Turkuaz: Rengin Kökeni, Anlamı ve Sanattaki İzleri

Editör:
Seval Hacoğlu
spot_img

Turkuaz, doğanın ve gökyüzünün uyumunu yansıtan, tarih boyunca birçok kültür tarafından hem estetik hem de spiritüel anlamlar yüklenen özel bir renktir. İsmini, değerli turkuaz taşının Orta Asya’dan Anadolu’ya, oradan da Avrupa’ya taşınmasından alır. Mavi ve yeşilin birleşimi olan turkuaz, bu iki rengin özelliklerini dengeli bir şekilde taşır. Mavinin huzur veren sakinliği ile yeşilin canlandırıcı etkisini bir araya getirerek denge, arınma ve içsel uyumu simgeler. Bu yüzden tarih boyunca hem koruyucu bir tılsım hem de ruhsal bir denge aracı olarak kabul edilmiştir.

Turkuazın Kökeni

Turkuaz taşı, housedigest.com

İlk olarak İran ve Afganistan’da çıkarılan turkuaz taşı, İpek Yolu aracılığıyla Batı’ya ulaşmış ve Türkler tarafından, mimariden takılara kadar geniş bir alanda kullanılmıştır. Selçuklu ve Osmanlı sanatında cami kubbeleri, türbeler ve çinilerde sıkça görülür. Turkuaz, Batı’da da büyük ilgi görmüş, Haçlı Seferleri sonrası Avrupa’ya taşınarak mücevherlerde ve dekoratif sanatlarda popüler hale gelmiştir. Osmanlı’dan gelen değerli taşlar, Venedikli tüccarlar aracılığıyla Avrupa saraylarına ulaşmış ve aristokratların en sevdiği renklerden biri olmuştur.

Spiritüel bağlamda turkuaz, ruh ile beden arasındaki dengeyi temsil eder. Mavi, ilahi ve sonsuz olanı; yeşil ise yaşam enerjisini simgeler. Boğaz çakrası ile ilişkilendirilen bu renk, iletişim, ifade özgürlüğü ve zihinsel açıklığı desteklediğine inanılır. Ayrıca su ve hava elementlerinin enerjisini taşıyarak zihinsel berraklık ve arınmayı temsil eder. Birçok kültürde koruyucu güç olarak görülen turkuaz, Türkler tarafından nazarlık olarak, Kızılderililer tarafından ise yağmur ve bereket getiren bir taş olarak benimsenmiştir. Mısırlılar için sonsuz yaşamı simgelerken, Çin’de bilgelik ve uzun ömürle ilişkilendirilmiştir. Psikolojik olarak turkuaz, stresi azaltan ve yaratıcılığı artıran bir renktir. Meditasyon alanlarında, iç mekân tasarımlarında ve ruhsal denge arayışında sıkça tercih edilir.

Modern Sanatta Turkuaz

Vincent van Gogh “İrisler” (1889)

Vincent van Gogh, İrisler(1889), j. Paul Getty Museum.

Vincent van Gogh‘un “İrisler” adlı eseri, hem kişisel yaşamı hem de sanat tarihi açısından büyük önem taşır. Sanatçı, 1889’da akıl sağlığı sorunları nedeniyle tedavi gördüğü Fransa’daki Saint-Rémy-de-Provence kliniğinde bu başyapıtı yarattı. Hastane bahçesindeki iris çiçeklerinden ilham alan eser, doğayla kurduğu terapötik bir diyaloğun ürünüdür. Van Gogh, kardeşi Theo’ya yazdığı mektuplarda, “Doğanın sonsuz güzelliği, beni hayata bağlayan tek şey” diyerek bu süreci özetler.

Van Gogh, empresyonizmin pastel tonlarını reddederek turkuaz-mor gibi cesur renkleri kullandı. Bu tercih, onun post-empresyonist kimliğini ortaya koyar. İris yapraklarındaki turkuaz, gökyüzünün sonsuzluğu ile toprağın yaşam döngüsünü birleştirerek “doğada kaybolma” hissini yansıtır. Hastanedeki zorlu günlerinde, çiçeklerin karmaşık formlarını tuvalde estetik bir düzene dönüştürerek iç huzuru yakalamaya çalıştı. Turkuaz rengi, bu kaçışın ve dinginlik arayışının sembolü oldu. Sanatçı başka bir mektubunda, “Renk ruhumu yatıştıran tek şey” diye yazmıştır.

“İrisler”, Van Gogh’un renkleri duygusal bir ifade aracı olarak nasıl kullandığının en önemli örneklerinden biridir. Eser, 20. yüzyıl ekspresyonistlerinden aralarında Edvard Munch’ında yer aldığı birçok sanatçıya ilham vermiştir. 1987’de 54 milyon dolara satılarak dönemin en pahalı tablosu unvanını kazanan eser, günümüzde Los Angeles’taki Getty Müzesi’nde sergileniyor. Aynı zamanda Van Gogh’un “dahilik ve trajedi” mitini besleyen bir simge haline geldi.

