Friedrich Nietzsche, 15 Ekim 1844 Prusya Krallığı’nın Röcken bei Lützen bölgesi doğumlu, papaz bir baba ve öğretmen bir annenin oğludur. 19. yüzyıl felsefesine damgasını vurmuş, nihilizm akımının öncüsü kabul edilir.
Nietzsche’nin şüphesiz en önemli kitaplarından birisi; 1883 basımlı “Böyle Buyurdu Zerdüşt” (Also Sprach Zarathustra) adlı eseridir. Nietzsche bu eserinde, daha önceki eserlerinden farklı olarak adeta -kitaptaki şekli ile çok benzerlik gösterdiği gibi- düşünce yapısını değiştirmiş bir ermiş olarak sahneye çıkar. Kitapta metaforlaştırdığı ve üzerinden seneler geçmesine rağmen hala daha tartışılmaya devam edilen tamamen farklı bir kavramdan bahseder; Üstinsan (Übermensch).
Nietzsche’ye göre;
Günümüzde yaşadığımız ve tüm geçmiş toplumların da yaşadığı bir tecrübe olan “değer yargılarını kaybetmek” vesilesi ile “Tanrı ölmüştür.” Nietzsche’nin bahsettiği üstinsan kavramı asıl anlamıyla, baskın bir karakterizm çabalanması değil tam tersine nihilist bir tavırla materyalist olguları, acımasız ve gereksiz dayatmaları terkedendir. Bunların yerlerine arındırılmış, saf ve ahlak yaşamında etkinlik kaybetmeyecek olgular arar.
İnsanın hayvan ve üstinsan arasında bir köprü olduğunu söyler. Anlamsal olarak metaforlaştırdığında ise ilk olarak “batışı” buyurur. Son raddede akıl almaz bir kırınım ve “hayvanlaşma” ihtimalinden sıyrılmış bir üstinsan tanımlar. Ruhun, ilahi skalada insanın, üstinsana ulaşma yolunda olduğu gidişattan alıkoyarak maddeselliğini aşağıladığını anlatır. İnsan, ahlak dinamiğinden öncelikle tümüyle uzaklaşarak gerçek bir “batış” için hazır olur, kırılma gerçekleşir, genleşir ve büyür; kirliliğini anlamsızlaştırmak için deniz hatta bir okyanus haline gelir. Bir göl olan kötülük tümüyle üstinsan bedeninde yok olmaya mahkum olur.
Üstinsan kavramının önem arz ettiği nokta şudur;
Dünya dinamizmi, -her dönem olduğu gibi- kendi döneminin de maddi ve vicdani olgularının önünden gidecektir. Bu mevzubahis yargılar gidişata ayak uyduramayacağı için; “İnsan”ın ayağına pranga olacaktır. Bu sebeple, bahsedilen dünya dinamizmine -her halükârda- mağlup olacaktır. Üstinsan, bunun üstesinden gelmelidir. Bu üstesinden gelme durumu ise üstinsanın, normatif değer olgularını reddederek ve bütünüyle yenileşerek gerçekleştirilebilir.
Üstinsan kavramı, Hitler Almanyasında korkunç bir biçimde yanlış anlaşılmış ve propaganda aracı olarak kullanmaktan geri durulmamıştır. Toplum nezdinde, dünyanın geleceği için son derece tehlikeli sonuçlar doğurabilecek (faşizm) bir silaha dönüşmüştür. Öyledir ki; 2. Dünya Harbi süresince Alman Hükümeti, savaş meydanında can veren Alman askerleri için ailelerini avutmak mahiyetinde savaş madalyası ve yanında önemli düşünür Nietzsche’nin “Böyle Buyurdu Zerdüşt” adlı eserini hediye etmişlerdir. Üstinsan, yazının başında anlatıldığı tarzda bir olgu olarak değil de gayet komik bir şekilde -deyim yerindeyse- “Amerikan Süpermen’i” olarak hatalı yorumlanmış veyahut söylendiği üzere bir propaganda aracı haline getirilmiştir.
Kavrama yapılan bu denli acımasız tacizlere, yanlış anlaşılmalara rağmen “üstinsan anlayışı” felsefe tarihinin aktifliğini kaybetmeyecek en önemli fikirleri arasında yerini almıştır. Friedrich Nietzsche, yaşamı boyunca insanın en uç noktalarını kendi düşünce süzgecinden geçirmeyi oldukça başarabilmiş ve 19. yüzyılın nevi şahsına münhasır filozofları arasında yer almıştır.