Vivienne Westwood 70’li yıllarda sınıf öğretmenliğini bırakıp moda sektörüne girdiği günden itibaren kendinden söz ettiren ve işleriyle etrafındakileri büyüleyen ikonik bir tasarımcı. Bu büyü sektördeki diğer tasarımcıları da öyle etkisi altına alıyor ki “Tasarımcıların Tasarımcısı” olarak anılan Westwood, Burberry ve Louis Vuitton gibi dünya devi moda evlerinin davetleri üzerine işbirliklerinde bulundu. Kendi moda evinin şovlarında da Jean Paul Gaultier, John Galliano, Azzedine Alaïa gibi dünyaca ünlü tasarımcıları seyirci olarak görmek artık alışılagelmiş bir durum. Sadece moda dünyasında değil, toplumun her seviyesinden sevenleri ve sayanları var Westwood’un. Kraliçe Elizabeth’ten tutun Pharrell’e, 70’lerdeki gençlikten Z Kuşağına kadar herkesi etkileyen bu efsanevi modacının hayatına ve kariyerine yakından bakalım.
İşçi sınıfı bir aileye doğan Westwood alaylı bir tasarımcı, 17 yaşında yalnızca yarım dönem devam ettiği mücevherat ve gümüşçülük kursu dışında. Daha sonra öğretmenlik eğitimi alan ve bir yandan da kendi mücevher tasarımlarını satmaya başlayan Westwood, 60’lı yılların sonuna kadar öğretmenlik yapmaya devam etti. Tam bu zamanlarda Malcolm McLaren ile birliktelikleri başladı. Bu ilişki Westwood’un dehasının moda dünyasına ilk adımlarına öncülük etti. Çünkü Malcolm McLaren efsanevi punk grubu Sex Pistols’ın menajeriydi. Ve Westwood 1971 yılında McLaren’ın Sex Pistols için tasarladığı giysileri üretmeye başladı.
Zaman içerisinde beraber oluşturdukları tasarımları hayata geçirmeye yoğunlaştılar. Sex Pistols’un punk ağırlıklı müziği ve başkaldırmaya meyilli doğası, aynı ideolojileri destekleyen Westwood’un parlaması için mükemmel bir fırsat oldu. Sex Pistols’ın temsil ettiklerini kusursuzca görselleştiren McLaren-Westwood çiftinin beraber açtıkları ilk mağaza, zaman içinde Londra’daki punk çevresinin buluşma noktası haline geldi. Bu noktada kültürel bir reset noktası olan God Save The Queen tişörtünden ve dolayısıyla Vivienne Westwood’un asi ve aktivist yanından bahsetmek gerek.
Tişört, Kraliçe Elizabeth’in tahtta 25. yılını kutlayacağı sene Sex Pistols’un aynı isimli şarkısının yayınlanmasıyla eşzamanlı piyasaya çıktı. Üzerine ağzı çengelli iğne ile tutturulmuş bir Elizabeth resmi basılan ve kollarındaki yırtıklar da çengelli iğnelerle tutturulan tasarım İngiltere’de bir şok etkisi yarattı. Açıkça monarşiyi eleştiren bu tasarım, İngiltere’nin geleceğinin olmadığını söyleyen şarkı sözlerini desteklediği sebebiyle çokça nefret yorumları aldı.

Hem şarkının hem de tasarımın haince olduğu dahi söylendi. Daha sonra Sex Pistols’ın vokalisti John Lydon durumu şöyle açıklamıştı: “God Save The Queen gibi bir şarkıyı İngiliz halkından nefret ettiğiniz için yazmazsınız. Böyle bir şarkıyı yazarsınız çünkü onları seviyorsunuzdur, ve onlara yapılan haksızlıklara artık katlanamazsınız.” Punk alt-kültürünü destekleyen kimsenin ciddiye alınmadığı bu dönemde Westwood’un tasarımı, sesini duyurmak isteyenlerin sessiz ama kaçınılmaz bir protestosu oldu. Önce politik duruşu ve düşünce özgürlüğünü direkt somutlaştıran bir imge daha sonra da bir ikon haline gelen tişört, yarattığı kültürel etki ve dahice tasarımı ile bugün Metropolitan Sanat Müzesi’nin koleksiyonunda korunmakta.
Westwood, 1981-1985 yılları arasında McLaren ile birlikte 6 koleksiyona imza attı. Sonrasında hem profesyonel hem de kişisel birliktelikleri son buldu, ancak moda dünyasında yarattıkları sarsıntı dünyanın dört bir yanında kendini gösterdi. Yohji Yamamoto ve Rei Kawakubo’nun Paris’teki ilk koleksiyonlarında sergiledikleri dağılan örgü işleri ve tasarımlarındaki otorite karşıtı duruşlarıyla Westwood’un adı hem Paris’te hem de Japonya’da yankılandı. 1981 koleksiyonundan artık materyallerin tekrar kullanımıyla yapılan şeritli pantolonun verdiği ilham Christopher Nemeth, Helmut Lang ve Maison Margiela koleksiyonlarında kendini anımsattı. Dolce&Gabanna bile röportajlarında Vivienne Westwood’un onlar için bir ilham kaynağı olduğunu açık açık söyledi.

