Kraliçe Victoria‘nın ölümüyle sonlanan 63 yıllık Victoria Dönemi ardından, Kraliçe’nin oğlu Edward‘ın tahta geçmesiyle adını verdiği dönemdir Edward Dönemi. VII. Edward 1910’da ölmüş olsa da tarihçiler Edward Dönemi‘ni 1914 yılına, I. Dünya Savaşı ile yeni bir çağa girilmesinden öncesine kadar uzatır.
Eşi Prens Albert’ın ölümünden sonra matem havasından çıkamayan Kraliçe Victoria’nın ardından Edward tahta geçtiğinde kraliyet imajı, üzerindeki karamsarlığı atmış oldu. VII. Edward, Paris partileri ve eğlenceye düşkünlüğüyle nam salmıştı; eşi Alexandra ise güzelliği ve zarafetiyle halkın gözdesiydi.

Kıyafetler, daha giyilebilir ve rahat tasarımlara döndü. Halk Victoria mimarisi ağırlığından kurtuldu, Fransa ile ilişkiler geliştirildi. Toplumsal normlar Victoria Dönemi‘ne nazaran gevşemişti. Bu dönem, geçmiş dönemin teknolojik gelişmeleri günlük hayatta yaygınlık kazanmaya başladığından, halkın yeniliğe ayak uydurmaya çalıştığı dönemler olarak akıllara kazındı. Artık modern bir çağa girildiği hissediliyor, gelecek teknolojilerin hayalleri kuruluyordu. Belki I. Dünya Savaşı ile yitip giden jenerasyonun ve savaştan önceki hayatın romantize edilmesi sebebiyle Edward Dönemi çay partileriyle tembelce ve tasasız zamanlar olarak anılsa da derinlere inildiğinde öyle olmadığı anlaşılıyor.
VII. Edward’ın Hükümdarlığı Hakkında
Uzun süre hüküm süren bir monarşın ölümü ardından kişisel hayatı skandallara neden olan bir kralın tahta geçişi, Britanya monarşisinin istikrarına yönelik soru işaretleri yarattı. Tüm korkulara rağmen, Edward karizması ile kendini sevdirmekte pek becerikliydi.
Annesi Edward’ın Albert Edward adıyla hükmetmesini istemişti ancak o babasının, Albert olarak adlandırılan tek hükümdar ya da konsort olmasının daha güzel bir övgü olduğunu savunarak VII. Edward adını seçti. Eski zevklerini devam ettirdi ancak bir hükümdar olarak yeni görevlerini ve sorumluluklarını heyecanla yerine getirdi. Bu heyecan uzun sürmedi ve kısa sürede her küçük ayrıntıya bizzat katılamayacağını ve her mektuba yanıt veremeyeceğini fark ederek talimatları doğrultusunda çalışan sekreterlere güvendi.

Okulları ve hastaneleri ziyaret etmek, müzelerde ve galerilerde sergileri açmak gibi görevleri yerine getirirken etkili bir konuşmacıydı. Kral aynı zamanda savunma politikalarına ilgi gösteriyor, üst düzey subayların terfi ettirilmesi konusunda danışmanlık talep ediyordu. I. Dünya Savaşı‘na öncülük eden Jackie Fisher‘ın donanma reformlarına destekçi olan Kral, sağlık ve tıbbi konularda ilgiliydi ve 1907’de Londra’da Kral Edward’ın Hastane Fonu‘nu (King Edward’s Hospital Fund) kurarak bu hastanelere cömert bir destek sağladı.
Kral, Galler Prensi olarak görev yaptığı dönemde olduğu gibi diplomatik konulara büyük ilgi gösteriyordu ve genellikle yabancı temsilcileri tek başına kabul ediyordu. Diplomatik atamalar için önerilerinin hükümet tarafından sıklıkla görmezden gelinmesinden rahatsızdı, anayasal olarak bu konularda danışılma hakkını savunmaya çalıştı. Politik dostları az olduğu için hükümetle yapılan politik mücadelelerde genellikle mağlup oldu ve sadece küçük konularda üstün geldi.
1902-1905 arasında Kral Edward ve Başbakan Arthur Balfour arasında gergin bir ilişki vardı. Liberal lider Sör Henry Campbell-Bannerman, 1905 seçimini kazanan isimdi ve Edward ile daha iyi sosyal ilişkilere sahip olacaktı; ancak Kral ile sıcak bir dostluğa sahip olmalarına rağmen, Campbell-Bannerman liderliğindeki liberal hükümeti ve sonrasında Herbert Asquith, Kral ve Lordlar Kamarası’nın anayasal rolünü zayıflatmaya çalıştı.

