Usta Oyuncuların Son Rolleri: Sinema Dünyasına Veda Edenler ve Mirasları

Editör:
Eyüp Can Gürer
spot_img

Sinema, 7’den 70’e herkese hitap eden; izleyiciyi eğlendiren, düşündüren ve birçok duyguyu içinde barındıran bir sanattır. Sinema tarihinde iz bırakan filmlerde, hikâyeler ne kadar önemliyse, o hikâyelere can veren oyuncular da en az o kadar değerlidir. Bazı oyuncular vardır ki, yalnızca kendi dönemlerinin değil, tüm nesillerin hafızasında yer eder; oyunculuklarıyla adlarını altın harflerle yazdırırlar. Perdedeki son rolleri, izleyicide etkisi ömür boyu sürecek bir veda taşır. Bu yazıda, usta oyuncuların son rollerine ve bize bıraktıkları mirasa göz atıyoruz.

Kemal Sunal – Propaganda

Kemal SUNAL-Nefes Gazetesi

Yeşilçam’ın başarılı, yetenekli ve komik isimlerinden biri olan; “Şaban” lakabıyla neredeyse herkesin hafızalarına kazınan Kemal Sunal, Türk sineması için unutulmaz bir isim hâline gelmiştir.  Hababam Sınıfı, Süt Kardeşler, Sakar Şakir gibi filmlerde oynayarak yeteneklerini bizlere göstermiş, ardında çok değerli filmler bırakmıştır.

Oynadığı rollerle insanları hem güldürmüş hem de düşündürmüştür. Her ne kadar biz onu komik, saf ve iyi adam rolleriyle hatırlasak da, canlandırdığı karakterlerle halkın sesi olmuş; toplumun sıkıntılarını ve gerçeklerini beyaz perdeye taşımıştır.

Öğretmen filminde geçim sıkıntısı, ulaşım ve konut sorunlarına değinilirken; Düttürü Dünya filminde küçük insanların kurduğu büyük hayallere yer verilmiştir.

Propaganda-IMDb

1999 yılında sadece Propaganda isimli filmde rol almıştır. Bu filmde, Kemal Sunal’ın canlandırdığı karakter üzerinden halkın seçim dönemlerinde nasıl manipüle edildiği ve bürokrasinin insan hayatı üzerindeki etkisi eleştirilmiştir. Komik ve saf karakterlerle tanınan Sunal, bu filmde seyircilere dramatik bir yönünü de göstermiştir. Filmde Kemal Sunal’a, oğlu Ali Sunal eşlik etmiştir. Benim için, o kadar yıl güldüğüm bir ismi bu kadar ciddi ve dramatik bir rolde izlemek, hem şaşırtıcı hem de etkileyiciydi. Kemal Sunal’ın oyunculuğunun ne kadar derin olduğunu bir kez daha fark ettim.

Propaganda, Kemal Sunal’ın rol aldığı son film olmuştur. 3 Temmuz 2000 tarihinde, Balalayka isimli filmin Trabzon’daki çekimlerine gitmek için bindiği uçakta geçirdiği kalp krizi sonucu, 55 yaşında hayata gözlerini yummuştur. Geride, onu hatırladıkça yüzümüzde tebessüm oluşmasını sağlayan, unutulmaz filmler bırakmıştır.

Kemal Sunal’ın vefatının ardından, Balalayka filmindeki “Necati” rolünü Uğur Yücel üstlenmiştir.

Alan Rickman- Eye in the Sky

Alan Rickman- NME

İngiliz sinemasının karizmatik ve çok yönlü isimlerinden biri olan Alan Rickman, tiyatrodan beyaz perdeye uzanan kariyerinde unutulmaz rollerle hafızalara kazındı. Karizmatik sesi, etkileyici bakışları ve sakin tavırlarıyla hem kötü karakterleri hem de duygusal figürleri canlandırmada usta bir oyuncuydu.

1988 yapımı Die Hard fimindeki Hans Gruber rolüyle dikkat çeken Rickman, Robin Hood: Prince of Thieces, Sense and Sensibility, Love actually ve Sweeney Todd gibi birçok önemli yapımda rol aldı. Ancak onu tüm dünyada geniş bir hayran kitlesiyle buluşturan, herkesi etkileyen karakter, Harry Potter serisindeki Severus Snape oldu.

Serinin başında soğuk, sert ve kötü bir  karakter olarak görülen Snape, seri ilerledikçe ortaya çıkan geçmişiyle büyük bir duygusal dönüşüm yaşadı. Rickman‘ın içten ve yetenekli performansı sayesinde Snape, seri başlarında sevilmeyen ama zamanla derinden sevilen ve saygı duyulan bir karaktere dönüştü. Karakterin hafızlara kazınan ve dramatik yönünü tam anlamıyla ortaya koyan repliği ise tüm herkesi duygulandırdı. “After all this time” “Always.”

