Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi’ne Bir Ziyaret

Editör:
Gülizar Nehir Gülkanat, Ayşe Olgun
spot_img

Ankaralılar için Ulus, tarihi binaların ve müzelerin yer aldığı turistik bir semttir. En azından benim için böyle. Atatürk Heykeli’nin ardından görünen İş Bankası’nın tarihi binası da Ulus’un imzalarından biridir. 2019’da Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi adıyla müze haline getirilmiş üçüncü Genel Müdürlük binası, bir süre restorasyon nedeniyle kapalı kalmıştı. 24 Ağustos’ta ise İş Bankası’nın kuruluşunun yüzüncü yılı nedeniyle tekrardan açıldı. Ben de bu müzeyi ve içindeki sergileri 40 dakika boyunca hayranlıkla ziyaret ettim. Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi’ne dair detaylar için okumaya devam edin!

Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi Nasıl Ziyaret Edilir?

Müzenin dışarıdan görünümü

Ankara’da herhangi bir yere gitmek için yapmanız gerektiği gibi müzeye Kızılay’dan nasıl gidebileceğinizden bahsederek başlamak istiyorum. Kızılay’dan otobüs ile Ulus’a ulaşabilirsiniz. Ya da benim yaptığım gibi Ulus metro durağında inip tarihi binaların olduğu Cumhuriyet Caddesi’nden yürüyerek de müzeye ulaşabilirsiniz. Bu yürüyüş esnasında Ankara Palas Müzesi’ni, Birinci ve İkinci Meclis binalarını görebilirsiniz. Müze tam olarak Çankırı Caddesi ve Çam sokağının kesişiminde bulunuyor. Ancak müzeye gidecekseniz pazartesi günleri dışında ve 10.00-18.00 saatleri arasında bir ziyaret planlamalısınız. Uzun ziyaret saatleri ise müzenin birçok kişi tarafından görülebilmesi açısından büyük bir avantaj sağlıyor. Girişin ücretsiz olması da önemli bir artı olarak karşımıza çıkıyor. Eski döner kapıların durdurulduğu girişten içeri adımınızı attığınız an müzeyi gezmeye başlıyorsunuz.

Müzenin detaylarına bakmaya başladığımda ise isminin neden İktisadi Bağımsızlık konulduğunu merak ediyordum. Nedenini öğrenince ise bu çok hoşuma gitti. Türkiye İş Bankası, 1924 yılında Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş. 2019 yılında müze haline getirilirken de Atatürk’ün askeri zaferlerin ancak iktisadi zaferlerle kalıcı olabileceğini söylemesi doğrultusunda müzenin ismi İktisadi Bağımsızlık olarak konmuş. Atatürk’ün kurulmasına öncülük ettiği bu bankanın müzesinde onun görüşlerinin hâlâ temsil ediliyor oluşunu çok sevdim. Hem modern sergiciliğin en iyi örneklerinden birinin görüldüğü hem de tarihi eserlerin korunduğu bu müzeye dair geziye başlayalım.

Zemin Kat: Bankanın Kuruluş ve Gelişim Yılları

Müzenin girişi

Müzeye girer girmez yukarıya eklediğim görselle karşılaştım. Gözlerimle görmesem 60’lı yıllarda çekilen bir filmin renklendirilmiş sahnesi olduğunu sanabilirdim. Gerçekten de Banka’nın Ulus şubesinin hizmete başladığı 1929 yılından beri düzeni değiştirilmemiş dekorasyon, bir tarihi eser olmuş artık. Müzeye girdiğimde girişteki ahşap sandalyede oturan ileri yaşlı bir kadın dikkatimi çekti. Bir müzeyi onu ziyaret eden insanların ruhunun beslediğini düşününce bu kadının hareketsiz duruşu ilgi çekici olmaya başladı. O an kadın ne düşünüyordu bilmiyorum ama bana sanki gençken o ahşap bekleme sandalyesinde oturduğu günleri düşünüyormuş hissiyatı verdi.

