Öyle kitaplar vardır ki, tüylerinizi diken diken eder ve okurken hikayenin içinde kaybolursunuz. Korkarsınız, gerilirsiniz, duygularınızı en uç noktada yaşarsınız ve kitabı elinizden bırakamazsınız çünkü o an en önemli şey hikayenin nasıl ilerleyeceği ve sonlanacağıdır. Yazar yeteneklerini o kadar üst seviyede kullanır ki, sizin de gerçek dünyadan kopup hikayeye kapılmaktan başka çareniz yoktur. Bu yazımızda size bunları mümkün kılan 5 korku-gerilim kitabından bahsedeceğiz. Kendinizi hazırlayın çünkü bahsi geçen her kitap, sizlere asla unutamayacağınız deneyimler sunacak.
1. Karanlıkta Fısıldayan – H. P. Lovecraft
“Akıl sağlığım hala yerindeyse, şanslı olduğum içindir.”
Karanlıkta Fısıldayan, H. P. Lovecraft‘ın 1930 yılında yazmış olduğu gerilim korku türünde romanıdır. Çoğu okur tarafından bilinen romanında Lovecraft, Vermont bölgesinin yakınında yaşanan sel felaketinin sonrasında gerçekleşen garip olayları ele almaktadır. Ana karakter Profesör Alberth Wilmarth, felaketin yaşandığı zamanda Miskatonic Üniversitesi’nde edebiyat profesörüdür ve bir gün Vermont civarında yaşayan Henry Akeley‘den mektuplar almaya başlar. Bu mektupların içeriği bölgede yaşanan garip ve açıklanamayan olaylardan oluşmaktadır. Tabi mektuplar profesörün ilgisini çekince, olayların üzerine gitmeye başlar ve araştırdıkça olaylar çok tuhaf boyutlara taşınır. Ayrıca, ana karakterin araştırmaları sürerken, Akeley’den mektuplar gelmeye devam eder ve Wilmarth mantığa olan bağlılığını sorgulamaya başlar. Biz okurlar da yaşananlara tanık oldukça, Lovecraft‘ın yarattığı dünyada kayboluruz. Özellikle gece okunmasını tavsiye edeceğimiz bir kitaptır Karanlıkta Fısıldayan.
“Lovecraft şüphesiz yirminci yüzyılın en büyük korku yazarıdır.” -Stephen King
2. Yabancı – Stephen King
“Her şey mümkündür, her şey. Dünyada olmayacak şey yoktur.”
Stephen King‘in adı yukarıda geçmişken, ustadan örnek vermesek olmazdı. King‘in en bilinen romanlarından biri olan Yabancı, 2020 senesinde dizi olarak da okurlarla buluştu. Kitap Frank Peterson adlı bir çocuğun ölü bulunmasıyla başlıyor. Cinayet dehşet verici bir şekilde işleniyor ve bütün oklar Terry Maitland adlı beyzbol koçunu işaret ediyor. Bunun üzerine Ralph Anderson adlı dedektif, ellerindeki tek potansiyel katili cinayetten dolayı tutukluyor. Buraya kadar her şey normal seyrinde ilerlerken cinayetin işlendiği gün, Terry’nin aynı anda iki farklı yerde olduğu ortaya çıkıyor. King paranormal olaylara yer verirken, okuru sürekli diken üzerinde tutmayı başarıyor ve durmadan başkalarından şüphelenilmesini sağlıyor. Kitabı okurken kendinizi sürekli olayları sorgularken bulacak ve öğrendiklerinizin karşısında tüylerinizin diken diken olduğunu fark edeceksiniz.
3. Terapist – B.A. Paris
“Kimse sevdiği birinin kötülük yaptığını düşünmek istemez.”
En yakınınıza bile güvenmeyin!