Eye in the Sky-IMDb

Alan Rickman‘ın hayattayken rol aldığı son film, 2015 yapımı Eye in the Sky oldu. Filmde İngiliz ordusunda görevli bir generali canlandıran Rickman, savaş teknolojilerinin etik boyutlarını merkezine alan bu gerilim dolu yapımda, güçlü bir oyunculuk sergiledi. Drone teknolojisinin sivilleri hedef alma riski taşıyan bir operasyon üzerindeki etkileri etrafında şekillenen film, savaş kararlarının insani yönlerini sorgularken, Rickman’ın canlandırdığı karakter ise bu ikilemler arasında kalan askeri otoriteyi temsil etti. Rickman, bu filmde de her zamanki gibi ağırbaşlı ve etkileyici performansıyla dikkat çekti. Rickman’ı bu kadar politik ve ciddi bir rolde izlemek, onun ne kadar çok yönlü bir oyuncu olduğunu bana bir kez daha gösterdi. Sesiyle ve duruşuyla tüm filmi taşıyan ender oyunculardan biriydi.

14 Ocak 2016’da, pankreas kanseri nedeniyle  69 yaşında hayatını kaybeden usta oyuncu, geride sadece etkileyici filmler değil; iz bırakan karakterler ve duygu dolu bir mirası bıraktı.

 Audrey Hepburn- Always

Audrey Hepburn-MeisterDrucke

Klasik Hollywood denince akla gelen ilk isimlerden biri olan Audrey Hepburn, zarafeti, duruluğu ve içten oyunculuğuyla sadece sinema dünyasına değil, kalplerin de unutulmaz isimlerinden biri hâline geldi.

Roman Holiday, Breakfast at Tiffany’s, Sabrina ve My Fair Lady gibi filmleriyle büyük başarı kazandı, özellikle Holly Golightly karakteriyle sinema tarihinde kendine özel bir yer edindi. Kamera önünde bizlere sunduğu kadar dışında da sade ve zarif bir hayat sürdü.
Oyunculuğun yanı sıra, hayatının belli dönemlerinde UNICEF için yaptığı çalışmalarla da birçok insana ilham kaynağı oldu.

Always-IMDb

Audrey Hepburn‘ün sinemaya veda ettiği film, Steven Spielberg‘ün yönettiği  Always (1989) oldu. Bu filmde küçük bir rolü olmasına rağmen anlamı çok büyüktü. Hayatını kaybeden ruhlara yol gösteren bir karakteri canlandırıyordu. Belki de bu rol, onun hem ekrana hem de dünyaya olan etkileyici vedasını temsil ediyordu. Benim için bu sahne, adeta onun hayata karşı duyduğu şefkatin bir yansıması gibiydi. Küçük ama çok derin bir iz bıraktı.

20 ocak 1993’te, 63 yaşında hayata veda eden Audrey Hepburn, geride sadece çok güzel filmler değil, aynı zamanda zarif bir duruş, içten bir oyunculuk ve hiç eskimeyen bir ilham kaynağı bıraktı.

Robin Williams-Boulevard

Robin Williams-Medium

Robin Williams, hem komedi hem dram türünde izleyicinin kalbine dokunmayı başaran, enerjisi yüksek, çok yönlü bir oyuncuydu. Rol aldığı yapımlarda sadece güldürmedi; derinlikli karakterlerle düşündürdü, duygulandırdı ve ilham verdi.

İlk olarak stand-up sahnelerinde dikkat çeken Williams, kısa sürede sinemanın en sevilen yüzlerinden birisi oldu. Dead Poets Society, Good Will Hunting, Mrs.Doubtfire, Patch Adams, Good Morning, Vietnam ve The Fisher King gibi filmlerle büyük başarı kazandı. Her biri farklı bir duyguyu yansıtan bu roller, onun hem güçlü bir oyunculuk sergilemesine hem de izleyiciyle özel bir bağ kurmasına imkan verdi.

Özellikle Dead Poets Society filmindeki ”Carpe Diem” sahnesi ve Good Will Hunting‘deki duygusal diyaloglar hâlâ sinema tarihinin en etkileyici anları arasında yer alır. Hayatı boyunca birçok insanı güldüren bu adamın, aslında kendi iç dünyasında büyük bir mücadele verdiği ise ne yazık ki çok geç anlaşıldı.

Boulevard-IMDb

Robin Williams’ın yer aldığı son film, Boulevard (2014) oldu. Filmde, içsel  çatışmalar yaşayan, sessiz ve yalnız bir adamı canlandırdı. Bu filmdeki Performansı, onun dramatik yönünü bir kez daha bizlere gösterdi. Bu rol, adeta hayatına dair bir veda mektubu gibiydi. Onu yıllarca enerjik ve neşeli rollerle izledikten sonra, bu kadar sessiz ve kırılgan bir karakterde görmek beni duygulandırdı. Özellikle son filminin olması da beni etkiledi.

11 Ağustos 2014’te, 63 yaşında, hayata kendi isteğiyle veda eden Robin Williams, arkasında sadece kahkahalar değil, duygu yüklü anılar ve iz bırakan karakterler bıraktı.