Tarihi vezneler

Etraftaki vezneler ve bankolar ise binadaki eserlere dair ilgimi çeken bir diğer nokta oldu. Özellikle her bankonun camının altına bankanın ilk yıllarından kalan sözleşmeler, çekler, defterler ve paralar konmuş olması günümüzdeki teknoloji ile kıyaslandığında o zamanlarda arşivciliğin ne kadar önemli olduğunu hatırlattı bana. Bankanın orta alanının sağına ve soluna ayrılmış olan bu kısımlarda dilerseniz oturabiliyor olmanız ise interaktif bir müze deneyimine fırsat veriyor.

“Siyasi, askerî muzafferiyetler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadî muzafferiyetler ile tetviç edilemezlerse husûle gelen zaferler payidar olamaz, az zamanda söner. Bu itibarla en kuvvetli ve parlak zaferimizin dahi temin edebildiği ve daha edebileceği semerât-ı nafıayı tesbit için iktisadiyatımızın, hâkimiyet-i iktisadiyemizin temin ve tarsin ve tevsii lâzımdır.”

Mustafa Kemal Atatürk, 17 Şubat 1923

Bankanın gerçek tarihi iç mimarisini deneyimleyip, vitrinlerdeki eski hesap makinelerinin kullanımını çözmeye çalıştıktan sonra modern bir sergi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomisinin İş Bankası ile paralel gelişimini öğrenebileceğimiz bir alana geçiyoruz. İlk olarak İzmir İktisat Kongresi ve önemi anlatılıyor. Hatta bu kongreye dair daha önce hiç görülmemiş fotoğraflar ve Atatürk’ün kongrede yaptığı bir konuşmanın videosu sergileniyor.

İzmir İktisat Kongresi’nden Bir Fotoğraf

Müzenin amacını ve temasını anlamak için İzmir İktisat Kongresi’nin detaylarını bilmenin önemli olduğunu düşünüyorum. 17 Şubat – 4 Mart 1923 tarihleri arasında gerçekleşen İzmir İktisat Kongresi Mustafa Kemal Atatürk’ün açılış konuşmasıyla başlar. Milli Mücadele sonrası vatanın ekonomisinin güçlendirilerek kalkınmayı amaçlayan bir kongredir. Mustafa Kemal Atatürk’e göre tam bağımsızlığın kilidi ülke ekonomisinin başarısıdır. Yabancı şirketlerin millileştirilmesi, kapitülasyonlara son verilmesi, ulusal görüşün iktisat politikaların temeline oturtulması onun önem verdiği ana konulardır. Kongre, on iki kararlık Misak-i İktisadi’nin yayımlanmasıyla sonlanır. Bu on iki kararın ortak noktası Türk ekonomisinin bağımsız ve ülkeyi kalkındırıcı niteliklere sahip olması gerektiğidir. Serginin ilk bölümünde de Kongre’nin önemi ve amaçları anlatılır. İlerleyen bölümlerinde ise Türkiye İş Bankası’nın kuruluşu, Türk ekonomisinde yaptıkları yenilikler ve atılımlar anlatılıyor. Şeker Fabrikası, İpekiş Fabrikası, Şişe Fabrikası ve Anadolu Sigorta’nın ilk günlerinden örnekler vitrinlerde sergileniyor. Bu kısımlarda benim en çok ilgimi çeken nokta Banka’nın kuruluş sermayesinin %25’inin Mustafa Kemal Atatürk tarafından sağlanması oldu. Atatürk’ün ülkenin kalkınması için elinden gelen her şeyi yaptığının başka bir kanıtı olarak karşımıza çıkıyor bu bilgi.

Bodrum Kat: Kiralık Kasalar

Tarihi Asansör

Giriş katta Türkiye İş Bankası’nın tarihi ve önemini öğrendikten sonra müzenin devamını görmek için bir üst kata çıkmak yerine önce bodrum kata inerek kiralık kasaları görmek istedim. Tarihi merdivenleri inerken Mustafa Kemal Atatürk’ün 22 Ekim 1929 tarihinde kullandığı tarihi asansörün yanından geçiyorsunuz. Ben yukarıdaki görselde yer alan asansörün yanından geçerken Atatürk’ün bu asansörü kullandığını hayal etmeden edemedim.

