Unutulmaz Buffy The Vampire Slayer Replikleri

Editör:
Eylül Ezgi Türker
spot_img

Joss Whedon‘ın yaratıcılığı ile yeniden üretilen Buffy the Vampire Slayer, 7 sezon 144 bölüm sürerek zamansız bir başarıya imza attı. Başrollerinde Sarah Michelle Gellar, Alyson Hannigan ve Nicholas Brendon gibi isimleri barındıran yapım vampirleri avlayan kadın kahramanı parlatırken aşkı ve arkadaşlıkları kendine has ele alışıyla hafızlarımızda yer ediniyor.

Gelin hep beraber hem bu gotik evreni keşfedelim hem de dizinin unutulmaz repliklerine göz atalım!

Dikkat, yazının devamı spoiler içerebilir!

1. “You think I don’t watch your movies? You always come back.”

GameRant

“Buffy vs. Dracula” – Season 5, Episode 1 (2000)

Lise yıllarının tozlu defterleri aralandığında karşımıza çıkmamasını umduğumuz türden dramaların bolca bulunduğu bu evrende sessiz sakin sokaklarda dolaşırken vampirlerle karşılaşırız. Dizinin asırlara meydan okuyan bir efsane Dracula‘yı da 5. sezonda bizlere sunuyor. Ve dizinin, sinema tarihinin gelmiş geçmiş en ünlü vampirini hikayesine konuk etmesi fazlasıyla ikonik bir hareket olarak karşımıza çıkıyor. Dracula ile giriştiği mücadelede kazanmaya en çok yaklaştığı anda Buffy’nin söylediği bu replik hem Dracula’nın filmlerarası ölümsüzlük yolculuğuna gönderme yapıyor hem de biz seyircilerin hafızasına kazınıyor.

2. “Giles, I’m sixteen years old. I don’t want to die.”

7Plus

“Prophecy Girl” – Season 1, Episode 12 (1997)

Buffy, üzerine atılan ölüm kehanetinin gölgesinde gerçek bir ölümle karşı karşıya kaldığında, dizinin en duygusal sahnelerinden birinde korkularını gözcüsü Giles‘a açıyor. Bu sahne, karakterin savunmasızlığını gözler önüne sererek bizi derinden etkiliyor.

3. “If every vampire who said he was at the Crucifixion was actually there, it would’ve been like Woodstock.”

ScreenRant

“School Hard” – Season 2, Episode 3 (1997)

Spike, özellikle daha karanlık konulara yöneldikçe karmaşık bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Yine de dizinin en akılda kalıcı figürlerinden biri olduğuna kesin gözü ile bakabiliriz. Bu bad boy karakter, “School Hard” bölümünde, beklenmedik bir dönüşle dizinin en komik karakterlerinden biri haline geliyor. Vampirlerin yalan söyleme alışkanlıkları üzerine yaptığı espriler, özellikle de İsa ve Woodstock hakkındaki absürt yorumları, izleyiciyi şaşırtıyor. ‘Aslında Woodstock’taydım. Garip bir işti. Bir çiçek insanından beslendim ve sonraki altı saatimi elimi hareket ettirerek geçirdim’ sözlerini de konuşmanın devamına ekleyerek,  mizah anlayışının ne kadar farklı olduğunu bizlere gösteriyor.

4. “Yes, it’s terribly simple. The good guys are always stalwart and true. The bad guys are easily distinguished by their pointy horns or black hats.”

HollywoodReporter

“Lie to Me” – Season 2, Episode 7 (1997)

Dizinin ilerleyen bölümleri hakkında spoiler veren bir replikle karşılaşıyoruz. Bariz Angel‘ın dönüşümünü işaret eden bu replik Giles tarafından Buffy’nin sevdiği bir arkadaşını vampir olması sonucunda gözünü kırmadan öldürmesinin ironisi yapılıyor. Buffy tüm bu olaydan dolayı ahlaki bir açıdan ezildiğini hissediyor. Geriye ikilemlerin arasında gezinmek kalıyor.

5. “Tact is just not saying true stuff. I’ll pass.”