Yıldız Kenter- Kraliçe Lear

Yıldız Kenter-Anadolu Ajansı

Yıldız Kenter, Türk tiyatrosunun ve sinemasının en zarif, en güçlü seslerinden biriydi. Sahnedeki varlığı, oyunculuğu ve eğitmenliğiyle sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda bir ışık, bir  yol göstericisi oldu.

Tiyatro kökenli olan Kenter, Sinema dünyasında da unutulmaz yapımlarda yer aldı. Kraliçe Lear, Piano Piano Bacaksız gibi filmelrdeki rolleriyle hem seyirciyi etkiledi hem de oyunculuğun sınır tanımadığını bir kez daha bizlere gösterdi. Özellikle Tiyatro sahnesinde canlandırdığı kadın karakterler, onun ne kadar derinlikli ve duygusal bir oyuncu olduğunu ortaya koydu.

Yıldız Kenter, sadece bir oyuncu olarak değil, aynı zamanda devlet sanatçısı unvanını da taşıyan, yüzlerce öğrenciyi yetiştiren bir eğitimciydi. Sahneye duyduğu bağlılık, yaş aldıkça azalmadı; aksine daha da güçlendi. Son anına kadar sanatıyla yaşayan nadir insanlardandı.

Beyaz Melek-Sanatla Yaşam

Sinemada yer aldığı son yapım, Beyaz Melek(2007) oldu. Bu filmde ”Melek” karakterini canlandırarak, sinema yolculuğunu zarif ve dokunaklı bir rolle noktaladı. Beyaz perdedeki bu son iz, onun sanatla kurduğu içten bağın ne kadar kalıcı ve etkileyici olduğunu bir kez daha gösterdi. Onu bu son rolünde izlemek, yılların getirdiği deneyimi ve sahneye olan tutkusunu açıkça gösteriyordu. Sanatla vedalaşırken bile ışığı sönmedi.

17 Kasım 2019 tarihinde, 91 yaşında hayata gözlerini yumdu. Ama perde, onun ardından sessizce kapanmadı. Aksine, alkışlarla uğurlanan bir ustanın sessiz ama anlamlı bir vedasıydı bu. Yıldız Kenter, Ardında sadece oyunlar ya da filmler değil, bir sanat anlayışı, bir duruş ve ilham dolu bir hayat bıraktı.

Sinema onların sayesinde yaşadı, büyüdü ve  hep biraz daha insana dönüştü. Şimdi ise, sadece filmlerini değil; Onların bıraktığı hissi de hatırlıyoruz.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Tiramisu: İtalyan Mutfağının En Tatlı Başarısı

Bir tatlıdan çok daha fazlası: Treviso'dan doğup dünyaya yayılan tiramisunun kültürel ve gastronomik yolculuğu.

Jacob Elordi: Modanın Kural Bozan Çocuğu

Euphoria dizisinin genç yeteneği Jacob Elordi, oyunculuğu kadar stili ile de meşhur bir kişilik. Elordi'nin dolabında yolculuğa çıkıyor ve tarzını keşfediyoruz.

Karadeniz’de Sonbahar: Doğasına Hayran Kalacağınız 7 Yayla

Karadeniz’in büyüleyici yaylalarıyla doğanın kalbinde bir yolculuğa çıkın. Ayder’den Pokut’a, Gito’dan Kafkasör’e uzanan bu rota; huzur, macera ve eşsiz manzaralar sunuyor.

İstanbul Mimarisi: Süreyya Operası

Kadıköy’ün sanatla özdeşleşen simgesi Süreyya Operası, yaklaşık bir asırlık tarihiyle kentin kültürel mirası ve gururudur.

Sait Faik: Adacılığın Ritüellere Yansıması

Sait Faik'in adacılığı, doğayla ve insan sevgisiyle örülmüş bir kaya parçasına sığınan rutin hayatın ta kendisidir.

Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Temizlik Takıntısı

Hastalık korkusuyla büyüyen Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın temizlik takıntısı, yaşamına ve romanlarına mizahi biçimde yansımıştır.

Sherlock Dizisinin Unutulmaz Replikleri: Oyun Başlıyor

Sherlock dizisinin ustalıkla yazılan, şarap gibi yıllanmış, akıllara kazınan repliklerine birlikte göz atalım.

Çocuklara Boşanma Nasıl Anlatılır?

Boşanma çocuklar için zor bir süreçtir. Doğru kelimeler, doğru zaman ve sevgiyle güvenin varlığı, bu süreci atlatmada büyük önem taşır.

Aftersun Filminin Unutulmaz Replikleri

İzleyenlerin kalbinde bir burukluk bırakan Aftersun filminin repliklerini inceliyoruz!

Kayıp Tanrılar Ülkesi Aslında Ne Anlatıyor?

Usta yazar, maharetli kalemiyle okurunu da yanına alıp Berlin ve Bergama'ya gidiyor; işlenmiş bir dizi cinayetin perde arkası arkeoloji, mitoloji ve tarihin ışığında aydınlanıyor.

Editor Picks