Günümüz korku gerilim romanlarından birisi olan Terapist, ana karakter Alice‘in yeni taşındığı evinde birkaç yıl önce işlenen cinayeti, takıntılı bir şekilde çözmeye çalışmasını konu alır. Yıllar önce ölmüş olan ablası ile aynı isme sahip olan kurban Nina‘nın, kocası Oliver tarafından öldürüldüğü bilinmektedir. Fakat Alice olayları fazlasıyla kurcalamaya başlayınca gerçeklerin çok farklı olduğunu fark eder. Çevre Evleri adlı sözde güvenlikli bir sitede bulunan ev çok fazla gizemli komşularla doludur ve hikaye ilerledikçe herkesten şüphelenmeye başlarsınız. Özellikle son bölümlere hazırlıklı olun çünkü gerçekler gün ışığına çıktıkça gerilimin kat sayısı da artıyor. Bu romanıyla B. A. Paris, insan psikolojisi ile çok iyi bir şekilde uğraşmaktadır. Gerilim romanları okurken tüylerinizin diken diken olması sizi tatmin ediyorsa, bu kitap tam size göre!
4. Sessiz Hasta – Alex Michaelides
“Bazen zihnimin içinde takılıp kalıyorum işte. Bataklıkta yürümeye çalışıyormuşum gibi geliyor.”
Çoğu okurun hayran kaldığı, okurken ters köşelerle beyninin allak bullak olduğu roman olan Sessiz Hasta, Alicia Berenson‘ın yedi yıldır evli olduğu kocasını öldürmesini konu alır. Cinayetten sonra tek bir kelime dahi etmeyen Alicia, The Grove adlı bir akıl hastanesinde yaşamanı sürdürmektedir. Theo Faber adlı psikoterapist ise Alicia’ya yardım edebileceğine inanıp akıl hastanesinde çalışmaya başlar. İstediğini elde eder ve Alicia ile birebir ilgilenmeye çalışır. Yıllardır tek kelime etmeyen Alicia bir anda Theo ile iletişime geçer. Peki neden? Olaylar ilerledikçe, bazı gerçekler ortaya çıkmaya başlar ve işler iyice akıl almaz boyuta ulaşır. Okurken ağzınızın açık kalacağı, tüylerinizin diken diken olacağı, saatler boyunca düşünmenize neden olacak seviyededir bu gerçekler. Ayrıca Alicia’nın, kocasının ölümünden sonra tutmaya başladığı günlüğü okudukça gerilimi iliklerinize kadar hissetmeye başlayacaksınız. Kitabın sonlarına hazırlıklı olun çünkü kitabı bir kenara bırakıp soluklanmak isteyebilirsiniz.
5. Hizmetçi – Freida McFadden
“Güvenebileceğim tek kişi kendimim.”
Yazımızı bu aralar en popüler gerilim yazarlarından birisi olan Freida McFadden‘ın Hizmetçi romanı ile sonlandırıyoruz. Dilimize yeni çevrilip kısa zamanda büyük ilgi toplayan bu gerilim romanı, Millie adlı bir hizmetçinin başına gelen tuhaf ve korkutucu olayları ele almaktadır. Millie önceden sabıka kaydı olan bir kadındır ve bundan dolayı iş bulması oldukça güçtür. En sonunda yeni bir iş bulur ve kovulmamak için her şeye katlanmaya hazırdır. Zengin bir ailenin evinde kalır ve her türlü ev işini yapar. İlk başta her şey Millie için normal ilerlemektedir; yeni işinde mutludur ve insanların, onun geçmişinden haberdar olmamaları iyiye işarettir. Fakat zaman ilerledikçe Millie, evde her şeyin normal olmadığını fark eder. Onun geçmişi her ne kadar karanlıksa, bu evde gerçekleşen olaylar da bir o kadar karanlıktır. Yazar sizi sürekli diken üstünde tutmayı başaracaktır ve size asla unutamayacağınız bir okuma deneyimi yaşatacaktır. Sürekli tedirgin hissedecek ve ciddi anlamda gerileceksiniz.
