2019 yılında çıkan “WHEN WE ALL FALL ASLEEP WHERE DO WE GO?” (Hepimiz Uykuya Daldığımızda, Nereye Gideriz?) Billie Eilish’in ilk stüdyo albümü ve aynı zamanda onun müzik dünyasında güçlü bir çıkış yapmasını sağlayan en önemli adımlardan biri oldu. bad guy (kötü adam), bury a friend (bir arkadaşı gömmek), you should see me in a crown (beni bir taçla görmelisin) gibi şarkılarla geniş kitlelere ulaştı ve alışılmış pop anlayışının dışına çıkan karanlık ve sıra dışı tarzıyla dikkat çekti. Hem sözleri hem de atmosferiyle gençliğin kaygılarını, korkularını ve iç dünyasını yansıtan bu albüme göz atarak Billie Eilish’in sıra dışı dünyasına bir yolculuk yapacağız!
1. !!!!!!!
Albüm, !!!!!!! adlı sadece birkaç saniyelik bir intro’suyla başlıyor. Billie Eilish‘in gülerek “Invisalign’ımı çıkardım ve işte albüm” demesi, hem dinleyiciyle kurduğu doğrudan samimi bağı gösteriyor hem de geleneksel albüm açılışlarının dışına çıkan cesur bir tercih sunuyor. Bu kısa giriş, albüm boyunca sürecek olan kişisel, rahat ama bir o kadar da sıra dışı atmosferin habercisi niteliğinde.
“I have taken out my Invisalign and this is the album”
(Invisalign’imi çıkarttım ve işte albüm)
2. bad guy
Albümün en bilinen parçalarından biri olan bad guy (kötü adam), Billie Eilish’in alaycı ve ironik tavrını yansıtan bir şarkı. Parçada, toplumun “kötü adam” algısıyla dalga geçerken aynı zamanda kendi karanlık tarafını da ortaya koyuyor. Enerjik ritmi ve alışılmışın dışında vokal tarzıyla öne çıkan şarkıdır.
“Don’t say thank you or please
(Teşekkürler veya lütfen deme)
I do what I want when I’m wanting to
(İstediğim zaman istediğim şeyi yaparım)
My soul? So cynical”
(Ruhum? Çok alaycı)
3. xanny
xanny, gençler arasında yaygın olan madde kullanımına eleştirel bir bakış sunuyor. Billie Eilish, şarkıda uyuşturucularla arasına mesafe koyarak, baskı altında bu tarz seçimlere yönelmenin sorgulanması gerektiğini söylüyor. Durgun temposu ve zaman zaman boğuklaşan vokalleriyle parça, konusunu hem söz hem de ses dünyasıyla hissettiriyor.
“I must be missing something
(Bir şeyleri atlamış olmalıyım)
They just keep doin’ nothing
(Sadece hiçbir şey yapmıyorlar)
Too intoxicated to be scared”
(Korkmak için çok sarhoşum)
4. you should see me in a crown
you should see me in a crown (beni bir taçla görmelisin), Billie Eilish‘in güç, özgüven ve kontrol temalarını ön plana çıkardığı iddialı bir parça. Karanlık alt yapısı ve tehditkâr sözleriyle, kendine güvenen ama aynı zamanda sınırlarını zorlayan bir karakter çiziyor. Şarkı, albümdeki en güçlü duruşlardan birini temsil ediyor.
“You should see me in a crown
(Beni taç içinde görmelisin)
I’m gonna run this nothing town
(Bu hiçliğin şehrine hükmedeceğim)
Watch me make ’em bow
(Onları tek tek dizlerinin üstüne getirmemi izle)
One by one by one”
(Birer birer)
5. all the good girls go to hell
all the good girls go to hell (bütün iyi kızlar cehenneme gider), dini imgelerle çevresel yıkımı ve insanlığın sorumsuzluğunu eleştiren çarpıcı bir şarkı. Billie Eilish, şeytan, cennet ve cehennem gibi kavramları ters yüz ederek, dünyanın gidişatına karşı ironik ve sert bir bakış sunuyor. Dans ritmine yakın melodisine rağmen, parça derin ve rahatsız edici bir mesaj taşıyor.