Vanity Fair

“Killed by Death” – Season 2, Episode 18 (1998)

Dizinin dramatik dozunun iyice yükseldiği bölümlerden birinde Cordelia tarafından söylenen bu söz, çizgileri kesin gibi gördüğümüz karakterlerin göründüğü gibi olmadığı gerçeğinin altını çiziyor. Büyük dertlerle uğraşırken küçük dertlerin nasıl da gündeme oturabileceğini anladığımız anda gerçeklerle yüzleşmek soğuk su etkisi yaratıyor.

6. “Remember, it’s only in the darkest nights that you can see the stars.”

Minerva Mag

İlham veren bu sözle devam ediyoruz. Willow ve Buffy’nin arkadaşlıkları dizinin doğası gibi en umutsuz anlarda filizlenen yeniliklerden biriydi. Birçok kez sıfır noktasından dönülen ilişkiler, her şey bitti denirken yaşanan başlangıçlar bize bu sözle göz kırpıyor. Ne zaman olmasını istediklerimizin yolunda gitmediğini hissetsek bu söze elimiz gidiyor. Karanlıkların aydınlanacağı günleri bekliyoruz.

7. “You can’t live your life based on maybes.”

The Mary Sue

Bu sözü Buffy’nin daha kararlı ve olgun hissettiği ölümden dönüşü sonrası söylemiş olmasına pek de şaşırmamak gerekiyor. Hayatını sürekli tehlikede yaşayan ve hepimizin ölmek için doğduğu bu dünyada öldürmek için doğan birinin hayata dair tutumunu daha net görebildiğimiz anlardan birini yaşıyoruz bu sözü duyduğumuzda pek çoğumuz hayatlarımızı belkilere dayandırıyoruz çünkü bir noktada umudumuz var. Ama bir avcının doğasına kazanmak ve kaybetmenin kontrastı çok daha güçlü. Gri alanlarımızda yüzerken bu sözü duyduğumuzda Buffy’e hak vermemiz de çok doğal oluyor.

8. “I’ve seen better days. And by ‘better days,’ I mean nights.”

Eulalie Magazine

Spike, vampir doğası gereğince  bir yaratık olarak hayatını geceleri yaşar.  Ve “Better days” (daha iyi günler) derken de gündüzleri insan olarak yaşadığı zamanları kastmektedir. Bu ironik kullanım, Spike’ın karakterine özgü olan karanlık mizahını yansıtırken bizi onun şair kimliği ile tanıştırıyor. İnsan olarak yaşadığı zamanları, vampir olarak yaşadığı karanlık ve acı dolu hayatına tercih ettiğini dolaylı yoldan bu tarz repliklerle ifade ederken bizi de bir çok soru işareti ile baş başa bırakıyor.

9. “Watch your back.”

Nerdist

Dizi tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı cadılarından biri olan Willow‘un (Alisson Hannigan) karakter gelişimi başlı başına bir konu olabilecekken Willow denildiğinde aklımıza ilk gelen söz “Watch your back! “ oluyor. Arkadaşlığın gücünü ve bağlılığı çağırıştıran bu söz, Willow’un kaçıp gitmek yerine kalıp arkadaşlarıyla savaşan doğasının sevdikleri için kendini feda etmeye kadar uç noktalara gidebileceğinin habercisi oluyor.

10. “In every generation, on the Hellmouth, one girl…”

PopSugar

Son olarak dizinin girişinde karşımıza çıkan bu söz, Buffy’nin varlığının efsanevi köklerine götürürken sonsuz döngüdeki dualiteye parmak basıyor.

Kaynakça

• Collider, Buffy The Vampire Slayer Quotes, Erişim Tarihi: 26.12.2024, Web.

• IMDb, Buffy The Vampire Slayer, Erişim Tarihi: 26.12.2024, Web.

Öne Çıkan Görsel: Hello Magazine

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Amerikan Edebiyatında 4 Yalnız Kahraman

Amerikan edebiyat tarihinin en önemli temsilcileri haline gelmiş kahramanlarımızın ne kadar soyutlanmış bireyler olduğunu farketmiş miydiniz?

Tarihi Eser Rotası: Geçmişten Müzeye Serüven

Müzelerde sergilenen her bir eserin yolculuğu o kadar uzun ki... Gelin, sergilenme sürecine kadar rotaya bir göz atalım...

Editor Picks