HBO Max’in en dikkat çeken dizilerinden birisi olan Westworld, oldukça karanlık bir gelecekte geçiyor ve şu ana kadar yayımlanan dört sezonu ile izleyenlerin kendi iradelerini sorgulamalarını sağlıyor.
Bugün sizler için, her sezonuyla gündemi meşgul eden, başarılı kurgusu ve ekibiyle adından söz ettiren Westworld dizisini incelemeye aldık. Sevgili okuyucu, gerçekliğini sorgulamaya hazır mısın?

Westworld Ekibi
Drama ve bilim kurgu türündeki dizinin proje yapımcıları Jonathan Nolan ve Lisa Joy. Yapım aşamasında ise bu ikiliye yönetici yapımcı başlığı altında J. J. Abrams ve Bryan Burk eşlik ediyor. Görüntü yönetmeni koltuğunda ise Paul Cameron oturuyor.
İlk olarak dört sezon boyunca ekranlarda boy gösteren kemik kadroyu ve bir görünüp bir kaybolsalar da dizinin olmazsa olmazı haline gelen diğer oyunculardan bahsedelim.
Evan Rachel Wood – Dolores Abernathy. Dizinin ana kahramanlarından birisi, uysal bir çiftlik kızıyken tüm dünyada kontrolü ele geçirmek uğruna hayatını adayan bir karakter.
Ed Harris – Sezon boyunca kendisinden birçok farklı şekilde bahsedildiğini duyacaksınız. Bunlar: Siyah giyinen adam, gizemli adam, Westworld hisselerinin %51’ine sahip iş adamı, genç William ve yıllar sonra geri dönen yaşlı William.
Anthony Hopkins – Dr. Robert Ford. Kendisi Westworld’ün yaratıcısı olarak karşımıza çıkıyor.
James Marsden – Teddy Flood. Tüm amacı Dolores’i korumak olan Westworld oyuncağı.
Thandie Newton – Meave Millay. Kendisini Westworld’de işletilen genelev patronu olarak izliyoruz. Elbette Meave’in becerileri bununla sınırlı kalmıyor.
Jeffrey Wright – Bernard Lowe. Diziyi izleyenleri en çok şoka uğratan karakter diyebiliriz. Kendisini Westworld’de Programlama Bölümü başkanı olarak izliyoruz. Robotların üretiminde önemli bir görevi var. İlk başlarda kendisinin ve izleyicinin bilmediği şey ise Dr. Robert Ford’un eski ortağı Arnold Weber’in tıpatıp aynısını temsil eden bir robot olduğu gerçeğidir.
Jimmi Simpson – Genç William. Evleneceği kadının kardeşi Logan ile parkı isteksizce ziyaret etmesi ile hayatını mahvedecek olaylar dizisini başlatıyor.
Ben Barnes – Logan karakteri. Zevkine düşkün, dünyevi zevklere kendisini kaptıran birisi olarak izliyoruz.
Tessa Thompson – Charlotte Hale. Westworld’ün arka planında gerçekleşen planların sekteye uğramaması için üsttekilerin yem olarak kullandığı birisi olur ya hep, işte Charlotte Hale’i de tam olarak bu konumda görüyoruz.

Westworld Konusu
Westworld için Western ile bilim kurgu türünün eşsiz bir birleşimi diyebiliriz. Gerçek hayatta hoş karşılanmayan, toplumsal düzeni sarsacak eylemlerin hiçbir engel olmaksızın gerçekleştirilmesi için oluşturulan bir dünyaya gözlerimizi açıyoruz. Burada robotlar ev sahibi olarak yer alıyor ve ziyaretçiler tarafından her türlü iş için kullanılabiliyorlar. Dilerlerse eğlenebilir, tecavüz edebilir ve ardından da öldürebilirler. Ölen robotlar ise teknik birimlere taşınıyor, kesikler iyileştiriliyor, yaşanan anılar silinerek tekrardan işlerinin başına gönderiliyorlar.
Gerçek hayatta istenmeyen davranışların gerçekleştirilmesi için oluşturulan bu alana stres atmak, biraz keyifli vakit geçirmek olarak baktığınızda son derece masum, hatta yaratıcı bir iş olarak görebilirsiniz; fakat dağın görünmeyen yüzü çok daha karanlık.
Western havasına sahip bu dünyada konuklara verilen şapkalar, aslında konukların verilerini toplamak için bir araç. Her konuktan elde edilen verilerle amaçlanan ne peki, diyeceksiniz. Amaç, ileride insanlar öldükleri zaman, daha önceden elde edilen veriler kullanarak birebir kopyalarını üretmek. İnsanlığın yerini robotların alması. Ebedi hayat…