“All the good girls go to Hell
(Tüm iyi kızlar cehenneme gider)
‘Cause even God herself has enemies”
(Çünkü Tanrının bile düşmanları var)
6. wish you were gay
wish you were gay (keşke eşcinsel olsaydın), reddedilmenin yarattığı duygusal karmaşayı ironik ve açık sözlü bir şekilde ele alıyor. Billie Eilish, hoşlandığı birinden karşılık göremeyince, bunun sebebinin onun eşcinsel olmasını dileyecek kadar çaresiz hissettiğini anlatıyor. Mizahi gibi görünen anlatımın altında, gençlikte sıkça yaşanan güvensizlik ve hayal kırıklığı temaları yatıyor.
“I can’t tell you how much I wish I didn’t wanna stay
(Kalmak istememeyi ne kadar çok dilediğimi söyleyemem)
I just kinda wish you were gay”
(Sadece eşcinsel olmanı dilerdim)
7. when the party’s over
when the party’s over (parti bittiğinde), sade yapısı ve kırılgan vokalleriyle albümün en duygusal parçalarından biri. Şarkı, bir ilişkinin ardından gelen boşluk hissini ve duygusal mesafeyi sakin ama derin bir şekilde anlatıyor. Billie Eilish’in yumuşak sesiyle, şarkının içtenliğini ve yalnızlık temasını daha da öne çıkarıyor.
“Don’t you know too much already?
(Zaten çok fazla şey bilmiyor musun?)
I’ll only hurt you if you let me”
(Eğer izin verirsen sadece seni inciteceğim)
8. 8
8, hem yapısıyla hem de anlatımıyla albümde farklı bir yere sahip. Billie Eilish, şarkının büyük kısmını çocuk gibi çıkan bir vokalle söylüyor; bu da parçaya masum ama kırılgan bir hava katıyor. Sözlerinde karşılıksız sevgi, değersizlik hissi ve duygusal karmaşa öne çıkıyor. Naif melodisiyle birlikte, içsel bir hayal kırıklığını sade ama etkileyici bir şekilde yansıtıyor.
“I know you’re not sorry
(Üzgün olmadığını biliyorum)
Why should you be?
(Neden olasın ki?)
‘Cause who am I to be in love when your love never is for me?”
(Çünkü senin aşkın benim için değilken, ben kimim ki âşık olunayım?)
9. my strange addiction
my strange addiction (benim garip bağımlılığım), bağımlılık hissini aşk üzerinden yorumlayan, esprili ama karanlık tınılara sahip bir parça. Billie Eilish, birine duyulan yoğun ilginin mantığın önüne geçtiği durumları, hem eğlenceli hem de biraz rahatsız edici bir dille anlatıyor. Şarkının içinde The Office dizisinden ses alıntılarının kullanılması ise parçaya özgün ve oyunbaz bir hava katıyor.
“Take what I want when I wanna
(İstediğimi, istediğim zaman alırım)
And I want ya”
(Ve seni istiyorum)
10. bury a friend
bury a friend (bir arkadaşını gömmek), albümün merkezindeki karanlık ve ürpertici atmosferi en iyi yansıtan parçalardan biri. Şarkı, bir canavarın ya da bilinçaltının sesinden yazılmış gibi, korku, ölüm ve içsel çatışma temalarını işliyor. Billie Eilish‘in fısıltılı vokalleri, ani ses efektleri ve rahatsız edici sözleriyle parça, albümün ürkütücü ruhunu zirveye taşıyor. Albümün adı ise bu şarkının içinde geçiyor.
“Why aren’t you scared of me? Why do you care for me?
