Sarı Foto lakabıyla anılan Türkiye’nin ilk kadın foto muhabiri (basın fotoğrafçısı) Eleni Küreman; mesleğinde çoğunluğu erkeklerin oluşturduğu ve kadınların iş hayatına henüz yeni atıldığı zamanlarda yakalamayı başardığı kareler sayesinde basın dünyasında adını duyurmuş isimlerden biridir.
Meslek hayatına ilk adımı Associated Press‘te Türkiye temsilcisi olarak atan Küreman, ilerleyen yıllarda mesleğini çeşitli gazetelerde icra etmeye devam etti. İş ahlakı, tavrı ve duruşuyla pek çok kişinin kısa zamanda ilgisini kazandı. Spor fotoğrafçılığında gittikçe uzmanlaşan Küreman, erkek meslektaşlarının alay edici sözlerine karşılık en güzel cevabı çektiği fotoğraflarla verdi.
Spor muhabirliği yaparken herkes ünlü kalecilerin karşısındaki kalede beklerdi. Ben ise, gol yeme ihtimali az olan kalecinin arkasında dururdum. Erkek foto muhabirleri benimle dalga geçerdi. Ama en iyi fotoğrafları hep ben yakalardım. Çünkü iyi kaleci gol yediğinde bir tek Eleni bu fotoğrafı çekmiş olurdu.
– Eleni Küreman
Basın Fotoğrafçılığı ve Tarihi Seyri

Fotoğraf, tarihin en önemli tanıklarından biridir (Gezgin, 2002: IV). Geçmişi bugüne, bugünü geleceğe taşıyan, olayları bütün çıplaklığıyla gözler önüne seren bir belgedir. Foto muhabirliği ise haberi metin yerine fotoğraf aracılığıyla belgeleme işidir. Bu işi bir meslek olarak icra eden foto muhabirler haber değeri taşıyan fotoğraflar çekerek olayları, kişileri, mekânları bir fotoğraf karesi içerisine sığdırır ve haberi görsel olarak sunarlar.
Foto muhabirliğinin bugüne gelme serüvenine bakıldığında, 1843 yılında başladığı görülür. Bu tarih, gazetecilik niteliği taşıyan ilk fotoğrafın çekildiği tarihtir.
Fotoğrafın basın dünyasına girişi 1850’li yıllara denk gelmektedir. 1855 yılında gerçek anlamda başlayan haber ve basın fotoğrafçılığı, Türkiye’de 1870’li yıllarda oluşmaya başlar. Servet-i Fünun Dergisi okurlarına Türkiye’deki ilk fotoğraf yarışmasını duyururken Cumhuriyet dönemine gelindiğinde ise fotoğrafçılık, artık bilinçli bir şekilde ele alınmaya başlanır.
1930’lu yıllarda halkevlerinin yaygınlaşmasında rol oynadığı fotoğrafçılık; Türkiye’de halkı bilinçlendirme görevi üstlenmiş, devletin ileri gelenlerinin de fotoğrafları gazetelerde yer almaya başlamıştır (Gezgin, 2002: 18). İlk fotoğraf dersleri 1937 yılında Gazi Orta Öğretim Okulu ve Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nin ders izlencelerinde yer alırken ülkenin çeşitli illerinde sergiler açılmış, cemiyetler kurulmuş ve yine bu cemiyetlerin bünyesinde çeşitli yarışmalar düzenlenmişti (Gezgin, 2002: 18). Gelişen teknolojinin de bir getirisi olarak kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması foto muhabirliğini zorunlu kılmıştır.
Küreman’ın Hayatına Bakış

Eleni Küreman; işgal edilen, işgalin ve ağır şartlarla dolu anlaşmanın boynunu büktüğü, yaşamın gittikçe zorlaştığı 1923 İstanbul’unda zengin bir Rum ailenin ikinci kızı olarak Cihangir’de dünyaya geldi. Çocukluğu, aralarında bir yaş bulunan ablası Keti ile geçti. Ticaretle uğraşan, ailesine önem veren ve çocuklarının iyi yetiştirilmesi üzerinde ehemmiyetle duran babası, kendisi henüz 4 yaşındayken vefat etti ve ailenin sorumluluğunu artık anneleri üstlendi.
Babam öldüğünde ben 5, Eleni ise 4 yaşındaydı. Annem iki kız çocuğuyla ortada kaldı. Yıl 1927. Bizi okutmak ve ailenin geçimini sağlamak için terzilik yapmaya başladı. Eski mesleğiydi terzilik ve çok da iyi yapardı. Bizi liseye kadar okutmayı başardı.