İlk başlarda hatırlamamaları gerekenleri hatırlamaya başlayan ev sahipleri, gerçekliklerini sorgulamaya başlıyorlar ve bu durum, bir virüs gibi tüm ev sahipleri arasında dolaşıyor. Bu virüs, hiç beklemediğimiz kişilerin de aslında birer robottan ibaret olduğu gerçeği ile bizleri yüzleştirirken Westworld’de işler bir daha asla eskisi gibi olmuyor.
İnsandan farksız forma sahip robotların insanlığı kusursuz bir şekilde taklit edebilmesi ve dizide gerçekleşen bir dizi olaylar silsilesi, ekran başındaki izleyicinin de kendi gerçekliğini sorgulamasına sebep olabilir. Bazı bölümler yavaş ve sıkıcı ilerlemesine rağmen, bölüm sonunda kendinizi bir sonraki bölümü izlerken bulabilirsiniz. İşte tam olarak burada “acaba bu kararı ben mi veriyorum?” sorusuyla karşı karşıya kalabilirsiniz.
Westworld‘de ev sahiplerinin isyan çıkarması ile gerçekleşen olaylar sonrası dizi kurgusu Westworld dışına çıkarak, işler gerçek anlamda tüm dünyayı ilgilendiren bir mesele haline geliyor.
Şimdilik toplamda dört sezona sahip dizinin, beşinci sezonunun gelip gelmeyeceği belirsiz. Birinci sezonla iddialı bir giriş yapan dizi, ikinci sezonla bu iddiasını desteklerken üçüncü sezonda bir düşüş yaşıyor. Üçüncü sezonun ardından birçok izleyici, dizinin iptal edilebileceğini bile düşünürken Westworld, dördüncü sezon ile muhteşem bir geri dönüş yaptı diyebiliriz. İzleyici olarak beşinci sezon gelirse hiç itiraz edeceğimizi sanmıyorum; fakat dizinin final yapmayarak bir kitle uğruna devam etme ihtimali, diziyi şu anda bulunduğu konumdan aşağılara düşürebilir.

Westworld Müzikleri
Diziyi bu kadar sevdiren bir başka detay da müzikleri. Ramin Djawadi tarafından yapılan dizi müzikleri, içerisinde birçok bilindik şarkıların aranjmanlarını da barındıran geniş bir albüme sahip. Bahsettiğimiz bu şarkılar; Amy Winehouse – Back to Black, The Animals – The House of the Rising Sun gibi popüler şarkılardır. Piyano ile aranjman yapılmış olsa da telif hakları için yüklü bir miktar ödeme yapılmıştır. Dizinin her sezonu için ayrı bir çalma listesi olsa da bu yazımızda sadece birinci sezonun listesine yer veriyoruz.

Böyle Bir Gelecek Mümkün Mü?
Diziyi izlemeyi bitirdiğinizde kafanızda dolaşıp duran sorulardan birisi de “böyle bir gelecek mümkün mü?” olabilir. Westworld, Black Mirror ve bunlara benzer nice diziler, yakın gelecekte teknolojinin hayatımıza daha da dahil olması ile yaşanabilecek muhtemel senaryolara ışık tutuyor. Teknoloji hayatımızda var olduğu sürece, böyle bir karanlık geleceğin hatta daha da kötüsünün yaşanmaması için hiçbir engel yok. Üstelik yakın geçmişte büyük teknolojik şirketlerin hayata geçirdikleri yapay zeka teknolojileri, kafanızdaki bu sorunun cevabını kısmen de olsa veriyor.
Peki gerçekten de Westworld benzeri, dışarıdan yönetilen bir dünyada yaşıyor olabilir miyiz? Kendimizi insan zanneden, ama aslında ustaca yaratılmış robotlar olabilir miyiz? Özgür irade dediğimiz bu kavram, sistemimize yüklenen bir algıdan ibaret olabilir mi?
Yazımızın sonuna doğru gelirken sizleri bu sorularla baş başa bırakıyoruz. Gerçekliğinizi sorgulamayı ve özgür iradenize sahip çıkmayı unutmayın.