En sevilen romantik komedi dizilerinin arasına adını yazdıran Emily in Paris dizisi, gördüğümüz renkli karakterleri, büyüleyici Paris manzaraları ile son zamanların en çok konuşulan dizileri arasında yer almayı başardı. Bunun yanında aşk ve arkadaşlık konularını, izleyici ile derin ve samimi bağlar kurarak işlemesi diziyi ikonik bir hâle getirdi.
Dizinin bu denli ikonik bir hâl almasındaki diğer sebepse, tabii ki ana karakter olan Emily Cooper’ın kendine has stil anlayışına sahip olmasıydı.
Emily başka isimlerden ilham alırken, birçok kişi de onu ilham kaynağı olarak seçti. Birbirinden farklı desenleri, renkleri bir arada kullanarak diziyi adeta görsel bir şölene dönüştürdü. Uyumsuzluğun içindeki uyumu yakalayan Emily Cooper’ın, moda anlayışını anlamak için önce “Emily kim?” sorusunun cevabını bulmak gerekiyor.
İlk Paris Görünümü ve Emily Cooper’ı Tanımak
Emily Cooper’ın Paris’teki macerası, patronunun hamile olması sebebiyle Paris’e gidememesi ve yerine Emily’i göndermesi ile başlıyor. Amerikan bakış açısını sunmak üzere Paris’e gelen bir pazarlama yöneticisi olarak karşımıza çıkıyor.
Girişken ve Paris macerası için oldukça heyecanlı olan karakterimiz, ilk sezonda gördüğümüz gibi “Parisien Stile” ayak uydurmaya çalışıyor. Amerikalı Emily stilinin yanına, Fransız Emily stilini de ekleme çabasına en çok ilk sezonda şahit olsakta, ilerleyen sezonlarda da bu çabaya tanık olmaya devam ediyoruz.
Paris konusunda oldukça büyük bir heves ve isteğe sahip olan Emily, aynı istek ve hevesi işi için de duyuyor ve büyük başarılara imza atıyor. İş hayatında elde ettiği başarılar, onun karakter olarak gelişmesine ve değişmesine yardımcı oluyor. Dört sezon boyunca hem sosyal hayatı hem de iş hayatındaki gelişmeler ile daha olgun ve daha kendinden emin bir Emily Cooper görmeye başlıyoruz. Bu olgunluk ve özgüvenin stiline olan yansımalarını da yakından inceleme fırsatı buluyoruz.
Her Sezon Farklı Bir Emily Cooper
Dizinin bütün sezonlarını izleyen birisi, Emily Cooper’ın karakter olarak gösterdiği değişimi rahatça gözlemleyebilir. İlk sezondaki karakter için her şey çok yeni görünüyor. Yeni bir şehir, yeni arkadaşlar, yeni aşklar, yeni bir kültür, yeni bir çalışma ortamı… Bu nedenle, ilk sezon için alışma süreci diyebiliriz. Hem kişiliğini hem de stilini Paris’e entegre etme konusunda zaman zaman bazı hayal kırıklıkları yaşasa da, Paris’te olmaktan her daim mutluluk duyduğu görülüyor.
Emily Cooper’ın stili, daha çok “Amerikan tarzını” öne çıkartan parçalardan oluşuyor. Aksesuarları, şapkaları ve farklı tasarımlara sahip çantalarıyla desteklediği kombinlerinde, bunu net bir şekilde görüyoruz. Stilinde, Paris’e uyum sağlamak önceliği olsa da, içindeki Amerikalı Emily’i bir kenara bırakamıyor.
İkinci sezonda Emily Cooper stili, aşk hayatı gibi biraz daha renkleniyor. Kombinlerine farklı desenler de eklenmeye başlıyor. Şef Gabriel tarafında işler karışmaya başlarken, bankacı Alfie ile tanışıyor. Artık kendini tam anlamıyla Paris’e ait hissetmeye başlıyor fakat aşk ve iş konusunda kaybettiği yönünü bulması gerekiyor. Hem hayatında hem de stil anlayışında, her şeyin çok daha fazla olmaya başladığı sezon, kesinlikle ikinci sezon olarak görünüyor.
