Türk Toplum Yapısının Modernleşmesinde Kadının Rolü

Editör:
Ayşe Olgun
spot_img

Türkiye’nin toplumsal yapısı, Osmanlı İmparatorluğu‘ndan başlayarak Cumhuriyet‘e, modernleşme sürecinden başlayarak günümüze kadar geniş bir perspektiften incelenebilir ve tarih boyunca bir çok alanda ve koşulda şekillenmiştir. Bu şekillenmenin yapı taşlarından biri her zaman kadın olmuştur. Kadın toplumsal, siyasal, ekonomik değişimlerin merkezinde yer almayı başarmıştır. Türkiye’deki modernleşme süreci Tanzimat ile 19. Yüzyıldan itibaren başlamış ve Cumhuriyet‘in ilanıyla hız kazanmıştır. Bu hız ile beraber kadın haklarının gelişimi ve örgütlerinin rolü, toplumsal yapının vazgeçilmez bir parçası olmuştur.

Türk Kadınlar Birliği – turkkadinlarbirligi.org

Osmanlı Dönemi’nde Kadının Modernleşmedeki Rolü

Osmanlı İmparatorluğu zamanında kadınlar, özel alana sıkışmış bir vaziyetteydi. Ev içi işlerle ve aile hayatıyla sınırlı bir rolleri vardı. Fakat bu dönemde kadınların bazıları eğitimler almışlar ve toplumsal normlara meydan okuyarak hayatın içerisinde yer almaya çaba göstermişlerdir. Bu öncü kadınlardan biri Nezihe Muhiddin‘dir. Nezihe Muhiddin kadın hakları için mücadele eden dernekler kurmuştur. Kadınları toplumda görünür kılmak için çaba sarf etmiştir. 1913’te Türk Kadınlar Birliği’ni kurması, kadınların eğitim almaları ve meslek sahibi olmalarında, toplumda görünür kılma çabasının bir parçası olmuştur. Aynı zamanda kadınların siyasal haklarını savunmak amacı ile de kampanyalar yürütmüştür. 1934 yılında kazanılan Seçme-Seçilme Hakkının kazanılmasına katkı sağlayan önemli isimlerden biri olmuştur.

Nezihe Muhiddin – juorno.com.tr

Cumhuriyet ve sonrasında Kadının Modernleşmedeki Rolü

Cumhuriyet döneminde Türk toplum yapısında kadının rolü önemli değişimlere tanık olmuştur. Mustafa Kemal’in önderliği ile gerçekleştirilen reformlar kadınların siyasal katılımını arttırmış, ekonomik ve sosyal haklarını güçlendirmiştir. Türk Kadın Birliği gibi öncü dernekler kadınlar için mücadele etmiş ve kadınları topluma kazandırmayı amaçlamıştır.

1960 ve 1970’li yıllarda Dünya genelinde ikinci dalga feminizm yükselmeye başladığı süreçte Türkiye’de de yükselmeye başlamıştır. Bu dönemde kürtaj, cinsiyet eşitliği, aile içi şiddet, özel alan kamusal alan tartışmaları ön plana çıkmaktaydı. Kadınlar toplumsal rollerini sorgulamaya başlamışlar, toplumsal değişim için mücadele etmeye başlamışlardır. İkinci dalga feminizm hareketi ile beraber birçok aktivist hareket görünür olmaya başlamış, kadınlar eğitim, iş hayatı, aile içi şiddet gibi konularda bilinçlenmeye  ve farkındalık oluşturmaya başlamışlardır. Kadınların siyasal ve toplumsal hayattaki varlıklarının artması, cinsiyet rollerinin sorgulanmasına neden olmuş, toplumsal cinsiyet eşitliği ön plana çıkmaya başlamıştır.

Dayağa Karşı Dayanışma Yürüyüşü, 17 Mayıs 1987 -istdergi.com

1980’de Türkiye’de askeri darbe meydana gelmiştir. Bu Türkiye’deki kadın hareketlerinin dönüşümüne sebep olmuştur. Üçüncü dalga feminizm, farklı kimlik ve deneyimli kadınlara odaklanmıştır. Yaprak Zihnioğlu bu dönemi makaleleri ve yaptığı çalışmalar ile ışık tutuyor. Kadın örgütler kadınların var olma savaşında siyasal, ekonomik ve sosyal haklarını savunmak için projeler yürütmüştür, kadınları aktifleştirmek, görünür kılmak ve seslerini duyurmak için roller üstlenmişlerdir.

morcati.org.tr

1990’larda kadın hareketleri önemli hareketler kaydetmiştir. Kadınlar siyasal temsiliyetlerini arttıracak çalışmalar yapmış, kadına yönelik şiddetle mücadele yasaları çıkmış ve kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesi gibi alanlarda önemli başarılar elde etmişlerdir. 1990’da kurulan Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli rol oynamıştır. Kadın sığınma evleri açmış, şiddet gören kadınların hem hukuki olarak yanında olmuş aynı zamanda psikolojik destek de almalarını sağlamıştır.

