Uluslararası İlişkiler Terminolojisi: Açık Kapı Politikası Nedir?

Editör:
Onur Tuğrul Karabıçak
spot_img

Açık Kapı Politikası, ABD’nin Çin’deki toprakların ve yönetim bütünlüğünün sağlanması adına Çin’le ticari ilişki içerisinde olan ülkeler arasında eşit ayrıcalıkların korunmasına yönelik ilan edilmiş ilkeler bildirgesidir (1899-1900). ABD bu amaçla denizaşırı ekonomik yayılmasını genişletmesine yönelik tutum sergiledi. Öyle ki bu politika ABD’nin yaygın olarak benimsediği ve uzun süre ABD Dış Politikasının temelini oluşturuyor. Ancak izlenen bu politikanın ardından Ping-pong diplomasisine kadar ABD ve Çin arasında bağlantı oluşmamıştı. Bildirge ABD Dışişleri Bakanı John Hay tarafınca Büyük Britanya, Almanya, Fransa, İtalya, Japonya ve Rusya’ya gönderilmiş olan bir mektupla hazırlanmıştı. Yirminci ve yirmi birinci yüzyılda bazı akademisyenler terimin kullanımını değiştirerek, genel anlamda ulusların siyasi açık kapı politikaları ve ekonomik açık kapı politikalarına uyarladılar.

Açık Kapı Politikası, ABD’nin 19. yy sonunda dünya siyasetine armağan etmiş olduğu emperyalist öğretilerden birisi olarak değerlendirilir. ABD Dışişleri bakanı John Hay tarafından hazırlanmış olan öğretiye göre, ekonomik anlamda geri kalmış ülkeler ayrı ayrı sömürgeci devletlerin kendilerine özel bölgeleri ilan edilmemeli, birbirleriyle bağlantılı olmalıydı. 2 Aralık 1823 tarihinde kongreye gönderilen bir mesajın ardından dış siyasette izolasyonu öneren Monroe Doktrini etkisinde ABD uzun yıllarca kendi kıtasına çekilmiş ve Avrupa kıtasında yer alan devletlerin mevcut problemlerinden kendisini uzak tutmuştu. Ancak ABD dış politikasına yön veren bu durum yine ABD’nin gittikçe güçlenmesi ve sömürge yarışından daha büyük bir pay istemesi üzerine son bulmuştu.

John Hay, Açık Kapı Politikasının fikir mimarı. Ulusal Arşivler, Washington, DC

Açık Kapı Politikasının Ortaya Çıkış Nedeni ve Önemi

ABD’nin Çin’i ABD sermayesi adına en büyük pazarlardan biri olarak görmesi söz konusu politikanın ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştı. Çin-Japonya savaşının ardından Avrupa’daki sömürgeci devletlerin ve Japonya’nın arasında bölünmesi durumu etkili olmuştu. Böyle bir durum ABD çıkarlarına elbette uyum sağlamıyordu. Çin’in sömürgeleştirilmesi için gereken deniz üslerine ve askeri tesise sahip olmayan ABD, diğer devletlere göre de oldukça güçsüz bir durumda gözüküyordu. Bu nedenle ABD, Çin’in bölünmesine karşı çıkıyordu, öyle ki kendisinin mevcut durumdan bir hak elde edemeyeceğinin farkındaydı.

ABD’nin Çin’le ticaret yapan tüm ülkeler adına uluslararası anlamda eşit ayrıcalık protokolü oluşturarak Çin’in toprak ve idari bütünlüğünü korumayı amaçlıyordu. Ayrıca açık kapı politikası 20.yy ortalarına dek Doğu Asya’da oluşan Amerikan dış politikasının temel yapılarından birini ifade etmekteydi.

Uzakdoğu noktasından deneyim sahibi olan diplomat William Woodville Rockhill, açık kapı politikası olarak adlandırılan öğretiyi kaleme almıştı. 6 Eylül 1899 tarihinde Çin’e bir nota göndererek açık kapı politikası ilan edildi. John Hay, Söz konusu devletleri bu nota ile öğretinin ilkelerini kabule davet etmişti. Açık Kapı Politikasının ilkeleri ise şu şekildeydi;

  • Çin’de bulunan kendi nüfuz alanının ya da kiralanmış olan toprakların sınırları içerisinde kalmakta olan devletlere ait hiçbir anlaşmalı limanın haklarına aynı zamanda geçerliliği kabul edilen hiçbir çıkara dokunmamak.
  • Belirli nüfuz bölgelerinde limanlarda demirlemiş başka uyruğa ait gemilerden, söz konusu bölgeyi kendi nüfuz alanı haline getiren ülkeye ait gemilerden alınandan daha çok liman ücreti almamak, aynı ilkeyi nüfuz alanında bulunan demir yolları içinde uyguluyor olmak.
  • Anlaşmada belirtilen gümrük vergilerini nüfuz alanlarda bulunan limanlarda yüklenmiş mallarda ülke ayrımı yapmadan uygulamaya koymak, bu sayede elde edilen gelirin Çin hükümeti tarafınca alınmasını sağlamak.