Emily, üçüncü sezonda aşk ve iş konularında bazı seçimler yapmak zorunda kalıyor. Seçimlerin beraberinde getirdiği stresle, saçlarında küçük bir değişim yaparak başa çıkmayı deniyor. Kakül kestirdiği saçlarıyla, biraz daha parisien bir havaya sahip oluyor. Yaptığı seçimler hem karakterini hem de stilini daha da olgunlaştırıyor.
Ekose desenli, yüksek bel bikini takımını giyerken kullandığı beyaz çerçeveli güneş gözlükleri, hem Emily Cooper havası taşıyor hem de klasik bir Fransız kadını gibi görünmesini sağlıyor. Bu sayede kombinlerini kişiselleştirmeyi başarıyor.
Dördüncü sezonda sadece stil sahibi Emily’i değil, kendi ile ilgili sorulara cevap bulmak için çaba gösteren Emily’i de görüyoruz. Bu sezonda ilk önce, kelly yeşili çiçekli Philosophy di Lorenzo Serafini büstiyer üst ve şort takımı, crop pembe Jacquemus hırka ile tamamladığı kombiniyle karşımıza çıkıyor. Emily’nin, yakışıklı Marcello ile resmen tanıştığı an üzerindeki kareli Lısou marka trençkotu ve onunla uyumlu aynı renk ve desene sahip bucket şapka, sezonun son Emily Cooper görünümleri arasında yerini alıyor.
İş hayatında elde ettiği yurtdışı fırsatı ile profesyonel bir iş kadını imajı çiziyor. Kariyerinde yaşadığı bu büyük atılım, hayatında yeni bir sayfaya geçmesini sağlıyor. Dördüncü sezonun sonunda, Gabriel’in aşkının peşinden gittiğini görüyoruz ama Emily çoktan Paris defterini kapatmış gibi görünüyor.
En Unutulmaz Emily Cooper Görünümleri
1.Pembe Palto
Sadece paltosu değil kombini baştan sona pembelere bürünmüş görünüyor. Pembe çorapları ve Christian Louboutin markasının Agneska modeli topuklu ayakkabıları da paltosu kadar dikkat çekiyor. Diz altına kadar gelen çoraplarla topuklu ayakkabıları kombinlemeyi seven Emily’nin üzerinde bu ikili, hem ilk sezon hem de diğer sezonlar sıkça görülüyor. İlk sezonda Emily’nin stilinde klasik amerikan silüetinin esintilerini bolca görüyoruz ve pembe paltosuna da en iyi örnekler arasında yer veriyoruz. Kenzo markasına ait pembe palto, Emily sayesinde dönemin trendleri arasına girmeyi başarıyor.
2. Siyah Elbise
Birinci sezonun altıncı bölümünde, baleye giderken giydiği siyah midi elbisesi içinde Audrey Hepburn ilhamlı görünüyor. Elbisenin açık omuz detayları ile sade ve zarif bir şıklık elde ediyor. Dizide Emily Cooper karakterini canlandıran Lily Colins, gerçek hayatta da yüz hatları ve fiziğinden dolayı Audrey Hepburn’e benzetiliyor. Elbisenin, Christian Siriano’nun Pre-Fall 2019 koleksiyonuna ait bir parça olduğu bazı moda bloglarında belirtiliyor. Dizinin kostüm danışmanı Patricia Field, bu elbise için bir röportajında “Emily’nin karakterine Audrey Hepburn havası vermem gerekiyordu” diyor. Bu elbiseyle birlikte o hava net bir şekilde görülebiliyor.
3. Çiçek Desenli Mont
Emily’nin, birinci sezonun onuncu bölümünde, Cadeau’nun moda haftasında giydiği pembe sarı çiçek desenli Off-White marka şişme montu ve onunla aynı desene sahip eteği bu listede yer almaya hak kazanıyor. Şişme montu ve eteği, modern influencer estetiği altında, renkli bir özgüvene sahip görünüyor. Kendi Paris stilini baştan yazan Emily, her zaman olduğu gibi bu kombiniyle de beklenmedik olmayı başarıyor.