Anneleri, kızlarının iyi bir eğitim almasını sağlamak ve ailesini geçindirebilmek amacıyla terzilik yapmaya başladı. Kızlarının eğitimi için elinden gelenin fazlasını ortaya koyan anneleri, kızlarına ders vermesi amacıyla yabancı dil hocası dahi tuttu. Keti Çapanoğlu o zamanı şöyle anlatır:
Annem bizi okutmakla yetinmeyip en iyi eğitimi almamızı istiyordu. Bu nedenle eve yabancı dil hocası geliyordu. Ama biz ders çalışmak yerine daha çok hocanın köpeğiyle oynamayı sevdiğimiz için annem “siz adam olmayacaksınız” deyip eve hoca getirmeyi bıraktı.
Ortaokulu Fransız okullarından Ste. Pulcherie’de okuyan Eleni, lise eğitimini Rum Patrikhanesi’nin yanındaki Rum Lisesi’nde tamamladı. Ablası, okulu bitirdikten sonra ailenin yükünü omuzlamak isteyerek iş hayatına atılıp bir süre sonra da evlilik hayatına adım atarken Eleni bir süre çalışmadı ve evlenmekten de kaçındı. Bir süre çalışma hayatından uzak durmayı tercih eden Küreman’ın hayatında, tanıştığı bir gazeteci sayesinde farklı bir kapı açıldı.
Küreman’ın Fotoğrafçılık Serüveni Başlıyor

Eleni Küreman’ın, o dönem American Associated Press’in Türkiye temsilcisi olan Foks adında bir gazeteciyle kurduğu arkadaşlık ve bu arkadaşlığın berberinde getirdikleri hayatının ilk kırılma noktasını teşkil etmiştir.
Foks, Küreman’a fotoğrafçılığın inceliklerini öğretirken onun bu işe olan yatkınlığını fark etti ve kendisinin Amerika’ya geri çağrılması üzerine Eleni’ye AP’nin Türkiye temsilciliği pozisyonunu teklif etti. Fotoğraf çekmeyi seven Eleni bu teklifi kabul etti ve kendisine Leica marka bir fotoğraf makinesi alarak basın dünyasına ilk adımını attı.
İkinci Kırılma Noktası, Vakit Gazetesi

Basın dünyasına ilk adımını AP’nin Türkiye temsilcisi olarak atan Eleni Küreman’ın hayatındaki ikinci kırılma noktası lisedeki edebiyat öğretmeni Hasan Rasim Us ile karşılaşmasıyla gerçekleşir.
Hasan Rasim Us’un (ailesi Vakit ve Haber gibi önemli gazetelerin sahibidir) bu karşılaşma sonucunda yaptığı “Seni gazeteci yapalım,” teklifi ile Eleni Küreman Vakit gazetesinde spor muhabiri olarak çalışmaya başladı. Kendisinden başka Babıali’de kadın muhabirin olmadığı zamanlarda çalışan Küreman, işine olan bağlılığı ve ciddi tavırlarıyla çevresinin ilgisini ve sevgisini kısa sürede kazanmayı başardı.
Küreman’ın işine olan bağlılığından ve ciddi tavırlarından etkilenenlerden biri de Vakit gazetesinin yazı işleri müdürü Kayhan Küreman‘dı. İş bahsi ile açılan konuşmalar gittikçe aralarında farklı bir arkadaşlığın oluşmasını sağladı; bu arkadaşlık evlilik yolunda attıkları ilk adım oldu. Kimsenin haberi olmadan evlenen çift, Keti Çapanoğlu’nun deyişiyle kumrular gibi bir ömür geçirdi.
Gazeteciliğe ve Hayata Vedası

İsmet İnönü‘nün İstanbul’a her geldiğinde kendisini karşılayan gazeteciler arasında görmek istediği Küreman; Yeni Şafak, Son Dakika ve Son Posta gibi gazetelerde çalıştı. 1974 yılında Basın Şeref Kartı‘nı dönemin başbakanı Bülent Ecevit’ten aldı. Türkiye gazeteciliğinin kadın öncülerinden olan Küreman, 2000 yılında Gazeteciler Sosyal Dayanışma Vakfı tarafından Türkiye’nin İlk Kadın Foto Muhabiri Plaketi ile ödüllendirildi.
Polis ve spor muhabirlikleri de yapan Küreman, 1964 yılında mesleğini tamamen bıraktı. Mesleği bırakma nedenini eşi Kayhan Küreman şöyle anlatır:
…Bir gün Veli Efendi Hipodromu’nun tribünlerinde büyük bir yangın çıktı. Bu yangın ve panik fotoğraflarını da bir tek Eleni çekebildi. Bir ara fotoğraf stüdyosundan ayrılmış. Geri döndüğünde karanlık odasının talan edildiğini ve içeride arkadaşlarının film aradığını görmüş. Bu olay onu çok kötü etkiledi. Arkadaşlarını hiç affetmedi. O gün mesleğe veda etti. Bir daha da asla fotoğraf makinasını eline almadı. Bir tek kare resim çekmedi. Leica marka makinası ise hâlâ durur.

1964’te bıraktığı mesleğine bir daha geri dönmeyen Küreman, evinde geçirdiği kaza nedeniyle hastaneye kaldırıldı ve 2001 yılında tedavi görmekte olduğu SSK Göztepe Hastanesi’nde hayata gözlerini yumdu.
Kaynakça
- Gezgin, S. Basın Fotoğrafçılığı, İstanbul: İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Yayınları, 2002.
- “Eleni Fotiadou Küreman ‘Doğumunun 100. Yıl Dönümünde Türk Basının İlk Kadın Foto Muhabiri’”. ANAFOD. Erişim Tarihi: 22.03.2024
- “Eleni Küreman: Türkiye’nin İlk Kadın Foto Muhabiri.” Journo. Erişim Tarihi: 23.02.2024
- “İlk Kadın Foto Muhabiri”. Habertürk. Erişim Tarihi: 22.03.2024
- “Eleni Fotiadou Küreman”. İstanbul Kadın Müzesi. Erişim Tarihi: 23.03.2024