Bernard Partridge, Punch magazine 1908, wikimedia
Avrupa diplomatları, Britanya’nın dış politikasını yürütenin Başbakanı veya Dışişleri Bakanı değil de Kral olduğunu düşündüler; bu inanç, Kral ile Balfour’un Dışişleri Bakanı Lord Lansdowne arasındaki soğukluğu artırmış olabilir.
Kral’ın sıkça yaptığı yurtdışı ziyaretleri, Almanya’nın II. Kaiser Wilhelm tarafından yürütülen proaktif diplomasisine bir yanıt olarak yorumlandı. Wilhelm, Edward’ın Alman İmparatoriçesi olan büyük kız kardeşi Victoria’nın oğluydu. Wilhelm aynı zamanda Avrupa’yı dolaşarak Alman İmparatorluğu’nun prestijini artırmaya ve donanmasını güçlendirmeye çalıştı, bu da Britanya’nın Kraliyet Donanması tarafından garanti altına alınan ekonomik üstünlüğünü tehlikeye atıyordu. Fakat Alman genişlemesine dair tüm korkularına rağmen sonraki yıllarda dünyanın önde gelen gücü Almanya değil, Amerika Birleşik Devletleri olacaktı.

6 Mayıs gece yarısından hemen önce Kral VII. Edward, 68 yaşında Sandringham’daki malikanesinde öldü ve yerine oğlu Kral V. George tahta geçti. 20 Mayıs’ta Avrupa’nın Amcası (Avrupa’daki Kraliyet Aileleriyle sahip olduğu kan bağından gelen lakabıdır) Kral Edward’ın cenazesi, Kral v. George’Un yanı sıra Alman Kralı Kaiser, Belçika, Bulgaristan, Danimarka, Yunanistan, Norveç, Portekiz ve İspanya Krallarının da aralarında bulunduğu dokuz Avrupalı hükümdarı bir araya getirdi. Geriye dönüp bakıldığında, Edward‘ın ölümü sonun başlangıcıydı zira dört yıl sonra dünya, I. Dünya Savaşı‘na sürüklenecekti.
Victoria öldüğünde bir çocuk olan İngiliz romancı J.B. Priestly‘ye göre; o aslında İngiltere’nin 1600’lerin başından beri tanıdığı en popüler kraldı.
Edward Dönemi’nde Toplumsal Hayat
Victoria Dönemi’nde görülen münasip davranış ve görgüye vurgu varlığını sürdürdü. Sosyal etkinlikler düzenliydi ve bu etkinliklerde de görgü kurallarına uyum bekleniyordu. Çeşitli sosyal ortamlarda erkek ve kadın davranışları için spesifik beklentilerle cinsiyet rollerine dair önem devam etmekteydi. Fakat Edward Dönemi’nde orta sınıf genişlemiş ve emek hakları gibi toplumsal konulara yönelik bir farkındalık artmıştı. Bu durum katı Victorya normlarına kıyasla daha hoşgörülü bir topluma doğru geçişi gösteriyordu.

Elektriğin yayılması ve demiryolu sisteminin büyümesi gibi teknolojik gelişmeler kentleşmenin ve iletişimin artmasında katkıda bulundu. Victoria Dönemi’nin temellerinden kopmamasına rağmen, 20. yüzyılı şekillendirecek kültürel değişikliklerin zeminini oluşturuyordu.
Edward Dönemi’nde Popüler Kültür
Modernizmi kucaklayan Edward Dönemi, I. Dünya Savaşı sonrasında yoğunlaşacak toplumsal değişimlerin sahnelenmesinde öncü oldu. Edebiyat ve tiyatro alanlarında Victoria Dönemi’nin katı ahlaki yargıları ve melodramanın etkilerini gösterdiği eserlerden sıyrılarak daha eleştirel ve içselleştirilmiş bir yaklaşım benimsendi. E.M. Forster‘ın Howards End (1910) adlı eseri sosyal sınıf sorunlarını ele alırken; Virginia Woolf Deniz Feneri (1927) isimli romanında bilinç akışı yazma denemelerine girişti.