“İrisler”, sanatçının hüzün ve umut, kaos ve düzen arasındaki gelgitlerini en şiirsel şekilde yansıtır. Turkuazın büyüsü, eseri coğrafya ve kültür sınırlarının ötesine taşıyarak evrensel bir dil yaratmıştır. Bu tablo, Van Gogh’un acıyı sanata dönüştürme gücünün en güçlü kanıtlarından biridir.

Lourry Legarde ve Turkuaz

Lourry Legarde, doğadan ilham alan modern bir ressamdır. Çalışmalarında genellikle deniz, sahil ve doğal unsurları soyut ve yarı-gerçekçi bir tarzda işler. Turkuazın sanatta çok yönlü kullanımını ve duygusal etkisini göstermesi açısından dikkat çeker. Legarde’nin eserleri, minimalist ve doğa temalı sanatıyla duygusal anlamlar yaratır.

Yukarıdaki görsellerde Lourry Legarde’in ilk olarak “Alleviation Gray and Turquoise Art” adlı eseri yer alıyor: Turkuaz tonlarıyla dinamizm ve hareket kazanan gri tablo, minimalist bir huzur arayışını ve denge duygusunu uyandırıyor. İkinci olarak “Turquoise and Yellow” adlı çalışması ise sarı ile turkuazın kontrastı üzerine kurulu; bu eser, hem doğanın sakinleştirici gücünü hem de enerjik ve canlı bir estetiği bir arada yansıtıyor.

Beach Memories – Coastline Artwork 

#“Beach Memories – Coastline Artwork” Lourry Legarde

Deniz kabuğunun detayları, plajda olma hissini çağrıştırır. Turkuaz tonlarının, bol güneş altında parlayan kum rengiyle mükemmel bir kontrast oluşturduğu bu resim, okyanusun büyülü dünyasını ve dinginliğini yansıtır. Minimalist bir sadelikle işlenen bu eserde, az renk ve nesne kullanılarak iç ısıtan bir yaz gününün zarafeti hissedilir.

 Yongsung Kim – Little One

# Yongsung Kim “Little One” 

Koreli sanatçı Yongsung Kim, Hristiyan temalı eserleriyle tanınan dünyaca ünlü bir ressamdır. Sanat hayatına ortaokul yıllarında başlayan Kim, gençliğini Kore’nin doğal güzelliklerle dolu kırsalında geçirmiş ve bu ortam, eserlerine derin bir duygusal zenginlik katmıştır. Sanatçı, İsa Mesih‘i genellikle neşeli ve umut dolu bir şekilde tasvir ederek, izleyicilerine huzur ve sevinç aşılamayı amaçlamaktadır. ​

“Little One” adlı eseri, geniş bir alanda kaybolmuş bir kuzuyu şefkatle besleyen İsa Mesih’i betimler. Bu tablo, İsa’nın “İyi Çoban” olarak rolünü vurgulayarak, ilahi bakım ve merhametin özünü yansıtır. Eserde kullanılan turkuaz tonları, sahneye masalsı bir atmosfer katarak, izleyicinin ruhunda derin bir huzur ve dinginlik hissi uyandırır.

Devrim Erbil ve Turkuaz

#Devrim Erbil, İstanbul İmzalı, 2018

Devrim Erbil, adı gibi “devrimci” bir sanatçıdır. Geleneksel sanat anlayışını çağdaş tekniklerle birleştirerek, İstanbul’u ve doğayı soyut bir dille yorumlar. Eserlerinde yoğun çizgi hareketleri, ritmik kompozisyonlar ve renk katmanlarıyla dinamik bir görsellik yaratır. Minyatür sanatı ve modern soyut anlayışın birleştiği eserlerinde, İstanbul’un karmaşasını estetik bir düzene dönüştürür. Şehir, onun eserlerinde gerçeklikten soyuta dönüşürken, kaostan düzene geçer.

Turkuaz, sanatçının İstanbul’u anlatırken sıkça başvurduğu ana renklerden biridir. Osmanlı çini sanatından ilham alan bu renk, şehrin tarihi ve sanatsal mirasını modern bir yorumla günümüze taşır. Minareler, kubbeler, köprüler ve dar sokaklar, turkuazın farklı tonlarıyla iç içe geçerek kentin kaotik güzelliğini yansıtır. Batı perspektifinden uzaklaşarak, Osmanlı minyatürlerinden esinlendiği “düz ve hiyerarşik” perspektifi benimser.

Devrim Erbil yalnızca tuval resimleriyle değil, alüminyum paneller, serigrafiler ve dijital sanat uygulamalarıyla da İstanbul’un soyut dünyasını oluşturur. Sanatçının “10.000 yıllık tarihi, üç imparatorluğu ve Boğaz’ıyla dünyada eşi yok” dediği İstanbul’u, turkuaz ile ölümsüzleştirir.