Özel Kiralık Kasalar

Kiralık kasaların olduğu kat ise sanki bir müze değil de bugün bir bankada kiralık kasalara bakıyormuşum hissiyatı yarattı. Birkaç kasada ise vitrin içinde gerçekten bankada bırakılmış emanetler sergileniyordu. Hüviyetlerden mektuplara birçok özel eşyanın bu binaya emanet edildiğini görmek insana kendisinin yaşamadığı bir nostaljiyi hissettiriyor.

Birinci Kat: Özel Toplantı Odaları ve Mimari Detaylar

Atatürk Portreli Hol

Özel kasaların arasında kısa bir tur yaptıktan sonra tarihi merdivenleri tırmanarak müzenin tarihi alanlarını gezmeye devam etmek için birinci kata çıktım. Bu katta her odanın kapısının yanında pirinç plakalarda numaralar yazması sayesinde nereden başlayacağınızı anlayabiliyorsunuz. İlk olarak sol taraftaki kapıdan girdiğimde duvarlarında İş Bankası’nda emeği geçen yöneticilerin fotoğraflarını gördüm ve gözüm hemen Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük portresine kaydı. Bu hol tamamen o portrenin öne çıkması amacıyla dekore edilmiş durumda. Holün solundaki kapıdan girdiğimde ise tam anlamıyla büyülendiğimi söyleyebilirim.

Renklendirilmiş Tablo

Öncelikle sol tarafta Atatürk’ün ve Celal Bayar’ın bulunduğu İş Bankası kadrosunun bir fotoğrafın renklendirilmiş portresi görünüyor. Bu portrenin yanında ise 1 Numaralı Türkiye İş Bankası hesabının Türkiye Büyük Meclisi’ne ait olduğuna dair bir bilgi veriliyor. 22 Ekim 1929’da Mustafa Kemal Atatürk, İş Bankası’nın bu şubesini ziyaret ederken çekilen fotoğrafın kim tarafından tablolaştırıldığını öğrenemedim. Ancak, gerçekçiliği ilgimi çok çekti.

Toplantı Odası

Tablonun tam karşısında ve kapının sağ tarafında ise büyük ve görkemli bir toplantı odası var. Bu toplantı odası aslında Banka’nın kuruluş yıllarında kullanılan İdare Meclis Salonu’ymuş. Salondaki görkemli avizeler ve dekoratif aksesuarlar asil havayı güçlendiriyor. Neo Rönesans tarzındaki dekorasyon ürünleri geleneksel desenlere Batı havasını getirmiş. Bu odadaki halılar ise dikkatimi çeken bir diğer nokta oldu. Hepsi sanki masaların ve sandalyelerin konumuna göre özel tasarlanmış gibi. Ayrıca koltukların kumaşlarında yer alan desenlerle de tezat bir karmaşa yaratmak yerine güçlü bir uyum yakalanmış.

Tavan Tasarımı

Birinci kattaki koridorun sol tarafını gezdikten sonra orta alanda başımı kaldırınca gördüğüm tavan tasarımı binanın yapıldığı dönemin tarzının hem gerisinde hem de ilerisinde bir görünüm yaratmış. Art Nouevau tarzındaki bu cam üzerine çizilmiş tavan, hem Osmanlı desenlerini taşıyor hem de Avrupai bir figürü ana noktaya koyuyor. Böylelikle Türkiye ekonomisinin geleneksel değerleri besleyerek Batı’ya yetişeceği temsil edilmiş olabilir. Bu tavan aydınlatması Milano’da Corvaya-Bazzi & C firması tarafından yapılmış.