vancouverisawesome.com
Tiyatroda toplumsal normları espritüel bir dille ele alan salon komedileri (drawing room comedy) popülerliği ile dikkat çekiyordu. George Bernard Shaw‘ın Pygmalion (1913) gibi oyunları, toplumsal normları sorgulamaktaydı. Sinema popüler bir eğlence biçimi olarak yükselmeye başlamış, Charlie Chaplin‘in erken dönem sessiz filmleri gibi yapımlar izleyicileri büyülemişti. Victoria Dönemi’ndeki daha geleneksel eğlence formlarından bir sapma görülüyordu.
Arts and Crafts hareketi geç Victoria Dönemi’nde başlamış ve Edward Dönemi’ni etkilemeye devam etmişti. Bu sanat ve tasarım hareketi endüstrileşmenin getirdiği makineleşme ve tekdüzeliğe karşı el işçiliğine ve geleneksel tekniklere dönüşü vurguluyordu. Müzikte Ragtime ve erken caz, daha canlı ve senkoplu ritimlere doğru bir geçişi yansıtarak popülerlik kazanmıştı.

Edward Dönemi modası genel olarak daha hafif ve kısıtlayıcı olmayan bir stili yansıttı. Kadınlar zarif dantelleri, yüksek yakaları ve büyük şapkaları, silüet olarak güvercin göğsü (pigeon breast) olarak adlandırılan yüksek göğüs ve kıvrımlı kalçaların S eğrisini aldığı bir görüntüyü tercih ediyordu. Erkekler ise daha rahat bir kesime sahip takımlar giyiyordu. Bowler şapkalar ve daha sonra boater şapkalar, modaya uygun aksesuarlar haline geldi.
Kral Edward ve Kraliçe Alexandra’nın Giyimine Dair
Kraliyet Ailesi’nin giyimi her zaman büyük bir merak konusuydu; VII. Edward ile Danimarkalı Alexandra modaya yön veriyordu.

Britanya’da hemen popüler olan genç ve güzel Alexandra modanın gözdesiydi; insanlar onun tarzını kopyalamaya başlamıştı. Alexandra günlük yaşamında iyi dikilmiş, iki parçalı bir takım elbisenin sade ama çarpıcı siluetini tercih ediyordu.
Kişiye özel dikim, halk arasında Alexandra ile yaygınlaştı. Altıncı hamileliğinin ardından bilinmeyen bir hastalığa yakalandıktan sonra kalıcı bir topallamaya sahip olan Alexandra o kadar popülerdi ki kadınlar onun topallamasını bile taklit ediyor ve pratik nedenlerden ziyade, Alexandra kullandığı için baston kullanıyorlardı. Alexandra modayla epey ilgiliydi ve farklı renklerle görüntülenirdi. Fakat en büyük çocuğu Prens Albert Victor’ı kaybettikten sonra ölümüne kadar siyah, gri ve soluk mor tercih etti.

Edward ise birçok açıdan gelenekçiydi ancak konu özellikle giyime geldiğinde oldukça ileri görüşlüydü. Londra’nın beyefendileri ve Avrupa’nın çoğu, moda ipuçları için Kral’ı mercek altına almıştı. Norfolk ceketi ve Homburg şapkası onun sayesinde 1890’ların modası oldu. Kral düzenli olarak kruvaze fraklar içinde ve yeleğinin alt düğmesi açık olarak görülüyordu; her ikisi de popüler oldu.
Edward Dönemi’nde Siyaset
1910-1914 yılları arasında gerçekleşen Büyük Karışıklık (Great Unrest) döneminde işçi ve kadın hakları gibi eşitsizlik konularında büyük çalkantıların yaşandı ve 3000’den fazla grevin gerçekleştiği Genel Grev yaşandı.