4. Mavi Elbise
Magali Pascal’a ait mavi fırfırlı elbise, en çok aklımızda alan Emily Cooper kombinleri arasında yer alıyor diyebiliriz. Bunun bir sebebi de, dizinin ikinci sezon afiş tasarımlarında bu elbiseye yer veriliyor olması. Fırfırlarıyla ve derin V yaka göğüs dekoltesiyle feminen bir hava yaratan mavi elbisesi sayesinde, Emily’nin ilk Fransa tatilinde de kendi stilinden ödün vermediği net bir şekilde görülüyor.
5. Kalp Desenli Elbise
Kırmızı kalp desenli omuzları açık beyaz Anouki marka elbisesini, beyaz saç aksesuarıyla tamamlıyor. Kabarık saç modeli ve kullandığı aksesuarla 80’li yıllara ait şık bir görünüm elde ediyor. Kırmızı rujunun ön planda olduğu sade bir makyaj, romantik havasını pekiştiriyor. Elbisesi ile uyumlu kırmızı topuklu ayakkabıları ve tasarım çantasıyla görünümünü tamamlıyor. Teknede bile her zamankinden daha şık olmayı başarıyor.
6. Kırmızı Tül Elbise
İkinci sezonun muhteşem parçalarından birisi olan kırmızı tül elbise, kesinlikle bu listede yer alıyor. Giambattista Valli-H&M işbirliğindeki kırmızı elbise, hem cesur hem de özgüvenli bir Emily ortaya koyuyor. Saçlarını toplu tercih etmesiyle, derin V yaka göğüs dekoltesi ve tül fırfırlı kol detayları daha çok ön plana çıkıyor. Saçına eklediği aksesuarıyla, yine küçük bir Emily dokunuşu görülüyor.
7. Siyah Beyaz Çizgili Tulum
Emily’nin, bir diğer Audrey Hepburn ilhamlı kıyafeti ise siyah beyaz çizgili tulumuydu. Güzel aktrisin My Fair Lady filmindeki ikonik, yere kadar uzanan beyaz elbisesine ithafen tasarlanmıştı. İkinci sezon içindeki en gizemli görünümü, bu tuluma borçlu olduğunu söyleyebiliriz. Nina Ricci’den izin alınarak ortaya çıkartılan tulum, tasarımcının 2023 sonbahar koleksiyonundaki bir parçadan ilham alınarak özel olarak tasarlanıyor. Bu görünümü, yine Nina Ricci imzalı fiyonklu capeline şapka ve göz maskesiyle tamamlıyor.
8. Mor Çiçekli Elbise
Bu defada karşımıza morlar içinde çıkan Emily, lavantalar arasında göz alıcı bir zerafet ile boy gösteriyor ve yine akılda kalmayı başarıyor. Giuseppedi Morabito tasarımı mini elbisesinin üzerine aldığı H&M-Irıs Apfel işbirliğindeki mor fırfırlı ceket ile Fransız modasına kendi enerjisini ve yorumunu kattığını bir kez daha görebiliyoruz. Desen üzerine desen kullanımı Amerikan cesaretinin Paris sofistikeliği ile buluşmasını sağlıyor. Her seferinde olduğu gibi bu kombininde de uyumu yakalamayı başarıyor.
9. Kobalt Mavisi Takım
Her zaman birbirinden farklı desenler, renkler kullanmayı seven Emily, bu sefer tek renk ile karşımıza çıkıyor. Dört sezon boyunca Emily’nin monokrom kombinleri sayıca az görünüyor. O kombinler arasında en iyilerden birisi olarak La Redoute imzası taşıyan kobalt mavisi takımını söyleyebiliriz. Pierre Hardy marka çantası ve ona eşlik eden Rabanne sivri burunlu botlarıyla tam şık bir iş kadını görünümü elde ediyor. Beyaz tenine en çok yakışan renklerden birisi ve oldukça özgüvenli bir şekilde taşıyor.