Binanın iç mimarisinin büyüsü dışında dış mimarisi de katın geri kalanında detaylıca anlatılıyor. Giulio Mongeri tarafından çizilen bina hem Osmanlı hem de Batı mimarisinin özelliklerini taşıyor. Üçgen şeklinde bir yapı olmasına rağmen kusursuzca yatay üç bölüme ayrılmış olması Rönesans mimarisinin bir örneği olarak görünüyor. Banka sermayesinden bağımsız olarak sadece binanın yapımı 800.000 TL’ye yapılmış.

Katın geri kalan kısmında Mustafa Kemal Atatürk’ün ağırlandığı toplantı odası ve İş Bankası’nın geçmişten günümüze öne çıkan mimari örneklerinin maketleri ve açıklamaları sergileniyor. Bu kısımların detayına, sizin ziyaretinizde keşfetmeniz için girmeyeceğim.

İkinci Kat: İstikbalinizin Emniyeti – Türkiye’nin Bankasıyla Bir Asır

İstikbalinizin Emniyeti Sergisi

Bankanın ikinci katına çıktığımda Türkiye İş Bankası’nın geçirdiği yüz yılda yaptığı yenilikler ve atılımlara dair bir sergiyi gezdim. Son teknolojiyle bezenmiş bir sergi olduğunu çekinmeden söyleyebilirim. Sergide gerçekleştirilen sosyal sorumluluk projeleri, eğitim kurumlarıyla iş birlikleri, kadın istihdamı için yapılanlar, kalkınma projeleri ve İş Bankası’nın her alanda yaptığı atılımlar örneklerle sergileniyor. Bu sergide en çok sevdiğim iki kısımdan bahsetmek istiyorum.

İş Sanat

En çok ilgimi çeken ilk kısım İş Sanat’a dair sergilenenler oldu. İş Bankası’nın her kitapçıda karşılaştığımız klasiklerin geçmişini görmek gerçekten farklı bir deneyim oluyor. 1956 yılında kurulan Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nın başarılarını ve Hasan Ali Yücel klasiklerinin detaylarını öğrenebiliyorsunuz.

Kurumsal Kimlik

İlgimi çeken bir diğer kısım ise serginin son aşaması olan reklam bölümüydü. Bu kısımda İş Bankası’nın kurumsal kimliğinin oluşması esnasında kullanılan reklam stratejileri ve örnekleri sergileniyor. Afişler, reklam filmleri ve logo tasarımlarının gelişimi gözlerinizin önünde gerçekleşiyor.

Dördüncü Kat: İstanbul’un Resmi Sergisi

İstanbul’un Resmi Sergisi

Müze binasının üçüncü katında Atatürk Kütüphanesi adıyla gerçek bir kütüphaneye yer verilmiş. Bu kütüphanede Mustafa Kemal Atatürk’ün sevdiği ve okuduğu kitaplar yer alıyormuş. Kütüphane ise gerçek bir kütüphane olarak kullanıyor. İçeride ders çalışan ve kitap okuyan birçok kişi olduğundan onları rahatsız etmemek adına bu kısmı gezmeden müzenin dördüncü katına geçtim.

Müzenin dördüncü katında İş Bankası’nın özel koleksiyonundaki eserlerden oluşan İstanbul’un Resmi adlı bir sergi bulunuyor. Bu sergide İstanbul’daki güzel manzaraların, ünlü Türk ressamların fırçasından ölümsüzleşmiş versiyonlarını görüyoruz. Ben de bu sergiyi gezerken birden aklımda Fazıl Say’ın bestelediği ve Serenad Bağcan’ın seslendirdiği İstanbul’u Dinliyorum şarkısı çalmaya başladı. Sergide gerçekten çok özel ve ilgi çeken tablolara yer verilmiş. Ancak İstanbul’u bana göre İstanbul yapan insan ruhunun eksikliği hissedilen bir gerçek. Sadece manzara tablolarının olduğu bu sergide bir adet insan manzaralı tablonun olması ise koleksiyona dair bir eksiklik bence.

Müzenin son katı olan beşinci katta ise karikatürist Latif Demirci’ye dair bir sergi yer alıyor. Bu serginin detaylarını da ziyaretinizde keşfetmeniz için kendime saklıyorum.