Turkuaz, Erbil’in İstanbul’a duyduğu aşkın, Osmanlı mirasına olan bağlılığının ve sanattaki yenilikçi tavrının ortak dili hâline gelir. Bugün, sanatçının eserleri müzelerde, koleksiyonlarda ve kamusal alanlarda İstanbul’un turkuaz ruhunu yansıtmaya devam ediyor.

Yaşamak Bir Denge Sanatıdır: Turkuazın Çağlar Ötesi Mesajı

Turkuazı, modern insanın doğa ile kopan bağını onarma veya dijital çağda huzur arayışı gibi temalarla ilişkilendirebiliriz. Mavinin ilhamıyla zihnimizi, yeşilin canlılığıyla kalbimizi besler. Yapay zekânın şekillendirdiği bu yeni dünyada, ruhumuz hâlâ bir iris çiçeğinin turkuazında nefes alıyor.

Turkuaz, doğanın insana kadim mesajlarındandır, duyabilenler için:

“Yaşamak bir denge sanatıdır.” diye fısıldar.

Turkuaz, “denge” mesajını evrensele taşımaktadır.

Bu denge, toprakla göğün buluştuğu yerde başlar…


Kaynakça

İREPOĞLU, G. (2019). Turkuaz Gökyüzünün ve Yeryüzünün Mirası.

ASLANAPA, O.(1993). Türk Sanatı, Remzi Kitabevi, İstanbul.

Eroğlu, Mehmet Ali. “Türk ve Kızılderili Kültüründe Turkuaz Renk Kullanımı.” Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (BUSBED) 13.25 (2023): 246-256.

Özkul, Kifayet. “Anadolu Selçuklu Dönemi mimari yapılarında Turkuaz.” Uluslararası Beşeri Bilimler ve Eğitim Dergisi 6.13 (2020): 291-318.

Van Gogh’un mektupları. Web. 03.04.2025

Yongsung Kim Art. Web. 03.04.2025

Devrim Erbil. Web. 03.04.2025

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Hailey Bieber Stil İncelemesi: Çabasız Şıklığın Öncüsü

Hailey Bieber, minimalist ama iddialı stiliyle sade şıklığı bir güç ifadesine dönüştürüyor.

Bakü Seferi ve Kafkas İslam Ordusu

Osmanlı ordusunun Kafkasya’daki son seferi, Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu’nun Bakü’yü kurtararak Azerbaycan’ın bağımsızlık yolunu açtığı zaferdir.

“The Beach At Sainte Adresse” Tablosunu Anımsatan Şarkılar

Monet'nin The Beach At Sainte-Adresse isimli eserini anımsatan şarkılara birlikte göz atalım!

Dijital Dünyada Görünmez Yönlendiriciler: Algoritmalar Nasıl Çalışıyor?

Algoritmalar nasıl çalışır? Arama, öneri ve yapay zeka sistemlerini örneklerle öğrenin; etik ilkeler ve pratik ipuçlarıyla dijital rehberiniz.

İstanbul Mimarisi: Cercle d’Orient

Beyoğlu'nun kalbi olan Cercle d'Orient ya da Büyük Kulüp, ilginç tarihi ve mimarisiyle bize çok şey anlatıyor.

Love or Duty Tablosunun Hikâyesi – Aşk Uğruna Kutsal Yemini Bozmak

Aşk ve inanç arasında sıkışmış bir rahibenin hikâyesini, Gabriele Castagnola’nın tartışmalı eseri Love or Duty üzerinden keşfeden dramatik bir sanat incelemesi.

Madeleine de Proust Nedir?

Hepimiz kimi zaman kendi kendimize veya çevremizin etkisiyle geçmişe bir yolculuk yapabiliyoruz. Yüzyıl öncesinde yazılmış bir kitap da tam olarak bu konuyu ele alıyor ve sonrasında bambaşka kapılar açılıyor. İşte Proust ve ünlü madleni.

Massive Attack – Mezzanine Albüm İncelemesi: Trip-hop’un Zirvesi

Mezzanine, Massive Attack'in yaratıcı gerilimle biçimlenen en karanlık albümü; elektronik müziğin sınırlarını yeniden tanımlarken içsel çatışmanın sesini kayda geçirir.

İsmail Bilgin – Enver Paşa Bir Adanmışlık Öyküsü | 50 Alıntı

İsmail Bilgin bu eserinde, Enver Paşa’nın yaşamını ilkesel bağlılık ve tarihsel temsil çerçevesinde ele alarak dönemin düşünsel iklimini yeniden yorumlamaktadır.

Edip Cansever’in Şiirlerine Yansıyan Hiçlik Travması

Edip Cansever, İkinci Yeni’de bireyin travma, boşluk ve hiçlik duygusunu işler. Şiirlerinde varlıkla yokluk arasında sıkışan ruhsal boşluktaki bireyleri anlatır.

Editor Picks