsa da bu özgürlükten yararlanmalar başladı bile.
Bu özgürlükte adından en söz ettirenlerden Rhys Frake-Waterfield, “Winnie the Pooh: Blood and Honey” adını verdiği ilk uzun metraj filminde hikayeye korku penceresinden bakıyor. Slasher alt türündeki bu filmde daha önce tanışmadığımız bir Winnie ve Piglet ile karşılaşacağız.
Winnie (Craig David Dowsett) ve Piglet‘in (Chris Cordell) Christopher Robin üniversiteye gittikten sonra vahşileşme hikayesini anlatıyor. Waterfield yaptığı röportajda Robin kendilerini terk ettikten sonra aç kalan Pooh ve Piglet’in Eeyore’u (eşek İyor) yedikten sonra (afiyet olsun!) vahşi bir insan avına çıktıklarını açıkladı.
“Büyüdükçe gerçekten sadist ve çarpık olan bu tür çılgın, vahşi yaratıklar haline geldiler, algıları o kadar değişti ki kesinlikle dengesizler. Kendilerini çok fazla savunmak zorunda kaldıkları için, aslında vahşi hale geldiler. Hayvan köklerine geri döndüler. Artık evcil değiller: Etrafta dolaşıp av bulmaya çalışan kısır bir ayı ve domuz gibiler.”
Filmin Waterfield’in deyimiyle tuhaf konseptinden ötürü en büyük zorluğun korku ve komedi arasındaki çizgiyi dengelemekte yaşamışlar. Hiçbir şeyin korkutucu olmadığı ve her şeyin gerçekten gülünç ve aptalca olduğu bir yola girmenin kolaylığından ötürü ikisi arasında gitmek, hem korkutmak hem de bir miktar eğlendirmek istemişler.
Disney hâlâ Winnie ve arkadaşlarını kullanmaya devam ettiğinden onların radarına yakalanmadıklarından emin olmak için filmi olabildiğince 1926 versiyonuna dayandırmaya çalışmışlar. Winnie’nin klasik kırmızı tişörtünün oduncu kıyafeti ile değişmesi, Piglet’in siyah kombini, kitaba sonradan dahil edilen Tigger’ın görünmemesi gibi ayrıntılar bundan kaynaklanıyor. Yine Eeyore’in karakterler tarafından afiyetle yenilmesi ve mezar dışı dışında ayrıntı verilmemesi de Disney’in telif hakları ile ilgili.
Waterfield kimsenin bunu Disney ile karıştırmayacağından, çocuk versiyonu olduğunu sanmayacağından emin. Paylaşılan fotoğrafları gördükten sonra biz de ona katılıyoruz.
Bazı filmlerin kutsal ve el değmemiş kalması gerektiğini savunan hayranlar, filmi kendi çocukluklarını ve gelecek nesiller için hikayeyi mahvetmekle suçlasa da bu yeni anlatımı heyecanla bekleyenlerin sayısının oldukça fazla olduğunu da eklemek gerek.
Craig David Dowsett, Chris Cordell, Amber Doig-Thorne, Maria Taylor, Danielle Scott, Danielle Ronald, Bao Tieu, May Kelly gibi isimlerin yer aldığı filmin çıkış tarihi henüz açıklanmadı. O halde sizleri yayınlanan diğer görseller ile baş başa bırakalım.