Genel olarak bakacak olursam Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi’ni çok beğendiğimi söyleyebilirim. Küratörlüğünü Doç. Dr. Y. Doğan Çetinkaya’nın ve sergileme tasarımını Pattu Mimarlık’ın yaptığı müze gördüğü ziyaretçi akınını hak ediyor. Türk ekonomisine dair benzersiz müze, hem geleneksel hem de modern nitelikleriyle de öne çıkıyor. Ayrıca bina çürümekten kurtarılarak olabilecek en iyi şekilde değerlendirilmiş. Bu nedenlerle fırsat bulan herkesin Ulus’taki bu müzeyi ziyaret etmesini öneriyorum!

Kaynakça

”İzmir İktisat Kongresi”. T.C. İzmir Valiliği. Web. 25.09.2024

“Türkiye İş Bankası Müzesi, Banka’nın 100. Kuruluş Yıl Dönümünde Yeni Yüzüyle Kapılarını Açıyor”. İş Bankası. Web. 25.09.2024

“Türkiye İş Bankası İdare Merkezi”. Mimarlar Odası Ankara Şubesi. Web. 26.09.2024

 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Çamurda Doğan Saflık: Nilüfer Çiçeği ve 5 Eser İncelemesi

Nilüfer çiçeğinin Doğu’dan Batı’ya uzanan anlamsal yolculuğu ve bu yolculuğun sanat üzerindeki büyüleyici izleri.

Hailey Bieber Stil İncelemesi: Çabasız Şıklığın Öncüsü

Hailey Bieber, minimalist ama iddialı stiliyle sade şıklığı bir güç ifadesine dönüştürüyor.

Bakü Seferi ve Kafkas İslam Ordusu

Osmanlı ordusunun Kafkasya’daki son seferi, Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu’nun Bakü’yü kurtararak Azerbaycan’ın bağımsızlık yolunu açtığı zaferdir.

“The Beach At Sainte Adresse” Tablosunu Anımsatan Şarkılar

Monet'nin The Beach At Sainte-Adresse isimli eserini anımsatan şarkılara birlikte göz atalım!

Dijital Dünyada Görünmez Yönlendiriciler: Algoritmalar Nasıl Çalışıyor?

Algoritmalar nasıl çalışır? Arama, öneri ve yapay zeka sistemlerini örneklerle öğrenin; etik ilkeler ve pratik ipuçlarıyla dijital rehberiniz.

İstanbul Mimarisi: Cercle d’Orient

Beyoğlu'nun kalbi olan Cercle d'Orient ya da Büyük Kulüp, ilginç tarihi ve mimarisiyle bize çok şey anlatıyor.

Love or Duty Tablosunun Hikâyesi – Aşk Uğruna Kutsal Yemini Bozmak

Aşk ve inanç arasında sıkışmış bir rahibenin hikâyesini, Gabriele Castagnola’nın tartışmalı eseri Love or Duty üzerinden keşfeden dramatik bir sanat incelemesi.

Madeleine de Proust Nedir?

Hepimiz kimi zaman kendi kendimize veya çevremizin etkisiyle geçmişe bir yolculuk yapabiliyoruz. Yüzyıl öncesinde yazılmış bir kitap da tam olarak bu konuyu ele alıyor ve sonrasında bambaşka kapılar açılıyor. İşte Proust ve ünlü madleni.

Massive Attack – Mezzanine Albüm İncelemesi: Trip-hop’un Zirvesi

Mezzanine, Massive Attack'in yaratıcı gerilimle biçimlenen en karanlık albümü; elektronik müziğin sınırlarını yeniden tanımlarken içsel çatışmanın sesini kayda geçirir.

İsmail Bilgin – Enver Paşa Bir Adanmışlık Öyküsü | 50 Alıntı

İsmail Bilgin bu eserinde, Enver Paşa’nın yaşamını ilkesel bağlılık ve tarihsel temsil çerçevesinde ele alarak dönemin düşünsel iklimini yeniden yorumlamaktadır.

Editor Picks