1909-1910 yıllarında liberal parti lideri ve Başbakan Lloyd George tarafından sunulan bütçe önerisi People’s Budget (Halkın Bütçesi); bütçe eğitim, sağlık, sosyal yardımlar gibi sosyal reformlar hakkındaydı. Devletin sosyal hizmetlerine, halkın daha geniş bir kesiminin ulaşabilmesi amaçlanıyordu. Özellikle zengin sınıfı daha fazla vergi ödemeye zorlayan artan gelir vergisi oranları ve büyük mülk sahiplerine yönelik yeni vergiler getirilerek gelir eşitsizliğinin azaltılması amaçlanıyordu. Düzenlenen vergi artışları muhafazakâr ve zengin sınıf olan Lordlar Kamarası’nın şiddetli direnişiyle karşılaştı ve Parlamento Krizi olarak bilinen sürecin yaşanmasına neden oldu. Hükümet, Lordlar Kamarası’nın yetkilerini sınırlamayı hedefleyen bir dizi tasarıyı gündeme getirdi ve genel seçime gidildi.
İşçi Hakları
İşçi Hareketi ile işçilerin çalışma şartları ve hakları konusundaki mücadeleler artmıştı. İşçiler, haklarını daha etkili savunabilmek adına sendikalaşmaya gitti. İşçiler işverenlerle yaptıkları pazarlıklarda ellerini güçlendirebilmek adına grev ve benzeri eylemleri sıklıkla kullanarak işverenlere karşı güçlü bir birlik oluşturduklarını gösterdi.

İşçilerin işverenlerle olan mücadelesi çocuk işçi hakları da dahil olmak üzere işçi hakları konusunda farkındalığı artırdığı gibi gelecek reformların da başlangıcı oldu. 1900 yılında İşçi Partisi kuruldu ve 6 yıl sonra 29 milletvekili meclise girdi.
Kadın Hakları
Kadın hakları ile mücadele Suffragette ve Suffragistler (sufrajist) adlı iki farklı grubun hareketleriyle başladı. Suffragettelar daha radikal ve protesto eğilimliydi; dikkat çeken gösteriler ve bazen şiddet içeren yöntemler kullanarak kadın hakları için mücadele ettiler. Sufrajistler ise daha barışçıl ve hukuki yöntemlere odaklıydı. Büyük mitingler, yürüyüşler, imza kampanyaları gibi seslerini duyurmaya yönelik eylemlerde bulundular.

1906 ve 1910 seçimlerinde, Liberal Parti ve İşçi Partisi sufrajist hareketi destek gösteren ve kadın haklarına duyarlı bir tutum gösterdi. Kadınlar için seçme hakkı talepleri bazı liberal ve işçi partisi adayların programlarının parçasıydı. Bu haklar İngiltere’de ancak 1928 yılında tam anlamıyla genişletildi.
Kaynakça
- Woolf, John Jacob. Hodgman, Charlotte. “The Edwardian era: a history guide and timeline of Britain in the reign of Edward VII” History Extra, 23 Ocak 2023, historyextra.com/…/edwardian-era-what-when-guide-timeline Web. Erişim Tarihi: 16.11.2023
- Hewitt, D.G. “The Scandalous Life of England’s Ultimate ‘Playboy Prince’, Edward VII” History Collection, 8 Temmuz 2019, https://historycollection.com/the-scandalous-life-of-englands-ultimate-playboy-prince-edward-vii/25/. Web. Erişim Tarihi: 01.12.2023
- Storoschuk, Jessica. “Fashion Favourite: Princess Alexandra of Denmark” Royal Central, 10 Mayıs 2021, https://royalcentral.co.uk/features/history-blogs/fashion-favourite-princess-alexandra-of-denmark-159736/. Web. Erişim Tarihi: 01.12.2023
-
BBCNEWS, 6 Şubat 2018, “100 Women: Suffragists or suffragettes – who won women the vote?” https://www.bbc.com/news/world-42879161. Web. Erişim Tarihi: 16.11.2023
-
Steven. “1912: a year of strikes in the East End of London” libcom.org, 25 Ağustos 2017, https://libcom.org/article/1912-year-strikes-east-end-london. Web. Erişim Tarihi: 16.11.2023
- Steggles, Peter. “Edwardian era was almost a golden age if not a bed of roses” Shropshire Star, 26 Ekim 2019, https://www.shropshirestar.com/news/voices/readers-letters/2019/10/26/edwardian-era-was-almost-a-golden-age-if-not-a-bed-of-roses/. Web. Erişim Tarihi: 16.11.2023
-
Johnson, Gerald W. “A King in Spite of His Mother: Edward Vii” The Atlantic, Haziran 1964, https://www.theatlantic.com/magazine/archive/1964/06/a-king-in-spite-of-his-mother-edward-vii/658315/. Web. Erişim Tarihi: 06.12.2023,
- Edward VII- “The Playboy King Documentary” youtube.com, The People Profiles, 3 Nisan 2023, https://youtu.be/PZirBPj9BWc?si=jbP1ksWAcKKLbHfz. Web. Erişim Tarihi: 04.12.2023