Bu dönemde kurulan diğer vakıf ise KADAV’dır. 1993 yılında kurulan bu vakıf kadına yönelik şiddet, cinsel taciz ve istismar konularında çalışmalar yapmış, raporlar tutmuş ve kadınlara destek hizmetleri sunmuştur. KA-DER yani Kadın Adayları Destekleme Derneği ise kadınların siyasal temsiliyetinde önemli rol oynamıştır. Kadınlara siyasal eğitimler vererek kadın adayları desteklemişlerdir. Üniversitelerde kadın araştırma merkezleri kurulmuştur. Birçok üniversitede toplumsal cinsiyet, cinsiyet eşitliği konularında çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. 1990 yılında ayrıca feminist dergiler ve yayınlar da ortaya çıkmaya başlamış, kadınlar seslerini duyurmak ve farkındalık yaratmak ,için bu platformları kullanmaya başlamışlardır. Birleşmiş Milletler Kadın Konferansları da 1990’lı yıllarda Türkiye’deki kadın hareketlerinin uluslararası bağlantılarını güçlendirmiştir. 1995 yılında yapılan Pekin Konferansı gibi etkinlikler, kadın hakları konusunda uluslararası dayanışmayı arttırmıştır. Avrupa Birliği kadın hakları projelerinden ve verilen fonlardan yararlanılarak birçok çalışma yürütülmüştür. Bu dönemde yapılan çalışmalar toplumsal dönüşüme önemli katkılar sağlamışlardır.

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı – istdergi.com

Türk toplum yapısının modernleşmesinde kadının rolü ve kadın örgütlenmesi, tarihsel süreç içerisinde devamlı bir gelişim halindeydi. Kadınlar; eğitimden, ekonomiden, hukuktan, siyasette kadar pek çok alanda etkinlik göstermişlerdir ve modernleşme sürecinin temel taşını oluşturmuşlardır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinde önemli rol oynamışlar, Türkiye’deki kadınların hem kamusal hem de özel alandaki rollerini güçlendirmişlerdir. Özellikle 1980 ve sonrasında kadın hareketlerinin çeşitlenmesi, örgütlenme biçimleri artmıştır. Yaprak Zihnioğlu, Seril Çakır, Ayşe Gül Altınay gibi isimler bu sürecin anlaşılmasına ve kadın hareketlerinin tarihsel gelişim sürecinin belgelenmesine önemli katkılar sunmuşlardır. Kadınların ve kadın örgütlerinin modern Türkiye’nin şekillenmesinde oynadığı rol, toplumsal hayatın oluşumunda ve elde edilen başarılar için bir örnek teşkil etmektedir.


Kaynakça

  • Alkan, A., & Çakır, S. Osmanlı İmparatorluğu’ndan modern Türkiye’ye cinsiyet rejimi: Süreklilik ve kırılmalar. In S. Çakır (Ed.), Türkiye’de toplumsal yapı ve değişim (pp. 229-271). İstanbul: K Kitaplığı Yayınları.
  • Metintaş, M. Y. Nezihe Muhiddin ve Türk kadınının siyasi haklar mücadelesi. İstanbul: K Kitaplığı Yayınları.
  • Sancar, S., & Bulut, A. (2020). Gender in/equality and feminism in Turkey. Global Dialogue.
  • Zihnioğlu, Y. Kadın kurtuluş hareketinin ideolojiler boyunca seyri. İstanbul: Toplumsal Tarih Yayınları.
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Rose Adası’nın İnanılmaz Hikâyesi Film İncelemesi: Bir Mühendisin Ütopyası

68 kuşağının rüzgârını arkasına alarak kendi bağımsız ada devletini kuran İtalyan mühendis Giorgio Rosa'nın gerçek hayat hikâyesini işleyen, eğlenceli, ilham ve umut dolu bir film.

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.