10. Zebra Desenli Ceket
Emily Cooper, iş dünyasındaki varlığını kendi stiliyle oluşturmaya devam ediyor. Haute couture enerjisi taşıyan, Dolce&Gabbana markasına ait ceket ile bütün gözleri yine üzerine çevirmeyi başarıyor. Patricia Field, Emily’nin hem aşk hayatında hem de iş hayatındaki kafa karışıklığını stili ile yansıtmaya çalıştığını belirtiyor. Üçüncü sezonda iki farklı hayat yaşıyor gibi görünsede biz tek bir Emily görüyoruz.
Emily Cooper’ın Yıldız Parçaları: Çantalar, Ayakkabılar, Şapkalar…
Emily Cooper ismi akla gelince, orada sadelik aramak tezat bir durum oluşturuyor. Yazıda da bolca bahsedildiği gibi, onun stili uyumsuzluk içinde uyumu yaratmak. Farklı desenleri, kumaşları bir araya getiriyor ve yetmezmiş gibi bolca aksesuarla bu kombinleri daha da zenginleştiriyor. Tasarım ve oldukça lüks olan ayakkabıları da unutmamak gerekiyor.
Paris deyince akla ilk gelenlerden bir tanesi, ressam şapkası oluyor. Emily Cooper’da, sık sık kullanıyor ve çok yakışıyor. Onunla en çok özdeşleşen rengi, kesinlikle kırmızı ressam şapkası diyebiliriz. Bununla birlikte, Emily’de en çok gördüğümüz diğer şapka ise bucket şapka. Hemen hemen her sezon, kombinlerinde sıkça yer veriyor.
Şapkalar bir yana dursun, saç aksesuarları da Emily’nin en sevdiklerinden. Her zaman olmasa da saçlarında bir toka ya da saç bandı kullanıyor. Kemikli yüzünü daha da ön plana çıkartıyor ve ona 90’lar havası katıyor.
Emily’nin her kombinin de olmazsa olmaz parça, tabi ki çantalar yer alıyor. Lüks markalara, ünlü tasarımcılara ait çantalar kullanıyor. Dizi akışında bu kadar lüks bir gardıroba sahip olması biraz düşündürse de, çantaların göz alıcı oldukları gerçeğini değiştirmiyor.
Diziyi izlemeye başlarsanız ya da izliyorsanız, Emily Cooper stili bir süre sonra göz kamaştırıcı olmaya başlıyor. Romantik maksimalizm ve yüksek enerjili kombinleri ile iş, aşk ve arkadaşlık üçlemesi arasında kendi kişiliğinden ödün vermiyor. Paris’te Fransız kimliği edindi diye düşünürken, hayat onun için Roma’nın kapılarını aralamaya başlıyor.
Emily Cooper için hayat ne kadar karmaşık olursa olsun, her zaman bir çıkış yolu vardır. Kalbinin sesini dinlemek, o yolu bulmayı kolaylaştırır.
Kaynakça
Damla Durak, Tüm Detaylarıyla Emily in Paris Kostümleri, 22.12.2022, web, 25.10.2025
Damla, Emily Cooper ve Parizyen Stil Görünümleri, 10.10.2020, web, 23.10.2025
BT Ekip, Emily in Paris Stil Kodları, 23.10.2020, web, 23.10.2025
Buse Saray, Stil Günlüğü:Emily in Paris, 16.08.2024, web, 20.10.2025
Umut Can Yürekli, Emily in Paris 1. Sezon İncelemesi, 21.10.2020, web, 20.10.2025
Dilruba Karaköse, Emily in Paris’in 3. Sezonundan İlk Görseller Yayınlandı, 26.09.2022, web, 19.10.2025
Ellerine emeğine sağlık çok güzel olmuş çok beğendim 🤍🤍🤍🌸