Tutunamayanlar‘ı okumak, yalnızca bir kitabı bitirmek değil, kendinle ilgili derin bir keşfe çıkmak gibidir. Eğer bir keşif yolculuğunu sevdiysen sende benzer hisler uyandıracak kitapları önereceğim. Sevebileceğini düşündüğüm, adını duyduğun ya da hiç bilmediğin o kitapları okumaya ne dersin?
Hüznün Fiziği – Georgi Gospodinov
Georgi Gospodinov‘un Hüznün Fiziği kitabı modern hayatın karmaşıklığı, zaman ve hafıza temaları çerçevesinde dolanıp sınırları zorlayan bir romandır. Kitapta hem geçmiş hem şimdi iç içe geçerken okuyucuya gerçeklik ile hayal dünyası arasında mekik dokumasına alan tanınmaktadır. Gospodinov, insanın varoluşsal yalnızlığı ile geçmişin ve hüznün okuyucunun derinlemesine keşfetmesini istemektedir. Tutunamayanlar gibi, Hüznün Fiziği de okuyucuda bilinmezlik ve kayboluş duygularını hissetmelerini sağlar. İki kitapta da okuyucu yolunu kaybedip bir bilinmezlik içerisinde arayış ve yeniden kendini bulma aşaması olarak karşımıza çıkar. Bundandır ki Hüznün Fiziği, Tutunamayanlar’dan sonra okunabilecek, benzer temalarla kendine yolculuk yapmak isteyenler için anlamlı bir seçenektir.
Bulantı – Jean Paul Sartre
İsmini kesinlikle duyduğun, belki okuduğun, belki de şu an zamanı değil dediğin o kitap… Evet, Bulantı. Jean-Paul Sartre‘ın eseri, varoluşçuluk temasını işleyen en önemli kitaplardan biridir. Kitapta, Antoine Roquentin’in yaşadığı derin bir varoluşsal yabancılaşma ve anlamsızlık duygusu işlenirken, bireyin özgürlük ve anlam arayışını gözler önüne sermektedir. Tıpkı Tutunamayanlar’da olduğu gibi Bulantı da insanın iç dünyasında yaşadığı çatışmaları, aidiyetsizlik ve yabancılaşma temaları ele alınmıştır. Tutunamayanlar’ın yarattığı derin sorgulamaları yaratabilecek olan bu eser benzer ruh hâli ve sorgulamaları sevenler için güzel bir seçenek olacaktır.
Çocukluğun Soğuk Geceleri – Tezer Özlü
Çocukluğun Soğuk Geceleri‘nde yazarın kendine has üslubu ile insanın iç dünyasında oluşan kırgınlıkları, yalnızlığı ve varoluşsal sancıları kaleme alınmıştır. Tezer Özlü, kendi iç dünyasındaki bu ruhsal ve içsel sorgulamaları sunarken, sayfalardan da okuyucuya derin bir melankoli geçmektedir. Tutunamayanlar’daki gibi aidiyet ve kimlik karmaşasıyla ortaya çıkan kimlik arayışı ile birlikte bireyin kendine ve dünyaya tutunma çabası okuyucuya aktarılmaktadır. Bu ortak temaları seviyorsanız Tutunamayanlar’dan sonra okunabilecek seçeneklerden biri de bu kitap olabilir.
Keşke Bugün Kendimle Karşılaşmasaydım – HertaMüller
Keşke Bugün Kendimle Karşılaşmasaydım kitabında bir kadın kahramanın gözünden Romanya’daki Çavuşesku rejimi altında geçen bir yaşam kesitini sunulmaktadır. Kadın kahramanımızın adı roman boyunca hiç geçmez. Bu durum kimliğini yitirmiş bireyin evrensel yalnızlığını simgeler. Kitaptaki yalnızlık, yabancılık ve sürekli gözetlenme hâli, Tutunamayanlar’daki Turgut Özben’in içsel dağılma hâliyle benzerlikler taşır. Her iki roman karakteri de bulundukları sistemin dışına düşmüş, ne oraya ait hissedebilen ne de düştükleri o yerden çıkış yolu bulabilen bireylerdir. Her iki karakterimiz de toplumun kurallarına uymadıkları için “ötekileşmiş” kimselerdir. Keşke Bugün Kendimle Karşılaşmasaydım‘da da zaman çizgisinin sıklıkla bozulduğunu görmekteyiz. Eğer Tutunamayanlar’ı okurken bireyin sisteme karşı varoluşsal mücadelesinden etkilendiysen bu kitaba da bir şans vermelisin.
Aylak Adam – Yusuf Atılgan
Ve tabii ki Oğuz Atay‘ın çok sevdiği yazarlardan biri olan Yusuf Atılgan‘dan bir kitap önermemek olmazdı. Yusuf Atılgan‘ın Aylak Adam‘ı, Türk Edebiyatında bireyin iç dünyasına yönelişiyle öncü sayılan romanlardan biridir. Karşımızda aylaklığı anlatan ve bu aylaklıkla birlikte her şeye ‘karşı’ çıkan bir C. vardır. O, sıradanlığa, tekdüzeliğe, alışılmışa ve alışılmışın da kolaycılığına karşıdır. Bize dört mevsimde aradığı o kişinin geçtiği sokaklarda, yürüdüğü kaldırımlarda, baktığı uzaklarda olabileceğini hatırlatıp durur. O, gerçekten var mıdır? Varsa aynı şehirde, aynı sokakta, aynı kaldırım üzerinde olabilirler mi? Sıradanlık C.’yi de sıkıyor, tekdüzelik ve aynılık onu da boğar ve bu durumlarla karşı karşıya kaldığında, hep karşı çıkmak ister. Onun tek arzusu “gerçek bir insan”la yani o’nunla karşılaşmak ve onunla samimi ve gerçek bir bağ kurmaktır. Aylak Adam, bireyin içe dönüşünü ve yabancılaşma sancısını derinlemesine anlatan önemli bir eserdir. İki romanında ortak noktası karakterimizin topluma “tutunamama” ilişkisidir. Bu nedenle Tutunamayanlar’dan sonra okuyabileceğin kitaplardan biri Aylak Adam olabilir.
Sizlere Tutunamayanlar Kitabını Sevdiyseniz Okumanız Gereken Kitaplar’dan beş kitap önerdim. Umarım severek okur ve kitabın son sayfasını bitirdikten sonra hayata tutunmaya ya da tutunmamaya, kaybolmaya ya da kaybolmamaya kendiniz karar verirsiniz. İyi okumalar!
Kaynakça
Gospodinov, Georgi. Hüznün Fiziği. Metis Yayınları, 2019.
Sartre, Jean-Paul. Bulantı. Can Yayınları, 2022.
Özlü, Tezer. Çocukluğun Soğuk Geceleri. Yapı Kredi Yayınları. 2016.
Müller, Herta. Keşke Bugün Kendimle Karşılaşmasaydım. Siren Yayınları, 2016.
Atılgan, Yusuf. Aylak Adam. Yapı Kredi Yayınları. 2017.