John Hay, Temmuz 1900 tarihinde diğer ülkelerin anlaşmaya uyum sağlayacaklarını belirtmişti. Bu amaçla ABD diğer sömürgeci devletlere karşı kendi sermayesini korumaya yönelik çalışmalar yapmıştı. Sömürgeci devletler de diğer tüm devletlerin anlaşmanın koşullarına uyacakları yönünde taahhüt almadan söz konusu anlaşmaya uyum sağlama noktasında çekimser tavırlarını sergilemişlerdi. Rusya diğer devletlere göre daha çekimser davransa da mevcut anlaşmayı en sonunda kabul etmişti. Akçay ve Akbal’a göre de “ABD-Çin ilişkilerinin gelişme döneminde ortaya çıkan Açık Kapı politikasının, ABD’nin Çin’den daha fazla ticari çıkar elde etmesi için kurguladığını söylemek mümkündür (2013: 11).”

Açık Kapı politikasının savunucularının (Amerika Birleşik Devletleri, Büyük Britanya ve Japonya) ona karşı çıkanlarla (Rusya, Almanya ve Fransa) karşı karşıya geldiğini gösteren çizim, 1898. Library of Congress, Washington, DC

Açık Kapı Politikasının Çöküşü

Ancak Japonya’nın Mançurya bölgesini işgali ve 1949 yılında yaşanan Çin Devrimi ile açık kapı döneminin sonuna gelindi. Günümüzde ise Açık Kapı Politikası, bir devletin kendi toprakları üzerinde başka devletlerin serbestçe ticaret yapma hakkı tanıması anlamını taşıyor. Açık Kapı Politikası 20. yy ortalarında uluslararası arenada ortaya çıkan değişikliklerle birlikte çöküşe geçmişti. Özellikle de 1949’da Çin’in iç savaşında ülkedeki yabancılara verilen tüm ayrıcalıkları sona erdiren komünist zaferi, söz konusu politikanın anlamsız bir hâle bürünmesine neden olmuştu. Çinliler, Çin’in çeşitli büyük güçlerin egemen olduğu ekonomik kısımlara ayrılması hâlinde, ülkenin sömürgelere bölünmesinden korkuyordu. Keza Akçay ve Akbal de böyle öneriyor: ” I. Dünya Savaşı’na gelinceye kadar ABD’nin dış politika söyleminde ticari çıkarın önde tutulduğu ve güvenlik politikalarının da belli oranda buna göre yönlendirildiği söylenebilir (2013: 12).”

Son olarak, ABD’nin yürüttüğü ekonomik üstünlük çabaları 1899-1917 yılları arasında Açık Kapı Politikası olarak tarihe yansıdı. Ancak, Açık Kapı Politikası üzerine bir de buradaki ekonomik çıkarları korumak eklenince ABD’nin başka ülkeleri kendi ekonomik çıkarını korumak için işgal etmesi ihtimali doğdu, Açık Kapı Politikası da bir süre sonra diğer devletlerce sömürge politikası olarak anlaşılmaya başlandı (Dunne, 1998: 74). “Böylece ABD’nin 2. Dünya Savaşı’nın ardından ortaya atacağı ‘en çok kayırılan ülke’ kavramının temelleri” atıldı (Akçay ve Akbal, 2013:11). Yine söylenebilir ki ABD’nin Ticari önceliklerini dikkate alarak oluşturduğu ilişkiler zaman içerisinde güvenlik kaygılarını tetikleyerek ekonomik anlamdaki çıkarlarını korumaya yönelik olarak güvenlik politikalarının oluşumuna zemin hazırlamıştı.

 

Kaynakça:

Michael Dunne, “Review Article The History and Historiography of American Diplomacy: Principles, Traditions and Values”,International Affairs p:74, 1998

Engin Akçay, Özdemir Akbal, ”ABD Güvenlik Politikasında Söylem ve Pratik” ,Yönetim Bilimleri Dergisi Cilt: 11,  Sayı: 22, ss. 11-12, 2013

Akademik Paradigma. Açık Kapı Politikası Nedir?. https://www.akademikparadigma.com/acik-kapi-politikasi-open-door-policy-nedir/ Erişim Tarihi: 25.02.2023

Kapak görseli: tr.gov-civ-guarda.pt

 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.

Yusuf Atılgan’ın Evreninde 5 Farklı Tema

Yusuf Atılgan’ın metinlerinde yalnızlık, yabancılaşma, aidiyetsizlik, bastırılmış arzular ve bitmeyen bir arayış birbirine karışır.