(Neden benden korkmuyorsun? Neden benimle ilgileniyorsun?)
When we all fall asleep, where do we go?”
(Hepimiz uykuya daldığımızda nereye gidiyoruz?)
11. ilomilo
ilomilo, kaybetme korkusunu ve bağ kurma endişesini sade ama dokunaklı bir şekilde işliyor. Şarkının ismi, bir bulmaca oyunundaki iki karakterin birbirine ulaşma çabasından geliyor ve bu metafor, duygusal bağlılıkla gelen kırılganlığı simgeliyor. Billie‘nin tedirgin vokalleri ve elektronik altyapı, yalnızlık ve kaygı hissini güçlü bir şekilde hissettiriyor.
“Remember not to get too close to stars
(Hatırla, yıldızlara çok yakınlaşma)
They’re never gonna give you love like ours”
(Onlar sana asla bizimkisi gibi aşk vermeyecek)
12. listen before i go
listen before i go (gitmeden önce dinle), albümün en ağır ve duygusal parçalarından biri. Şarkı, intiharı düşünen birinin son sözleri gibi yazılmış; sessiz sokak sesleri ve Billie‘nin kırılgan vokali bu hissi daha da derinleştiriyor. Duygusal yalnızlık, umutsuzluk ve vedayla örülü bu parça, dinleyende ağır ama etkileyici bir iz bırakıyor.
“If you need me, wanna see me
(Eğer bana ihtiyacın olursa, beni görmek istersen)
Better hurry ’cause I’m leavin’ soon”
(Acele etsen iyi olur çünkü yakında gidiyorum)
13. i love you
i love you (seni seviyorum), aşkın karmaşıklığını ve duygusal dirençle gelen çaresizliği anlatan sade ama çok etkileyici bir parça. Billie‘nin vokalleri neredeyse fısıltı kadar narin; bu da şarkının kırılgan ruhunu tamamlıyor. Sevmenin bile bir yük gibi hissedildiği bu parça, ilişki içinde yaşanan içsel çatışmayı ve duygusal geri çekilmeyi zarifçe yansıtıyor.
“You didn’t mean to say “I love you”
(Beni sevdiğini söylemek istemedin)
I love you and I don’t want to”
(Seni seviyorum ve istemiyorum bunu)
14. goodbye
goodbye (hoşça kal), albümün finalinde yer alan ve önceki şarkıların izlerini taşıyan bir veda niteliğinde. Şarkı boyunca daha önce duyduğumuz dizelerin yeniden ortaya çıkması, albümün bir döngü gibi hissettirmesini sağlıyor. Sessizlikle örülü bu parça, duygusal olarak yıpratıcı bir yolculuğun sonunda yavaşça gözden kayboluyor gibi… Sade, hüzünlü ve tamamlanmamış bir veda.
“And all the good girls go to Hell
(Ve tüm iyi kızlar cehenneme gider)
Bite my tongue, bide my time
(Dilimi ısır, zamanımı bekle)
What is it about them?
(Onların nesi var?)
I’m the bad guy”
(Ben kötü adamım)
“When We All Fall Asleep Where Do We Go?” albümü, karanlık ve sıra dışı yapısıyla pop müzikte dikkat çeken bir iş. Farklı vokal kullanımları, sade ama etkileyici prodüksiyonlar ve duygusal temalarıyla albüm, gençlik, yalnızlık ve kimlik arayışı gibi konulara odaklanıyor. Eilish, bu albümle kendine özgü bir müzikal dünya kurarak, pop müziğe sıra dışı bir yenilik getiriyor.
Kaynakça:
- Genius. “Billie Eilish – When We All Fall Asleep, Where Do We Go?” WEB. Erişim tarihi: 13.04.2025
- Spotify. “Billie Eilish: When We All Fall Asleep, Where Do We Go? Album” WEB. Erişim tarihi: 13.04.2025
- Ön görsel: earmilk.com