McLaren ile yaratıcı partnerliklerinin sona ermesinin ardından kendi tasarımlarıyla devam eden Westwood, İlkbahar-Yaz 1985‘te çıkardığı Mini-Crini koleksiyonuyla yaratıcılığını ve kabiliyetlerini tekrar kanıtladı. Kariyerindeki “en önemli değişim” olarak tanımladığı bu koleksiyonda Viktorya döneminin crinoline elbiselerine ait form ve terzicilik tekniklerinden esinlenerek yarattığı Mini-Crini, moda tarihinde en çok akıllara kazınan parçalardan biri oldu. Mini-Crini, iki zıt ideali aynı anda temsil etmesiyle Westwood’un asiliğini en net gözlemleyebildiğimiz parçalardandır: Crinoline kadın giyimindeki kısıtlanmışlık mitini, mini etek ise kadın giyiminde aynı güvenilmezlikteki özgürlük mitini temsil eder.
Westwood daha sonraki koleksiyonlarında da eski dönem modasından esinlenmeye devam etti. Time Machine isimli koleksiyonunda eski İngiliz terzicilik geleneğinden, Cut-Slash and Pull isimli koleksiyonunda da Tudor döneminden ilham aldığı parçalarıyla uzaktan bir bakışla bile tanınabilecek, kendine ait bir stil yarattı. Tarihten esinlenen koleksiyonları ile kocaman bir hayran kitlesi kazanan Westwood defileleriyle herkesi etkilemeye devam etti.
Yıllardır her defilesinde tasarımlarının sağlam düşünce zemini olmasının yanında devrimciliği ve asiliği de hiç sönmedi. Öte yandan tasarımcı, yıllardır küresel ısınmanın etkisi ve aşırı tüketim hakkında konuşuyor ve ekolojik değerleri korumak için savaşıyor. Bu adanmışlığını da şöyle açıklıyor: “İnsanlığın ve gezegenin varlığı için bir savaş bu. Elimizdeki en güçlü savaş toplumsal farkındalık: sanat galerilerine gidin ve içinde yaşadığımız dünyayı anlamaya çalışın. Bunu yapmaya başlar başlamaz siz de bir özgürlük savaşçısı olacaksınız.”
Pek çok çevreci kuruluşun üyesi ve öncüsü olan Westwood, 2013’te Greenpeace’in Save the Arctic (Buzulları Koru) kampanyasının logosunu tasarladı ve 2015’te endüstriyel balıkçılığın durdurulması için bir kampanya başlattı. Dahası, Birleşmiş Milletler ile işbirliği kurarak Avrupa’daki bozulmuş orman ekosistemini düzeltmek için çalıştı. Sadece çevre için değil, dezavantajlı topluluklar için de projeler yaratan Westwood’un hala devam eden projelerinden biri Afrika’da kadınlar tarafından geri dönüştürülmüş materyallerle üretilen çantalar. Bu proje sayesinde hem kadınlar hem de yerel üreticiler bir geçim kaynağı ediniyor. Bu projeyi anlatırken Westwood bunun acıma duygusundan doğan bir hayır işi değil, bir iş olduğunun da altını çiziyor. Bu etik bakış açısını daha medyatik etkinliklerde de gösteriyor: Şovlarında modeller iklim değişimi hakkında pankartlar taşıyor, Londra Moda Haftası’nın kürksüz olması için öncülük ediyor ve Liberty, PETA, Extinction Rebellion gibi aktivist gruplarla işbirlikleri yapıyor. Bir yandan da modada beden skalasının olabildiğince gelişmesi için çalışıyor ve Greta Thunberg gibi genç aktivistlere kampanyalarında destek oluyor.
Tahmin edileceğinin aksine bu aktivist ve marjinal duruşu onu politik figürler için antipatik yapmıyor. Tersine, düşüncelerinin arkasında durması ve geri adım atmayışı onu en güçlü insanlar için bile saygıdeğer hale getiriyor. 1992 yılında Westwood, Kraliçe Elizabeth tarafından Britanya İmparatoruk Nişanı’na layık görüldü. Yalnızca Birleşik Krallık için önemli bir başarı elde etmiş insanların alabildiği bu nişanın takdim törenin çıkışında verdiği pozla kraliyet kurallarını istemeden de olsa çiğneyerek özgür ruhunu yansıtmıştı. Sonrasında yapılan röportajda sadece eteğini göstermek istediğini söyledikten sonra şöyle eklemişti, “Duydum ki fotoğrafım kraliçeyi de çok eğlendirmiş.” O zamandan beridir de Dame Vivienne Westwood diyoruz kendisine.
Bu nişan tescilliyor onun biricik bir tasarımcı olduğunu. Ama Westwood zaten kraliyetten önce bizim kalplerimizi kazanmıştı. Onunla özdeşleşen ve ona pek de yakışan tatlı umursamazlığı, olağanüstü yaratıcılığı ve benzersiz yeteneğiyle biz modaseverlerin kalplerinin asi kraliçesi Vivienne Westwood. Hem kalplerimizde hem de moda tarihinde sonsuza dek kalacağına, gelecek jenerasyonlara hep ilham vereceğine hiç şüphemiz yok!
Kaynak
“Vivienne Westwood: punk, new, romantic and beyond”, V&A, web 08.11.22.
“The Early Years”, Vivienne Westwood, web 08.11.22.
“Vivienne Westwood”, MyBag, Web 08.11.22.
“Vivienne Westwood’s Controversial Sex Pistols Shirt Was the Ultimate in Protest Fashion”, Vouge, web 08.11.22.
“Vivienne Westwood”, Britannica, web 08.11.22.
“1977 – VIVIENNE WESTWOOD/MALCOM MCLAREN/JAMIE REID, “GOD SAVE THE QUEEN” T- SHIRT”, Fashion History Timeline, web 26.11.22
“Vivienne Westwood: Fashion and Activism”, British Fashion Council, web, 26.11.22.